loading
close
SON DAKİKALAR

Cumartesi Anneleri 722. haftasında Ayşenur Şimşek için adalet istedi: 'Aydınlatamadığınız her cinayet imtihanınız'

Cumartesi Anneleri 722. haftasında Ayşenur Şimşek için adalet istedi: 'Aydınlatamadığınız her cinayet imtihanınız'
Tarih: 26.01.2019 - 16:41
Kategori: Yaşam

Cumartesi Anneleri 722. haftasında, 1995 yılında kaybedilen Ayşenur Şimşek için adalet istedi. Ayşenur Şimşek’in kardeşi Ercan Şimşek, “Aydınlatamadığınız her cinayet, sizin imtihanınız ve yaptığınız işlerin gölgesi olacaktır” dedi.

Zorla kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin cezalandırılması için 23 yıldır mücadele veren Cumartesi Anneleri’nin 722. hafta eylemi yine polis ablukasında gerçekleşti. HDP Milletvekilleri Hüda Kaya ve Oya Ersoy ile çok sayıda hak savunucusunun katıldığı 722. hafta basın açıklamasını gözaltında kaybedilen Hayrettin Eren’in ablası İkbal Eren okudu.

‘TÜRKİYE’DE HUKUK GÜVENLİĞİ KRİZİ YAŞANIYOR’

Devletin varlık sebebinin hukuk güvenliğini sağlamak olduğunu söyleyen Eren, “Yasama, yürütme ve yargı organları ‘herkes için hukuk güvenliği’ni sağlamakla yükümlüdür. Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde hukuk devletinin varlığından söz edilemez. Hukuk güvenliğini sağlamakla yükümlü organlar, bu yükümlülüklerini yerine getirmedikleri için Türkiye’de hukuk güvenliği krizi yaşanıyor. Bu yüzden 722 haftadır hukuk devleti talebiyle meydanlardayız. Bu yüzden 23 yıldır Galatasaray’da gerçekleştirdiğimiz ve Anayasa’nın güvencesinde olan buluşmalarımız polis zoruyla engelleniyor. Bizim hukuk ve adalet talebimizin görünmez, duyulmaz kılınmak istenmesi Türkiye’nin demokratikleşmesini engelleme girişimidir” dedi.

24 YILDIR ETKİN BİR SORUŞTURMA YÜRÜTÜLMEDİ

Eren, 24 Ocak 1995 tarihinde kaybedilen 27 yaşındaki eczacı Ayşenur Şimşek’in akıbetini sordu.

Eren, sağlık emekçilerinin sendikal çalışmalarının içinde yer alan ve Sağlık-Sen Ankara Şubesi Kurucu Başkanı olan Ayşenur Şimşek’in ailesinin defalarca telefonla aranarak, “Kızınız bu işleri bırakmazsa sonu kötü olur” şeklinde tehdit edildiğini anlattı: “Hakkında yakalama kararı çıkartılan Ayşenur’un babası iki defa karakola çağırılarak ‘kızın gelip teslim olsun yoksa sonu hiç iyi olmayacak’ diye tehdit edildi. Ailesiyle son olarak 24 Ocak 1995 tarihinde görüşen Ayşenur’dan bir daha haber alınamadı. Kızlarının akıbetinin araştırılması için emniyete, savcılığa ve İçişleri Bakanlığına başvuran aileye ‘gözaltına alınmamıştır’ denildi. Tüm yasal girişimleri sonuçsuz kalan aile 21 Mart 1995’te Ayşenur için kampanya başlattı. Kampanya devam ederken 11 Nisan 1995 tarihli Milliyet gazetesinde Kırıkkale’de bulunan bir kadın cenazesi haberi yayımlandı. Haber üzerine Kırıkkale Savcılığı’na başvuran Şimşek ailesi, 12 Nisan 1995’te kızlarının bedenine Kırıkkale Kimsesizler Mezarlığı’nda ulaştı. Otopsi raporuna göre 28 Ocak 1995’te öldürülen Ayşenur Şimşek’in bedeninde işkence izleri vardı. Kafasından ve göğsünden ateşli silahla yakın vurularak öldürülmüş ve 29 Ocak 1995’te Kırıkkale yolu kenarında bulunmuştu. Emniyette parmak izi bulunmasına rağmen Ayşenur’un bedeni ‘kimliği meçhul’ kişi olarak kimsesizler mezarlığına defnedilmişti.”

Eren, Şimşek’in öldürülüp kaybedilmesinden sorumlu olanların belirlenmesi ve cezalandırılması için 24 yıldır etkin bir soruşturma yürütülmediğini belirterek, savcıları göreve çağırdı.

‘AYDINLATAMADIĞINIZ HER CİNAYET İMTİHANINIZ’

Eren’in ardından Ayşenur Şimşek’in kardeşi Ercan Şimşek söz alarak, “Ayşe, adil bir dünya istediği için kendisini sömürü düzeni önünde engel görenler tarafından katledildi. ‘Cinayetleri aydınlatacağız’ diye oy devşirenler ne oldu da ‘Eminönü meydanında gezerken mi kayboldu’ der hale geldiniz? Ne oldu da Galatasaray’ı yasakladınız? Aydınlatamadığınız her cinayet, sizin imtihanınız ve yaptığınız işlerin gölgesi olacaktır” ifadelerini kullandı.

‘DAR SOKAKTA SIKIŞIP KALMIŞ OLSANIZ DA ONBİNLERCE DESTEKÇİNİZ VAR’

722. hafta eylemine katılan Uluslararası Af Örgütü Türkiye Kampanya Sorumlusu Temsilcisi Milena Büyüm de konuşmacılar arasındaydı.

Birleşmiş Milletlerin Uluslararası Sözleşmesine göre ‘Zorla kaybetme’ teriminin tanımını okuyarak sözlerine başlayan Büyüm, “23 haftadır kayıplarla buluşma mekanınız olan Galatasaray Meydanı’nda toplanmanız uluslararası hukukta karşılığı olmayan gerekçelerle engelleniyor. Sizin zorla kaybedilen yakınlarınızın akıbetini sormaya ve devletin bu sorulara yanıt vermesini talep etmeye hakkınız var. Bu hak savunuculuğudur” dedi.

Af Örgütü’nün 25 Ağustos 2018’den bu yana Cumartesi Anneleri’nin barışçıl toplanma hakları için küresel bir kampanya yürütüldüğünü hatırlatan Büyüm, “Dünyanın birçok köşesinden size destek var. Bu dar sokakta sıkışıp kalmış olsanız da on binlerce kişi sizin haklı taleplerinizi duyuyor. Burada olmasalar da yanınızdalar. Biz de onlar da yanınızda olmaya devam edeceğiz” diye konuştu. 

Kaynak : Evrensel

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları