Demokrasi İçin Birlik Platformu (DİB), 27 Ocak Pazartesi günü saat 17.00'de TMMOB Makine Mühendisleri Odası'nda bir toplantı düzenleyecek.
DİB'in açıklamasında, "İktidar memleketin sorunlarını daha da artırmak pahasına, hak tanımaz ve yayılmacı siyasetini derinleştirdi. Öyle ki kendi yargı paketi makyajını bile devre dışı bırakan, Suriye’den sonra şimdi de Libya’ya asker göndermeye kalkışan bir gericilik karşısındayız" ifadelerine yer verildi. "Ortaklaşmak, önümüzdeki döneme ilişkin mücadele perspektifimizi belirginleştirmek, DİB’in demokrasi mücadelesinde daha etkin bir oluşum ve gerçek bir birlik haline gelmesi amacıyla neler yapabileceğimizi tartışmak için, katılımınızı bekliyoruz" denilerek katılım çağrısı yapıldı.
DİB'in açıklaması şöyle:
"DİB, Gezi direnişine ve referandumda ‘Hayır’ blokuna dayanan bir siyasi hatta, 31 Mart ve 23 Haziran yerel seçimlerinde tek adam rejimine karşı olan siyasi, toplumsal güçlerin birliğini savundu, seçim sonrasında da demokratik ilkeler etrafında güç birliğini sürdürmelerini hedefledi.
Ekonomik kriz, halkın yoksullaşması, AKP’nin çözülmesi sürüyor. AKP sonrası çözümler giderek daha fazla konuşulur olmaya başladı. Siyaset alanına, muhalefet partilerinin yanı sıra, Tek Adam rejimine karşı söylem geliştiren, kurucuları AKP politikalarından sorumlu ve etkili olmuş, siyasi İslam’ın ılımlı addedilen kanadından iki yeni oluşum giriyor. Milliyetçi muhafazakar oylara talip Davutoğlu’nun partisi ve merkeze hitap eden özgürlük ve demokrasi vurgusu yapan Babacan’ın partisi.
İktidar memleketin sorunlarını daha da artırmak pahasına, hak tanımaz ve yayılmacı siyasetini derinleştirdi. Öyle ki kendi yargı paketi makyajını bile devre dışı bırakan, Suriye’den sonra şimdi de Libya’ya asker göndermeye kalkışan bir gericilik karşısındayız. İktidar, tıpkı ‘güvenlik bölgeleri’ kurma ve kayyım atamalarında olduğu gibi, Libya iç savaşına dahil olarak muhalefetin şovenizm ekseninde parçalanmasını ve bir kısmının kendine yedeklenmesini amaçlıyor. Böylece iktidarı kaybetmesine yol açacak bir çoğunluğun oluşmasını engellemeye çalışıyor. Bu yayılmacı politikalarla ulaşılmak istenen diğer hedef de Libya ve Doğu Akdeniz’in doğal kaynaklarına ortak olmak. Muhalefet gerçek bir seçenek olmak için, bu politikalara karşı barışı toplumsallaştırma becerisi göstermeli. Barışın yanı sıra muhalefetin, iktidarın süregelen çözülmesini sonuca erdirebilmek için asgari demokratik ilkeler zemininde topluma güven veren bir birliği ve mücadele kararlılığını sergilemesi zorunlu. Diğer yandan laiklik, sosyal devlet ve demokrasi konusunda çekincesiz tutum alan gerçek demokrasi güçlerinin, muhalefetin en geniş birliğini savunurken, bunun etkili olabilmesi için kendi aralarında da birlik ve mücadele etkinliği sağlayabilmeleri yaşamsal önemde... İktidarın halkın gözünde meşruiyetini büyük ölçüde yitirdiği yerel seçimlerden sonra, AKP-MHP Bloku kendisi için tehlike arz eden fiili ittifakı bozmak için iki hamle yaptı. HDP’nin kazandığı belediyelere kayyım atanması bu hamlelerden biriydi. Bu hamle, muhalefettin yeterince sahip çıkmamasına rağmen iktidarın istediği sonucu yaratmadı. Ama demokrasi için güç birliği umudunu kırıcı bir etki yaptı. Savaş tezkeresine CHP’nin ‘evet’ oyu vermesi ise yerel seçimlerde kurulan fiili ittifakı zedeledi. Bu dönemeçte DİB’in, halkın ve emekçilerin çıkarı adına böylesi bir seçeneğin yaratılmasına nasıl katkı yapacağı, kritik bir sorun olarak irdelenmeye muhtaç.
Yerel seçimlerden sonra DİB tek adam rejiminin kalıcı olarak tasfiyesi için muhalefetin üstünde birleşmesi gereken ilkeleri şöyle saptamıştı: 1- Ekonomik krizin çözümü, üretimi geliştirirken adaleti ve barışı kurmaktan geçiyor.
2- Yeni Osmanlıcı müdahalelerden vazgeçilmeli.
3- İnançlar devlet müdahalesinden, devlet dinsel müdahalelerden arındırılmalı.
4- Kürt sorunu eşit yurttaşlık ve yerel demokrasi temelinde çözüme kavuşmalı.
5- Kadına yönelik ayrımcılık ve şiddet son bulmalı.
6- Doğa talanı son bulmalı.
7- Yargı bağımsızlığı sağlanmalı.
8- Güçler ayrılığına dayanan parlamenter demokrasi katılımcılık ve yerinden yönetim ilkesiyle tamamlanmalı.
Bu konuların tümü demokratikleşmeye giden yolda önemli. Kurulacak farklı çalışma gruplarıyla, mücadelemiz katkılarımız doğrultusunda ilerlerken, mevcut siyasi zeminde DiB amaçları açısından hangi adım ve tepkiyi öne çıkarmalı, dönem ruhuna ilişkin hangi başlıklar altında bütünleştirilmeli?
Örneğin, dünyanın pek çok yerinde neo- liberalizme karşı süren halk ayaklanmalarının temel noktalarını yoksulluk, kamu hizmetlerinden yararlanamama ve güvencesizlik oluşturuyor. DİB’in ekonomi ile ilgili başlığını; emekçilerden yana bir iyileşmeyi hedefleyecek biçimde düzenlenmesi, bu bağlamda; alt yapı hizmetlerinin ve stratejik sektörlerin yeniden kamulaştırılması, çalışanların işyeri yönetimine katılması,servetten alınacak verginin; yoksullaşmanın önlenmesi, kadın, yaşlı, emekçi, engelli ve gençlerin refahı için harcanması türünden alt başlıklarla açımlaması ve bunları siyasi hedef olarak ortaya koyması olası mıdır? Ortaklaşmak, önümüzdeki döneme ilişkin mücadele perspektifimizi belirginleştirmek, DİB’in demokrasi mücadelesinde daha etkin bir oluşum ve gerçek bir birlik haline gelmesi amacıyla neler yapabileceğimizi tartışmak için, katılımınızı bekliyoruz."