loading
close
SON DAKİKALAR

Büro-İş Sendikası: 2020 bütçesi kamu çalışanlarının sırtına yeni kamburlar yüklüyor

Büro-İş Sendikası: 2020 bütçesi kamu çalışanlarının sırtına yeni kamburlar yüklüyor
Tarih: 22.11.2019 - 18:25
Kategori: Sendika

Birleşik Kamu İş Konfederasyonuna bağlı Büro-İş Sendikası Sosyal Güvenlik Kurumu İzmir İl Müdürlüğünde yaptıkları çalışmalara ve 2020 bütçesine ilişkin basın açıklamasında bulundu.

Büro-İş Sendikası'ndan yapılan açıklamada SGK personelinin yaşadıkları sorunlara dikkat çekildi. 

Sendika ayrıca "Asgari ücret vergi dışı bırakılmalı mükelleflere sağlanan yüzde 5 vergi indirimi çalışanlara da sağlanmalı, maaşlılar için vergi dilimi yüzde 10’da sabitlenmelidir" açıklamasında bulundu.

Büro-İş Sendikasının açıklaması şöyle:

"SGK Personeline sağlanan yemekler  yapay tatlandırıcı, suni katkılı malzemeler ile kalitesiz yağlar başta olmak üzere kârını maksimize etmek isteyen şirket tarafından satın alınarak kalitesiz malzemelerden, gramajı az, denetimsiz sağlıksız ortamlarda yapılmakta ve personelde başta mide rahatsızlıkları olmak üzere çeşitli sağlık sorunlarına sebep olmaktadır. Bu sağlık sorunları devletin sağlık harcamalarını da artırmaktadır. Bundan dolayı çalışanların yarıdan fazlası ya kurum yemekhanesinde yemek yemiyor ya evden getiriyor ya dışarıda yemek yiyor ya da aç karnına çalışmak zorunda kalıyor.

Bu sistem çökmüştür. Bir an önce eski sistem olan kurum bünyesinde kendi personeli ile malzeme satın alınarak kurum personeli ile yemek hizmeti verilmesi gerekmektedir. Yemekle ilgili bir başka sorun da dışarıda görev yapan personelin mağduriyetleri ile ilgilidir. Devlete gelir toplayan bir kurum olan SGK’nın icra memuru ve denetmen gibi çok sayıda dışarıda görev yapan personeli bulunmaktadır. Bu personelin İzmir’in en ücra semtlerinden kuruma gelip yemek yemesi zaman kaybına sebep olmakta ve iş verimliliğini azaltmaktadır. Gelemezse bile yemediği yemeğin bedelini ödemek zorunda kalmaktadır. Çözüm olarak dışarıda görev yapan personele devlet katkısı yemek ücreti ödenmeli ve yenmeyen yemeğin bedelinin tahsili usulünden vazgeçilmelidir.

Bir başka önemli sorun kreşle  ilgilidir. İzmir Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü bünyesinde 1500 civarında personel çalışmakta ancak bu personel için çocuklarını göndereceği kuruma ait bir tane kreş bulunmamaktadır. Yoksulluk sınırının altında bir ücretle çalıştırılan kurum personelinin piyasada 1500 TL’den fazla bir ücreti bulunan özel kreşlerden mevcut geliriyle piyasa şartları çerçevesinde hizmet satın alması mümkün değildir. Sosyal devlet anlayışı gereği  bir an önce kreş açılması gerekiyor.

Bir önceki toplu sözleşmede 2019 yılının ilk altı ayı için yüzde 4, ikinci altı ayı için yüzde 5 zam oranı artı enflasyon farkına memur ve emeklileri satılmıştır. Memura reva görülen bu zam bile buhar olup uçmuştur. Adalet Bakanlığında 27 yıl hizmeti bulunan ek göstergesiz yardımcı hizmetler sınıfında bulunan bir memur Ocak/2019 da aldığı maaş 3.571 TL, aynı memurun Kasım/2019’da aldığı maaş ise 3.570-TL.dir.  Her iki maaşın hemen hemen aynı olduğunu bütün kamu emekçileri e-devletten maaş bordrosunu sorguladığında, ikinci altı aylık yüzde 5 zam ve artı 1.01 enflasyon farkı ile beraber toplam yüzde 6.01 zammın artan oranlı vergi ile buhar olup uçtuğunu göreceklerdir. Bu ülkede vergi aylık peşin olarak çalışandan tahsil edilmektedir. Asgari ücret vergi dışı bırakılmalı mükelleflere sağlanan yüzde 5 vergi indirimi çalışanlara da sağlanmalı, maaşlılar için vergi dilimi yüzde 10’da sabitlenmelidir.

2020 bütçesinde kamu çalışanları için hiçbir ekonomik ve sosyal güvence, öğretmene, polise, hemşireye söz verilen 3600 ek gösterge, EYT bulunmuyor, aksine sırtımıza yeni kamburlar yüklüyor. Yeniden değerleme oranının 2020 yılı için  22.53 olarak hesaplandığı bir durumda memur ve emeklilerine 2020 için 4+4 zammın reva görülmesi kabul edilemez. Derhal güncelleme yapılarak ilk altı ay için zam oranları yüzde 15 olarak belirlenmelidir. Bu bütçe ve zamlar çalışanı sudan çıkmış balığa çevirmektedir. Bir başka anlatımla sudan çıkan balık yaşayamaz, ölür. Çalışanlar açlığa, sefalete ve ölüme mahkum edilmektedir. Son günlerde siyanürlü toplu ölümlerle de sıkça bunun örneğini görmekteyiz. Hükümet siyanürü yasaklayacağına insanların refah düzeyini artırsın.

Son günlerde kamuoyuna yansıyan ve  AKP’li vekiller tarafından  Meclis’e sevk edilen ve torba yasa içerisine bir madde ile sıkıştırılan Bakanlar ve ailelerinin ömür boyu ücretsiz sağlık hizmetinden faydalanması ve sağlık giderlerinin Cumhurbaşkanlığı bütçesinden karşılanması konusuna da değinmek istiyoruz.

Daha önce OHAL döneminde çıkarılan KHK ile milletvekillerine sağlanan sağlık güvencesinin aynısı Danıştay, Yargıtay gibi Yüksek Yargı üyeleri ile aile bireylerinin de faydalanmasının önü açılmıştır. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile maalesef Saray görevlilerine ve saraya yakın kişilere ulufe ve cülus bahşişi dağıtılmaktadır. Bakanlar, kendi ailelerine bakmak için değil millete bakmak için görev yapmalıdır. Sağlık hizmeti bütün vatandaşların en temel yaşam ve insani hakkıdır, herkese eşit ve parasız olmalıdır. Biz çalışanlar bu ayrımcılığı kabul etmiyor, yasa teklifinin geri çekilmesini istiyoruz.

Hep söylüyoruz ısrarla söylemeye de devam edeceğiz. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminden bir an önce vazgeçilip AKP’nin başarılarıyla övündüğü dönem olan Parlamenter sisteme geri dönelim. Yargıyı bağımsızlaştıralım, demokrasiyi güçlendirelim. Hukukun, özgürlüğün, ortak aklın olmadığı bir yerde tartışmasız ekonomik gelişme olmaz, toplumsal barış sağlanmaz. Parlamento ve hukuk çöktü,  ekonomi de çökmüştür.

Yıl sonunun yaklaştığı bir dönemde devlete gelir sağlayan önemli kurumlarımızın başında gelen  ve hazine zararından dolayı tazminle sorumlu olan, zaman aşımı stresini yoğun şekilde yaşan SGK personelleri için bir an önce Sosyal Güvenlik Uzmanlığı özel sınavının açılmasını, uzmanlar arasındaki merkez-taşra ayrımının giderilmesini, yardımcı hizmetler sınıfının kaldırılarak ek gösterge verilmesini, 4/B ve 4/C lilerin 4/A’ lı kadroya geçirilmesini, eşit işe eşit ücret verilerek çalışma barışının sağlanmasını talep ediyoruz.

Bu gidişle hükümet vergi, harç ve zamlarla biz çalışanları  sudan çıkmış balığa çevirecek. Bütün emekçileri Birleşik Kamu-İş ve bağlı sendikalara üye olmaya ve aynı çatı altında örgütlü olarak mücadele etmeye davet ediyoruz."

Kaynak : www.istanbulgercegi.com

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları