Birleşik Kamu-İş: Milli Eğitim Bakanlığı, eğitimi cemaatlere bırakmaktan vazgeçmelidir!

Birleşik Kamu-İş'ten yapılan açıklamada, "Çağdaş, laik ve demokratik, Türkiye Cumhuriyeti’nin Milli Eğitim Bakanlığı, tarikatların ve cemaatlerin yuvası olmuştur" denildi.

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu'ndan, Milli Eğitim Bakanlığının çeşitli dini vakıf ve cemaatlerle imzaladığı protokollere ilişkin açıklama yapıldı. Yapılan açıklamada, Bakanlığın, tarikatların ve cemaatlerin yuvası olduğu ifade edilerek, "Milli Eğitim Bakanlığı’nın eğitim alanındaki protokolleri, Cumhuriyet atılımlarını tasfiye etmeye, eğitimimizin temel niteliklerini değiştirmeye yöneliktir. Bu protokollerdeki programlar, bilimsellikten uzak, çağdaş ve laik ölçütlerden yoksundur" denildi.

Sendikadan yapılan açıklama şöyle:

"Çağdaş, laik ve demokratik, Türkiye Cumhuriyeti’nin Milli Eğitim Bakanlığı, tarikatların ve cemaatlerin yuvası olmuştur.

Ülkemizde eğitimle, bilimle uğraşması gereken Milli Eğitim Bakanlığı bu misyonunu terk ederek yerini cemaatlere bırakmaktadır.
Milli Eğitim Bakanlığı ile Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA), İlim Yayma Cemiyeti ve Birlik Vakfı çeşitli tarihlerde protokol imzalamışlardır.
Siyasal iktidar, yönetime geldiği 2002 yılından bu yana eğitim sistemi üzerinde sürekli değişiklikler yaparak kendi politikasına uygun bir eğitim sistemi oluşturma gayreti içinde olmuştur. İktidar; Milli Eğitim Bakanlığına, planlı ve bilinçli bir şekilde gerici ve piyasacı eğitim sistemi yerleştirme görevi vermiştir.

Temel eğitim çağındaki çocukların eğitim sürecinden koparak okuldan uzaklaşmalarına neden olacak protokoller dizisi aslında gericiliğin merkezleridir.  Bu protokoller ile Milli Eğitim Bakanlığı arasında yapılan anlaşmalar birbirinin kopyası şeklinde olmasının yanında daha da vahim olan Milli Eğitim Bakanlığı görevlerinin bir kısmını sözde vakıf ve derneklere aktarmaktadır.

Bu sözde vakıf ve derneklerini dayattığı “kültür ve medeniyet”, “medeniyet ve değerlerimiz”, “sosyal, sanatsal, kültürel, sportif, bilimsel, teknolojik” seminerler ve projeler hiçbiri masum değildir. Ülkemizde bu kılıf adında çocukların psikolojik, fiziksel, sosyal gelişimlerine olumsuz yönde etkileyen soyut ve gerici çalışmalar dayatılmaktadır. Bu amaçla yapılan çalışmalar çocuklara fayda sağlamak yerine zarar vermektedir.
Okullarımızda milyonlarca çocuğumuzun ihtiyaçları, cemaatlere ve vakıflara bırakılamayacak kadar önemlidir. Milli Eğitim Bakanlığı bu konuda eksiklik görmekteyse okullardaki öğretmenlerle bu işi yapabilme yollarını araması gerekmektedir. Ülkenin geleceği, iyi yetişmiş ve mesleğinde söz sahibi öğretmenlere bağlıdır. Ancak o zaman ‘fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür’ kuşaklar yetiştirilebilir.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın eğitim alanındaki protokolleri, Cumhuriyet atılımlarını tasfiye etmeye, eğitimimizin temel niteliklerini değiştirmeye yöneliktir. Bu protokollerdeki programlar, bilimsellikten uzak, çağdaş ve laik ölçütlerden yoksundur. 

Milli Eğitim Bakanlığı, karşı devrimin üssü haline getirilerek ulusal değerlerimiz, eğitim sistemimiz içerisinden vakıf, dernek ve cemaatleri yerleştirerek tasfiye edilmektedir.

Laik, demokratik, bilimsel eğitimin kökünü kurutmak isteyenlere Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün,  "Öğretmenler, sizin başarınız Cumhuriyetin başarısı olacaktır" sözünü hatırlatıyoruz.

Milli Eğitim Bakanlığı, aklı ve bilimi başkasına emanet ederek asla büyük hedeflere varamaz.

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak; Atatürk ilke ve devrimlerine, Cumhuriyetimizin kazanımlarına, ülke bütünlüğüne, laik, bilimsel, demokratik, eşitlikçi ve parasız eğitime sahip çıkmaya devam edeceğiz."