loading
close
SON DAKİKALAR

CHP'den yargıya çağrı: Kızılay için yürekli bir savcı yok mu?

CHP'den yargıya çağrı: Kızılay için yürekli bir savcı yok mu?
Tarih: 20.02.2020 - 17:18
Kategori: Siyaset

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın açıklamaları ve uygulamalarıyla hukuk devletini ve yargı sistemini çökerttiğini belirtti.

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın açıklamaları ve uygulamalarıyla hukuk devletini ve yargı sistemini çökerttiğini belirterek, “Erdoğan cüppesiz baş yargıç gibi hükümlerini tebliğ ediyor. Adliyeler, Erdoğan’ın hükümlerini tebellüğ eden yerler haline dönüştü. Türkiye, bu tabloyu taşıyamaz” diye konuştu. İş Bankası tartışmalarını eleştiren Altay, “Erdoğan İş Bankası ile uğraşacağına millet kendini yakıyor, ona baksın” dedi.

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında,  Osman Kavala ile ilgili tutuklama kararına tepki gösterdi. Anayasa ile güvence altına alınan hukuk devleti ilkesinin Erdoğan tarafından tahrip edildiğini kaydeden Altay, “Bir ülkede hukuk üstünlüğü yok edilirse, hukuk devleti ilkesi ortadan kaldırılırsa, orada hiçbir vatandaşın can ve mal güvenliğinden söz edemeyiz. Türkiye maalesef böyle bir süreci yaşıyor. Hakimlerin büyük çoğunluğu, ‘nasıl karar verirsem Erdoğan’ın öfkesini çekmem’ diye düşünüyor.  Bu durum Türkiye’de yargı bağımsızlığı kalmadığının açık ve kesin delilidir” dedi. Osman Kavala ile ilgili soruşturmanın 2017 yılında başlatıldığını, 2019’da tahliye kararı verilen soruşturmada 2020 yılında tutuklama kararı verilmesi sürecinin normal bir hukuk süreç olamayacağını vurgulayan Altay, “Erdoğan Kavala için Soros’un Türkiye ayağı diyor. Kendisi de 2003’te Soros ile yan yana. Bu neyin ayağı. Kavala darbenin planlayıcısı ve karar toplantılarına katıldı ise 3 yıldır bu soruşturma neden sonuçlanmadı? Darbenin planlayıcısı neden tahliye edildi? Bir mahkeme beraat kararı veriyor, ardından Erdoğan farklı bir hüküm veriyor ve Kavala tutuklanıyor. Bu tablodan sonra bu yargılamanın istinaf ve Yargıtay aşamasına bakacak hakimlerin vay haline. Umarım hukuk ne emrediyorsa onu yaparlar. Delil varsa cezalandırılsın ala Erdoğan’ın hükmüyle ceza verilirse bu vahim bir tablodur. Sabah monarşi karar veriyor, öğleden sonra jüristokrasi hükmü infaz ediyor. Hükmü veren saray, mahkemeler hükmün infazını yerine getiriyor. Erdoğan cüppesiz baş yargıç olarak yargı camiasını hükmünü tebliğ ediyor. Hüküm sarayda veriliyor, adliyeler hükmü tebellüğ eden yerler haline geldi. Bu tabloya herkesin, AKP’lilerin de isyan ve itiraz etmesi lazım” diye konuştu.

KIZILAY İÇİN YÜREKLİ BİR SAVCI YOK MU?

Kızılay’ın Türkiye için çok önemli kurumlardan biri olduğunu ancak ortaya çıkan kirliliğinin üstünün örtülmesine seyirci kalmayacaklarını vurgulayan Altay, “Başkent Gaz’ın yaptığı bağış, Borçlar Kanunu’na göre şartlı bağış değil, yüklemeli bağıştır. Kızılay’ın Tüzüğünde yüklemeli bağış ile ilgili herhangi bir hüküm yok. Kızılay yönetimi Kızılay Tüzüğü’nü çiğnemiştir. İçişleri Bakanı, İstanbul’daki bir hemşehri derneğini nasıl inceliyorsa, Kızılay’ı da incelemelidir. Ama yapılmıyor. Kızılay’ın saadet zincirinin paravanı haline getirilmesine İçişleri Bakanı da göz yumuyor” dedi. Kızılay Başkanı’nın Kızılay’ın gelirleri ile ilgili açıklamaları ile Kızılay’ın bilançosunun da örtüşmediğini kaydeden Altay, “Kızılay’ın gelirlerinde 2016’dan sonra ciddi bir artış meydana geliyor. Kızılay Başkanı bize bir boyama kitabı göndermiş buna göre gelir artışının kaynağı uluslararası yardımlar. Ama Kızılay’ın resmi bilançosuna bakıyorsunuz, uluslararası yardımlar sıfır. Kızılay’ın kirlenmesine izin vermeyeceğiz. Buradan suç duyurusu yapıyorum. Bu ülkede Kızılay’daki bu kirliliği inceleyecek yiğit bir savcı yok mu? Bizim konuşmalarımız için resen soruşturma açan savcılar, Kızılay’ı inceleyemiyor. Çünkü iktidarın hışmından çekiniyor” diye konuştu.

ADALARDAKİ SİLAHLAR İÇİN NE YAPTINIZ?

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın Yunanistan’ın Ege’deki adaların silahlandırılması ile ilgili açıklamalarına da değinen Altay, “Ben şimdi Sayın Bakana sormak istiyorum. Uluslararası hukuka aykırı olarak silahlandırılan bu adaların isimleri nedir? Bunu ne zaman fark ettiniz? Açıklama yaptığınız günden bu yana bu adalar için hangi adımları attınız? Bu durum Saray kabinesinde konuşuldu mu ve hangi kararlar alındı. Bunun cevaplarını bekliyoruz” şeklinde konuştu.

ATATÜRK’ÜN BİLİNCİNİ SORGULAMAK KİMSENİN HADDİ DEĞİL

 İş Bankası tartışmaları ile ilgili bir soru üzerine Altay, “AKP’li Numan Kurtulmuş, ‘O dönemde tek parti CHP’ydi’ diyor. Sayın Kurtulmuş’un Atatürk’ün bilincini sorgulaması hadsizliktir. Atatürk’ün  yaptığı her şeyin  gerekçesi vardır. Büyük Atatürk, kendi parasıyla kurduğu Atatürk Orman Çiftliği’nin 1937 yılında Hazine’ye devretmiştir. İş Bankası’ndaki temsil yetkisini de CHP’ye devretmiştir. İstese bunu da Hazine’ye bırakırdı. Atatürk’ün bu tercihlerini, vasiyetini sorgulamak kimsenin haddi değil. Atatürk CHP’ye bir şey bırakmadı, Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu’na bıraktı. Bunun temsilcisi olarak CHP’yi seçti bu kadar. Erdoğan’a sesleniyorum. İş Bankası ile uğrayacağına, çökerttiğin ekonomi nedeniyle intihar edenlere bak. İnsanlar ekonomik nedenlerle kendini yakıyor. Millet geçinemediği için intihar ediyor. Sen aklın sıra İş Bankası’na çökeceksin. AK Parti'yi siyaseten çok zora sokar ama Türkiye ekonomisini felç eder. Bu darbecilerin niyetlendiği bir şey” dedi.

GÜLEN İLE GÖRÜŞEN ERDOĞAN’DIR

CHP'li Altay,  bir soru üzerine de "Yakın zamanda FETÖ ile yüz yüze görüşen tek siyasi aktör Erdoğan'dır. Erbakan görüşmemiştir, Sayın Kılıçdaroğlu da Sayın Bahçeli de bildiğim kadarıyla görüşmemiştir. 'Sadece Erbakan görüşmedi.' demek, Sayın Bahçeli'ye de yapılmış bir haksızlıktır. Erdoğan görüşmekle de kalmadı Gülen ile iletişim ağı kurdu. Devletin kılcal damarlarına FETÖ’nün sızmasını sağladı" dedi.

YENİ BİR BLOK DEĞİL GÜÇLÜ PARLAMENTER SİSTEM

Altay, “siyasette üçüncü blok” tartışmalarının hatırlatılması üzerine de, “Siyaset tasarımlarla şekillenmez. Siyaseti şartlar belirler. Böyle blok arayışları yerine en doğrusu seçim barajını azaltarak parlamenter sisteme dönülmesi daha doğru olacaktır. MHP’nin Ak Parti ile ittifakı da ebedi değildir. Sayın Bahçeli'nin 3 yıl önce Erdoğan'a söylediği sözleri şimdi ağzıma alamam. Üç gün sonra Erdoğan'a Sayın Bahçeli'nin aynı şeyleri söylemeyeceğinin garantisi yok. Siyasette her şey mümkündür, hiçbir şey imkansız değildir" yanıtını verdi.

 

Kaynak : Vişne Haber Ajansı-www.istanbulgercegi.com

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları