loading
close
SON DAKİKALAR

CHP Sözcüsü Öztrak: Şehitler tepesi edebiyatının arkasına sığınıp, kutsalları ön plana çıkararak 34 şehidin hesabını vermekten kimse kaçamaz

CHP Sözcüsü Öztrak: Şehitler tepesi edebiyatının arkasına sığınıp, kutsalları ön plana çıkararak 34 şehidin hesabını vermekten kimse kaçamaz
Tarih: 02.03.2020 - 15:01
Kategori: Siyaset

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak açıklama yaptı.

Öztrak'ın açıklamaları şöyle:
"-27 Şubat 2020 Türkiye tarihinde çok acı bir gün olarak hatırlanacak. O gün havadan yapılan bir kalleş saldırıyla 34 mehmetçiğimiz şehit düştü. Bu Kıbrıs savaşından bu yana yabancı bir ordunun kalleş saldırısıyla verdiğimiz en büyük saldırıdır. Devlet aklı bu tür felaketler önlemek için vardır. 34 vatan evladını göz göre göre şehit verdik. Bu faciasının elbette bir siyasi sorumlusu olmalıdır. Şehitler tepesi boş kalmayacak diyerek birileri beceriksizliğine kılıf hazırlayamaz. Hele din iman şehitlik gibi kutsallarımızın arkasına kimse sığınamaz Hava kontrolü sağlanmadan milletimizin evlatlarını hesapsız kitapsız sahaya sürmeyin, dedik dinlemdiler. Bu elim olaya kadar İdlib'de 18 şehit verdik. Son yaşanan felaket birden bire gelmedi, göre göre geldi. 3 şehidimizin acısını yaşarken Regaib Kandilini kutlamaya hazırlandığımız gün 34 baba ocağına ateş düştü. Bir gün önce Erdoğan'ın doğum gününü kutlayan Putin yaralı askerlerimizin alınması için Suriye hava sahasını açmadı. Yaralılarımız araçların kasasında taşındı. Dostum Putin, dostum Trump diyerek dost olunmadığını görmüşlerdir umarız. 
-Erdoğan 5-6 Mart'ta Putin'in yanına gitme heyecanı içinde. 34 şehidimiz varken İstanbul'da yapılacağı söylenen toplantı neden Moskova'ya alındı. Erdoğan umarız bu defa sadece fotoğraf vermek için gitmiyordur. Umarız Erdoğan Savunma Bakanına ciddi bir dosya hazırlatır ve Putin'in önüne koyuar ve sorar: Birliklerimizin yerlerini size bildirmemize rağmen askerlerimizi neden şehit ettiniz. İlk saldırının ardından Rusya'yı uyarmamıza rağmen ikinci saldırıyı neden yaptınız? Yaralılarımzı almaya gelen ambulanslarımızı bile neden vurdunuz? Erdoğan o masadan milletimizin beklediği cevapları almadan kalkmamalıdır.
-Genel başkanımız İdlib'deki krizden çıkış için saray rejimine 5 maddelik öneri getirmişti. Erdoğan'a tavsiyemiz bu önerilere iyi çalışmasıdır. 
Sarayın yaptıkları acılarımızı artırmıştır. Millet ses beklerken Erdoğan sessizliğe bürünmüş, milletimiz şehitlerimizin sayısını Hatay Valisinden öğrenmiştir. Sosyal medyada karartma uygulamıştır.
MYK'mız topandı. CHP olarak bu hadiseye Meclisimizin vaziyet etmesini gerekli gördüğümüzü açıkladık.
Analarımız kınalı kuzularını TBMM'ye emanet etmişlerdir. Genel başkanımız TBMM'nin olağanüstü toplanması gerektiğini ifade etmiştir, olağanüstü oturumun kapalı yapılması isteğini belirtmiştir. Aynı çağrıyı kamuoyuna duyurduk. Grup başkanvekillerimiz kapalı oturum talebimizi Meclis başkanlığına verdi. Olağanüstü kapalı oturuma atanmış memurlar değil cumhurbaşkanının katılmasını istedik. Bu milli duruş için önemliydi. Ordu TBMM'ye emanetse, cumhurbaşkanı bizzat gelmeli, neden ve nasıl 34 şehit verdiğimizi anlatmalıydı. 
-Durumun aciliyetiyle NATO, BM Güvenlik Konseyi olağanüstü toplandı ama TBMM maalesef olağanüstü toplanamadı. Bunu milletimizin dikkatine sunuyoruz. TBMM başkanı içtüzüğü bahane ederek anayasanın hükümlerinin gereğini yerine getirmemiştir. İktidarın Libya'ya asker göndermesi için Meclisin acil toplanmasına izin veren içtüzük ne hikmetse 34 şehit verdiğimizde ne hikmetse olağanüstü toplantıya izin vermemiştir. 
Biliyoruz ki TBMM'nin acil toplanmasını engelleyen içtüzük değildir, şehitlerin analarına diyecek bir şeyi olmayan, hesap vermekten kaçan Erdoğan'dır. Meclisin içtüzüğü sarayın taleplerine göre mi işlemektedir. Nerede kuvvetler ayrılığı? Meclis başkanı oturduğu koltuğun hakkını verememiştir. TBMM başkanı Erdoğan'ın iradesine koyduğu ipoteğe karşı çıkamamıştır.
Erdoğan TBMM'ye seslenmek yerine Dolmabahçe Sarayı ofisinde şehit cenazeleri toprağa verilmeden partisinin vekillerine seslenmeyi tercih etmiştir. Herkes her sözünü tartarak konuşurken devleti yönetenler bu toplantıda gülüp eğlenmişlerdir bazıları alkışlayacak kadar düşmüştür.
Devlet yönetiminde akıl ve izanın kaybedildiğini biliyorduk ama son olayla edep ve adabın yitirildiğine da şahit olduk. Millertimiz vicdansızlığın bu kadarını görünce keşke Hatay Valisi konuşmaya devam etseydi demekten kendini alamamıştır.  
Biz bu acı hadisenin yaşandığı andan itibaren siyaseti bir kenara bıraktık ama bir kez daha gördük ki Erdoğan cumhurbaşkanı değil partisinin genel başkanı olmayı tercih etmiştir. Vurulan Suriye tank top sayıları, konut sayıları, TÜİK sayılarıyla zilletin üstünü örtmeye çalışmıştır. Tam bir cahil bezirgan siyaseti izlemiştir. Ne aldın, ne verdin?
Mehmetçiğimizin tek tırnağı Suriye'den bin kat daha değerlidir. Erdoğan için şehitlerin önemi yoktur. Cahil bezirgan siyasetinde damat da ondan beter çıkmıştır. Ekonomide büyüme masalları anlatan tweet attı, sonra sildi. 
34 şehidimizin geldiği gün İçişleri Bakanı hukuksuz şekilde Yalova başkanımıza görevden el çektirdi. Başkanımız konuyu ortaya çıkardığı halde. Bunların konuşulacağı gün gelecek. Bu mudur devlet adabı? Ne ayıbı ne günahı ne de utanmayı biliyorlar. 
-Partimizi ve cumhuriyetimizi kuran Gazi Mustafa Kemal Atatürkün ulusun hayatı tehlikeye girmedikçe savaçş bir cinayettir sözü düsturumuz olmuştur. Hayatı cephelerde geçen Gazi Mustafa Kemal'in sözleri kulağa küpe olmalıdır: Savaş zorunlu ve hayati olmalıdır. Ulusu savaşa götürünce vicdan azabı duymamalıyım. Devleti yöentenler vicdanını kaybetmemelidir.
Erdoğan Beştepe'ye yerleşirken, Suudi Kralı'na Sevda Tepesini tahsis ederken, yandaşlar kupon arazilere çökerken, damadı Kanal İstanbul'da arsa kapatırken, milletin çocuklarına şehitler tepesini vadediyor. Biz bu vicdansızılığı reddediyoruz. 
Millet İttifakı'nın iktidarında bu miletin evlatları şehit olmasın diye her türlü gayreti sarf edeceğiz. Ensar muhacir edebiyatıyla insanlık faciasına milletin 40 milyar dolarını harcadılar. Şimdi bakmak zorunda değiliz diyorlar. Yunanasitena'ın zulmü kabul edilebilir değil. Erdoğan işin başında Emevi Camii'nde namaz kılma hevesine kapılmasaydı, BM'yi göreve davet etseydi, mahallenin kavgacı çocuklarının arasına katılmasaydı bugün bunları yaşamazdık. 
Avrupa da ikiyüzlü. BM genel sekreteri neden Hatay'da, İdlib'de değil. İnsanlık drama neden sessiz. 40 milyar dolar daha harcarken bunları akıl edecektiniz. 
Erdoğan'ın Suriye politikasına iki kesim müteşekkir. Biri insan kaçakçıları. Erdoğan'a teşekkür ettiler. İkinci kesim emperyal güçler, YPG VE İdlib'de saklanan IŞİD'ciler.
Erdoğan'a söylüyoruz, Moskova'ya gittiğinizde 3 soruyu sorun. Uçaktaki gazeteciler Putin'in bu sorulara ne cevap verdiğini sorabiliyorlarsa sorsunlar. 
(Erdoğan'ın 'Kılıçdaroğlu şehadet nedir bilmeyen biri' sözleri) Erdoğan Atatürk'ün sözlerini hangi koşullarda söylendiğinin bile farkında değil. Şehitler tepesi edebiyartının arkasına sığınarak, kutsalları ön plana çıkararak 34 şehidin hesabını vermekten kimse kaçamaz. "
Erdoğan savaş diyor. Savaşsa anayasaya aykırı. Biz TBMM olarak savaş izni vermedik. Bizim verdiğimiz tezkere terörle mücadele ve göçün engellenmesi içindi. 
(Soylu'nun sınırı geçen mülteci sayısı vermesi) '100 bin kişi gitti' nasıl bir yaklaşım? Kimse kusura bakmasın ama İçişleri Bakanı sanki Saddam döneminin enformasyon bakanı gibi. 
(Bahçeli'nin Kılıçdaroğlu'na el uzatmaması) Bahçeli'nin eline değil yüzüne bakıyordum. Ciddi bir mahcubiyet ifadesi vardı. Genel başkanımız açısından bir eksiklik değildir."
 
Kaynak : www.istanbulgercegi.com

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları