loading
close
SON DAKİKALAR

CHP Sözcüsü Öztrak: 200 sayfalık gerekçeli kararı yazıp gönderen saray

CHP Sözcüsü Öztrak: 200 sayfalık gerekçeli kararı yazıp gönderen saray
Tarih: 20.05.2019 - 14:49
Kategori: Siyaset

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak CHP Genel Merkezi'nde açıklamalarda bulundu.

Faik Öztrak'ın açıklamaları şöyle:

"Demokratik rejimler hukukun herkese eşit olmasına, sandıktan çıkan iradeye herkesin saygı duymasına bağlı. Hukukun üstünlüğü yok edilmekte, kuvvetler ayrılığı işlevsiz hale getirilmiştir. Bunun etkilerini siyasal ve ekonomik olarak her alanda görmekteyiz. Bunun son örneği 6 Mayıs sandık darbesidir. 31 Mart'ta belediye başkanlığı seçimlerinde milletin sandıkta söylediği söz masabaşı oyunlarıyla gasp edilmiştir. YSK milletin iradesini elinden almıştır. Seçimlerin sonucunu YSK değil millet berlirler. Ancak 31 Mart'ta ömilletin değil YSK'nın dediği olmuştur. 

Sandık darbesinin üzerinden 14 gün geçti. YSK'nın gerekçeli kararı daha açıklanmadı. Adalet ve Kalkınma Partisi genel başkanı bugün açıklanacağını söyledi. Basında 200 sayfalık gerekçeli kararın yazıldığı haberleri geliyor. Bunu yazıp gönderen saray. YSK'nın 1 asil üyesi var. O da sarayın kibirli kişisi. Diğer üyelerin hepsi yedek. Yazılan gerekçede kuzuyu kapan kurdun kuzuyu suçlamasından başka bir şey olmayacaktır. Her gün ayrı bir iddia, yalan ve iftira tedavüle sokuluyor. En son Adalet ve Kalkınma Partisi'nin İBB adayı ipe sapa gelmez iddiaları aslında komedi sınırlarını aştı. Trajik bir hal almaya başladı. Bu kişi sandık başkanlarının AK Parti'ye oy verecek kişiyi tipinden anladığını ve İBB pusulası verilmediğini söylüyor. Bu başta AK Partili kardeşlerimiz olmak üzere herkesle alay etmektir. Oy pusulalarına baktığınızda da en fazla oyun Büyükşehir abaşkanlığı için kullanıldığını göreceksiniz. Bu siyaset erbabına Allah akıl fikir versin. Çalınan minare o kadar büyük ki kılıf uydurmak zor oluyor. 200 sayfalık gerekçeli karar bakalım kılıf olmaya yetecek mi?İstanbul için ahiretleri dahil her şeyi yakmaya hazırlar. 

Biz şu husuların açıklıkla yer almasını bekliyoruz:

-AKP YSK'ye verdiği iptal gerekçesinde pek çok şey iddia etti ama oy çalındığını söylemedi. YSK da çalma çırpmadan söz etmedi. Ancak AKP Genel başkanı ve onun İBB adayı ağzından oy çalındığını düşürmüyor. Bu oyları kim çaldı, açıklasınlar. Çalınmasına AK Parti'nin gözlemcileri neden, nasıl göz yumdu? 280 bin gözlemci var diyorlardı. YSK bunu iptal gerekçesi olarak gerekçeli kararında yer verecekse bu soruların cevaplarında açıkça belirtmelidir.

Ayrıca gerekçeli kararın ekinde sarayın kibirli adamının söylediği kamera görüntülerinin yer alamsını bekliyoruz. Kararda göremezsek çıkıp özür dilemeliler. 

Erdoğan sürekli oy sayım- döküm cetvellerinin, mühürsüz veya imzasız olduğunu iddia ediyor. Bu YSK kararında yer almıyor. YSK eğer gerekçeli kararında bir iptal gerekçesi olarak görecekse ıslak imzalı sonuç tutanaklarının ne işe yaradığını açıklamalı. AKP ıslak imzalı tutanaklara sandık başında itiraz etmemiş, oy sayım cetveli yok, diye itirazda bulunmamıştır. Oy sayım cetvelinin sonuca nasıl etki ettiğini YSK açıklamalıdır. 

YSK kısa kararında sadece bazı sandık kurulu başkanlarının memur olmadığını gerekçe göstermiştir. Aynı YSK, bunu daha önce iptal içn gerekçe görmüyordu. YSK geçmişteki kararlarını niye çöpe attığını herhalde açıklayacaktır. Çalınan minareye 200 sayfalık kılıf ancak aranmıştır. 

Atatürk tüm ümidinin gençlikte olduğunu söylemiştir. Ancak saray yönetimi geçmişi tahrif ediyor. Ne yapılmışsa sanki 17 yılda yapılmış gibi göstermiştir. Eğitim sistemini yapbozla çocukların geleceğini çalan iktidar yeni bir değişiklik yapılacağını açıklamıştır. Bu değişikliğin tüm paydaşlarla tartışılması gerekir. Eğitim sisteminde yapılan yanlışıklar bizi yoksullaştırmakta, dünyada geriye düşürmektedir. 

-Eleştirel düşüncede 140 ülke içinde 133. sıradayız. Dünyayla nasıl rekabet edeceğiz. Genç işsizliği yüzde 26'nın üzerinde. Üniversiteli işsizler 1 milyon 122 bin ile tüm zamanların rekorunu kırıyor. Ne okuyan ne çalışan gençlerin oranı yüzde 25.

-Türkiye rekabet yaratacak reformlar yapamadı. Erdoğan verin yetkiyi, faizle nasıl uğraşılır diyordu. Aldı yetkiyi, faiz- döviz aldı başını gitti. Seçim sonucunu beğenmeyince seçimi tekrarlattı. 

Hazine 2004'ten bugüne ilk defa yüzde 26'nın üzerinde bir faizle borçlandı. Dolar 1 Nisan'da 5.49 kuruştu bugün 6.6 kuruş civarında. TL en fazla değer kaybeden para birimi oldu. Reel sektörün 197 milyar dolar net borcu var. 1 Nisan'dan beri şirketlerimiz 113 milyar zarar etti. 

Vatandaşın mutfağındaki tencere boş, Erdoğan bunları görmek istemiyor. İktidar komplo teorilerinin arkasına saklanarak sorumluluktan kaçmaya çalışıyor. 

-16 Haziran 2009 tarihli kararda Recep Tayyip Erdoğan'ın imzası var. Bu kararname şirketlerin dış borca batmasının önünü açtı. Borcu artırırsanız dışarıdan emir almaya başlarsınız dedik, bize 'bunlar şirketlerin borcu, karışamayız' dediler. 2013 mayıs ayında ABD merkez bankası ucuz ve bol para bitti dedi. Uyardık, yine dinlemediler. Sıcak para ve borçlarla ekonomiyi şişrmeye devam ettiler şimdi yurt dışını suçluyorlar. Esas suçlu bu kararnameyi çıkaranlar, suçlarının üstünü örtmeye çalışanlar. 

2013'ten beri habire seçime götürdüler. Liyakatli kadrolar tasfiye edildi, ekonomi damada bırakıldı. Cumhurbaşkanlığı seçiminin yapıldığı 2014'te ağustosundan beri TL'deki değer kaybı yüzde 65. 

Türkiye'nin son 300 yılın en güçlü seviyesinde olduğunu söylüyorlar. 2014'ten bu yana bize saldırıyorlar yabancılar, diyorlar. Siz ne yapıyorsunuz? Güç bunun neresinde? Türkiye zamanını yanlış kararlarla heba etti. Sebebi Erdoğan'dır. Ekonominin başındaki, yetkiyi isteyen o. 

(Liderlerin 19 Mayıs fotoğrafı) Liderlerin 19 Mayıs'ın 100. yıl dönümünde bir araya gelmesi olağandışı denildi. Aslında olağan bu. Türkiye tek adam rejimine geçtiğinden beri bir araya gelmeyi unuttuğu için böyle bir fotoğraf ses getiriyor. 

Ülkenin çok ciddi sorunları var. İstişare olmadan ülke yönetilir olmaktan çıkmıştır. TBMM'yi de, YSK'yı da ben idare ederim, basını da ben kontrol ederim diyen tek adam parti devletiyle ülkeyi götürebilmek mümkün değildir. Umarım masa başında da bu tür toplantılar yapılır. 

(AKP'lilerin oy vermeyen seçmene ulaşacağız, açıklamaları) Bir uluslararası basın ajansında Adalet ve Kalkınma Partili yetkilinin bu seçmenlere tek tek ulaşacağız, sözleri vardı. Ben de biz de bu listeleri istiyoruz, dedik. YSK'dan ses gelmedi. AKP yetkilileri ellerinde ilste var ya da yok desinler biz de resmi talebimizi yapalım.

(Erdoğan'ın YSK üyelerine Kılıçdaroğlu'na dava açın, sözleri) Adalet ve Kalkınma Partisi genel başkanı kendisini herkesin patronu görüyor. Öyle görünüyor ki YSK'ya 200 sayfa göndermiş bir de talimat veriyor. Kılıçdaroğlu size hakaret etti, dava açın talimatı veriyor. Sizi eleştirdi gidin dava açın demek bu ülkenin cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturmuş Adalet ve Kalkınma Partisi genel başkanına mı düşüyor."

Kaynak : www.istanbulgercegi.com

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları