loading
close
SON DAKİKALAR

CHP Sözcüsü Öztrak: Parlamenter sistemi yıkıp 6 ay içinde devleti işlemez hale getirdiler

CHP Sözcüsü Öztrak: Parlamenter sistemi yıkıp 6 ay içinde devleti işlemez hale getirdiler
Tarih: 24.12.2018 - 13:59
Kategori: Siyaset

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak MYK toplantısının ardından açıklamalarda bulundu.

Öztrak'ın açıklamaları şöyle:
“Dün devrim şehidimiz Kubilay’ın aramızdan haince alınışının 88. yıl dönümüydü. Saygıyla anıyorum. Cumhuriyet değerlerine düşmanlık gösterenlerle mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz.

Yarın da 2. cumhurbaşkanımız İsmet İnönü’nün ölüm yıl dönümü. Partimizin genel başkanı büyük devlet adamı İnönü’yü saygıyla anıyorum.

Erdoğan bu hafta sonu da meydan meydan dolanarak ipe sapa gelmez iddialarla herkesi terörist ilan etti. Beyefendiye soruyorum; ülkemizde hendekler kazılırken valilere bunları görmeyin talimatı veren kimdi? Oslo’da teröristlerle bürokratları masaya oturtan kimdi? Devletin kozmik odasını terör örgütüne açan kimdi? Tapeler ortaya dökülmeden önce Pensilvanya’daki yol arkadaşına ağlayarak ‘ne istedin de vermedik’ diyen kimdi? İsrail’den Yahudi cesaret madalyası alan kimdi? ‘Gazze’ye gideceğim’ deyip damadını İsrail’e enerji projesi için görüşmeye gönderen kimdi? Mavi Marmara mağdurlarının İsrail aleyhine dava açmasını önlemek için yasa çıkartan kimdi? Bunları yapanların başkalarına terör destekçisi ya da İsrail muhibbi deme hakkı yoktur.

Ekonomik kriz kasıp kavururken Erdoğan boş laf konuşmaktan geri durmuyor. Biz de çözüm önerilerimizi anlatmaya gayret ediyoruz. Tek adam parti devleti projesinin uygulamaya konulduğu günden beri demokrasi kalitesini gösteren tüm uluslararası karşılaştırmalarda kafa üstü çakılıyoruz.

Milli gelirimiz bugün itibariyle 10 yıl önceki seviyesine gerilemiş vaziyette. Ülkeyi tam bir korku devleti haline getirdiler. Saraydaki kibir abidesi geçtiğimiz hafta Fatih Portakal’ı hedef göstermişti bu hafta da Metin Akpınar ve Müjdat Gezen Erdoğan’ın nefret dolu sözlerinin hedefi oldu.
Talimat sonrası ülkenin en ünlü sanatçıları polis eşliğinde adliyeye götürüldü. Bu yürütmenin yargı üzerindeki tahakkümünü gösteriyor. Seçimle gelenin seçimle gitmesi taraftarıyız. Müjdat Gezen ve Metin Akpınar’ın ifadeleri de demokrasiden uzaklaşılması durumunda neler olabileceği anlamında. Erdoğan'ın adı bile geçmiyor.

AKP genel başkanının meydan meydan gezip ey Kılıçdaroğlu demesiyle milletimizin karnı doymuyor. Sayın Erdoğan muhalefet eden herkesi içeri tıkmaya çalışmayı bıraksın. Siftah yapmadan dükkan kapatan esnafı, çiftçiyi hatırlayıversin.
Ucube tek adam parti devletinin bütçesi geçen hafta kabul edildi. Bütçenin kendisi de ucube çıktı. Saray rejiminin ilk bütçesi neye hizmet edildiğini açık net şekilde ortaya koyuyor. Önümüzdeki yıl vatandaşa yapılacak harcama için ödemeler sadece yüzde 13 artmış. Faizdeki artış ise yüzde 53,5.
Uzun süredir bu ülke yönetilmiyor savruluyor diyoruz. Bu savrulma kurumsal çöküş seviyesine ulaştı. Devlet kilitlendi işler yürümüyor. Kaptanı kötü olan gemiye her rüzgar kötüdür. Vatandaş çaresiz ama ekonominin dümeni ehil olmayan ellere emanet. Damat bakanın bütçeden ne anladığını attığı twitle gördük. Bütçe açığı büyüyor bütçe fazla verdi diye mali disiplinden bahsetmeye başlıyor. Hayatında şirket bilançosundan başka şey görmemiş ellere koskoca devletin bütçesi emanet ederseniz böyle oluyor. Damat böyleyken kayınpederi de kendisinden aşağı kalmıyor.
Bu fakir burada kaldıkça bırakmam dediği rahibi 24 saatte oval ofise gönderip ülkemizi Trump'a seçim malzemesi yaptığı tarihi milat tutmuş. Bu milada göre döviz hikayeleri anlatıyor. Dolar TL karşısında yüzde 40 değer kazanmış. En fazla parası değer kaybeden 2. ülke biziz. ‘Ocak ayı faizlerini düşürdük’ diyor. Ocak ayı başında yüzde 13 olan 2 yıllık devlet tahvilinin oranı yüzde 21 olmuş,nasıl düşmüş? Sene başında 165 puan olan borç sigorta primi 2 kattan fazla artmış 365’e gelmiş. Erdoğan ‘düştü’ diyor. Ekonomiye güven arttı diyor. Aralık güven endeksi açıklandı, tüketici güveni geriliyor. Nereden çıkıyor bu hikayeler. Rakamları nalıncı keseriyle kendine yontup kriz yokmuş gibi yaparak vatandaşa yuttururuz diyorlar, bu defa olmaz. Vatandaşın mutfağında işler her gün kötü giderken cambaza bak siyaseti mümkün değil.
Parlamenter sistemi yıkıp 6 ay içinde devleti işlemez hale getirdiler. Bunun sorumluluğunu iç dış mihraklara yıkmak istiyorlar. Gezi eylemleri ekonomiyi bozmuş. ‘Dış güçler, kandırıldık’ demek artık gerçeklerin üzerini örtemiyor.

Saray idaresi milletten kopmuştur. Bunlar milletin mahallesinden rantçıların rezidanslarına taşınmışlardır. Vatandaş elektrik faturalarına siyan ediyor. Bakan asgari ücret içinde elektriğin payı düştü diye dalga geçiyor.
Tarım bakanı ‘paramız var ithal ediyoruz’ diyebiliyor. Millet inim inim inlerken damat bakan ‘her şeyi atlattık’ diyor, alay ediyor adeta.
Torba kanunda bir madde var.  Eskiden müsteşarlarda bulunan yetkiler bakan yardımcılarına devrediliyor. Müsteşar teknik birikimi olan devlet memuruydu. Çoğunlukla kurum içinden gelirdi, şimdi bakan yardımcıları siyasi şahsiyetler, teknik işlerden çok fazla anlamıyorlar. Her yıl Hazine’de milyarlarla ilgili borçlanma ihalesi yapılır. Hiç bugüne kadar bu konuda şaibe haberleri yaptınız mı, yoktur. Borçlanma Kanunu ile yetki Hazine müsteşarlarına verilmişti. Müsteşarlar geçmişte yetkiyi ben kullanacağım, diyen bakanlarla ters düşmüşlerdir. Bu yetkiyi siyasi bir kişilik ya da damat kullanıyor. Hazine ihaleleriyle ilgili çok yazılıp çizilmeye başlandı. Buradan uyarıyorum cin fikirler icat edip kimse ihalelerin üzerine şaibe düşürmesin.
Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ‘Türkiye IMF’den çıktığı için Gezi oldu, birileri dışarıdan ekonomiyle uğraşıyor’ dedi. Uzunca bir süredir piyasalarda Erdoğan’ın IMF ile flört ettiği dedikodular var ve ayyuka çıkıyor. Ben de hızla ülkenin IMF kapısına götürüldüğünü ifade ediyorum bu kürsüden.
Damadın iç kabinesinden bazı isimlerin finans çevreleriyle yaptıkları kapalı toplantılarda seçimlerden sonra Türkiye’nin IMF ile bir program yapacağı yönünde ifadelerde bulunduğu anlaşılıyor. Bunun nedeni yitirdikleri güveni IMF programının arkasına sığınarak toparlayabilmek, düşük faizle borçlanabilmeyi sağlayabilmek. İlk defa bu duyumlar yabancı bankaların yazılı raporlarına yansıdı. Bir bankanın raporunda 'IMF’nin Türkiye’ye krizden çıkış için yol gösterici yardımlarda bulunduğu söylentileri var. Bu Türkiye’de yapısal reform olma ihtimalini artırır’ deniyor.
Bu iktidar IMF ile sözü kesmiş. Nişanı, nikahı 31 Mart sonrasına bırakmış. Damadı milletin atadan kalanlarını Varlık Fonu’na koyarsanız, İşsizlik Fonu’nda kullanırsanız, borçları 16 yılda 3,5 katına çıkarırsanız, üretmeden tüketmeyi, yandaşı zenginleştirmeyi kalkınma zannederseniz, her şeyi ben bilirim deyip muhalefeti teröristlikle suçlarsanız soluğu alacağınız yer IMF kapısıdır.
Erdoğan başbakanlığı döneminde IMF’den aldığı 10 milyar dolarlık krediyle, borç alan son başbakan olarak tarihe adını yazdırmıştı. IMF’den borç alan ilk cumhurbaşkanı olarak tarihe geçecek.
İktidarın TBMM’ye getirdiği torba kanunda bir madde var. YSK üyelerinin görev süreleri 1 yıl uzatılıyor. Gerekçe seçim öncesi dere geçerken at değiştirilmezmiş. Seçimlerden 1 yıl önceki düzenlemelerin 1 yıl içinde uygulanamayacağı anayasada yer almış.
Hukuk ve anayasayı hiçe sayarak düzenleme yapıyorlar. Öyle görünüyor ki AKP iktidarı seçimleri kazanabilmek için her hukuksuzluğu deneyecek. Ne yaparlarsa yapsınlar korkunun ecele faydası yok. Milletimiz atacağı tokatla tek adam rejimine hak ettiği dersi verecek. Bu ülkeyi sevenlerin kibire, hukuk tanımazlığa son vermeleri gerekir.
(Öztürk Yılmaz’ın sözleri) Cevap verme ihtiyacı duymuyorum. MYK üyesiyken neredeymiş.

Kaynak : Vişne Haber Ajansı-www.istanbulgercegi.com

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları