loading
close
SON DAKİKALAR

Cihaner'den Şike ve Cemaat Bombası

Cihaner'den Şike ve Cemaat Bombası
Tarih: 11.02.2012 - 19:32
Kategori: Siyaset

Cihaner Cübbeli olayının perde arkasını açıkladı: İsmailağa'da koltuğa tek aday AKP'ye yakın bir hoca kaldı

Geçen hafta Emniyet’in İstanbul'da 25 noktaya baskın düzenleyerek start verdiği reyting ölçüm şirketi AGB’ye yönelik operasyonun yankıları sürüyor. Dün manşete taşıdığımız, cemaatin reyting planlarının İsmailağa Cemaati Soruşturması’nda ortaya çıktığı haberinin ardından, bugün o dinlemeleri yaptıran eski Başsavcı İlhan Cihaner ile cemaatin reyting planını konuştuk. Dünkü haberde verilen telefon kayıtlarında reyting manipülasyonu yapmak için plan kurduğu ortaya çıkan; Kanal 7 yöneticilerinden İsmail Karahan, Mustafa Çelik ve TRT’nin başındaki isim İbrahim Şahin ile ilgili de konuşan CHP Denizli Milletvekili Cihaner, “Sizin haberiniz ardından yargının o isimlere ‘gelin bakalım’ demesi gerekir” tepsini yaptı.

- Öncelikle İsmailağa iddianamesinde ortaya çıkan gerçekleri hesaba katmadan reyting operasyonunu kısaca değerlendirir misiniz?

Bu operasyona ilişkin birkaç tespitim olacak. Dikkat ediyorsanız son zamanlarda özellikle bir kısım medyada bu operasyondan hareketle “ya aslında toplum ahlaklıydı, bu çok reyting alan diziler aslında gerçekten beğenilmiyordu” gibi bir hava yaratılmaya başlandı. Ama bu reyting ölçüm mekanizması bir dizinin tutması için tek kıstas değil. Birinci tespitim bu. Bunun sosyal medya, televizyon yorumcuları ayağı var. Mesela kalkıp kimse Behsat Ç’nin reytinginin şişirildiğini söyleyemez. Ve hadi Türkiye’de reyting durum böyle, bu dizilerin ihraç edildiği ülkelerde mi bu kandırmacaya kurban gidiyor? Bu mümkün değil. Yani bu soruşturmadan hareketle mevcut diziler, yarışmaların aslında halk tarafından izlenmediği ideolojik yorumunu çıkarmak çok yanlış çünkü bunun yerine ikame etmek istedikleri çok daha tehlikeli bir ideolojik bakış açısı olacak. Ne olacak mesela o meşhur Tek Türkiye dizisi olacak. Ne olacak, karikatür din adamlarının programları olacak. Benim bu süreçte en tehlikeli gördüğüm şeylerden biri bu.

İkinci tespitim de; burada suç olup olmadığı ceza hukuku açısından tartışmalı. Tabii biz henüz dosyanın ayrıntılarını bilemiyoruz ama bir kere söz konusu olan serbest piyasa. Gerekli yasal düzenlemeler, yönetmelikler çıkarılmadığı için böyle yasal bir boşluk olabilir. Çünkü şöyle bir tarafı da var; reytingi yüksek diziye siz reklam vermek zorunda değilsiniz. Ayrıca birden fazla ölçüm yöntemi, birden fazla ölçüm şirketi var. Son olarak da; bu piyasadaki 2.5 milyar dolardan 4.5 milyar dolara kadar büyük bir pastanın söz konusu olduğu söyleniyor. Tabi bu; türkiye’de hemen hemen her alana el atan belli yapılanmaların, bunu ticarette, medyada, yargıda, bürokraside görüyoruz bu kadar büyük bir ranta ilgisiz kalması düşünülemezdi zaten.

- Sizin hazırladığınız iddianamedeki iletişim tespit tutanaklarında yer alan Şenol adlı şahısla Ahmet Albayrak’ın konuşmalarında, Kanal 7’nin yöneticileri İsmail Karahan ve Mustafa Çelik’e dair, (Televizyon İzleme Araştırma Komitesi kastedilerek)“Burada bunlar hakim, bunları ayarlarız, konuşuruz, reytingimizi yükseltiriz” gibi diyaloglar var. Eğer bu konuşmalardaki tespitler doğruysa sanki cemaatler bu kısma müdahale etmeyi istemiş ama Gülen hepsinden önce davranmış gibi bir intiba var…

Tabi tabi. Ayrıca: oradaki konuşmalarda da var, yeni bir yapılanmaya gidildi. TRT’de dahil edildi buna, kamu gücü kullanıldı, orada adamlar ayarlandı ama ona rağmen istedikleri sonuç elde edilemeyince bu kez bu operasyona başvurdular. Orada o sürecin göstergesi iddianamedeki konuşmalarda var.

Tabi kaygı tarafsız bir sistem değil, kendi lehlerine işleyecek bir sistem. Mesela o konuşmalardaki kişilerde medya yöneticileri, siz orada hiç ahlaki bir şey bulabiliyor musunuz? Maniplasyondan, birilerinin ayarlanmasından bahsediliyor. Yani demokratik olarak seçim olsun biz de aday olalım falan denmiyor. Orada reytingten yeterince pay alamadıkları için, oraya kendi adamlarını sokmaları gerektiğini söylüyorlar. Tabi yasal olarak elde edilmiş bu tespit tutanakları görmezden gelinirken, montaj olduğu çok açık olan bazı konuşmaların üzerine kıyametler kopuyor.

Peki o tutanaklar yasal olarak elde ettiğiniz konuşma kayıtları. Bu suç sabit görünmüyor mu? Mesela dünkü BirGün manşeti ihbar kabul edilip harekete geçilemez mi?

Tabi geçilir ama ben zamanında atmıştım ve gerisini biliyorsunuz…

- Yani şunu sormak istiyorum: hukuk hakkınca işleseydi en azından bu insanlar ifade vermeye çağırılır mıydı?

Bundan çok daha önce alınmalıydı. Hele hele sizin bu günkü haberinizden sonra hemen gelin bakalım demeleri lazım. Ama belki de reyting operasyonundan alınanların hemen salıverilmeleri de bununla ilgilidir. Tabi dosyayı bilmiyoruz ama yargının geldiği noktada hiçbirşeye güvenemediğimiz için. Belki de o isimler sorgulanmasın diye suç yok denilerek ve böylece bir kulak çekme de yapılmış olacak. Tabi şöyle de olabilir, konu medya olduğu için medyanın kendi otosansürü de olabilir.

Sizin manşetiniz durumu özetliyor, bundan sonra reyting şampiyonu ulusa sesleniş olacak!

Konuşmalarda TRT, STV, Kanal 7 ve ATV'nin kadrolarının yeni bir ölçüm sistemi kurmayı planladıkları ve böylece kendi reytinglerini yükseltmeyi planladıkları görülüyor. Bu kendin pişir kendin ye, organizasyonu da suç teşkil etmez mi?

Evet burada suç aranacaksa tam da bunlara bakmak lazım. TRT işin içine girdiği zaman başka bir şey oluyor çünkü kamu kuruluşu bu ve ilkeleri var. Ayrıca o görüşmelerde bir müsteşarın da adı geçiyor

- Sizden dosyayı alanlar bu hususların neden gereğini yapmadı?

Orada bakanların adının geçtiği yolsuzluklardan, çocuk istismarına kadar bir çok şey var. Zaten oradaki iddiaların gereği yapılsaydı, o isimler bugün çok farklı yerlerde olurdu ve başka bir Türkiye'de yaşıyor olurduk.

- O zaman bir savcıydınız şimdiyse hukukçusunuz. O iddianamedeki ifadeleri son operasyonların güncelliğiyle Meclis'e taşımayı düşünmüyor musunuz?

Tabi olabilir. Bir detaylı değerlendirmenin ardından olabilir.

***

İsmailağa'da koltuğa tek aday AKP'ye yakın bir hoca kaldı

Son olarak başka güncel bir konuyu sorayım: Cüppeli Ahmet'e yönelik operasyon bir cemaat mühendisliği olabilir diye bir tez var?

Ben öyle düşünmüyorum. İsmailağa ile ilgili yapılan, cüppeli ile ilgili yapılanlar bence ismailağa’nın kendi iç kavgası. O cemaatin biliyorsunuz en parlak 2 din adamı, cemaatin yaşam tarzına da pek uymayan, önder sayılabilecek 2 hocası öldürüldü. Ben soruşturmama onları da katmak istemiştim ama elimden aldılar. Ayrıca bir süredir Mahmut Ustaosmanoğlu’nun ardından cemaate kimin önder olacağının kavgası var. O kavgada taban nezdinde popülaritesi olan Cüppeli Ahmet Hoca var, ama bir de AKP’ye çok yakın olan başka bir hoca var. Ben bunların daha çok bu kavgadan olduğunu düşünüyorum. Çünkü O AKP’ye yakın olan hocanın kardeşi de zaten AKP’dedir, Validir. Cüppeli Ahmet operasyonuyla da bunu bağlantılandırıyorum çünkü orada da epey önceden ortaya çıkmış iddialar yeni iddialarmış gibi sunuldu, masuniyet karinesine uymayacak biçimde yapılan aramaların görüntüleri dağıtıldı, falan… Ben bu manipülasyonları daha çok fraksiyonlar arası çatışma gibi görüyorum. Maalesef yargı da bu noktada araç olarak kullanılıyor.

Sizi yakalamışken, AKP'deki cemaat çatlağı tartışmasını da sorayım.

Cemaatler ile AKP arasında bir çatlak olma ihtimalini çok görmüyorum o tarihi koalisyonun daha da sıkılaşacağını düşünüyorum. Çünkü artan toplumsal muhalefete karşı ancak böyle ayakta durabilirler. Bu bir suç ortaklığı, bu bir rant paylaşımı ve bunda Türkiye’ye giydirilmek istenen yeni gömleğin de payı var. Yani cemaatlerin birbirine daha sıkı sıkı sarılacağı zamanlara giriyoruz. 

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları