CHP Sözcüsü Öztrak: AKP ile sarayın bekçisinin bahsettiği beka mücadelesi hortumcu piyasa ekonomisi için

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, MYK sonrası açıklamalarda bulundu.

Öztrak'ın açıklamaları şöyle:

"AKP Genel Başkanı geçtiğimiz hafta Rusya'ya güvenli bölgeyi görüşmeye gitti, Adana Mutabakatı diyerek geri döndü. 1998'de imzalanan ve Erdoğan'ın 8 yıldır ağzına dahi almadığı Adana Mutabakatına Rusya dönüşünde atıf yapması Rusya'nın emriyle Suriye yönetimini muhatap almaya hazırlandığını gösteriyor. Adana Mutabakatı Türk diplomasi tarihinin önemli başarılarından biridir. Türkiye tek kurşun atmadan Suriye'de haklı taleplerini kabul ettirmiştir. Bu mutabakat çerçevesinde Suriye yönetimi terör elebaşı Öcalan'ı ülkesinden uzaklaştırmış, Suriye'deki terör kampları boşaltılmış, Suriye yönetimi PKK'yı terör örgütü olarak tanımıştır. Bir süre sonra ilişkiler normalleşmeye başlamıştır. Adana Mutabakatı AKP diye bir parti yokken imzalanmıştır. Erdoğan'ın beğenmediği eski Türkiye diplomatik bilgi ve birikimi kullanarak başarıyı gerçekleştirmiştir. Bu diplomatik dili liyakat açığını açık seçik ortaya koymakttadır. Saray, Dışişleri bakanlığı'ndaki yetkin kadroları dinlemiş olsaydı Putin'den emir ya da akıl almak zorunda kalmazdı.

Artık yeni Türkiye diyerek ülkemizi Suriye'de bataklığa sürükleyenlerin Emevi Camii'nde namaz kılma hayalleri suya düşmüştür. 
Erdoğan Suriye konusunda CHP'yi dinlemiş olsaydı bugüne kadar yaşadığımız acıları, gözyaşını, kargaşayı yaşamazdık. Bizi dinlemiş olsaydı bölgede barışı sağlamış, Akdeniz'de kalkınma hamlesini gerçekleştirmiş olacaktık.

31 Mart'tan sonra açıklanacak bir ABD-Rusya mutabakatıyla emperyalist güçleri tarafından ülkemize bir takım roller dayatılması ihtimaline karşı şimdiden uyarıyoruz.
Yurttaşımıza soruyorum, iktidarın hataları nedeniyle Suriye'de yaşanan onca acıdan, onca şehitten, şehirlerimizde yaşanan huzursuzluktan, Suriye'den kaçıp gelenlere 35 milyar dolar harcanmasından memnun musun? Değilsen önüne sandık geliyor. 31 Mart'ta gerekli uyarıyı yapacağından şüphemiz yok. Umarız bu uyarı kendilerine çekidüzen vermelerini sağlar.

Saraya taşındıktan sonra millletten koptular. Belediyelerden yandaşlara kaynak aktarımları, adrese teslim dövizli ihaleler, garanti adı altında milletin cebinden şirket kasalarına döşenen hortumlar, yandaşlara verilen krediler hep aynı isimlere...
Tek vasfı Erdoğan'a aşık olmak olan işadamına ve Katar ordusuna milli harp sanayimizin en kritik fabrikalarından birini verdiler. Geçtiğimiz haftalarda genel başkanımız saraya 9 soru sordu. Milletimiz adına cevap bekliyoruz.

AKP ile sarayın bekçisinin bahsettiği beka mücadelesi hortumcu piyasa ekonomisi içindir. Milletimizin geleceğini ve kaynaklarını talan etmenin adını beka koydular. Kendi menfaatlerinin derdine düşmüşler. Millet umurlarında dahi değil.

Sarayın damadı geçtiğimiz günlerde İsviçre Alplerinde jet soyete ve döviz baronlarıyla beraberdi. Sosyete damat ekonomimiz yangın yerine dönmüşken millete saray usulü harikalar diyarı masalları anlattı.

2019'da Türkiye ekonomisinde AB komisyonu yüzde 1,5, uluslararası finans enstitüsü yüzde 0,9 , OECD yüzde 0,4, IMF yüzde 2 civarında daralma bekliyor. Damat çıkıyor 2019'da kaliteli büyümeye odaklandık diyor. Olmayan büyümenin kalitesi nasıl olacak, anlatsınlar.

Kayınpederden torpilli bakan mali disiplinden taviz yok demiş. Oturacak kendi bakanlığının kendi yayınladığı program tanımlı bütçe dengesine bakacak. 2018'de 1,3 milyar TL fazla verdiklerini açıkladıkları bütçe 55,6 milyar TL açık vermiş. (Program tanımlı bütçe 1 defaya özel mahsus özelleştirme gelirleri, bedelli askerlik, imar, vergi affı düşüldükten sonra kalanı gösterir) Bu gelirleri bir sonraki yıl tahsil edemeyeceksiniz. O zaman bu açık ortaya çıkacak. 2017'de bu açık 14,7 milyar. Açığı 4'e katlamışlar. Bütçe disiplini diye birşey yok.
Kayınpeder de boş durmuyor. Döviz manüpülasyonlarından, ekonomiye dış müdahalelerden bahsetmeye başladı. El atına binen tez iner dedik. Bu kadrolar başta oldukça kimsenin ülkeye komplo yapmasına gerek yok.
Aldıkları borçları kamu bankaları aracılığıyla döviz piyaslarına veriyorlar, dövizi daha aşağı çekmek için uğraşıyorlar. Bunların bildiği tek şey borcu borçla çevirerek, baskıyla ekonomiyi götürmek. İşçi, esnaf, çiftçi perişan. Yaşananların sorumlusu ise ya dış güçleri ya soğan depoları, ya marketler ya pazarcılar kendilerinin hiç sorumluluğu yok. Üreticiden tüketiciye giden zinciri paramparça ettiler. Millet bunlara yetkiyi sorun çözsünler diye verdi sürekli şikayet ediyorlar.
Saraydaki kibir abidesi ve damadının seçimlere kadar tek önceliği 31 Mart'a kadar ekonomiyi asprinle idare etmek. Yaerel seçimler biter bitmez de ekonomiyi sıcak paracılara, IMF'ye teslim etmek.
18 Ocak'ta MB karını, 34 milyar TL Hazine'ye aktardılar. Haizne'de MB'deki hesabına koydu. 5 günde 21,7 TL çekilmiş. Buna hiçbir şey dayanmaz. Bu para sçeime kadar bunlara yetmez. Gidiyor yurt dışından tefeci faiziyle borçlanıyor, içeride faizler artmasından diye.
Döviz ve faiz oyunlarıyla içerde sıcak paracılar abad ediyorlar.
Yılbaşında Türkiye'ye 1 milyon dolar getirip Hazine kağıdına yatıran biri 25 günün sonunda yüzde 2,3 kar elde etti. Yani 22 bin 859 dolar kazandı. ABD'de bu karı 2 yılda kazanıyor.
Bu yılın başında 1 milyon dolar getirip borsaya yatıran biri yüzde 12 kar elde etti. Dünyanın neresinde böyle bir kazanç var. Bunun adı gazino kapitalizmidir.

Yarın beyaz et ve yumurta fiyatları çöken üretim nedeniyle alıp başını gittiğinde iktidar sahipleri hata yaptık demeyecekler, marketlerdeki etiketlere bakacaklar. Derdiniz milletin derdine çare bulmak değil, sadece şikayet etmek.
İnşaatlarda seramik işlerinin en yoğun olduğu dönemdeyiz. Seramik fabrikaları iflas ediyor.
Kamuya iş yapan müteahhitler paralarını alamıyorlar, teminat mektuplarını yakıyorlar. Bunlar ihalelerden de yasaklanıyor.
Saraylarında 4 bin liralık çaylarını yudumlarken pazarlarda fiyatlar uçmuş, sebze meyve zehir olmuş.

Yargıya yapılan atamalar da saray rejimine güveni aşındırmaya devam ediyor. AYM'ye AKP genel başkanı, AKP'li eski bir vekili üye olarak atadı. Hukuka ve yargıya güven kalmamasının en önemli nedenlerinden biri. Demokrasiyi sadece sandığa indirgiyorlar sanfığın namusunu koruyacak kurumların canına okuyorlar.

IMF, 2019'de beklenenden yüksek bir daralma olacak diyor. Ekim ayında Türkiye 0,4 büyüyecek, demişti. IMF ile hükümet arasında anlaşmaya gidiş varsa anlaşmanın maliyetini gösteriyor.
Sarayın kibirli sahibi metal yorgunluğuna uğradılar dedi, birçok başkanı görevden aldı. Milletimiz AKP belediyeciliğinin kendilerine bir şey vermeyeceğini görüyor. AKP, kampanya yapıyorlar. Son çare olarak oy isterken Allah'a şirk koşmaya başladılar. Zamananınd abelediye arslarını parsel parsel FETÖ'ye dağıtanlar, oy için cennette tapu dağıtmaya yelteniyorlar.
Sarayın bekçisi seçim öncesi Maduro'dan mağdur o yapmaya başladı. ABD, seçimden sonra Kılıçdaroğlu'nu tanırsa ne yaparız, demiş. Bizi dünya bilir. Bizim ve genel başkanımızın bizi deliğe süpürmeyin diye meşruiyeti emperyal güçlerin desteğinde armaaycağımız çok iyi bilirler. Sarayın bekçisi bu saçma sapan işleri bıraksın. Bu kadar hadsizleşmeleri, seçimi kaybettiklerini iyice anladıklarını gösteriyor. Seçim güvenliği çalışamlarımızı titizlikle sürdürüyoruz.  Seçimi CHP kazanıyor, milletin işbirliği kaznaıyor. Tek oyun ziyan olmasına izin vermeyeceğiz.