loading
close
SON DAKİKALAR

Birleşik Metal-İş'te Genel Kurul başladı

Birleşik Metal-İş'te Genel Kurul başladı
Tarih: 11.02.2012 - 20:11
Kategori: Sendika

Birleşik Metal-İş Sendikasının 18. Olağan Genel Kurulu başladı.

Kartal’da bulunan Titanic Otel toplantı salonunda bugün başlayan Genel Kurul üç gün sürecek. Genel Kurula DİSK Genel Sekreteri Tayfun Görgün, Petrol-İş Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın, Tek Gıda-İş Genel Başkanı Mustafa Türkel, Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku İstanbul Bağımsız Milletvekili Abdullah Levent Tüzel, Uluslararası Metal İşçileri Federasyonu (IMF) Genel Sekreteri Fernando Lopez, Uluslararası Kimya, Enerji, Maden, İşçileri Federasyonu Genel Sekreter yardımcısı Kemal Özkan da katıldı.

Film gösterimi ile başlayan Genel Kurul, müzik dinletisi ile devam etti. Ardından “Dünyada ve Türkiye’de ekonomik Durum ve sendikal hareket” konulu konferans yapıldı. Toplantıda, Uluslararası Metal İşçileri Federasyonu (IMF) Genel Sekreteri Fernando Lopez de konuştu. Türkiye emekçilerinin yanında olmaktan büyük onur duyduğunu söyleyen Lopez, Türkiye’deki işçi sınıfı mücadelesine daima destek vereceklerini belirtti.

Genel Kurulun açılış konuşmasını yapan Birleşik Metal-İş Genel Başkan Adnan Serdaroğlu, 4 yıllık çalışma süreçlerinin büyük bir bölümünü örgütlenme ve direniş çadırlarında geçirdiklerini ifade etti. Serdaroğlu, bir sonraki dönemde benzer bir tablo yaşamaya devam edeceklerini kaydetti.

“Sendikamız, kriz adlı canavarın ağzına sürekli emekçileri atarak kendini kurtarmaya çalışan bu kör zihniyete rağmen hızlı bir şekilde üye sayısını arttırmakta, büyümektedir. Türkiye’nin en çok örgütlenme çabası içindeki sendikasıdır. Deyim yerindeyse hamsinin karnından balina çıkartmaya, yumurtayı dikine durdurtmaya çalışıyoruz. Böyle bir başarı, doğru yerde durup, doğru laf söyleyen ilkeli, tutarlı ve samimi bir şekilde davranan örgütümüzün kolektif emeği ile sağlanmıştır” diyen Serdaroğlu, işçilerin sendikaların meyvesi olduğunu, her ağacın kendi meyvesi ile tanındığını belirterek, “Birleşik metalin meyveleri mücadeleci metal işçileridir” dedi.

Sorunların gün geçtikçe çoğaldığına dikkat çeken Serdaroğlu, emeğin susturulmaya çalışıldığı bir süreçten geçildiğini kaydetti.

Küresel sermayenin çekirge sürüsü gibi önüne geleni öğütüp yok ettiğini belirten Serdaroğlu, “Eşitsizlikler gün geçtikçe artıyor. Yoksulluk, açlık ve işsizlik yaygınlaşıyor. Zenginleri kurtarmak için fakirlerin parasının kullanıldığı, herhangi bir çarpma halinde de sistemin hava yastığının, ensesi kalın ve göbekli kişiler için çalıştığı piyasa ekonomisi ve neoliberal politikalar, dünyayı bir karabasana sürüklüyor” diye konuştu.  Serdaroğlu, haksızlığa boyun eğmeyenlerin, mücadele geleneğinin ışığında yürüyenlerin sindirilmeye çalışıldığını ifade etti.

Açılık sınırının altında belirlenen asgari ücretin daha da düşürülmesi amacı ile bölgesel asgari ücretin gündeme getirildiğine dikkat çeken Serdaroğlu, “İşçilerden başka her yere harcanan, İşsizlik Sigortası üzerinde ki Ali Cengiz oyunlarının devam ettirilmesi, emekçilerin kıdem tazminatlarının Fona devredilerek yağmalanması, özel istihdam bürolarının işçi simsarlığı yapan modern kölelik büroları haline getirilmesi, esnek, kuralsız ve güvencesiz çalışmanın yaygınlaştırılması, yine hükümetin gündemindeki yerini ve önemini korumaktadır. Barajlar, grev yasakları üyelikte işten atılmalar muvazaalı alt işveren uygulamaları, yetki ve iş kolu itirazları, sarı sendikaların alan tahribatı ve karmaşık TİS prosedürü gibi olumsuzluklar, işçi sendikalarına üyelik oranını, bugünkü siyasi iktidar döneminde yüzde 40 azaltarak yüzde 6’lara geriletmiştir. Açıklanan son raporlara göre OECD ülkeleri arasında gelir dağılımında sondan ikinciliğe düşen Türkiye, sendikal örgütlülükte maalesef ki sonuncu duruma gerilemiştir” dedi

Kamu emekçileri açısından da toplusözleşmesiz, grevsiz sendikal yasaların gündem olduğunu dile getiren Serdaroğlu, torba yasa ile de belediyelerde sürgünler yaşandığını kaydetti.

Derelerinin özgürce akmasını isteyen Hopa’lıların öldürüldüğü, tutuklandığı, çevrecilere saldırıldığı, yazarların, öğretim görevlilerinin, belediye başkanlarının, avukatların, sendikacıların, parasız eğitim isteyen öğrencilerin tutuklandığına dikkat çeken Serdaroğlu, hüküm giymeden aylarca süren tutukluluk süreleri nedeniyle cezaevlerinin toplama kamplarına dönüştürüldüğünü ifade etti.

Serdaroğlu, “Suçlunun savcı, mazlumun sanık olduğu dramatik yargı düzeni içinde korkuyla yönetilen bir toplum yaratılmaya çalışılmaktadır.

Dünyaya sadece emperyalizmin ve sermayenin gözüyle bakan, onların tezgahında bir aparat haline dönen, çerçevesini kendilerinin belirlediği ve ağızlarında emaneten duran içi boş bir demokratikleşme söylemine halkı inandırmaya çalışan, yıllardır yerden yere vurduğu statükoyu kendi şekline uyduran, afra tafra ile ortalıkta dolaşıp her şeye esip gürleyerek travmatik davranışlar sergileyen AKP iktidarı kendisine biat etmeyene, yaşam hakkı tanımama adına örgütlü ve demokratik topluma yönelik saldırılarını arttırarak sürdürecektir” diye konuştu.

Adnan Serdaroğlu konuşmasını şöyle bitirdi; “Biz nasıl ki hep bir ağızdan bilirsek türkü söylemesini, biliriz öylece de dövüşmesini ve ölmesini. Yani hepimiz birimiz için birimiz hepimiz içindir.”

Çelik'in ardından konuşan Prof. Dr. Erinç Yeldan ise, tarihsel bilgiler ışığında Türkiye işçi sınıfının dünya işçi sınıfı içerisindeki yerini anlattı. Kapitalizmin, fordizm ile beraber kitlesel üretime başladığını ve bunun sonucu olarak işçi sınıfında yabancılaşmanın yaşandığını, üretkenliğin ise "çılgınlık" boyutlarına vardığını söyledi. 1980 yılının dünya ve Türkiye kapitalizmi için önemli bir tarih olduğuna vurgu yapan Yeldan, öncesinde kar alanları daralan kapitalizmin bu tarihten sonra hayata geçirilen finansal serbestleşme, borsaların yükselmesi ve spekülasyon ile kapitalizmin sorunlarını aştığını, ancak biçim olarak "kumarhane kapitalizmine" dönüştüğünü belirtti.

Konferansın ardından emek mücadelesine kendi cephelerinden sundukları katkılardan dolayı konuşmacı, sanatçı, basın ve direnişçi işçiler ile sendikanın son 4 yıllık sürecinde en fazla örgütlenen Birleşik Metal-İş Sendikası İzmir Şubesi'ne plaketler verildi. Ayrıca, Çalışma ve Toplum Dergisi'ne katkı sunan Prof. Dr. Ali Güzel, Edip Akbayram, Sendika.org, Cumhuriyet Gazetesi, Ulusal Kanal'ın "Emek Dünyası" ve Hayat Tv'de yayınlanan "Ekmek ve Gül" isimli kadın programının yapımcılarına plaketler verildi. Direnişleri ile aylarca gündemde kalan ve işçilere örnek olan GEA ve MAS-DAF işçilerine de plaket verilerek onurlandırıldı. Genel Kurul yarın devam edecek.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları