loading
close
SON DAKİKALAR

Davutoğlu: Bahçeli, AK Parti’nin ekonomik enkazından kendisini sıyırmak için ittifaktan vazgeçecek

Davutoğlu: Bahçeli, AK Parti’nin ekonomik enkazından kendisini sıyırmak için ittifaktan vazgeçecek
Tarih: 29.10.2020 - 10:49
Kategori: Siyaset

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, MHP lideri Devlet Bahçeli için, "Bugünkü yoksulluğun bir sorumlusu Erdoğan ise ikinci sorumlusu Bahçeli’dir" dedi.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, KRT'de katıldığı programda Elif Doğan Şentürk ve Sözcü gazetesi Ankara temsilcisi Saygı Öztürk’ün sorularını yanıtladı.  

MHP lideri Bahçeli’nin DEVA Partisi Genel Başkanı Babacan’a ‘siyasi fosil’ demesi, kendisine ise ‘siyasi atık’ sözlerini yorumlayan Davutoğlu, “Sayın Bahçeli son derece başarısız bir liderdir. Siyasi artıklar veya bir şey varsa Bahçeli önce aynaya bakmalı. Bahçeli’nin hesabı şu: Tayyip Erdoğan ve AK Parti iktidarı elinde tutsun. Ama gerçek gücü ben kullanayım. Onlar yıpransın, onlardan kaçan özellikle Orta Anadolu oyları MHP’ye aksın. Bu başarılı da oldu. MHP’nin oyları İYİ Parti’ye gitti büyük ölçüde, AK Parti’den kaçan takriben yüzde 15-16 civarındaki oyların bir kısmı MHP’ye gidiyor. Sayın Bahçeli yeni partilerin çıkmasından, özellikle Gelecek Partisi’nin çıkmasından rahatsız. Gelecek Partisi ile birlikte AK Parti’den rahatsız olan kitleler için bir adres vardır” diye konuştu.

"Hem AK Parti’den kaçan oylara bir adres hem de başka partilerin tabanlarında farklı tercih arayanlar için bir adres var o da Gelecek Partisi" diyen Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Gelecek Partisi kurulmamış olsaydı Sayın Bahçeli oturduğu yerde AK Parti’nin oylarını törpüplemeye, kemirmeye, oyları kendisine doğru çekmeye zemin vardı.

Sayın Bahçeli’ye buradan söylüyorum, ne yaparsa yapsın oturduğu yerden oy kazanma lüksü bitti. Ya doğru dürüst siyaset yapacak ya da bu oylar bize gelecek. AK Parti ve bugünkü yoksulluğun bir sorumlusu Erdoğan ise ikinci sorumlusu Bahçeli’dir.

Eminim önümüzdeki seçimde Sayın Bahçeli’ye oy veren MHP’li samimi seçmen de Gelecek Partisi’ne oy verecek. Ben bundan eminim ve hiç şüphemiz yok. Bahçeli bunun korkusundan bize saldırıyor."

Davutoğlu, erken seçim ve ittifaklarla ilgili değerlendirmelerini de paylaştı. Erken seçim için partisinden bazı isimlerin ‘Eylül, Ekim’de bir seçime giderlerse ne yaparız?’ endişesi taşıdığını itiraf eden Davutoğlu, “Bu treni kaçırdılar. Bundan sonra baharda olan her seçime Gelecek Partisi girer. Gelecek Partisi’ni sokmamak için Mart-Nisan’da seçime kalkışırlarsa da korktukları başına gelir. Bir seçim ortamına bu ülkenin hukuken gitmesi zor ama sosyolojik ve ekonomik şartlar seçimi zorunlu kılıyor” dedi.

"İttifaklar kıskacından bu ülkeyi çıkaracağız. İlkesel ve süreç bazlı uzlaşılar olabilir” açıklamasında bulunan Davutoğlu, “Seçim sandığı gözükmeden ittifakları kalıcı görmemek lazım. Ben size söyleyeyim seçim sandığı görülmeye başladığında Sayın Bahçeli önce AK Parti’nin ekonomik enkazından kendisini sıyırmak için muhtemelen ittifaktan vazgeçecek. Ben onun parçası değildim diyebilmek için aynen Sayın Ecevit’i nasıl ortada bıraktıysa ekonomik krizden sonra. Çünkü o enkazı taşımayacağını düşündü. Şimdi de Sayın Erdoğan’ın iktidarını kullanır ve sonunda bırakır" ifadelerine yer verdi.

Bir hafta sonra büyük kongrenin yapılacağını belirten Davutoğlu, kongrenin sürprizini şu ifadelerle açıkladı:

"Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem modeliyle ilgili çalışmalarımızı tamamladık. Kongrede bunun açıklama tarihini ilan edeceğim. Kongreden bir hafta sonra 9 Kasım’da özel bir programla Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemden ne kastettiğimizi ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nden üstünlüklerinin ne olduğunu bir tanıtım programıyla ilan edeceğiz.

Sayın Cumhurbaşkanı'na söylüyorum gerçek rakam budur yanındakilere inanmasın" diyen Davutoğlu, "Asgari ücrette şu anda Türkiye Avrupa'da Arnavutluk'tan sonra sondan ikincidir.  Türk halkı Sovyetlerin bıraktığı 80’li yıllarda kalmış Doğu Avrupa ülkelerinden geriye getirilmişse bunun sorumlusu kim? Bu asgari ücretle kaç ekmek alınabilir hiç bunun hesabı yapıldı mı? Bir güne 10 dolar düşüyor OECD standartlarına göre. Dünyada bir günde 10 dolarla ne alınır, Türkiye’de ne alınır?

Cumhurbaşkanının yanlış gördüğü şey kullandığı hazine, kendisinin hazinesi değil. Milletin vergileriyle gelen hazine. Kimseye o rızkı o veriyor değil. Birisi rızkım daraldı diyorsa kaynaklar yanlış kullanıldığı için rızkı daralıyor. Kaynakları düzgün kullanın. Ekim ayı başında Hazine Maliye Bakanı yeni ekonomi programını açıkladı. Dedi ki bu yıl sonunda dolar, 7.68 olacak. 2021'in sonunda 7.88 olacak. 2022'nin sonunda 8.02 olacak. bunu açıkladıktan sonra aynı gün içinde, konuşmayı yaparken dolar 2020'nin rakamına ulaştı. 9 gün sonra 2021 son rakamlarına ulaştı. 28 gün sonra 8.02'ye ulaştı.2 yılda ulaşacağı yere 28 günde yol kat etti. Dolar o kadar hızlı koştu ki Hazine ve Maliye Bakanının hayalini bile geçti. Şimdi nasıl güvenir halk? Önünüze gelen rakamlara bakmayın. Beştepe'de sunulan imkanlara da bakmayın.

Varoşlara gidin ama korumasız gidin. Açım eve ekmek götüremiyoruz diyen birine keyif çayı ikram etmekle olmuyor bu işler. Bugün okuduğumda tebessüm ettim. Bir insan ancak bu kadar kopabilir gerçeklikten. Bir lider gerçeklikten kopmuş ve hayal aleminde yaşıyorsa artık kendini düzeltme şansı yoktur. Bugün Türkiye'deki tablo maalesef bu. Bahçeli ile arasındaki fark bu. Bahçeli kendi kitlesinden gelen tepkileri görüyor ve bir fakirleşme olduğunun farkına varaya çalışıyor ama aradaki görüş farkı ittifakın ne kadar kırılgan olduğunu gösteriyor. Bakalım hangisinin gerçeği öne çıkacak."

Davutoğlu, Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un İslamla ilgili açıklamaları ve Fransa ile Türkiye arasındaki gerilim" sorusunu da şöyle yanıtladı: "İnsanlığın Avrupa'da ve Batı'da Liderlerin ahlaki ve etellektüel seviyelerinin bu kadar düşük olduğu ikinci bir dönem olmamıştır. Macron, Franszıların son 200 yıla damgasını vuran Fransız Aydınlanması ve eşitlik düşünceleri etrafında bir bilince sahip olsaydı, İslamı bilmeyebilir, cehaletine verelim. Fransa'daki o eşitlik ilkesini kabul etseydi Fransa'nın 2'nci büyük dini islam'dır. Kendi vatandaşlarına saygısı dolayısıyla dahi İslam'a saygı göstermek zorundadır. Hiçbir devlet başkanı Türkiye Cumhruyeti Cumhurbaşkanlığı makamına hakaret edemez. Gönül isterdi ki bugün Macron'a gösterilen tepkiler, Trump 'ahmak olma' diye bir mektup gönderdiğinde de Trump'a gösterilmiş olsaydı. Bir makam eğer izzetiyle korunamazsa birgün bir devet başkanı hakaret edildiğinde susulduğunda, başka bir gün devlet başkanının veya dreginin hakaretinin önü açılır."

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları