loading
close
SON DAKİKALAR

ÇGD haziran raporu: Gözaltı, tutuklama, sansür, işten çıkarmalar sürüyor

ÇGD haziran raporu: Gözaltı, tutuklama, sansür, işten çıkarmalar sürüyor
Tarih: 06.07.2020 - 10:11
Kategori: Medya

Haziranda 3 gazeteciye toplam 4 yıl 1 ay hapis cezası istendi, en az 9 gazeteci haklarında açılan soruşturmalarda ifade verdi, en az 2 gazeteci ölümle tehdit edildi.

Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) haziran ayı raporunu açıkladı. "İçişleri Bakanı Soylu, RTÜK Başkanı Şahin ve BİK Genel Müdürü Duran istifa etmelidir" başlığıyla yayınlanan raporda öne çıkan başlıklar şöyle:

            Radyo Televizyon Üst Kurulu’nun geçtiğimiz altı ayda artan iktidara karşı her içeriği cezalandırma çabası bu ay da sürdü. Cezalara bakıldığında neredeyse tamamının iktidarın söylemlerine yönelik etkili eleştiriler getirdiği ve salt muhalifleri cezalandırmış olmak için üretilmiş bahane gerekçeler arkasına saklandığı görüldü.

            Üst Kurul’un Haziran ayında basın özgürlüğünü ve düşünceyi ifade hakkını ihlal eden uygulamaları ve cezaları şöyle:

            Tele 1’e Adnan Menderes cezası: 27 Mayıs 1960 ihtilalinin yıl dönümü nedeniyle Tele 1 televizyonunda yayınlanan programda “Menderes demokrat falan değildir. Menderes diktatör müsveddesidir" ifadelerinin kullanılması üzerine “Menderes’i küçük düşürdüğü” gerekçesiyle RTÜK üst sınırdan para cezası verdi. Gerekçesi olan madde ise şöyle: “Yayın hizmetleri, insan onuruna ve özel hayatın gizliliğine saygılı olma ilkesine aykırı olamaz, kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı veya iftira niteliğinde ifadeler içeremez.”

            Tele 1’e Fetih Suresi cezası: Tele 1’de yayınlanan 18 Dakika yayınlanan programının sunucusunun İstanbul’un fethinin yıl dönümünde Fetih Suresi’nin Ayasofya’da okunmasını “provoke edici” olarak nitelemesi üzerine RTÜK ceza verdi.

            Ulusal Kanal’a 27 Mayıs 1960 cezası: Ulusal Kanal’daki “Günaydın Türkiye” programında “27 Mayıs İhtilali Kutlu Olsun” marşının yayınlanması üzerine RTÜK üst sınırdan para cezası verdi. “Yayın hizmetleri hukukun üstünlüğü, adalet ve tarafsızlık esasına aykırı olamaz” hükmünün ihlal edilmesi cezaya gerekçe gösterildi. (4 Haziran 2020)

            Tele 1’e Abdulhamit incelemesi: 18 Dakika programı sunucusu gazeteci Merdan Yanardağ, Abdulhamit için kullandığı ifadeler nedeniyle gerici çevrelerde hedef gösterildi. Yanardağ, “1908'de Abdülhamid despotizminin, emperyalizmin uşağı aşağılık bir diktatör olan, Mithat Paşa'yı Taif'te boğduran, Osmanlı-Türk aydınlanmasını, modernleşmesini savunan bütün aydınlara zulmeden…” ifadelerini kullanmıştı. RTÜK bu sözler üzerine inceleme başlattı. RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin de hiç vakit kaybetmeden inceleme başlatıldığını aynı gece sosyal medyada duyurdu. Gazeteci Yanardağ da bu paylaşıma şöyle yanıt verdi: “RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin adlı şahıs, gece yarısı 03.00'de TELE 1 hakkında inceleme başlatıldığını açıklıyor. Hayrola Sayın Şahin, darbe mi yapıyorsunuz, aceleniz nedir? Ülke TV için 10 gün beklediniz. Padişahlar eleştirilemez diye bir yasa mı var? Siz mahkeme misiniz?” (26 Haziran 2020)

            Halk TV ve Tele 1’e çok ağır cezalar:RTÜK Temmuz ayının ilk günü yaptığı toplantıda Halk TV ve Tele 1’e görülmemiş cezalar verdi.

            Tele 1’e 5 gün yayın yasağı kararı: Tele 1’in 30 Nisan tarihli ana haber bülteninde ve 24 Mayıs 2020 tarihinde ekrana gelen “Karanlıktan Aydınlığa” isimli programında Diyanet İşleri Başkanlığı’na yönelik “maksadını aşan suçlamalar” olduğu iddiasıyla yapılan inceleme sonucu görüşüldü. Program konuğunun “ bugün Türkiye’de öyle anlaşılıyor ki öyle bir rejim kurulmaya yani teokratik bir rejim kurulmaya çalışılıyor … Türkiye’de kurulmak istenen teokratik halife sultan rejimi … Ben Diyanet’i Müslüman dairesi içinde görmüyorum mesela. Belki aynı şekilde Cumhurbaşkanının inanç dünyasını da İslam’ın içerisinde görmüyorum … Muaviye gibi bir sultan mı olmaya çalışıyor mesela Cumhurbaşkanı? …  ” şeklindeki sözlerin “halkı kin ve düşmanlığa sevk eden ayrıştırıcı dil kullanımı” olarak değerlendirildi.

            RTÜK “yayında eleştiri sınırları aşılarak toplumun ve kurumların dini inançlarının sorgulanması ve Cumhurbaşkanı ile Diyanet İşleri Başkanlığına suçlayıcı ifadelerin kullanıldığı” gerekçesiyle 6112 sayılı Kanunun 8/1/b maddesindeki yayın ilkelerinin ihlal edildiğini öne sürdü.  23 Mart tarihinde de aynı madde nedeniyle cezayla karşı karşıya kaldığı için Tele 1’e 5 gün süreyle yayın durdurma cezası verildi.

            Tele 1’e jet Abdulhamit cezası: Tele 1’de yayınlanan  “18 Dakika” programında gazeteci Merdan Yanardağ’ın 2. Abdülhamit hakkında “…zalim, halkına ve aydınlara zulmeden, despot, emperyalizm uşağı ve gerici” şeklindeki sözlerine yönelik Haziran ayında inceleme başlatılmıştı. Jet inceleme sonuçlandı. Televizyona üst sınırdan idari para cezası verildi. 

            Tele 1’e RTÜK üyeleri için“cahil” cezası: Gazeteci Merdan Yanardağ’ın RTÜK Üyelerini cahillikle,  bilgisizlikle ve düşmanlıkla suçlamadığı ve hakaret ettiği gerekçesiyle kanala bir ceza daha verildi. RTÜK’ün tüzel kişiliği ile RTÜK Başkanı, Üyeleri ve uzmanları hakkında eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı ve iftira niteliğinde ifadeler kullanıldığı gerekçesiyle yine idari para cezası verildi.

            Halk TV’ye 5 gün yayın yasağı kararı: Halk TV’de yayınlanan Medya Mahallesi programına 16 Haziran’da konuk gazeteci-yazar Hüsnü Mahalli “Türkiye’nin derdi ne biliyor musun? Mısır’ı karıştırmak, Libya üzerinden Sudan’ı karıştırmak” cümlelerini kurmuştu. Bu sözler “nesnel ve gerçek olmayan bilgilerle Türkiye Cumhuriyeti devletini ağır ithamlara maruz bıraktığı ve devletin varlığına yönelik ciddi tehditleri barındırdığı” gerekçesiyle cezaya neden oldu. Yıl içinde aynı ihlalin tekrarlandığı gerekçesiyle ceza arttırıldı ve Halk TV’ye 5 gün yayın durdurma cezası verildi.

            RTÜK’ün CHP kontenjanından seçilen üyesi İlhan Taşçı bu ağır cezalar üzerine şunları vurguladı: “RTÜK’te muhalif kanalların sesini kesmeye dönük operasyonun ikinci ayağı gerçekleşti. Bir sonraki aşamada kanalların fişi çekilecek, tamamen kapatılacak.”(1 Temmuz 2020)

-Sol Haber sitesinde 3 habere erişim engeli

            Sol.org.tr internet sitesinde yer alan İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un boğazdaki kaçak yapılarıyla ilgili haberlere erişim engeli getirildi. Sol’dan yer alan açıklamada, “Konuya ilişkin daha önce de Altun’un avukatları Sol’a bir yazı göndermiş, haberin hiçbir gerekçe gösterilmeden yayından kaldırılmasını istemişti. Bu talebe verdiğimiz olumsuz yanıtın ardından bu kez mahkeme kararıyla söz konusu habere erişim engellendi” denildi. Bu haberin ardından aylık bir milyon lira geliri olan bir hâkimle ilgili haber ile AKP’li vekilin eşinin kültür ve turizm müdürü olmasına ilişkin haber de mahkeme kararıyla erişime engellendi. (4 Haziran 2020)

-İşçilerde koronavirüs tespiti haberine erişim engeli

            Gaziantep’te Oba Markarna fabrikasında çalışan 26 işçide koronavirüs tespit edildi. İşçilerin temaslı olduğu tüm kişiler de teste alındı. Ajanslar tarafından servis edilen habere internette erişim engeli getirildi. Oba Makarna’nın başvurusu üzerine Gaziantep 1. Sulh Ceza Hakimliği, 26 işçinin pozitif çıkmasıyla ilgil haberleri “itibar zedeleyici” bularak erişim engeli getirdi. (11 Haziran 2020)

-Özgürüz Radyo internet yayını RTÜK eliyle engellendi

            Yurt dışında yaşayan gazeteci Can Dündar’ın yönettiği Özgürüz Radyo ve ozguruz20.org internet siteleri Türkiye'den erişime kapatıldı. Radyo Televizyon Üst Kurulu’nun “kaçak radyo yayını” yapıldığı gerekçesiyle devreye girmesiyle kapatılan yayınlar için Dündar, "Türkiye’de medyayı tamamen kuşatma altına aldığını düşünen Hükümet, şimdi de yurt dışından yapılan yayınları engellemeye çalışıyor" dedi. (16 Haziran 2020)

-“Emine Erdoğan’ın çantası” ve “Bilal’e anlatır gibi anlatmak” yasaklandı

            İstanbul Anadolu 8. Sulh Ceza Hâkimliği, Ekşi Sözlük internet sitesinde yer alan altı başlığa erişim engeli kararı verdi. Başlıklar arasında “Emine Erdoğan’ın çantası” ve “Bilal’e anlatır gibi anlatmak” başlıkları da yer aldı. (19 Haziran 2020)

-Sözcü’ye mahkeme kararıyla erişim engeli

            Sözcü Gazetesi’nde 25 Haziran tarihinde yer alan “4 milyonluk ihbar” başlıklı habere erişim engeli getirildi. Engel, Bâlâ Sulh Ceza Hâkimliği’nin 26 Haziran 2020 tarih ve 2020/100 sayılı kararıyla gerçekleştirildi. (29 Haziran 2020)

SANSÜR DIŞI MÜDAHALELER

-Cumhuriyet’e tekzip baskısı

            Cumhuriyet gazetesi Mayıs ayının son günü birinci sayfasında üç ayrı tekzip metni yayınlamak zorunda kalmıştı. Olay Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un kendisiyle ilgili haberlere gösterdiği tahammülsüzlük olarak eleştirildi. Cumhuriyet’in “Boğazda kaçak var” haberinin ardından terör soruşturması, Basın İlan Kurumu’nun 35 günlük ilan kesme cezası, haberin hilafına başlatılan yandaş medya kampanyaları, muhalif gazetecilerin mülklerinde kaçak yapı haberlerinden sonra Altun’un avukatlarının gönderdiği cevap ve düzeltme metinleri Cumhuriyet’te yasal zorunluluk olarak yayınlandı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da “yargının güce boyun eğdiğinin fotoğrafıdır” diye tepki gösterdiği tekzipler ertesi gün de sürdü. Altun’un avukatının bir başka tekzip metni birinci sayfadan yayınlandı. Cumhuriyet’in bu baskıya maruz kalmasını iktidar yandaşı gazete ve televizyonlar “Yalan ve iftira kampanyası tescillendi”, “tekzip cumhuriyeti” gibi ifadelerle haberleştirildi. (1 Haziran 2020)

RTÜK’ün verdiği cezalar kadar vermediği cezalar da tartışma konusu

            Muhalif, eleştirel yayınları dakika beklemeden incelemeye tabi tutan ve hızla toplanıp cezalandıran Radyo Televizyon Üst Kurulu’nun verdiği cezalar kadar vermediği cezalar da tarafgir tutumunu ortaya koydu.

            RTÜK üyesinden çifte standart eleştirisi: Radyo Televizyon Üst Kurulu’nun HDP kontenjanından seçilen üyesi Ali Ürküt, RTÜK’ün parti kapatma konusunda ya da milletvekillerine yönelik saldırgan yayınların şikâyetlere karşın üst kurul gündemine alınmadığını söyledi. Ürküt şöyle konuştu: “RTÜK, havuz medyasından yapılan hakaret ve küfür dolu yayınları eleştiri kabul etmiştir. Bu hakaret ve küfürlere şikâyet edilmedikçe rapor bile düzenlenmemektedir. Milletvekilleri için sarf edilen sözlere neredeyse ödül verilecek. Diğer yandan muhalif medyada hiçbir eleştiri cezasız kalmıyor. Çifte standart uygulamalarla kurumun itibarının ortadan kalktığını söylememiz gerekiyor.” (12 Haziran 2020)

            ATV’ye 90 bin şikayet, RTÜK Başkanı zırhına takıldı: CHP kontenjanından seçilen RTÜK Üyesi İlhan Taşçı, 2020 yılının 6 aylık dönemindeki şikayetleri inceledi. 89 bin 987 şikâyetle RTÜK’e en çok şikayet edilen kanalın ATV olduğu buna karşın kanal hakkında tek bir defa bile rapor düzenlenmediği ortaya çıktı. Taşçı, RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin’in ATV’ye dokunulmazlık zırhı giydirdiğini belirterek şunları söyledi: “Görüyoruz ki RTÜK Başkanı, yayıncılara AKP’yi, Erdoğan’ı eleştirenler ve eleştirmeyenler olarak bakıyor. Hatta ATV ve diğer yayıncılar diye ayırıyor. Oysa yasa gereğince hepsine eşit olmak zorunda. Ama Şahin kendisinin RTÜK’teki varlık nedeninin iktidar yanlısı kanalları koruyup kollamak, yasalara aykırı yayınlarını da görmezden gelip duymamak olduğunu sanıyor. Ebubekir Şahin’e, yasada belirtilen görev ve sorumlulukları yerine getirmemesinin kendisi açısından hukuki sonuçlar doğuracağını hatırlatmak isterim.” (29 Haziran 2020)

            RTÜK’ten çocuk istismarına koruma: Halk TV ve Tele 1’i jet hızıyla cezalandıran RTÜK Akit TV’ye sessiz kaldı. Akit TV televizyonu canlı yayınına konuk olan Muttalip Kutluk Özgüven’in kız çocuklarına yönelik çirkin sözleri hakkında RTÜK bir karar veremedi, inceleme sürüncemeye bırakıldı. 12 Mayıs’ta yayınlanan Derin Kutu isimli programda 12-17 yaşındaki kız çocuklarının “mükemmel vücutları” olduğunu savunan Özgüven, “bu yaş ilk çocuğu doğurmak için ideal bir yaş”demişti. Aradan 1 buçuk aydan fazla zaman geçmesine karşın RTÜK’te konunun hala inceleme aşamasında olduğu bildirildi. (30 Haziran 2020)

-Yerel gazetelerden siyasi baskılara birinci sayfadan tepki

            Çanakkale’nin Çan ilçesinde yayın yapan “Çan’ın Sesi” gazetesi siyasi baskıları eleştirmek için birinci sayfasında “Var ol AK Parti, Çok yaşa CHP, Alkışlar MHP’ye, İyi Parti büyüksün, MHP’li başkan çok süper” gibi başlıklarla doldurdu. Sayfada, “Haklarında sürekli iyi şeyler okumak isteyen, aleyhte hiçbir yazıya tahammülleri olmayan ve bunun için hakaret, tehdit dahil her yola başvuran bazı siyasilere çağrımızdır. Halk için iyi ve güzel şeyler yapın. Aksi halde bizi susturamazsınız” diye yazıldı.

            Adapazarı gazetesinin birinci sayfası da “Medya güzellikleri yansıtmıyor” diyen AKP Sakarya Milletvekili Ali İhsan Yavuz’a yanıt olarak hazırlandı. “İyi ki varsın” manşetiyle Yavuz’un fotoğrafını basan gazete birinci sayfadaki tüm haberlere Yavuz’u öven başlıklar attı. (13-15 Haziran 2020)

            İronik eleştiriye bile tahammülsüzlük: Gazetecilere soruşturma açıldı

            Adapazarı Gazetesi imtiyaz sahibi Mustafa Sarı, Yazı İşleri Müdürü Sedat Balta ve Haber Müdürü İsmail Erken, 'İyi ki Varsın' haberi nedeniyle soruşturma başlatıldı. Gazeteciler, “görevi başındaki kamu görevlisine hakaret ve iftira” suçlamasıylaifadeverdi. (26 Haziran 2020)

Medyada HDP yasağı itiraf edildi

            Medyada HDP’li siyasetçilere söz hakkı tanınmamasına yönelik iktidar baskısı gündemde. HDP’li iki milletvekilinin milletvekilliklerinin düşürülmesinin ardından başlatılan Darbeye Karşı Demokrasi Yürüyüşü uzun süre her gün televizyon kanallarında tartışıldı. Ancak bu tartışmalara HDP’den hiçbir isim davet edilmedi. Habertürk televizyonundaki benzer bir tartışmada bu ikilem dile getirilince sunucu Didem Aslan Yılmaz şu cümlelerle kanalı savunmaya çalıştı: “Burası bir kamu televizyonu değil, sonuçta biz kamu kuruluşu değiliz, özel bir sektörüz. Bu bir tercihtir, bu tercihin nedenleri öyle ya da böyle farklıdır.” Bu sözler üzerine HDP milletvekili Garo Paylan “Şunu demek istiyor: HDP’lileri çıkarırsak; patron fırça yer, ihale alamaz, işleri bozulur, beni de kovarlar. Gazetecilik tercih değil hakikat arayışıdır” diye tepki gösterdi. (15 Haziran 2020)

            Yılmaz’ın sözleri üzerine tartışma başlayınca bu kez kanalın diğer ekran yüzleri Veyis Ateş ve Mehmet Akif Ersoy savunmaya geçti, “terörle aralarına mesafe koymayanları” yayınlarına almadıklarını, almayacaklarını söylediler. (16-17 Haziran 2020)

            HDP’den sert tepki: Sistematik sansür 5 yıldır sürüyor

            HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında Anayasa’yı hatırlattı. Beştaş “Nasıl ki özel bir hastane ben HDP’lileri tedavi edemem diyemeyecekse ya da özel bir okul HDP’lilerin çocuklarını kaydetmeyeceğim diyemeyecekse, özel bir televizyon da HDP’lileri çıkarmıyorum diyemez. RTÜK Kanunu ve Anayasa bunun karşısında kesinlikle engeldir” dedi. Partilerine yönelik medya ambargosunun 5 yıldır sürdüğünü hatırlatan HDP Grup Başkanvekili şöyle konuştu: “5 yıldır HDP’ye sistematik bir şekilde sansür uygulanıyor. Sistematik diyorum çünkü bu konuda konuşulmuş, tartışılmış, değerlendirilmiş, karar verilmiş. Şu tabloda Ciner, Demirören, Turkuaz, Çalık, bunların Türkiye’deki yatırımları iktidar ile bağları çok net bir şekilde ortada.  Her gün gece gündüz AKP’nin yayın organı gibi yanlış, doğru ne söylüyorsa bunu yayınlıyorlar. Bunun anayasal bir suç olduğunu söylemeye gerek yok. Çünkü anayasasız bir dönemde yaşıyoruz. Halkın haber alma hakkı ihlal ediliyor. HDP konuşuluyor, biz yokuz.” (18 Haziran 2020)

-İçişleri Bakanı’ndan gazeteci Öztürk’e “namussuz” suçlaması

            Sözcü gazetesi Ankara Temsilcisi Saygı Öztürk, kamuda adam kayırma ve liyakat dışı hızlı yükseliş öyküsünü anlattığı Ali Ayvazoğlu hakkındaki yazısı nedeniyle benzeri görülmemiş bir suçlamanın hedefi oldu. Daha önce de gazetecilere yönelik tehditkâr çıkışlarıyla dikkat çeken ve sert sözler sarf eden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu bu kez gazeteci Saygı Öztürk’ün yazısı üzerine şu ifadeleri kullandı: “Saygı Öztürk'ün bu yazısı namussuzluktur. Bahar Hanım ahlaklı, faziletli bir kadındır. Ali Beye minnettarız Trabzon turizmini ayağa kaldırdı. Bugünden sonra bu namus düşmanını kim muhatap alırsa, gözümde aynı namussuzluğun ortağıdır, haysiyet celladıdır.”

            İçişleri Bakanı’nın tepki çeken sözleri üzerine Saygı Öztürk şunları söyledi:  “Saygı Öztürk olarak bugüne kadar sadece gazetecilik yaptım ve gazetecilik yapmaya devam edeceğim. Çok üzüldüm, samimi söylüyorum. Bir bakanın böyle konuşmaması, yazmaması lazım. Ülkem adına üzülüyorum. Bir bakanın bir gazeteciye böyle dememesi lazım. Daha önce başka bir meslektaşımız için de söyledi. Malımızı, canımızı, namusumuzu emanet ettiğimiz bakanın böyle yapmaması lazım.” (18 Haziran 2020)

            Gazeteci Faruk Bildirici de sosyal medyada bakanın sözlerini eleştirdi, şunları yazdı: “İçişleri Bakanı’nın gazeteciye hakaret etme serbestisi mi var? Soylu, Müyesser Yıldız’dan sonra şimdi de gazeteci Saygı Öztürk’e hakaret yağdırıyor. Bu vesileyle bir daha sorayım; Müyesser Yıldız’ın telefonunun dinlendiğini önceden biliyor muydu?” Bu mesaj üzerine İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Faruk Bildirici’yi aradı. Bildirici Soylu ile arasında geçen görüşmeyi şöyle aktardı:

“Hemen konuya girip, hızlı hızlı konuşmaya başladı:

-Haberde bir kadının namusuna dil uzatmış. Böyle yazmaya hakkı var mı? Yükselme tarafını yazsın, eleştirsin. Ben ona bir şey demem. Ama kadının namusuna laf uzatıyor. Ben Bahar hanımı tanırım.

-Ama Sayın Bakan siz de haberi eleştirmiyorsunuz, gazeteciye hakaret ediyorsunuz.

-O bir kadının namusuna dil uzatarak bana o hakkı veriyor. Siz arkadaşınıza söyleyin böyle yazmaması gerektiğini, onu eleştirin.

-Siz de yükselme tarafıyla ilgili bir şey söylemeden doğrudan hakaret ediyorsunuz. Bir bakan olarak hakaret etmeden yazsanız itirazınız daha rahat anlaşılmaz mı?

-O haberi okudunuz mu? Haberde doğrudan kadının namusuna dil uzatıyor.

-Ben okudum haberi evlilik dışı ilişki iması var.

-İma değil… O kadarla kalmıyor. Doğrudan öyle yazıyor. Ali’yi de tanırım, o Trabzon’da turizmi ayağa kaldırdı.” (19 Haziran 2020)

-Gazeteci Küçükkaya’ya yöneltilen suçlamalar

            Geçtiğimiz iki ay boyunca milyonlarca okura/izleyiciye ulaşan bazı muhalif gazetecilerin kişisel yaşamları ve özel mülkleriyle ilgili karalayıcı haberlere konu olduklarını raporlarımızda vurgulamıştık. İletişim Başkanı Fahrettin Altun’la ilgili Cumhuriyet’in “Boğaz’da kaçak var” haberinin ardından başlayan kampanyada başta FOX ana haber sunucusu Fatih Portakal olmak üzere bazı muhalif köşe yazarlarının ve gazetecilerin mülklerinde kaçak bölüm/yapı arayışına devlet memurları ortak edilmiş, bazı eklentilere veya yapılara yönelik yaptırımlar da verilmişti.

            “Kaçak yapı, kaçak villa, kaçak çiftlik, kaçak ev yaptı” haberlerinin ardından Haziran ayı boyunca bu kez FOX haberin iki numaralı ekran yüzü İsmail Küçükkaya hakkındaki haberler başta Turkuvaz grubu olmak üzere iktidar kaynaklarıyla beslenen basın yayın organlarında yer almaya başladı. Magazin gazetelerinden ana gazeteye, televizyon ekranlarından köşe yazılarına kadar İsmail Küçükkaya, eski eşi Eda Demirci’ye şiddet uyguladığı iddialarıyla haber oldu. İddialardan bağımsız olarak, sayfaları, ekranları kaplayan haberlerdeki samimiyetsizlik, sadece özne muhalif kanalın gazetecisi Küçükkaya olduğu için kadına yönelik şiddeti eleştirdiklerini gizleyemedi. Aralarında çarpıcı örnekler de vardı. Sabah yazarı Mevlüt Tezel, bir taşla iki kuş vurmak istemiş olacak ki, Küçükkaya’nın programına “neden sık sık Canan Güllü’yü” konuk ettiğini sordu. Tezel özetle, Küçükkaya’nın, gelecekte hakkında ortaya atılabilecek “kadına şiddet” iddialarını öngörerek Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü’yü kamuflaj olarak kullandığını iddia etti. Tezel aynı yazıda saldırgan bir üslupla Güllü’nün de istifa etmesi gerektiğini yazdı. (17 Haziran 2020)

-Baroların yürüyüşünde gazetecilere ağır baskı

            AKP’nin baroların yapısını değiştirmeyi hedefleyen yasa değişikliği girişimine karşı avukatların Ankara’ya yürüyüşü ve Ankara girişindeki bekleyişleri sırasında gelişmelerin kamuoyuna yansımasını önlemek için polis devreye sokuldu. Gazetecilerin görüntü almasını, avukatlara yakın çekim yapmasını, olay yerinde bulunmasını polis zoruyla engellenmeye çalışıldı. Bu engeller sırasında tepki gösteren gazeteci Yıldız Yazıcıoğlu gözaltına alınmaya çalışıldı. Gerekçesi Yazıcıoğlu’nun da yüzlerce gazeteci gibi, yıllardır taşıdığı basın kartı iki yılı aşkın süredir yenilenmediği için sarı kart taşımasıydı. Bu durum Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nınbasın kartlarına ilişkin hukuksuz işlemde ısrarının sonuçlarını bir kez daha gösterdi. (22 Haziran 2020)

-İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne Fatih tablosu sansürü

            İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) İngiltere’de açık arttırmayla satışa çıkarılan Fatih Sultan Mehmet portresini satın alması, her gün İBB aleyhine yayınlar için mesai harcayan gazete ve televizyonlarda soğuk duş etkisi yaptı. Buna karşın İmamoğlu ve belediyenin doğru bir hamleyle tabloyu İstanbul’a kazandırdığını yazanlar olsa da A Haber ve Anadolu Ajansı tablonun satın alındığını duyurduğu haberlerinde kimin satın aldığı bilgisine yer vermedi. (25 Haziran 2020)

-Basın İlan Kurumu’ndan Evrensel’e 45 gün ilan kesme cezası

            Pekçok gazetenin ekonomik olarak ayakta kalabilmek için ihtiyaç duyduğu resmi ilanların gazetelere hakkaniyetle dağıtılması için kurulmuş olan Basın İlan Kurumu, ceza aracı olarak kullanılmaya devam ediyor. Geçen ay Cumhuriyet gazetesine 35 gün resmi ilan kesme ceza veren Basın İlan Kurumu, bu kez Evrensel gazetesinin resmi ilanlarını 45 gün süreyle kesti. Gerekçe, hakkında adli soruşturma da açılan, Ragıp Zarakolu’nun Erdoğan ve Menderes arasında benzerlik kurduğu “Makus talihten kaçış yok” başlıklı yazısı oldu. Cezayla ilgili açıklama yapan Evrensel avukatı Devrim Avcı, “Basın İlan Kurumu için başvuru yapılıyor, ilan kesme cezası veriliyor, yetmiyor, savcılığa suç duyurusunda bulunuluyor. Yetmiyor erişim engelli, tekzipti vs. Tüm bunlar artık gazetenin topyekün hasmane bir tutum ile karşı karşıya olduğunu düşündürtüyor. Tüm bunları düşününce ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü, kişilerin kanaat özgürlüğünün de artık bu ülkede tanınmadığının da açık bir ilanı olduğunu düşünüyoruz. Bu uygulamalara karşı tüm hukuki yollara da başvurumuzu yapacağız” dedi. (23 Haziran 2020)

            İletişim Başkanlığı “olumsuz algıya karşı” harekete geçti

            Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, Evrensel’e uygulanan görülmemiş cezanın tepki çekmesi üzerine harekete geçti. İletişim Başkanlığı, ilişkili olduğu bazı gazetecilerin olayı “basın özgürlüğüne karşı bir iktidar hareketi gibi değil basın ahlakına uymayan Evrensel’e bu nedenle ceza verilmesi” gibi haberleştirmesini istedi. (25 Haziran 2020)

-Hürriyet baroların ilanını yayınlayamadı

            AKP’nin hazırladığı baroların yapısını değiştirmeyi amaçlayan yasa teklifine karşı 79 baronun imzasıyla hazırlanan gazete ilanı Hürriyet gazetesi tarafından reddedildi. Ankara Barosu Başkanı Erinç Sağkan, “Hürriyet gazetesi bu ilanı dahi yayınlamayarak tarihteki yerini aldı. Basın özgürlüğünde geldiğimiz nokta” dedi. (30 Haziran 2020)

İŞTEN ÇIKARMALAR/GAZETECİNİN ÇALIŞMA YAŞAMI

-Koronavirüs sürecinde gazetecilerin yaşadığı hak kayıpları

            Koronavirüsü bahane eden medya işverenlerinin çalışanların haklarını gözetmeyen uygulamaları devreye sokmaya başladı. Kronik hasta raporlu olanlar da dâhil olmak üzere çalışmadıkları tüm sürenin ücretli izin hakkından düşülmesi uygulaması neredeyse tüm medya gruplarında uygulanıyor. Yerel basında da geçtiğimiz ay not ettiğimiz gibi bin 50 lira ila bin 700 lira maaşlarla meslektaşlarımız geçinmeye çalışıyor.

            Basın İlan Kurumu, çoğu yerel 421 gazetenin dönüşümlü olarak haftada 1 veya 2 gün yayınlanabileceği yönündeki mücbir sebepler kararını 31 Temmuz’a kadar uzattı. Yerel gazetenin bulunduğu yerde resmi ilan alma hakkı kazanmış tek gazete varsa haftada bir gün yayınlanması yeterli olacak. Resmi ilan ve reklam yayınlama hakkı kazanabilmek için bekleme süresi içinde bulunan gazetelerin, haftanın en az iki günü yayınlanması kabul edilecek.

            Haziran ayı içinde Demirören Medya Grubunda evden çalışma sisteminin kalıcı hale getirilmesine yönelik adımlar devam etti. Haziran başında grubun İstanbul Bağcılar’da bulunan binasındaki Posta, Milliyet ve Hürriyet ofislerinde evden çalışabilecek herkesin binayı boşaltması istendi. Gazete çalışanları binadaki eşyalarını toplayarak evden çalışma düzenine geçti. Grubun Ankara binasında da Hürriyet, Milliyet ve Posta çalışanları evden çalışıyor. Grubun giderek artan bina maliyetleri nedeniyle İstanbul Bağcılar ve Ankara Söğütözü binalarını boşaltarak gazete ve televizyonların daha küçük binalara taşınacağı belirtiliyor.

            Doğuş Medya Grubu bünyesinde yaklaşık bin çalışan barındıran NTV ve Star televizyonlarında küçülmeye ve yeniden yapılanmaya gidiyor. Çok sayıda gazetecinin de aralarında olduğu yaklaşık 250 kişinin işten çıkarılacağı yönünde henüz teyit edilmemiş bilgiler veriliyor. Star televizyonunda içyapımlar biriminin kapatılacağı, Maslak’ta bulunan grup binasının boşaltılacağı, NTV ve Star’ın haber bültenlerinin ve haber kadrosunun birleştirileceği yönünde bilgiler aktarılıyor.

GÖZALTI, TUTUKLAMA, DAVA VE YARGI KARARLARI

-AYM’den gazeteci Acar’a 30 bin lira tazminat kararı

            2018 yılında “terör örgütü üyeliği” suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezasına mahkûm edilen gazeteci Cihan Acar’ın Anayasa Mahkemesi başvurusu sonuçlandı. Acar’ın ikinci kez tutuklanmasının kişi hürriyeti ve güvenliği hakkını ihlâl ettiğine oy çokluğuyla karar veren mahkeme, Acar’a 30 bin TL manevi tazminat ödenmesine hükmetti. Mahkeme, Acar’ın başvurusundaki diğer iddiaları ise oy birliğiyle reddetti. (1 Haziran 2020)

-Gazeteci Öztaş rapora rağmen cezaevine gönderildi

            Cezaevinde pankreas kanseri teşhisi konulan gazeteci Mevlüt Öztaş, tedavi gördüğü hastane tarafından  “cezaevinde kalamaz” raporu verildi. Ancak hastanenin raporuna rağmen Öztaş, taburcu edilerek yeniden cezaevine gönderildi. Öztaş’ın tahliyesi ancak 23 gün sonra gerçekleşebildi. (1-24 Haziran 2020)

-Taraf gazetesi davası görüldü

            Kapatılan Taraf Gazetesi yöneticileri ve muhabir Mehmet Baransu'nun yargılandığı davanın İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüşülmesi planlanan duruşması, Covid-19 salgını önlemleri çerçevesinde 11-12-13 Ağustos 2020 tarihlerine ertelendi. Resen açılan duruşmada mahkeme, davanın tek tutuklu sanığı Mehmet Baransu'nun tutukluluğunun devamına karar verdi. (1 Haziran2020)

-TRT’deki sürgün kararı “hukuka aykırı” bulundu

            TRT’de “İstihdam Fazlası Personel” statüsüne geçirilip 2019 Mayıs’ında farklı illere ve farklı kurumlara sürülen 169 çalışanla ilgili idare mahkemeleri lehte karar verdi. İstanbul, Ankara, İzmir ve Diyarbakır’da idare mahkemeleri 7 çalışanın farklı kurumlara gönderilmesi kararının hukuka aykırı olduğunu belirterek yürütmesini durdurdu. (2 Haziran)

-Şair yazar Ahmet Telli’ye Cumhurbaşkanına hakaret soruşturması

            Şair yazar Ahmet Telli, sosyal medyada kimin açtığı bilinmeyen Ahmet Telli hayran sayfasında “Askerlerin katili Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan” diye yazılmasınedeniyle ifade verdi. (2 Haziran 2020)

-Gazeteci Uca’ya 1 yıl 2 ay hapis cezası

            Gazeteci Metin Uca'ya, 24 Haziran 2018 Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerinde Anadolu Ajansı’yla ilgili paylaşımları nedeniyle hapis cezasına çarptırıldı. Uca, Twitter’da AA’nın önceden açıkladığı verilerle seçim sonuçlarının birebir uyuştuğunuyazmıştı. AA Genel Müdürü Şenol Kazancı ve Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Özkaya’nın açtığı davada yargılanan Uca’ya “görevli memura görevi nedeniyle hakaret” suçundan 1 yıl 2 ay 17 gün hapis cezası verildi. (4 Haziran 2020)

-Gazeteci Boğatekin’e 1 yıl 15 gün hapis ve 10 bin lira para cezası

            Gerger Fırat gazetesi Haber ve İstihbarat Müdürü Özgür Boğatekin’in 1 yıl 15 günlük hapis cezası almasına neden olan karar Yargıtay’da onandı. 7 yıl önce Gerger Kaymakamı Ömer Bilgin’i eleştirdiği yazıları nedeniyle açılan soruşturmada ceza alan Özgür Boğatekin “iftira” suçundan yargılanmıştı.

            Gazeteci Boğatekin’e dönemin başbakanı Erdoğan’a hakaret ettiği gerekçesiyle 2018’da verilen 10 bin lira adli para cezasına ilişkin başvuru istinafta reddedildi.(4 Haziran 2020)

-Tutuklu gazeteci Ağırel hakkında yeni soruşturma

            MİT mensuplarını deşifre ettikleri iddiasıyla tutuklu 6 gazeteci arasında yer alan Murat Ağırel’e hakaret soruşturması başlatıldığı ortaya çıktı. Ağırel’in avukatı Celal Ülgen, Ağırel’inSarmal kitabında kendilerine hakaret edildiğini öne süren Bilal Erdoğan, Berat Albayrak, İsmail Kahraman’ın şikayetleri üzerine soruşturma başlatıldığını duyurdu. (4 Haziran 2020)

-Koronavirüs haberi nedeniyle soruşturma açıldı

            Gazeteci Lezgin Akdeniz hakkında Diyarbakır’da “Ayrımcılık virüs dinlemedi: Camiler dezenfekte edildi, cemevi ve kiliseler edilmedi” başlıklı haberi nedeniyle soruşturma açıldı. (5 Haziran 2020)

-Yargıtay kararından sonra mahkemeden tahliye kararı

            Kamuoyunda “FETÖ medya yapılanması davası” olarak bilinen davaya ilişkin temyiz incelemesini Mart ayında tamamlayan Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 26 sanıklı davada, 17 gazeteci hakkında verilen hükümleri onadı. Sekiz gazeteci hakkındaki hükümlerin ise bozulmasına karar verdi. Mayıs ayında Yeni Şafak Gazetesi tarafından duyurulan karar, UYAP’a yüklendi. İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi, Yargıtay'ın kararın ardından tutuklu gazeteci Ahmet Memiş, Cemal Azmi Kalyoncu, Gökçe Fırat, Ünal Tanık, Yakup Çetin ve Yetkin Yıldız'ın tahliyesine karar verdi. (8/ 15 Haziran 2020)

-Gazeteciler Müyesser Yıldız ve İsmail Dükel gözaltına alındı

            Odatv.com Ankara Haber Müdürü Müyesser Yıldız ile Tele 1 Televizyonu Ankara Temsilcisi İsmail Dükel, evleri basılarak gözaltına alındı. Soruşturma Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından “siyasal ve askeri casusluk” suçlamasıyla başlatıldı. Soruşurma kapsamında İstanbul’da da bir asker gözaltına alındı. (8 Haziran 2020)

            Arama ve el koyma usule uygun yapılmadı

            Müyesser Yıldız’ın evindeki aramada bilgisayarların dijital kopyaları alınmadan belleklerine el konuldu. Bu uygulama daha önce FETÖ üyesi polislerin suç uydurmak hedefiyle bilgisayarlara sözde delil yüklemek amacıyla yaptığı yöntemlerden biri olduğu için tepki çekti. (8 Haziran 2020)

            Yıldız ve Dükel’e casusluk suçlaması ve karalama kampanyası

            Daha önce FETÖ kumpasının hedefi olan ve Silivri cezaevinde 15 ayı aşkın hapis yatan gazeteci Müyesser Yıldız’a ve gazeteci Dükel’e yönelik “casusluk” suçlaması basın meslek örgütleri tarafından eleştirildi ve trajikomik bulundu. Gözaltıların ardından iktidar beslemesi basın organlarında, internet siteleri ve televizyonlar da dahil olmak üzere bir karalama kampanyası başlatıldı. Daha önce Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu’nun tutuklanmasında gördüğümüz “sızdırma” haberler yine benzer isimler tarafından sayfalara, ekranlara taşındı.

            Örneğin, Sabah gazetesinden Abdurrahman Şimşek, A Haber’de katıldığı canlı yayında gözaltı gerekçesini anlattı, karalama kampanyasını başlattı. Şimşek, Yıldız ve Dükel’in kaynaklarıyla konuştuğunu ancak bu konuları haberlerine yansıtmadıklarını söyledi. Müyesser Yıldız’ın asker kaynağından gizli bilgiler aldığını ancak bunları haberlerinde yazmadığını bu nedenle soruşturmaya uğradığını anlatan Şimşek, savcılığın “haberlere taşınmadıysa bu bilgiler nereye taşındı” sorusuna yanıt arayacağını savundu. Şimşek canlı yayında şunları söyledi:

“Yıldız ve Dükel’in askeri casusluk kapsamında değerlendirilen 29 ayrı telefon görüşmesi teknik takibe takılıyor. Öncesinde Müyesser Yıldız’ın İstanbul’da çok önemli bir subayla gizlice görüşmelerinin, buluşmalarının olduğu, bu görüşmelerde Libya’da İHA-SİHA’ların önceden konuşlanması, Türk askerinin İdlib’deki hareket planlarını önceden alıp bunları gazetecilik saikiyle mi yoksa askeri casusluk saikiyle mi diye araştırma yapılırken Yıldız’ın aldığı bu istihbaratların hiçbirisini Odatv’deki köşesinde yazmadığı ortaya çıktı. Yani bir gazeteci haber kaynağıyla görüşüyor bu bilgileri alıyor ama köşesinde yazmayınca Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı bunu bir askeri casusluk kapsamında değerlendirip gözaltı kararı veriyor…. 29 tane ayrı, Türkiye’nin savaş planlarını casusluk maksadıyla edinip yabancı gizli servislere servis edildiği yönünde bir bilgi var… Güvenlik makamlarının en önemli bulduğu şimdi Türkiye’nin Libya’ya henüz daha Şubat ayında ya da Ocak ayında asker gönderme kararı alınıyor, gizlice 1. Ordu karargahında alınan çok önemli bir belgeyi telefonla okuyarak Müyesser Yıldız’a sızdırıyor. Yıldız’ın da not aldığı yönünde bilgiler var. Müyesser Yıldız bu bilgileri gazeteci olarak köşesine taşımıyorsa nereye taşıyor? Bunlar çok önemli… Ordu içinde Odatv’ye kimler hangi bilgileri sızdırdı genişletilmiş operasyonla devam edecek.” (8 Haziran 2020)

            Gazetelerde saldırgan, hüküm veren haberler

            Sabah Gazetesi, "Askeri sırları sızdırma trafiği deşifre oldu / Oda TV'ye casusluk operasyonu" başlıklı birinci sayfa haberinde Oda TV Ankara Temsilcisi Müyesser Yıldız ile TELE 1 Ankara Temsilcisi İsmail Dükel'in gözaltına alınmasını haberleştirdi. Haberde, "Yıldız'ın telefonda TSK personeli E.B ile Türkiye'nin Libya ve İdlib'deki savaş planlarıyla ilgili askeri casusluk suçu kapsamında görüşme yaptığı belirlendi" ifadelerine yer verildi. (9 Haziran 2020)

            Sabah gazetesi, "Devlet sırlarını tek tek not aldı" başlıklı birinci sayfa haberinde, gözaltına alınan Oda TV Ankara Temsilcisi Müyesser Yıldız'a saldırdı. Haberde, "1. Ordu Komutanlığı'nda kritik bir görevde bulunan E.B'nin, Libya Harekâtı ve İdlib'deki askeri sırlarla ilgili Müyesser Uğur Yıldız'ı sık sık aradığı, kritik bilgiler verdiği; Yıldız'ın bilgileri tek tek not aldığı anlaşıldı. Yıldız'ın bu sırada E.B'ye sıkça teşekkür etmesi dikkati çekti" denildi. (11 Haziran 2020)

            Dükel serbest, Yıldız tutuklandı

            Soruşturmada İsmail Dükel 4 günlük gözaltı süresinin ardından serbest bırakıldı. Müyesser Yıldız ise tutuklandı. Yıldız’ın avukatı Erhan Tokatlı, Yıldız’a "Kim bu Hafter'le görüşen Türk komutanlar" ve "Libya'ya hangi komutan gitti... Yerine kim geldi" başlıklı haberler nedeniyle Müyesser Yıldız’ın suçlandığını söyledi. Avukat Tokatlı, "soruşturmanın arkasında FETÖ organizasyonu olduğunu" dile getirerek, "soruşturmanın temel amacının da Müyesser Yıldız'ın dijital arşivlerine ulaşmak" olduğunu ifade etti. (12 Haziran 2020)

            Yıldız İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun hedefi olmuştu

            Yıldız, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından şu sözlerle hedef alınmıştı: “Çemçe grubunun itlafına, bir PKK bir sen üzülmüşsün. Kahramanlarımız bugün o bölgeye yeni sızmayı 10 metrede çatışma ile teröristleri yok ederek engelledi… Benim üzüntüm PKK seviciliğin değil, devlet gömleği giymiş pespayelerle iş tutmandır” dedi. Gazeteci Yıldız da can güvenliğinden sorumlu bir kamu görevlisi tarafından hedef gösterildiğini kaydetmiş, Soylu hakkında 1 liralık tazminat davası açmıştı. (19 Mayıs/ 5 Haziran 2020)

            Gazeteci Faruk Bildirici, Yıldız’ın tutuklanmasının ardından Soylu’nun sözlerini hatırlattı, “Yıldız’ın telefonunun dinlendiğini Soylu önceden biliyor muydu” sorusunu tekrarladı. Bakan Soylu’nun Saygı Öztürk’e yönelik suçlamasının ardından Bildirici-Soylu arasında geçen telefon görüşmesinde Yıldız’la ilgili soru da yinelendi, Bildirici şöyle aktardı:

“Sincan cezaevinde tutulan gazeteci Müyesser Yıldız’ın telefonlarının dinlendiğini önceden bilip bilmediğini de sordum Soylu’ya.

-Bu manipülatif bir soru. Önceden bilip bilmediğimi öğrenip de ne olacak?

-Hayır siz Müyesser Yıldız’a, ‘Benim üzüntüm PKK seviciliğin değil, devlet gömleği giymiş pespayelerle iş tutmandır’ demiştiniz.

-Ben o astsubayı kastetmemişimdir. Başka birisidir.

Müyesser Yıldız konusunda daha fazla ayrıntıya girmek istemedi Soylu. Görüşmemiz böylece sonlandı.” (18 Haziran 2020)

-Gazeteci Cankaya gözaltına alındı

            Bursaeditor.com.tr internet haber sitesi yazarı gazeteci Kemal Cankaya, sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek, “Cumhurbaşkanına Hakaret” suçlamasıyla gözaltına alındı. Cankaya, ifadesinin ardından serbest bırakıldı. (10 Haziran 2020)

-Demirören grubundan gazetecilere tazminat davası

            Demirören Medya Grubu'nda güvenlik görevlisi olarak çalışırken, haksız yere işten atılan Zeynep Tüzer'le ilgili haberleri nedeniyle hem medyakoridoru.com internet sitesine hem de Tüzer’e tazminat davaları açıldı. Demirören grubu sadece Tüzer ve medyakoridoru sitesine değil, haberi buradan alıp yayınlayan aykiri.com.tr, tele1.com.tr, ajanspress ve Birlik Yayım'a da 50’şer bin lira manevi tazminat davaları açtı. Medyakoridoru.com internet sitesi Genel Yayın Yönetmeni Canan Kaya “Demirören Medya Grubu, güvenlik görevlisi Zeynep Tüzer'in yönetim katındaki halıya bastığı gerekçesiyle işten çıkarılmasını haberleştirdiğim için hakkımda tazminat davası açmış! İstiyorlar ki susalım, görmeyelim, yazmayalım. Hadi oradan” sözleriyle davaya tepki gösterdi. (15 Haziran 2020)

-Grafiker Karanfilci’ye cumhurbaşkanına hakaret soruşturması

            İletişimci, grafiker Harun Karanfilci’ye sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek “Cumhurbaşkanına hakaret ve darbe yanlısı sosyal medya içerikleri paylaştığı” gerekçesiyle iki soruşturma açıldı. Karanfilci Bursa’da ifade verdi. Karanfilci’ye açılan soruşturmaya konu olan Erdoğan paylaşımı 2013 tarihli ancak o tarihte Cumhurbaşkanı Abdullah Gül olduğu için bu bile baştansavma soruşturma açıldığını gösterir nitelikteydi. (15 Haziran 2020)

-Adil Demirci’nin seyahat yasağı kaldırıldı

            ETHA muhabiri Adil Demirci ve 22 kişinin “terör örgütü üyeliği” ve “terör örgütü propagandası” suçlamalarıyla yargılandığı davanın duruşması, İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Demirci’nin yurtdışı çıkış yasağı kaldırıldı. Adli kontrolü bulunan tüm sanıkların imza yükümlülüklerinin kaldırılmasına da karar veren mahkeme, duruşmayı 11 Kasım erteledi. (16 Haziran 2020)

-Gazeteci Aslan evine yapılan baskın sonucu tutuklandı

            Amerika’nın Sesi Van Muhabiri Arif Aslan sabah evine yapılan baskınla gözaltına alındı. Aslan tutuklanarak cezaevine gönderildi. HDP’nin demokrasi yürüyüşünün Hakkari programını takip eden Aslan, kayyım atanan Van Büyükşehir Belediyesi binasının önündeki bariyerlerin fotoğraflarını çektiği için, 2017 yılında ‘silahlı terör örgütü üyeliği’ suçlamasıyla gözaltına alınmıştı. (16 Haziran 2020)

-Özgür Gündem Gazetesi davası ertelendi

            Kapatılan Özgür Gündem Gazetesi eski yayın yönetmeni Hüseyin Aykol, sorumlu yazı işleri müdürü Reyhan Çapan ve gazetenin bazı yazarlarının “örgüt propagandasından” yargılandıkları davanın duruşmasına İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam etti. Reyhan Çapan ve Hüseyin Aykol’un avukatı Özcan Kılıç, bu aşamada talepleri olmadığını söyledi. Mahkeme, sanıklardan Hasan Başak ve Kemal Yakut hakkında çıkartılan yakalama kararlarının infazının beklenmesine karar vererek duruşmayı 1 Ekim’e erteledi. (16 Haziran 2020)

-Cengiz Holding’in Cumhuriyet’e açtığı dava ertelendi

            Cumhuriyet Gazetesi muhabiri Hazal Ocak ve Cumhuriyet Vakfı Başkanı Alev Coşkun hakkında açılan 1 milyon TL talepli manevi tazminat davasının 4. duruşması görüldü. Cumhuriyet Gazetesi avukatları ile Cengiz Holding'in avukatları pandemi sebebiyle mazeret bildirerek duruşmaya katılmadı. Duruşma dosya üzerinden görülerek, tarafların mazeretleri kabul edildi. Yargılama ileri bir tarihe ertelendi. (17 Haziran 2020)

-Gazeteci Canözer’e hapis cezası

            Jinnews Muhabiri Beritan Canözer'e, sosyal medya paylaşımlarında "örgüt propagandası” yaptığı iddiasıyla 1 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası verildi. (17 Haziran 2020)

-Yeni Yaşam editörü Semiha Alankuş tahliye edildi

            Yeni Yaşam Gazetesi editörü Semiha Alankuş hakkında “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla açılan davanın 7. duruşması Diyarbakır 9’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı. İddia makamı mütalaasını açıklayarak, Alankuş hakkında verilen gizli tanık beyanlarının tek başına hükme esas alınmayacağını belirtti ve beraatini talep etti. Mahkeme heyeti, savcılık mütalaası doğrultusunda Alankuş’ un beraatine karar verdi. (17 Haziran 2020)

-Gazeteci Yağan hakkında mütalaa hazırlanacak

            İlerihaber eski genel yayın yönetmeni Onur Emre Yağan hakkında sitede yayınlanan haberleri ve sosyal medya hesapları gerekçe gösterilerek “zincirleme örgüt propagandası” yaptığı iddiasıyla açılan davanın ikinci duruşması İstanbul 33. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Mahkeme, esas hakkında mütalaanın hazırlanması için dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine hükmederek, bir sonraki duruşmanın 13 Temmuz’da görülmesine karar verdi. (17 Haziran 2020)

-Tutuklu gazeteci Doğru’nun davası ertelendi

            Tutuklu gazeteci Rojhat Doğru'nun 6-7 Ekim Kobani eylemlerinde çektiği görüntüler nedeniyle "devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma" ve "kasten yaralama" suçlamalarıyla yargılandığı davanın 7. duruşması bugün Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Dava 13 Ekim'e ertelendi. (18 Haziran 2020)

-Deniz Yücel’in davası ertelendi

            DieWelt Gazetesi muhabiri Deniz Yücel’in “örgüt propagandası” ve “halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek” suçlamalarıyla yargılandığı davanın 8. duruşması İstanbul 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Deniz Yücel’in avukatı Veysel Ok, esas ilişkin savunmasında soruşturma aşamasındaki hukuksuzluklara, iddianamedeki eksikliklere değindi. Mahkeme heyeti, sonraki duruşmanın 16 Temmuz’da görülmesine karar verdi. (24 Haziran 2020)

-Tutuklu 6 gazeteci mahkemeye çıktı, 3’ü serbest bırakıldı

            MİT mensuplarını deşifre ettikleri iddiasıyla 4 aydır tutuklu bulunan Odatv Genel Yönetmeni Barış Pehlivan, Haber Müdürü Barış Terkoğlu ve Manisa Muhabiri Hülya Kılınç, Yeni Yaşam gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ferhat Çelik ve Sorumlu Yazıişleri müdürü Aydın Keser, Yeniçağ gazetesi yazarı Murat Ağırel ilk kez hakim karşısına çıktı. İstanbul 34. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davada savcı, tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesini istedi. Mütalaanın ardından mahkeme ara kararını açıkladı ve gazeteciler Barış Terkoğlu, Ferhat Çelik ve Aydın Keser'in tahliyesine karar verdi. Barış Pehlivan, Hülya Kılınç ve Murat Ağırel'in “suçun vasıf ve mahiyeti, kuvvetli suç şüphesi, delilleri yok etme ve kaçma şüphesi” gerekçeleriyle tutukluluk hallerinin devamına karar verildi. Gazeteciler hakkında “devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin gizli kalması gereken bilgileri açıklama” ve “istihbarat faaliyeti ile ilgili bilgi ve belgeleri ifşa etme” suçlarından 9’ar yıldan 20’şer yıla kadar hapis isteniyor. Terkoğlu, Çelik ve Keser hakkında yurt dışına çıkış yasağı konuldu, adli kontrol şartı getirildi. Bir sonraki duruşma 9 Eylül’de yapılacak. (24 Haziran 2020)

            Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, duruşmayla ilgili açıklamasında şunları vurguladı: “Bu son olayda olduğu gibi ne yazık ki, yıllardır toplumu susturmak için gazeteciden suçlu yaratılmaya çalışılıyor. Gazetecilik suç değildir. Halkın bilmesi istenmeyen her haberin terör ya da casusluk faaliyeti olarak gösterilmeye çalışılmasından artık vazgeçilmesini istiyoruz. Halkın haber alma, gerçekleri öğrenme ve bilgilenme hakkını engellemek için gazetecileri tutuklamanın basın ve düşünceyi ifade özgürlüğüne, Anayasaya aykırı olduğunu tekrar hatırlatıyoruz. Ülkede demokrasinin yeşermesi ve barışın sağlanabilmesi için cezaevinde bulunan 84 gazetecinin bir an önce serbest bırakılması gereğine inanıyoruz. İktidarı bir kez daha Anayasa’ya, basın ve düşünceyi ifade özgürlüğüne saygılı olmaya, halkın haber alma hakkını engellememeye davet ediyoruz.” (23 Haziran 2020)

-RedHack davası ertelendi

            Altı gazetecinin yargılandığı “RedHack davasının” 10. duruşması görüldü. Mahkeme, gazeteciler Tunca Öğreten, Mahir Kanaat, Ömer Çelik ve Metin Yoksu’nun yurtdışı çıkış yasaklarının devamına karar vererek davayı 15 Aralık’a erteledi. (25 Haziran 2020)

-Hürtaş ve Demir’e iki buçuk yıldır devam eden yurt dışı yasağı sürüyor

            Artı TV Ankara Temsilcisi Sibel Hürtaş ve gazeteci Hayri Demir’in, 11 sanıkla birlikte Afrin'deki askeri operasyonu eleştiren sosyal medya paylaşımları nedeniyle yargılanmalarına Ankara 15. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Mahkeme, iki buçuk yıldır uygulanan yurt dışı çıkış yasaklarının kaldırılması ve dosyalarının tefrik edilerek kararın verilmesine yönelik talepleri reddetti. Bir sonraki duruşma 25 Kasım tarihinde görülecek. (25 Haziran 2020)

-Gazeteci Karahan’a soruşturma

            Nazilli Havadis gazetesi çalışanı Veysel Karahan, CHP Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül’ün şikâyeti üzerine başlatılan soruşturmada ifade verdi. (25 Haziran 2020)

-Gazeteci Temizkan’ın davası ertelendi

            2014 tarihli bir sosyal medya paylaşımı nedeniyle gazeteci Sabiha Temizkan hakkında "örgüt propagandası yapmak” suçlamasıyla açılan davanın ilk duruşması görüldü. Sağlık sorunları nedeniyle duruşmaya katılmayan Temizkan'ın mazeretini kabul eden mahkeme, davayı 22 Eylül'e erteledi. (25 Haziran 2020)

-Kanbal hakkındaki iddianame kabul edildi

            Mezopotamya Ajansı muhabiri Ahmet Kanbal hakkında, Nisan ayında yaptığı bir sosyal medya paylaşımı nedeniyle "kamu görevlisine hakaret" suçlamasıyla dava açıldı. Kanbal hakkında hazırlanan iddianame, Mardin 1. Asliye Ceza Mahkemesince kabul edildi. (25 Haziran 2020)

-Altan’ın davasında kovuşturmanın devamına yer olmadığı kararı

            Ahmet Altan’ın 2010 yılında Taraf Gazetesi’nde yayımlanan “Ölüm babanın emri” başlıklı yazısıyla ilgili Süleyman Demirel’in şikâyeti üzerine “düzeltme ve cevabın yayımlanmaması” suçlamasıyla açılan davanın beşinci duruşması, Anadolu 10. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Altan’ın Silivri Cezaevi’nden SEGBİS bağlantısıyla katıldığı duruşmada mahkeme, dava konusu dosyanın yeniden açılmasına neden olan İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi kararının henüz kesinleşmemiş olması nedeniyle kovuşturmanın devamına yer olmadığına karar verdi. (25 Haziran 2020)

-Adapazarı gazetesine “İyi ki varsın Yavuz” soruşturması

            AKP Sakarya Milletvekili Ali İhsan Yavuz’un “Medya güzellikleri yansıtmıyor” sözlerine ironik yanıt vererek “İyi ki varsın” manşetiyle Yavuz’un fotoğrafını basan Adapazarı gazetesine soruşturma başlatıldı. Adapazarı Gazetesi imtiyaz sahibi Mustafa Sarı, Yazı İşleri Müdürü Sedat Balta ve Haber Müdürü İsmail Erken, “görevi başındaki kamu görevlisine hakaret ve iftira” suçlamasıylaifadeverdi. (26 Haziran 2020)

-Gazeteci Bulut gözaltına alındı

            Gazeteci Zeynel Bulut, Diyarbakır’da mezarlıkta düzenlenmek istenen bir anmada basın açıklaması yapmak üzereyken, müdahalede bulunan polis tarafından gözaltına alındı. Bulut, gece yarısı tamamlanan işlemlerinin ardından serbest bırakıldı. (29 Haziran 2020)

-Gazeteci Eser ifadeye çağrıldı

            Mezopotamya Ajansımuhabiri Sadiye Eser’in, 2019 yılında Abdullah Öcalan’ın avukatı Mahmut Şakar ile yaptığı röportaj nedeniyle soruşturma başlatıldı. Eser, Şakar’ın kullandığı bazı ifadelerin “propaganda içerikli” olduğu iddiasıyla başlatılan soruşturmada İstanbul Adalet Sarayı’nda ifade verdi. (29 Haziran 2020)

-Cihan Acar yeniden cezaevine girdi

             “FETÖ medya yapılanması davası” olarak bilinen dava kapsamında 2018 yılında “terör örgütü üyeliği” suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezasına mahkûm edilen gazeteci Cihan Acar, Yargıtay’ın cezasını onamasının ardından yeniden cezaevine girdi. (30 Haziran 2020)

-BirGün’ün Fuat Avni davası ertelendi

            BirGün gazetesi yöneticileri İbrahim Aydın, Barış İnce, Can Uğur ve Bülent Yılmaz’ın Fuat Avni haberleri nedeniyle “terör örgütüne üye olmamakla birlikte yardım” suçlamasıyla yargılandıkları davanın dördüncü duruşması İstanbul 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Mahkeme, davayı 13 Ekim 2020 tarihine erteledi. (30 Haziran 2020)

 

 

 

Kaynak : istanbulgercegi.com

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları