CHP'li Altay, AKP ve MHP tarafından önerilen seçim Yasası hakkında konuştu; '' 'Korkuyla verilen karar daima yanlış karardır' Seçim Kanunu teklifiyle ilgili söyleyeceğimiz bu''

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay; "İl Seçim Kurulu Başkanının en kıdemli hakimler olmasından rahatsız olunduğunu, bunun değiştirilmek istendiğini iddia eden Altay, burada birinci sınıfa ayrılan hakimler arasından kurayla belirlenmesi usulünün getirileceğini aktardı."

Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Engin Altay TBMM'nde basın toplantısı düzenledi.

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile ilgili "Bir taraftan zehir tacirlerine yönelik mücadele sürdürürken; bir taraftan da Kılıçdaroğlu'nun patolojik mitomani hastalığı ile uğraşıyoruz" şeklinde bir Twitter paylaşımında bulunduğunu söyledi.

Kılıçdaroğlu'nun, cezaevlerinde bir tane uyuşturucu baronu olup olmadığını sorduğunu ve bunda nerede yalan bulunduğunu söyleyen Altay, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ndeki 557 teröristin de nerede olduğunu sordu.

Soylu'ya yönelik eleştiride bulunan Altay, "Kusurlarını, hatalarını, günahlarını muhalefet partisi genel başkanına hakaret ederek örteceğini sanıyorsan daha çok beklersin." dedi.

Altay, iktidarın yaklaşık 3,5 ay önce doktorlara müjde verdiğini iddia ederek, bu müjdenin rafta kaldığını öne sürdü.

Muhtarların da 4 bin 250 lira alacağına dair müjde verildiğini ileri süren Altay, "Üstüne muhtarlar 2 maaş aldı. 4 bin 250 lira maaş alan bir muhtarımız varsa lütfen beni arasın. Yok." dedi.

Altay, dün de çiftçiye müjde verildiğini ifade ederek, "Evlere şenlik" değerlendirmesinde bulundu.

Çiftçinin içinde bulunduğu tablodan bu kadar uzak bir devlet yöneticisini Cumhuriyet tarihinde, belki Osmanlı tarihinde ilk defa gördüklerini iddia eden Altay, EYT'lilere de müjde verildiğini ileri sürerek ne olduğunu sordu.

Altay, şöyle konuştu:

"Boş vaat. Vaat seçime giderken yapılır ve genelde muhalefet yapar. İktidar, 'icraat yaptım' der ve konuşur. 'Muhtarın maaşını şuraya çıkardım' dersin, 'doktorlarımıza az ama şu kadar daha verdim' dersin. Çiftçiye, işte 'elektriğini şu kadar düşürdüm, sulama maliyetini azalttım' dersin anlarım. Yahu sen iktidarsın, üstelik 20 yıldır iktidarsın vaat veriyorsun. Tıpkı 2002 de Adapazarı'nda, İzmit'te, Ankara'da ve İstanbul'da 'Biz devleti yönettiğimiz gün atanmayan öğretmen kalmayacak' demiştin. Hadi o zaman muhalefettin vadettin, onu da yapamadın. 20 yıldır devlet yönettin. 700 bine yakın atanmayan öğretmenden bahsediyoruz. Bu nasıl iştir. Yani herkes kör, alem sersem değil Erdoğan. Milletimizin aklı başındadır."

Doktorların özlük hakları bakımından, şiddete yönelik önleyici bir kanunu çıkarabileceklerini söyleyen Altay, Kovid 19 salgınıyla mücadelede doktorların insan üstü bir gayret gösterdiğini ifade etti.

Altay, şunları söyledi:

"14 Mart Tıp Bayramı nedeniyle Atatürk Anıtı'na çelenk koymasına tahammül edemeyen bir kafanın Türk demokrasisine olsa olsa sadece zararı olur. Bunu herkesin bilmesi lazım. Ben doktorlarımızdan, sağlık çalışanlarımızdan, Meclis'in bir üyesi olarak hakikaten özür diliyorum. Perişan etti sağlık çalışanlarımızı. Şiddete maruz bıraktık. 90 hasta baktırıyoruz, 36 saat nöbet tutturuyoruz ve hak ettiklerinin onda birini vermiyoruz. Ayıptır günahtır, insan hakkıdır, kul hakkıdır ve TBMM'nin buna seyirci kalmasından da hakikaten büyük üzüntü duyuyorum.

Muhtarlarımızın 19 Ocak 2022 de, 51. muhtarlar toplantısında verilen sözün bir an önce ve 15 Ocak'tan geçerli olmak üzere hayata geçmesini bekliyoruz. Biz 3 grup başkanvekili olarak bir kanun teklifi verdik. Yasal bir düzenlemeye ihtiyaç var. Muhtarların Ödenekleri Hakkındaki Kanun'da değişikliğe ihtiyaç var. Rağbet görmedi. Erdoğan; 'Sözü her kişi verir, sözünde er kişi durur' demiştir. Muhtarlarımıza söz verdin. Bu sözü yerine getir."

"Korkuyla verilen karar daima yanlış karardır." diyen Altay, Seçim Kanunu teklifiyle ilgili söyleyeceklerinin de bu olduğunu söyledi.

Altay, ittifak sistemi getirildiğinde baraj konusunun kalmayacağının söylendiğini ancak şimdi barajın yüzde 10'dan 7'ye düşürüldüğünü ifade ederek, "Zaten ittifakın bir amacı da barajı ortadan kaldırmaktır fiili olarak. Gel bunu 3'e düşür. Niye 7. 7'den muradın ne. Küçük ortağını bundan nasıl korumayı düşünüyorsun. Başka ne gibi hesaplar yaptın bilmiyorum ama Anthony Robbins'in sözünü sakın unutma! Korkuyla verilen kararlar daima yanlış kararlardır." diye konuştu.

İl Seçim Kurulu Başkanının en kıdemli hakimler olmasından rahatsız olunduğunu, bunun değiştirilmek istendiğini iddia eden Altay, burada birinci sınıfa ayrılan hakimler arasından kurayla belirlenmesi usulünün getirileceğini aktardı.

Altay, Seçim Kanunu'yla oynanarak postun korunmaya çalışıldığını ileri sürerek, "Erdoğan'ın şunu bilmesi lazım, tombaladan çekeceğin hakimlerle seçimi alamazsın. Seçimi tombalaya emanet etme. Seçimi verdiğin sözleri tutarak almaya çalış. Seçimi milletin halini gör ve buna devletin imkanlarını seferber ederek almaya çalış. Bir kopya daha vereyim. Kemal Kılıçdaroğlu'nun konuşmalarını, projelerini dinle, onları hayata geçir, seçimi belki kazanırsın. Ama böyle zor, böyle kazanamazsın." ifadelerini kullandı.

Teklifle Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkındaki Kanun'da yapılacak değişiklikle "Başbakan ve Bakanlar" ibarelerinin ilgili maddelerden çıkarıldığını söyleyen Altay, daha önce yapılan kanunlarda, "başbakana yapılmış bütün atıflar cumhurbaşkanına yapılır" dendiğini dile getirdi.

Altay, komisyon ve Genel Kurul aşamasında önerge vereceklerini ve "Başbakan yerine Cumhurbaşkanı koyulur" ibaresi eklenmesi yönünde ısrarda bulunacaklarını kaydetti.

Altay, şunları söyledi:

"İktidarda kalmanın yolu belli. Kendisi de bilir ama kaybetti. İş, şirazesinden çıktı. İktidarda kalmanın yolu milletin gönlünde kalmaktır. Milletin gözünde, gönlünde taht kurmadan Ankara'da taht kurulmaz. Sen milletin gözünde, gönlünde kaybettiğin tahtı seçim kanunlarına oynayarak elinde tutacağını zannediyorsan hiç buna yeltenme. İstediğin kadar kanun değiştir, her hafta kanun değiştir, her hafta Meclis'e seçim kanunu getir Erdoğan ama bir şeyi daha yap. Seçim Kanunu'nda istediğin değişiklikleri yap, bunu samimi de söylüyorum. Gel şu 2 ay içinde seçimi yapıverelim. Halkın gözünde iyi yer tuttuğuna inanıyorsan gel seçimini yap sen de kurtul bizden biz de başımızın çaresine bakalım, kazanırsan. Kaybedersen de milletin sırtından büyük bir yük kalkmış olur. Milletin beli doğrulur."

Kemal Kılıçdaroğlu'nun Diyarbakır gezisinin iktidarı incittiğini ileri süren Altay, Diyarbakır annelerini ayağına çağırdığına yönelik iddialara karşılık verdi. Altay, Kılıçdaroğlu'nun Diyarbakır'a gider gitmez, anneleri ziyaret etmeden il başkanı ile de görüşme yapmayacağını söylediğini belirterek, şunları anlattı:

"Genel Başkanımız Diyarbakır annelerine gitti. Nereye gitti. Diyarbakır annelerinin kahir ekseriyeti Diyarbakırlı değil, Diyarbakır merkezde oturmuyor, evleri yok. Çevre il ve ilçelerden bu annelerimiz oradalar ve Diyarbakır Öğretmenevi onların şu andaki geçici ikametgahı. Sayın Genel Başkanımız arabayı 21.00'de Diyarbakır Öğretmenevine yönlendirdi. Orada 2 aileyle gayet güzel, verimli bir görüşme yapıldı. Sonra Genel Başkanımız kaldığı otele döndü. Sayın Genel Başkanımız kaldığı otelde Diyarbakır anneleriyle görüşmedi. Diyarbakır annelerinin geçici ikametgahında onlarla görüştü."

"Yalanın ve yalancının böylesine pes" diyen Altay, Kılıçdaroğlu'nun Diyarbakır annelerini otele çağırmadığını tekrarladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, çiftçinin sulama maliyetinin düşürülmesi için güneşten elektrik üretileceğine dair müjde verdiğini de söyleyen Altay, "Tüm işi gücü bırakmış CHP grubunu izlemiş. Sayın Genel Başkanı'n gösterdiği videoyu ve konuşmasını izlemiş. Bu da iyi bir şey." diye konuştu.

Çiftçinin kredi limitinin de arttırılacağının söylendiğini aktaran Altay, çiftçinin halinin görülmediğini iddia etti.