loading
close
SON DAKİKALAR

'Dak edene duk edilir!'

'Dak edene duk edilir!'
Tarih: 18.10.2012 - 10:43
Kategori: Siyaset

Tayyip Erdoğan darbe dönemleri ile ilgili eleştirilerde bulundu...

Başbakan, darbe dönemlerini eleştirirken, “Arapların atasözü tahakkuk ediyor. ’Men dakka dukka’ Dak edene duk edilir. Kim vurursa ona da vurulur. Şimdi de o oluyor” dedi. Erdoğan erken seçim teklifinde 367 oya ulaşılamamasına, “Eğer biz, bir yere imza attıysak mezara kadar arkasında durmalıyız, pazara kadar değil” diye tepki gösterdi

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AKP Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda şu mesajları verdi:

İki partide fire: Geçen hafta cuma günü, mahalli seçimlerin erkene alınmasıyla ilgili anayasa değişikliği oylamasında arzu etmediğimiz bir sonuç ortaya çıktı. MHP’li arkadaşları suçlayacak değilim. Görünen o ki her iki siyasi parti de burada attıkları imzalara sahip çıkmamışlardır. İmza farklıdır, gizli oylama maalesef farklı olmuştur. Bunun fitneye, nifaka, şuna, buna vesile olmasına da vesile olmak istemem. Ama siyaseti biz, böyle anlamıyoruz. Eğer biz, bir yere imza attıysak mezara kadar o imzanın arkasında durmalıyız, pazara kadar değil. Referandum konusunu düşünmüyoruz.

22 yaşında Bakan: 18 yaş meselesi dedik ve buna önce destek verenlerin, sonra vermediğini gördük. Avrupa ülkelerinin neredeyse yarıya yakınında hem seçme hem seçilme yaşı 18. Tüm gençliğimize sesleniyorum. Size inanmayan, sizin siyaset yapabileceğinize inanmayan ne kadar zihniyet varsa, sizleri onlara karşı ben tavır almaya davet ediyorum. Hele hele bir tarafında 18 yaşındaki genci alıp, bir diğer tarafına da yine 18 yaşında genci alıp ondan sonra ’Bunlar mı Meclis’e gelecek?’ diyen zihniyeti de, gençliğimizin idrakine havale ediyorum. Son grup toplantımızın hemen ardından Norveç Parlamento Başkanı ile görüştüm. O gün ziyaretimize geldiklerinde yanlarında iki genç bayan vardı. Biri, 22 yaşında milletvekili bakan olmuş. Olmaz diye bir şey yok.

Mezarlıkta ıslık: Sayın Kılıçdaroğlu sanki yarın seçim olsa iktidara gelecekmiş gibi konuşuyor ama ’seçim’ dediğimizde, ’sandık’ dediğimizde de fellik fellik kaçacak delik arıyor. Çıkardıkları bütün o gürültü, mezarlıktan geçenlerin ıslık çalanların durumuna benziyor. CHP’nin ülke yönetimi anlayışı ’Şu millet olmasa memleketi ne güzel idare ederiz’ anlayışıdır. Partinin adını Cumhuriyet Hayal Partisi yapıp istediğin hayallere de dalabilirsin. Fakat, gerçek hayatta benim milletim sana geçit vermez.

‘Esed ile ayırt edilemez’

Rahat rahat küfür ediyorsun: Suriye meselesinde Esed ile Kılıçdaroğlu’nu ayırt edemez hale geliyoruz. Esed pek gözükmüyor. Onun ülkemizdeki ve dünyadaki temsilciliğini Kılıçdaroğlu yapıyor. Bedelini bilmem. Biz, Suriye’ye demokrasiyi getirmekten bahsediyormuşuz, ’Türkiye’de demokrasi var mı’ diyor. Sayın Kılıçdaroğlu bak, Suriye’de Baas’tan başka ikinci bir parti yoktur. Şu hareketlerden sonra naylon partiler kurulmaya başlanmıştır. Ey Kılıçdaroğlu, sen bak bu ülkenin başbakanına rahat rahat hakaret de ediyorsun, küfür de ediyorsun. Sıkıysa birisi gitsin de Beşşar’a orada bir hakareti yapabilsin. Nerede olduğu belli olmayan bir hücreye gönderilir. Sen belki denemedin ama bu fakir belediye başkanıyken Talim Terbiye Kurulu’nun cevaz verdiği bir şiiri okuduğundan girdi, yattı içerde.

Dak edene duk edilir: Darbe dönemlerinde hukuksuzluklar yaşandı... Bu ülkede Başbakanlar idam edildi. Kim vardı o zihniyetin arkasında senin zihniyetin vardı. CHP zihniyeti vardı. Ondan sonra da bu ülkede yine Başbakanlar cezaevlerine girdi. O darbelerin arkasında yine sizin zihniyetiniz vardı ve sistem darbeleri üretiyordu. Sistem darbeleri ürettiği için de bu ülkede şakşakçıları vardı. Üniversitelerdeki akademisyenlerden tutunuz, yargı mensuplarına kadar darbelerin şakşakçıları vardı bu ülkede. Bunları gördük. Yüzlerce yargı mensubu gidip bu darbelerin tasarlayanların, hazırlayanların önlerinde el pençe divan durmadılar mı, onların verdiği brifingleri dinlemediler mi, bunları şimdi kime anlatacaksınız. Bak işte Arapların atasözü tahakkuk ediyor. ’Men dakka dukka’ Dak edene duk edilir. Kim vurursa ona da vurulur. Şimdi de o oluyor. Buradan ders almaya mecburuz.

Bakar körsün: Sayın Kılıçdaroğlu, sen önce bakar körsün bunu bir düzelt, tedaviyi al. Nasıl oluyor da sen Türkiye’de demokrasinin olmadığını söylüyorsun. Bakıyorsun bölücü terör örgütüyle işbirliği halinde olanlar, geliyor parlamentoda grubunu kuruyor. Suriye konusunda izlediğimiz politikayla ilgili Birleşmiş Milletler’de 130’dan fazla ülkeden destek alıyoruz ama Kılıçdaroğlu bir türlü ikna olmuyor.

Erdoğan öyle dedi ama...

Norveç İşçi Partisi’nin 31 yaşındaki milletvekili Anette Trettebergstuen aynı zamanda bir aktivist. Her yıl homofobi karşıtı buluşma için Mayıs ayında Ankara’ya gelen genç milletvekili, 2010 yılı BM toplantısında Cumhurbaşkanı Gül’e Türkiyedeki eşcinsel ve transeksüel bireylere yapılan ayrımcılık ve devlet şiddetine karşı ne yapılacağını sormuştu. Başbakan Erdoğan’ın Ankara’da görüştüğü bir diğer genç isim ise Norveç’in ilk Müslüman bakanı Hediye Tacik’di. Pakistan asıllı Hediye Tacik 18 Haziran 1983 doğumlu. İşci Partili olan Tacik, İngiltere’nin Kingston Üniversitesi’nde İnsan Hakları, Stavenger Üniversitesi’nde gazetecilik, Oslo üniversitesi’nde Hukuk okudu. Norveç Başbakan Jens Stoltenberg’ın siyasi danışmanlığını da yapan Tacik, 2009’da Oslo vekili olarak parlamentoya girdi, geçen eylül ayında ise Norveç Kültür Bakanlığı’na getirildi.

‘PKK çağımızın en barbar yapısı’

“Amaçları, vatandaşlarımızın evlatlarının okula gitmesini, yaşadığı şehri, ülkesini ve dünyayı anlamasını sağlayacak eğitimi almasını engellemek. Terör örgütünün eğitim kurumlarına yönelik eylem sayısı, 2008’de 38, 2010’da 57, 2011’de 89. Bu yıl ise şu ana kadar 110’a yaklaştı... Biliyorlar ki bölge kalkındıkça, geliştikçe, ulaşım imkanları, iş imkanları arttıkça, istismar ettikleri konular ellerinden alındıkça kendileri orada tutunma imkanı bulamayacak. Cehaletin ortadan kalktığı bir ortamda terör örgütü varlık sebebini kaybedeceğini biliyor. Barbarlığın en bariz özelliği eğitime düşmanlık, eğitim kurumlarına düşmanlık, kitaba, kitaplarla elde edilen aydınlık düşünceye düşmanlık. Bu bakımdan terör örgütü çağımızın en barbar, en ilkel, en insanlık dışı düşmanı yapısıdır.”

‘Buralar kapanın elinde kalır’

“Bir spekülasyondur gidiyor. Büyükşehirlerle ilgili atılan bu adımlar, bazı çevrelerce -ki bunlar, ideolojik yaklaşımların içerisindedir, gazetelerde boy boy reklamlar, ilanlar vermek suretiyle bu çalışmayı sürdürüyorlar. Neymiş? Eğer mülki sınırlar büyükşehir sınırı olarak ilan edilirse o köylere hizmet gitmezmiş. Bu, çok çürük bir iddiadır. Köylere ve beldelere imar bütünlüğü noktasında yaklaşılmazsa buraların kapanın ve çalanın elinde kalır. Canım canım sahillerdeki beldeler var. Bu beldelerde şu anda bir tane ufak araç al veya malum yerlerden yardım adı altında bir şeyler ver ve orada gel istediğin gibi binayı istediğin şekilde yap. Kimse müdahale edebilir mi, edemez. Niye, orada belde belediyesi var. Köyde muhtar var. Şimdi Muğla, büyükşehir oluyor. Burada AK Parti birinci parti diye mi büyükşehir oluyor?

Öznur Karslı-Vatan

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları