Büro-İş Sendikası Genel Başkanı Alay Hamzaçebi'den kamu çalışanlarına 'Birleşik Kamu-İş'e üye olun' çağrısı

Büro-İş Sendikası Genel Başkanı Alay Hamzaçebi, kamu çalışanlarını Birleşik Kamu-İş'e bağlı sendikalara üye olmaya davet etti.

Toplu sözleşme görüşmelerini yürüten Memur-Sen'in kamu çalışanlarının haklarını gözetmediğini kaydeden Alay Hamzaçebi, "Memur-Sen sözde toplu sözleşme takvimi boyunca Kurban Bayramını da fırsat bilerek süreci soğutarak ve zamana yayarak hükümetin değirmenine su taşımıştır" dedi.

Alay Hamzaçebi tüm kamu çalışanlarına Birleşik Kamu-İş'e üye olma çağrısında bulundu.

Hamzaçebi'nin açıklaması şöyle: 

"Bütün kamu çalışanlarını yarın sabahtan itibaren sendikalarından istifa edip Birleşik Kamu-İş'e bağlı sendikalara üye olmaya davet ediyorum.

3 milyona yakın memur ve emeklileri ile birlikte 5 milyon kişiyi doğrudan ilgilendiren 2020-2021 dönemlerini kapsayan Toplu Satış Tiyatrosunun son perdesine gelmiş bulunmaktayız. Bu satışın baş aktörü geçmişte olduğu gibi Memur-Sen’dir. Gerçek enflasyonun % 60’lara vardığı bir ortamda Memur-Sen pazarlığa 2020 yılı için 8+7, 2021 yılı için yüzde 6+6 zam teklif edersen, hükümet de dalga geçer gibi 2020 için yüzde 3,5+3, 2021 için de yüzde 3+2,5'luk zam teklifi yapar ve nazlana nazlana 2021 için yüzde 4+4 ve 2021 için yüzde 3+3 olarak buçukları revize ederek bir lütufmuş gibi çalışanlara sunar. Bu durumun Türkçesi, yapılanlar, emeğimizi sömürüp, ekmeğimizi çalıp, biz çalışanlara ondan bir parça verdikten sonra bizlere cömertliklerinden dolayı teşekkür etmemizi bekleme küstahlığından başka bir şey değildir.

Mevcut yasal düzenlemeler ve siyasi iklim içerisinde yetkili ve etkisiz yandaş sendika Memur-Sen’in olduğu bir ortamda başka bir sonuç beklemek zaten mümkün değildir. Bu süreçte Memur-Sen satış rolünü başarıyla oynamıştır. Memur-Sen sözde toplu sözleşme takvimi boyunca Kurban Bayramını da fırsat bilerek süreci soğutarak ve zamana yayarak hükümetin değirmenine su taşımıştır. Bu arada tribünlere oynar tarzda göstermelik tepki ve eylemlerle sürecin tamamlamasına katkı sunmuş, hükümetin teklifini kabul etmeyerek uzlaşmazlığı Hakem Kurulu'na getirme yolunu seçmiştir. Çoğunluk olarak hükümetin kontrolünde olan Hakem Kurulu'ndan bu şartlarda çalışan lehine, kayda değer bir sonuç çıkmaz.

Toplu sözleşme sürecinde en ilkeli duruşu Birleşik Kamu-İş ve bağlı sendikaları göstermiştir. Daha ilk günden grevsiz toplu sözleşmenin olamayacağını ve bu şartlarda masadan bir kazanım çıkmayacağını kamuoyuna açıklayarak diğer konfederasyonlara da çağrısını yapmıştır. Gelinen noktada Birleşik Kamu-İş’in haklılığı tescil edilmiştir. Sürecin son aşamasında tam bağımsız, anti-emperyalist emek örgütlerinin çatısı olan Birleşik Kamu-İş diğer konfederasyonlara genel grev çağrısı yaparak yine ilkesini ve öncülüğünü ortaya koymuştur. Her biri göbeğinden bir yere bağlı olan diğer sendika ve konfederasyonların bu çağrıya olumlu cevap veremeyeceğini de gayet iyi bilmekteyiz.

Yandaş ve sarı sendikalara üye olup yetki vererek hem kendini hem de çalışma arkadaşlarının mağdur olmasına sebep olan emekçiler, etkili, tam bağımsız, antiemperyalist emek örgütü Birleşik Kamu-İş ve bağlı sendikalara  yetki vererek bu mağduriyeti yine kendileri giderebilirler.

Hem hükümet kontrolünde olan Hakem Kurulu'ndan bu aşamada daha fazla bir şeyler alabilir miyiz hem de bir sonraki toplu sözleşme sürecine daha güçlü hazırlanma adına bütün kamu emekçilerini etkili, tam bağımsız, anti-emperyalist emek örgütü olan, sınıf sendikacılığı yapan Birleşik Kamu-İş’e bağlı sendikalara davet ediyorum."