Bolu, Kartalkaya Grand Kartal Otel’de 21 Ocak’ta 78 kişinin yanarak öldüğü dava 27 Ekim'e ertelendi: tutuklu sayısı 20'ye yükseldi

Bolu, Kartalkaya Grand Kartal Otel davasının ikinci duruşmasında, tutuksuz yargılanan sanık Mehmet Salun'un tutuklanmasına karar verildi. Davadaki tutuklu sayısı 20'ye yükseldi. Bir sonraki duruşma, 27 Ekim tarihine ertelendi.
Bolu Kartalkaya'da Grand Kartal otelde çıkan yangında 78 kişinin hayatını kaybetmesine ilişkin davanın ikinci duruşmasında ikinci gününde devam etti. Duruşma öncesi Bolu Baro Başkanı Sinan Barut, "Turizm Bakanlığı tarafından soruşturma izni verilen şüpheliler halen mahkemeye dahil olmadı. Buna ilişkin içeride tepkiler var" dedi. Yangında 4 çocuğunu ve 4 torununu kaybeden avukat Yüksel Gültekin, "Biz derli toplu bir yargılama istiyoruz. Hızlı bir yargılamaya gerek yok çünkü bizim yangından kaçıracak malımız kalmadı, 78 canımız yangında cayır cayır yandı. Evlerimizden eşya eksilmedi, canlar gitti. Turizm Bakanı’na hakkımızı helal etmeyeceğiz. Yaşadığımız süre boyunca elimiz yakasında olacak. Ağzında iki kelime laf çıksın buradaki yargılamaya dair" dedi.
Savcı dört sanığın daha tutuklanmasını talep etti, bir sanık tutuklandı
Savcılık mütalaasında tüm tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamını, tutuksuz sanıkların adli kontrollerinin devamını talep ederken tutuksuz sanıklar Gazelle Otel’in muhasebe müdür yardımcısı Mehmet Salun, iş sağlığı ve güvenliği uzmanları Kübra Demir ile Ece Kayacan ve Aygaz A.Ş.'ye bağlı teknik servis görevlisi olarak çalışan ve LPG tesisat bakımından sorumlu Doğan Aydın’ın tutuklanmasını talep etti.
Mahkeme, tutuksuz yargılanan sanık Mehmet Salun'un tutuklanmasına karar verdi, tutuklu sayısı 20'ye yükseldi.
Kartalkaya Kayak Merkezi'ndeki Grand Kartal Otel'de 21 Ocak'ta çıkan yangında 78 kişi hayatını kaybetti, 133 kişi yaralandı. Olayın ardından başlatılan soruşturma kapsamında Bolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede otel sahipleri, şirket yönetim kurulu üyeleri ve yöneticileri Halit Ergül, Emine Murtezaoğlu Ergül, Ceyda Hacıbekiroğlu, Elif Aras, Emir Aras, Zeki Yılmaz, Ahmet Demir, Kadir Özdemir, Cemal Özer, Mehmet Salun ile Bolu Belediye Başkan Yardımcısı Sedat Gülener, İtfaiye Müdür Vekili Kenan Coşkun ve itfaiye eri İrfan Acar hakkında 78'er kez 'Olası kastla öldürme' suçu ile 'Olası kastla kasten yaralama' suçlarından toplam 1998'er yıla kadar hapis cezası istendi.
Facianın 2'nci duruşması, dün Bolu Sosyal Bilimler Lisesi'nin spor salonunda başladı. Dünkü duruşmada sanıkların bir kısmı dinlenirken, akşam saatlerinde duruşmaya ara verildi. Bu sabah 09.00’da duruşma yeniden kaldığı yerden görülmeye devam ederken, taraflar geniş güvenlik önlemleri altında salona alındı.
Yaralılar Maya, Sim, Canel, Berkuk Emre Koca açısından hazırlanan iddianame ana dosya ile birleştirildi. Duruşmada birleştirilen ek dosyaya ilişkin dün sanıkların savunmalarının tamamlanmasının ardından bugün müşteki avukatları dinlendi.
“Mütalaa yeniden düzenlensin”
“Esas hakkındaki mütalaanın içeriği bir kenara zamanlamasının da aşama itibari ile doğru olmadığı kanaatindeyiz” diyerek mütalaanın yeniden hazırlanması gerektiğini belirten müşteki avukatlarından Mehmet Eren Turan, şunları kaydetti:
"Sanıklara ilişkin bu aşamada gelen belgeler de lehlerine değildir. Özellikle Mehmet Salun tarafından dosyada dinlenecek tanıkların nasıl ifade vereceklerine ilişkin talimat verilmektedir. Mahkemede maddi gerçeğin ortaya çıkmasının önüne geçmek adına tanıkların verecekleri ifadelerin manipüle edildiği tespit edilmiştir. Bir kişinin kendi hukuki durumunu aşacak şekilde bu şekilde talimat verebilmesi, bu kişinin talimatlar doğrultusunda hareket edeceğini belirtmesi nedeniyle dosyada alıkonucu tedbirlerin olmasının ne kadar önemli olduğunu bize göstermektedir.
Tüm sanıkların eylemleri sadece yangından önceki tutumlarına ilişkindir. Ancak yangın sırasında yangın ikaz sisteminin neden çalıştırılmadığına ilişkin Halit Ergül’ün ‘misafirleri uyandırmayın’ şeklindeki mesajı çok dikkat çekicidir. İkaz sisteminin çalıştırılmaması yönünde personelin ve otel yönetiminin fikir ve eylem birliğinde hareket ettiği ortadadır.
Mahkeme tarafından Kültür ve Turizm Bakanlığı personellerinin soruşturmasının akıbetine ilişkin bir yazı yazılmalı ve diğer celsede geldiği aşama açıklanmalıdır. Mehmet Salun ve talimat verdiği Mustafa Yılmaz hakkında mahkemenin suç duyurusunda bulunmasını, Salun’un tutuklanmasını ve hakkında dava açılması sonucu ana dosya ile birleştirilmesi için Bolu Cumhuriyet Başsavcılığınca suç duyurusunda bulunulmasını talep ediyoruz.
Mutfak çalışanı Faysal Yaver suçlanmıştı: “Grill plate cihazını açan Ümit Erik hakkında suç duyurusunda bulunulsun” talebi
Yangının başlamasına sebep olan eylemin, görevi "grill plate" isimli cihazı temizlemek olan Ümit Erik’in saat 21.00 civarlarında açtığı ancak sonrasında bir daha gelmediği için açık kalmasına sebebiyet verdiği kamera kayıtlarından anlaşılmaktadır. Faysal Yaver, grill plate isimli cihazın yanından geçen son kişi olduğu için dosyaya girmiştir. Ancak biz Ümit Erik hakkında suç duyurusunda bulunulmasını talep ediyoruz.
“Oteldeki bu eksikliklerin ortaya çıkmamasının nedeni Bakanlık”
Bolu Turizm İl Müdürlüğü’nün otelde yaptığı harcamanın bedelini ödemediğini kanıtladık. Turizm Bakan Yardımcısı ile otel sahibi çok sıkı ilişki içerisinde. Oteldeki bu eksikliklerin ortaya çıkmamasının nedeni otel yöneticilerinin, personellerinin ve bu Bakanlık görevlerinin eylemleridir.
Dosyaya yeni girecek şüphelilerin olduğu, eksik delillerin toplanmasının ardından dosyanın savcılığa iletilmesini, Bakanlık yetkilileri ile ilgili dosyanın birleştirilmesi ihtimali nedeniyle tüm bunların ardından mütalaanın yeniden düzenlenmesini talep ediyoruz."
Avukat Kaynun: Turizm Bakanı ve Bakanlık yetkililerinin bu duruşma salonunda yargılanması gerekiyor
Müşteki avukatlarından Onur Fırat Kaynun da mütalaanın değiştirilmesini talep etti ve şunları söyledi:
“Turizm Bakanlığı şüphelilerine ilişkin olarak dosya Danıştay 1. Dairesi'nde beklemektedir. Ortaya çıkan Turizm Bakanlığı iç yönergesi uyarınca da Danıştay bu şüpheliler hakkında izin vermek durumundadır. Davanın bu şekilde bitirilmesi, yani Turizm Bakanlığı yetkililerin bu dosyaya birleştirilmeden dosyanın bitirilmesi açık bir şekilde hukuka aykırı olacaktır. Turizm Bakanı ve Bakanlık yetkililerinin bu duruşma salonunda yargılanması gerekmektedir.
Bakanlıktan kontrolörlere “Kesin bilgi gibi yazarsanız, otel bir hak kaybına uğrarsa siz sorumlu olursunuz” uyarısı
Turizm şirketi ETS Tur hakkında suç duyurusunda bulundum ve bunun akıbetinin ne olduğunun sorulmasını istiyoruz. Dönemin Kültür ve Turizm Bakanlığı Kontrolörler Kurulu Başkan Vekili Levent Kırcan imzalı yazıda yangından 4 ay önce, otelleri denetleyen kontrolörlere gönderilmiş bir belge var ve burada resmen diyor ki ‘Otelde yangınla ilgili bir eksiklik görürseniz, bunu kesin gibi İtfaiye'ye 'gereği' için değil 'bilgi' amaçlı gönderin. Kesin bilgi gibi yazarsanız ve sonunda otel bir hak kaybına uğrarsa siz sorumlu olursunuz’ diyor. Böyle bir şey mümkün olabilir mi? Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkilileri acilen dosyaya dahil edilmelidir.”
“Ayrıcalıklı misafirler” şüphesi
Bir müşteki avukatı da Kültür ve Turizm Bakanı Yardımcısı ile otel sahibi Halit Ergül’ün yakın ilişki içerisinde bulunduğu iddia ederek, “Otelin arkasında Kültür ve Turizm Bakanlığı var, denetim sorumluluğundan böylelikle kaçıyorlar. Emir Aras ve Elif Aras’ın otelde kaldıklarına ilişkin bir kayıt yok. Bu da bize ayrıcalıklı misafirlerin kaydının yapılmadığını ve otelde yangında da onlara öncelik verildiği düşüncesini akıllara getiriyor. Ayrıca eksikliklerin giderildikten sonra mütalaanın yeniden düzenlenmesini istiyoruz” dedi.
“Bakanlıklardan tek bir personelin dahi sanık sandalyesine oturtamamış olmak adalet duygusunu zedeliyor”
Müşteki avukatlarından Sıla Doğan, "İnsan hayatına duyarsızlığının yargı önünde hesap verme davasıdır bu dava. Otelde yangın algılama, söndürme ve tahliye sistemleri neredeyse yoktur. Kaçış yolları ticari amaçla kapatılmıştır. Bireysel ihmallerden öte organize sorumluluk vardır. Savcılık mütalaasının eksik ve hatalı olduğu yönündeyiz. Sanıkların cinayet şebekesi olduğunu düşünüyoruz. Bu yüzden mütalaaya itiraz ediyoruz” diye konuştu.
Müşteki avukatlarından Bilsay Sarper Arslan, “Bakanlıklardan tek bir personelin dahi sanık sandalyesine oturtamamış olmak adalet duygusunu zedelemektedir. Mütalaa açısından da ciddi manada yaralayıcı olan yangın sonrasındaki sessizliğe dair tek bir cümlenin olmamasıdır. Bu bir skandaldır ve vicdanları yaralayıcıdır. Sanki otel yöneticileri evdelermiş gibi bir algı vardır mütalaada” değerlendirmesini yaptı.
Yangında 4 çocuğunu ve 4 torununu kaybeden ve aynı zamanda müşteki avukatı olan Yüksek Gültekin ise şunları kaydetti:
“Biz bu salondan çıkacak adaletli bir kararın peşindeyiz. Hukuk çerçevesinde tüm sanıkların peşindeyiz, katil sürüsü. Gözünü para hırsı bürümüş bir aile, başta bir anne otel sahibi. Uyanır uyanmaz Emir Aras, anne Emine Mürtezaoğlu’nu aramış ve bilinçli taksirle yargılanıyor. Akıl alır gibi değil. Ben ne zaman Grand Kartal’a gitsem Emine Mürtezaoğlu müşterileri kapıda karşılıyordu. Ben torunlarımın mezarını günde iki defa ziyaret ediyorum, siz gelmiş karşımıza ‘çocuklarım bakıcılarla kaldı’ diyebiliyorsunuz vicdansızlar. Ailenin tümünün verilebilecek en ağır ceza ile yargılanmasını istiyoruz.
"Bakanlık sorumluları yargı önüne çıkana kadar susmayacağız”
Sedat Gülener kim diye baktım, Tanju Özcan göreve gelmeden önce otobüs şirketinde kahyaymış. Bu kahyayı alıyoruz ve belediye başkan yardımcısı yapıyoruz, Türkiye’de siyasetin çürümüşlüğü bu maalesef. Biz derli toplu bir yargılama istiyoruz. Hızlı bir yargılamaya gerek yok çünkü bizim yangından kaçıracak malımız kalmadı, 78 canımız yangında cayır cayır yandı. Evlerimizden eşya eksilmedi, canlar gitti.
Turizm Bakanı’na hakkımızı helal etmeyeceğiz. Yaşadığımız süre boyunca elimiz yakasında olacak. Ağzından iki kelime laf çıksın buradaki yargılamaya dair. Turizm Bakan Yardımcısı da Halit Bey’in kankası. Bakanlık personelleri de otelde yiyor, içiyor bir lira ödemiyor ama bu isimler hakkındaki soruşturmada tık yok. Unutacağımızı ve gündemden düşeceğini mi düşünüyorsunuz. Unutmayız, gündemden düşürmeyiz. Bir emekli müfettişin önümüze atılmasını kabul etmeyiz. Bakanlık sorumluları yargı önüne çıkana kadar susmayacağız."
Tanık fotoğrafçı: “Ceyda Hanım bana yetkili kişi olduğunu söyledi”
Müşteki avukatlarının beyanlarının ardından tanıkların dinlenmesine geçildi. Bolu’da fotoğrafçılık yapan Gözde Uludağ tanık olarak dinlendi. Uludağ, "Ceyda Hacıbekiroğlu ile otel için fotoğraf çekilmesi konusunda anlaşmayı yaptım ve bu süreçte bana yetkili kişi olduğunu söyledi. Tüm süreci de Ceyda Hanım ile yürüttüm. 'Otel ile ilgili hiçbir yetkim yok' beyanı benim durumumla çelişir durumda. Bu yüzden sessiz kalmamak ve tanıklık yapmak istedim" dedi.
Sanık avukatının, "Ceyda hanımın beyanını nereden biliyor huzurdaki tanık" sorusuna salondan tepki
Sanık avukatı tanığa, "Ceyda hanımın beyanını nereden biliyor huzurdaki tanık. Ayrıca resen kendisi mi gelmiş buraya?" şeklinde soru sordu. Sanık Bekiroğlu da "Emir ve babam Halit, kadın gözüyle daha iyi fotoğraf seçebileceğimi düşünerek bunu benden istediler tamamen bu şekilde oldu" diyerek kendisini savundu.
Bu sırada mağdurlar, avukatın sorusuna ve Bekiroğlu’nun savunmasına, “Yaşattıklarınızı yaşamadan ölmeyin”, “Yalancılar”, “Katilsiniz siz” diyerek tepki gösterdi. Salonda bazı mağdurların fenalaşması üzerine salona sağlık görevlileri getirildi.
"Danıştay 1. Dairesi'nin kararını verip yargının önünü açmasını bekliyoruz"
Yangında doktor oğlu Yiğit Gençbay’ı kaybeden Danıştay 9. Dairesi Başkanı Abdurrahman Gençbay, salon önünde yaptığı açıklamada şunları söyledi:
"Bu yargılamada şu ortaya çıktı: Hep defaatle dile getirdiğimiz gibi bu yargılama eksik başlamıştı. Bu eksik başlamak artık tabiri caizse mızrak çuvala sığmaz hale geldi. Eksiklik neredeydi? Bu yargılamada işletme sahipleri vardı, otel görevlileri vardı, belediye görevlileri vardı, İl Özel İdare görevlileri vardı.
Ancak bilirkişi raporunda da açıkça ve aleni olarak belirtilmiş olmasına karşın, Başsavcılığımızın talebi de bu doğrultuda olmasına karşın, Turizm Bakanlığı yetkilileri ve Çalışma Bakanlığı yetkilileri hatta İçişleri Bakanlığı'ndan da o dönemde otelin faaliyette olduğu dönemde Bolu'da görev yapmış tüm valilerle ilgili olarak soruşturma izni istendi ve bu soruşturma izni an itibarıyla henüz verilemedi ya da kısmen verildi. Ancak savcılık aşamasına gelinmiş bir vaziyette bir soruşturma iddianamesine dönüştürülemedi.
"Hiçbir eksiklik bulmayan Turizm Bakanlığı kontrolörleri burada yargılanmıyor"
Dolayısıyla burada yargılanan kişilerin özellikle işletme sahipleri olsun, belediye görevlileri olsun bütün iddialarını oturttukları tez burada, 'denetim görevini yerine getirmemesi, getirmeyen ya da sorumlu olan Turizm Bakanlığı yetkilileri varken bunların hiçbiri burada görevde ya da sorumlu olmamak şartıyla yargılaması yapılmıyor'. İtfaiye eri İrfan Acar'ın avukatının güzel bir tespiti var iddianın müdafii olarak. İrfan Acar bu Kartalkaya'daki otel faciasından önce talep üzerine orada bir denetim yapıyor. Denetimde 9 tane husustan 8'inde eksiklik tespit ediyor.
Aynı gün yani İrfan Acar'ın o denetime gittiği aynı gün otelde Turizm Bakanlığı'nın da kontrolörleri denetim yapmışlar. Turizm Bakanlığı'nın kontrolörlerinin buldukları hiçbir eksiklik yok. Şimdi haklı olarak diyor ki: ‘Benim müvekkilim bulmuş olduğu eksiklikten dolayı burada yargılanıyor. Ancak hiçbir eksiklik bulmayan Turizm Bakanlığı kontrolörleri burada yargılanmıyor.
"Çalışma Bakanlığı da 1 yıl önce görevden alınmış olan bir grup başkanına soruşturma izni veriyor"
Dolayısıyla burada bir an önce yapılması gereken sorumluluk mevkisinde olan, bu otelin, bu organize kötülüğün ortaya çıktığı oteli denetlemekle, buradaki yapılan işlemlerin denetimini yapmakla sorumlu olan Turizm Bakanlığı'nın, Çalışma Bakanlığı'nın bir an önce sorumluluk mevkisinde olan kişilerinin buraya gelerek bu yargılamaya dahil edilmesi gerekiyor.
Turizm Bakanlığı biri stajyer kontrolör olmak üzere sonrasında bütün kamuoyu tepkisinden sonra herhalde 3 kişiye soruşturma izni veriyor. Çalışma Bakanlığı da adeta aklımızla dalga geçer gibi görevden alınmış olan bir grup başkanına, 1 yıl önce görevden alınmış olan bir grup başkanına soruşturma izni veriyor. Bu yargıyla alay etmektir, yargıyla dalga geçmektir. Eğer yargıya olan güvenin tekrar geri gelmesi, toplumda yer edinmesi, toplum beklentilerini karşılayacak seviyeye gelmesini bekliyorsak, düşünüyorsak yapılması gereken bütün suçluların adalet önüne getirilmesidir.
"Verilecek karar da vicdanlarda yerini bulacaktır"
İşte bu noktada bütün gözler, içeride de bütün sanık müdafilerinden tutun müşteki avukatlarımıza kadar hepsinin defaatle dile getirdiği Danıştay’ın 1. Dairesi’nde olan 'soruşturma izni vermeme kararına' yapılan itirazdır. Danıştay 1. Dairesi'nin bu soruşturma izni verme ya da vermeme kararları önündedir. Dosyalar tekemmül etmiştir. Artık bir an önce dairemizin burayla ilgili kararını verip soruşturma izni verme ya da vermeme kararları ile ilgili görüşmesini tamamlayıp yargının önünü açmasını bekliyoruz. Bunun yapılması durumunda artık yargılama eksik olmaktan çıkacak. Tam bir yargılama haline dönüşecek ve o takdirde verilecek karar da vicdanlarda yerini bulacaktır. Şu an itibarıyla baktığımız zaman mütalaa dahi istenmiştir.
Ancak gelinen noktada hem bir kısım delillerin daha değerlendirilmemiş olması hem aslında bu organize kötülüğün denetimini yapmamak suretiyle bunları teşvik eden kamu görevlileri hakkında soruşturma izni verme sürecinin tamamlanıp, bunlar hakkında iddianamenin hazırlanıp bu dosyayla birleştirilmesinin sağlanmamış olması nedeniyle buradaki eksiklik mütalaanın da erken verilmiş olması sonucunu doğuruyor. İçerideki müştekilerimizin de acılı ailelerimizin de 78 canımızın da beklentisi budur.
"Bu organize kötülüğün başı olan bu oteli ve diğer otelleri işleten işletme sahiplerinin başında Emine Mürtezaoğlu geliyor"
Ceza yargılaması devam ediyor. Ben aynı zamanda acılı bir babayım ama bir yargıcım. O nedenle o konuda yargıyı etkileme anlamında bir şey söylemek istemiyorum. Tabii ki iddianameyle talep edilen cezalar süreç içerisinde değişebilir. Olası kast var, bilinçli taksir var. Taksirle birden çok kişiyi öldürme suçu söz konusu. Bütün bunları mahkeme değerlendirecek. Benim kendi görüşüm, bütün müştekilerimizin de bizim katılan avukatlarımızın da iddiaları bu yönde. Burada bu organize kötülüğün başı olan bu oteli ve diğer otelleri işleten işletme sahiplerinin başında Emine Mürtezaoğlu geliyor.
Yüksel abimiz var bizim 8 tane canını kaybetmiş. Aynı zamanda hem katılanların avukatı hem de kendi canları adına bu duruşmayı takip ediyor. Yüreği yanmış bir babamız, dedemiz. Onun da ifade ettiği gibi şu; Bolu'da sokağa çıkıp kime sorsanız bu otellerin sahibi Emine Mürtezaoğlu Ergül derler. Şimdi bu kişilerin ya da onların yönetim kurulunda üye olan kızlarının, ‘Efendim benim bunlardan haberim yok’ demeleri bana göre bir şey ifade etmiyor. Bunlar da bu yönetim sorumluluğu içerisinde aynı suçla yargılanması gerektiğine inananlardanım. Ama son kararı yüce mahkeme verecek ve hak edenlere hak ettiği cezayı vereceğine olan inancımız da tamdır diye düşünüyorum."
Baro Başkanından açıklama
Duruşma öncesi Bolu Baro Başkanı Sinan Barut, gazetecilere yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Bugün Kartalkaya faciası davasının 2’nci celsesinin 2’nci günü. Bu celsede özellikle 4 yaralı müştekinin iddianamesi mevcut davayla birleştirildi. Bu iddianame çerçevesinde sanıkların savunmaları alınıyor. Sanıklar 4 yaralı kişi hakkında da ek savunma veriyor. Buna yine sanıkların savunması çerçevesinde sanık müdafileri ve özellikle mağdur vekilleri tarafından olayın esasına ilişkin sorular soruluyor. Daha önce iddianame mahkemeye sunulmuştu. Bu esaslar için iddianameye karşı da sanık müdafileri süre talebinde bulunuyor. Önceki celselerde sanık müdafilerinin tefsir, tahkikat yani kovuşturmanın genişletilmesi talepleri olmuştu, mahkeme tarafından reddedildi. Yeniden yeni delil veya kovuşturmanın genişletilmesi talepleri alınıyor. Buna ilişkin mahkeme tarafından bugün yeni delillerin toplanmasına dair olumlu ya da olumsuz karar verilmesi bekleniyor. Yargılama devam ediyor. Tabii mütalaaya ilişkin önemli olan iki husus vardı. Bunlardan birincisi, Kartalkaya faciasında otelin yönetim kurulunda bulunan Emine Mürtezaoğlu Ergül ve kızları hakkındaki iddianamede olası kastın, savcılık mütalaasında bilinçli taksirle değiştirilmesi. İkincisi ise özel idare yetkililerinin bilinçli taksirden normal taksire çevrilmesi. Bununla ilgili itirazlar mahkeme tarafından, sanık müdafileri ve katılanlar vekilleri tarafından değerlendiriliyor. Dava bu şekilde devam ediyor” diye konuştu.
"İçeride tepkiler var"
Barut, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından soruşturma izni verilen şüphelilerin halen mahkemeye dahil edilmediğini ifade ederek, “Bugün herhangi bir sonuç beklenmiyor. 2’nci duruşmanın 2’nci gününde, sanık müdafilerinin mütalaaya karşı süre talep etmesi bekleniyor. Daha önce de bunu ifade ettiler. Beklediğimiz bir başka husus ise Turizm Bakanlığı tarafından soruşturma izni verilen şüphelilerin halen mahkemeye dahil olmamış olması ve onlar için herhangi bir iddianamenin düzenlenmemiş olması. Buna ilişkin içeride tepkiler var. Bir an önce o iddianamenin hazırlanarak bu dosyayla birleştirilmesi talep ediliyor” dedi.
32 sanık yargılanıyor
İddianamede ayrıca otelin teknik personeli Tahsin Pekcan, Hüseyin Özer ve Bayram Ütkü, mutfak personeli Reşat Bölük, Enver Öztürk ve Faysal Yaver, iş güvenliği uzmanları Kübra Demir ile Ece Kayacan, resepsiyon görevlisi Yiğithan Burak Çetin, Mudurnu Enerji Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi yetkilileri İbrahim Polat ile İsmail Karagöz, FQC Global Sertifikasyon Anonim Şirketi yetkilisi Ali Ağaoğlu ile çalışanı Aleyna Beşinci, LPG tesisatı bakım görevlileri Doğan Aydın ile Muharrem Şen, Bolu İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Sırrı Köstereli, Bolu İl Özel İdaresi Genel Sekreter Yardımcısı Bünyamin Bal, Bolu İl Özel İdaresi Ruhsat ve Denetim Müdürü Yeliz Erdoğan ve eski Bolu İl Özel İdaresi Ruhsat ve Denetim Müdürü Mehmet Özel'in 'Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma' suçundan 22 yıl 6'şar aya kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi.
İlk duruşma 10 gün sürmüştü
Bolu Sosyal Bilimler Lisesi'nin spor salonunda 7 Temmuz'da başlayan ve 10 gün süren ilk duruşmada sanıkların tamamı ve müştekiler ile tanıklar dinlendi. Açıklanan ara kararda; tutuklu sanıklardan otelin kahvaltı aşçısının yardımcısı Faysal Yaver'in yurt dışı çıkış yasağıyla tahliyesine karar verildi. Otelde denetim yapan tutuksuz sanık itfaiye eri İrfan Acar'ın da tutuklanmasına hükmedildi. Tutuksuz yargılanan ve otele 70 metrekarelik kafe açan Mudurnu A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Polat, Mudurnu A.Ş. yetkilisi İsmail Karagöz, resepsiyon personeli Yiğithan Burak Çetin ve FQC Denetleme Firması sahibi Ali Ağaoğlu için uygulanan ev hapsi tedbirinin devamı kararlaştırıldı. Tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verildi.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları












