loading
close
SON DAKİKALAR

''Bütün ümitler, İmralı’ya bağlanmış gibi''

''Bütün ümitler, İmralı’ya bağlanmış gibi''
Tarih: 09.06.2014 - 18:15
Kategori: Siyaset

Genel Başkan Yardımcısı Loğoğlu, ''Bütün ümitler, çıkış noktaları İmralı’ya bağlanmış gibi, bu yanlış.''

Çocuklarının bir kısmı dağda olan bir Türkiye. Niçin bu çocuklar dağa çıkıyor ya da çıkarılıyor, bunu sormak lazım. Hükümet bu konuda sorumluluğunu üstlenmiyor, başkalarına çağrı yapıyor, ‘B, C planlarım var’ diyor. Bu ifade iktidarda bulunan hükümet için içler acısı ifadedir. Bir planın varsa derhal hayata geçireceksin, sonuç alacaksın. Durmadan planlardan bahsetmek, hem kendini aldatmak hem de kamuoyunu avutmak ötesinde işlevi yok.”
Loğoğlu, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, Lice’de kan döküldüğünü belirterek, hayatını kaybeden iki vatandaşa, Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diledi. Bir yandan sokaklarda kan döküldüğünü, diğer yandan Diyarakır’da çalıştaylar yapıldığını, Hükümet kaynaklarının iddialı laflar ettiğini belirten Loğoğlu, olayların akışı ile iktidar partisinin iddialarının birbirini tutmadığını söyledi.

KCK’nın, “Gençleri, bu saldırılara karşı meşru savunmayı güçlendirmek için gerillaya katılmaya çağırıyoruz” açıklamasında bulunduğunu kaydeden Loğoğlu, silahlı mücadeleye çağrının suç olduğunu vurguladı. Loğoğlu, “Türkiye’nin, böyle bir çağrının yapılma noktasına getirilmesi, iktidar partisinin çözüm sürecinde istediğini elde edemediği sonucunu çıkarıyor” dedi.

Kaçırılan çocuklar veya PKK saflarına katılan çocukların, bireysel planda her aile için önemli bir gerçek olduğunu belirten Loğoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Burada daha derin, önemli sorun var, o da çocuklarının bir kısmı dağda olan bir Türkiye. Niçin Türkiye, bu noktada, niçin bu çocuklar dağa çıkıyor ya da çıkarılıyor, bunu sormak lazım. Hükümet bu konuda sorumluluğunu üstlenmiyor, başkalarına çağrı yapıyor, ‘B, C planlarım var’ diyor. Bu ifade iktidarda bulunan hükümet için içler acısı ifadedir. Bir planın varsa derhal hayata geçireceksin, sonuç alacaksın. Durmadan planlardan bahsetmek, hem kendini aldatmak hem de kamuoyunu avutmak ötesinde işlevi yok.

Hükümet, çözüm planı konusunda daha ciddi bir noktaya gelsin. Lafla peynir gemisi yürümüyor, lafla bu sorun çözülmüyor. Laflarla halkı bir süre avutabilirsin ama uyandığında gerçekler o kadar acı olabilir ki bunun altından hiç kimse kalkamaz, hepimize zarar verir. Hükümet’i, ciddiyete davet ediyoruz. Neyse çözüm planı, şeffaf şekilde ortaya koy. Bugüne kadar ne yaptılar, bundan sonra ne yapacaklar, bunu soralım. Sürekli çözüm söylemi var, içeriği belli olmayan, ne zaman başladığı, neler yapıldığı, nereye gitmek istediği belli olmayan çözüm süreci var ama ortada sonuç yok. Sonuç şu anlamda var, kan dökülmüyordu fakat o eşik de şimdi aşıldı.”

Loğoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Almanya’ya yaptığı günübirlik ziyareti de değerlendirdi. Loğoğlu, iki ülke arasındaki gerginliklerin, en fazla Almanya’da yaşayan vatandaşlara zarar verdiğinin farkında olduklarını belirterek, Kılıçdaroğlu’nun, Türk- Alman ilişkilerinin önemine, değerine atıfta bulunduğunu söyledi.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun, muhalefetin çatı aday arayışını eleştirerek, türbulanstan bahsetmesini değerlendirirken “Herhalde kendisine yeni bir uzmanlık sahası oluşturuyor, meteoroloji uzmanı oluyor herhalde” diyen Loğoğlu AKP içinde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Parti yetkilerinin sürekli pazarlık içinde olduğuna dikkat çekti. Loğoğlu, “Biz halkın seçeceği, uygun göreceği bir adayı bulmaya çalışıyoruz. Cumhurbaşkanlığı yeminin hakkını verecek bir cumhurbaşkanı adayı bulmaya çalışıyoruz. Yoksa Adalet ve Kalkınma Partisi’nin, parti adayı olarak ortaya çıkaracağı bir aday değil, arayış o olmamalı. CHP’nin adayı, partimizin adayı olmayacak, partimizin arayıp, bulup halkın iradesine, tercihine sunacağı aday olacak” diye konuştu.

Görüşlerini açıklarken, Musul’da çok sayıda insanın hayatını kaybettiğini anımsatan Loğoğlu, Irak halkına başsağlığı diledi. Saldırıların IŞİD kaynaklı olduğunun ileri sürüldüğünü belirten Loğoğlu, bunun, başbelası terör örgütü olduğunu, Türkiye’yi de tehdit ettiğini söyledi.

Loğoğlu, “Enerji Bakanı’na soruyorum, Ceyhan terminalinden tankerle yüklenen ham petrolün alıcıları kimlerdir? Kim, nasıl alıyor, parası nereye yatırılıyor?” diye sodu.

Suriye’de seçimlerin ve sonuçlarının çok rahatlıkla tartışılabileceğini ifade eden Loğoğlu, seçimlerde Beşşar Esad’ın, ülkenin ana artellerinde hakimiyetini koruduğunu belirtti. Loğoğlu, bunu görmeleri gerektiğini söyledi.

Loğoğlu, Suriye halkının yeterince acı çektiğini, daha da fazla çekebileceğini kaydederek, bunun bir an önce son bulması, Suriye halkının kaderinin kendisinin belirleyeceği bir ortamın yaratılması için herkese sorumluluk düştüğünü anlattı.

-İran Cumhurbaşkanı’nın ziyareti

Türkiye’ye gelen İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin Anıtkabir’i ziyaret etmemesine ilişkin bir soru üzerine Loğoğlu, Ruhani’nin ziyaretinin, iki ülke ilişkileri bakımında olumlu, verimli geçmesini temenni etti.

Anıtkabir ziyaretinin, İran gündeme geldiğinde hep konuşulduğuna işaret eden Loğoğlu, “Türk hükümetleri bu konuda hep İran’a karşı daha ısrarlı olmaları gerekirken olmamışlardır, bunu kınıyoruz. Cumhuriyet’i kuran Atatürk’e gösterilecek saygının, kimsenin bir yerini eksiltmeyeceğini, tam aksine Cumhuriyet’in kurucularına duyulan takdir, saygı hislerinin ifade vesilesi olarak kabul ediyoruz. Hükümet’in bu konudaki açıklamaları kendilerini tatmin edebilir ama bizi etmiyor” diye konuştu.

Loğoğlu, “Bölge halkının terör örgütünün kucağına itildiğini düşünüyor musunuz?” sorusuna, şöyle karşılık verdi:

“Bölge halkının, terör örgütünün, kucağına itildiğini düşünmüyorum. Çünkü bölge halkı, PKK örgütünden, Hükümet’ten daha akıllı hareket ediyor. Bölge halkı, kutuplaşmanın piyonu, oyuncağı haline gelseydi, Türkiye’de işler, bugün olduğundan daha fazla çığırından çıkmış olurdu. Burada herkese iş ve sorumluluk düşüyor, özellikle hükümete. Burada bütün ümitler, çıkış noktaları İmralı’ya bağlanmış gibi, bu yanlış. Çözüm İmralı’da değil. İmralı’nın görüşleri olabilir, bunları dikkate alan çevreler, Hükümet de buna dahil olabilir. Çözümün adresi İmralı değil, çözümün adresi TBMM, çözümün adresi bölge halkına yönelik atılacak somut adımlar, sözlerin ötesine geçen somut, adım ve eylemler.”

Vişne Haber Ajansı

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları