loading
close
SON DAKİKALAR

''Din üzerinden siyaset yapmak esasen bir insanlık suçudur''

''Din üzerinden siyaset yapmak esasen bir insanlık suçudur''
Tarih: 03.07.2014 - 18:00
Kategori: Siyaset

Yakup Akkaya: ''Din üzerinden siyaset yapmak esasen bir insanlık suçudur.''

Akkaya: “Sivas’ın katilleri zaman aşımından beraat edince bir başbakan çıkıp millete hayırlı olsun dedi ve o Başbakan şimdi Cumhurbaşkanı adayı. Ve hala televizyonlara çıkıp insanların gözlerinin içine baka baka yalan söylüyor; ben herkesin Cumhurbaşkanı olacağım diyor.”

Genel Başkan Yardımcısı Yakup Akkaya, Karayolları Genel Müdürlüğü Konferans Salonunda 3-4-5-6 Temmuz 2014 tarihleri arasında yapılan Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’nun (KESK) 8. Olağan Genel Kuruluna katıldı.

Sendikaların, demokratik kitle örgütlerinin, meslek odalarının ve yurtdışından çok sayıda sendika yöneticisinin katıldığı Genel Kurul’da Genel Başkan Yardımcısı Yakup Akkaya Cumhuriyet Halk Partisi adına bir konuşma yaptı. Konuşmasında özellikle Türkiye ve emek hareketinin gündemine ilişkin gelişmeleri değerlendiren Akkaya, “17-25 aralık sürecinin hesabını vermemek için türlü cambazlıklar yapanların başı cumhurbaşkanı adayı oldu. Adı şaibelerle dolu, hesap veremeyen bir kişiden cumhurbaşkanı olmaz.“ dedi. Akkaya, konuşmasının devamında 1993 yılında Madımak’ta katledilenleri andı ve “Din üzerinden siyaset yapmak esasen bir insanlık suçudur. Sivas’ın katilleri zaman aşımından beraat edince bir başbakan çıkıp millete hayırlı olsun dedi ve o Başbakan şimdi Cumhurbaşkanı adayı. Ve hala televizyonlara çıkıp insanların gözlerinin içine baka baka yalan söylüyor; ben herkesin cumhurbaşkanı olacağım diyor. 14 yaşındaki Berkin Elvan’ı mitinglerde yuhalatan, gezi olaylarında katledilen gençleri bir kez bile anmayan aksine polislerimiz destan yazdı diyerek katilleri savunan bir anlayıştan cumhurbaşkanı olmaz.” dedi.

Akkaya, özellikle son günlerde gündeme gelen Torba Kanun ile ilgili gelişmeleri değerlendirdiği konuşmasının devamında 30 Mayıs 2014’de TBMM’ye sevkedilen torba kanununa bir madde eklendiğini ve bu madde ile memurların sürgün, görevden alma vb. nedenlerle mahkemeye gittiği takdirde mahkemelerin yürütmeyi durdurma kararı veremeyeceğini, idarenin mahkemenin iptal kararını 2 yıl uygulamayacağını, iki yıl geçtikten sonra da mahkeme memurun lehine karar verse dahi eski görev yerine dönemeyeceğini belirtti. Akkaya, ayrıca Anayasa Mahkemesinin aynı konuda verilmiş bir kararı olmasına rağmen, halen Anayasa Mahkemesinde bu konu ile ilgili bir maddenin görüşülüyor olmasına ve büyük bir ihtimalle iptal edilecek olmasına rağmen, Anayasa’nın hukuk devleti ilkesi ile 125. Maddesinde açık olarak tanımlanan hakların AKP tarafından bilerek ve isteyerek yok edilmesinin demokrasiyle bağdaşmadığını, intikam hırsıyla Anayasa’nın emredici hükümlerinin yok sayılmasının ancak faşist rejimlerde görülebileceğini vurgulayarak bu anlayıştaki birisinden cumhurbaşkanı olmayacağını belirtti.

Genel Başkan Yardımcısı Akkaya, Soma Katliamına yönelik açıklamalarda bulundu. Akkaya, “Yılda ortalama 1200 işçinin öldüğü en az üçbin işçinin engelliler sınıfına katıldığı insana değer verilmeyen ülkemizde, 13 Mayıs’ta bir trajedi yaşandı. Yaş ortalaması 27 olan 301 madenci katledildi. 432 çocuk yetim kaldı. 50 TL’lik gaz maskesi olmadığı için, 25 TL’lik göz ölçüm cihazı alınmadığı için daha çok kar etmek uğruna Soma’da katliam yaşandı. İlk günden beri oradaydık, orada olmaya devam edeceğiz. Soma’yı unutmayacağız, unutturmayacağız.” Dedi. Akkaya konuşmasının devamında “Orada siyaset, sermaye ve sendikanın insana değer vermeyen, yüzünü gördük. Ayrıca hükümetin ikiyüzlülüğünü bir kez daha gördük. O acılı günlerde verilen sözlerin tutulmadığını gördük. Hakkını arayan bir işçiye bir başbakanın tokat attığını gördük. İş kazaları ilgili bu işin fıtratında var. Bu onların kaderiydi diyen örümcek kafalı anlayışı gördük. Şimdi o anlayışta olan birinden cumhurbaşkanı olmaz.” Dedi.

Olağan Genel Kurul’da Türkiye gündemindeki diğer konulara da değinen Akkaya, AKP’nin derdinin emeğin korunması değil, tam aksine sömürünün devam etmesi olduğunu belirterek Bunun en son örneğinin Torba Kanun’daki taşeron ile ilgili düzenlemelerde görüldüğünü vurguladı. Akkaya, “Taşeronlaşmanın asıl sebebi yandaş sermayenin nemalandırılmasıdır. Kamuda taşeronlaşmanın artmasının esas nedeni budur ve bu anlayış asla taşeron sistemini kaldırmaz. Torba kanununda çözüm yerine, taşeronu genişletecek düzenleme ile kamunun bütün hizmet ve faaliyetleri kiralık memurlar eliyle de yapılabilecektir. Böylelikle memurların iş güvenceleri ortadan kaldırılmıştır. 12 yıllık iktidarları süresi içinde emek ve emekten yana tek bir adım atmayan AKP’nin son trajikomik kararı ise ibret vericidir. İş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin alınmadığı için 301 madencinin ölümünden sorumlu olanlar ve hesap veremeyenler, pencere otomobil, cam, su bardağı üreten şişe cam işçisinin grevini genel sağlığı tehdit ediyor diye erteleme kararı alanların akıl sağlığından şüphe ediyorum. Bu anlayışın başbakanından cumhurbaşkanı olamaz.” Dedi.

Geçtiğimiz hafta içerisinde TBMM’ye sunulan 5. Yargı paketine de değinen Akkaya, “CHP olarak, yıllardır ülkemizde temel insan hak ve özgürlüklerinin bütün etnik kimlikleri kucaklayacak bir düzenlemeyle kanunlaştırılması için tasarılar hazırladık, Meclis’e sunduk. Herkesin temsil edildiği akil insanlar heyeti kurulması, hakikatlerin araştırılması komisyonunun kurulması, faili meçhul cinayetlerin aydınlatılması, AB nezdinde imzalanan yerel yönetimler özerklik şartının üniter yapıyı bozmadan yerine getirilmesi vb. için çalışmalar yaptık; ancak bütün önerilerimizi ellerinin tersiyle ittiler. Geçtiğimiz gün Meclis gündemine getirilen 6 maddelik tasarıyı önemsiyoruz; ancak devletin hukuk dışına çıkan teklifleri kabul edilemez. Biz CHP olarak çözüm konusunda Meclis devreye girsin derken bütün siyasi partilerin bir araya gelerek çalışmasını istemiştik. Bu yüzden tasarının Meclis’e gelmesi olumlu; ancak hükümetin bu konuda iyi niyetine ve samimiyetine güvenmiyoruz. Tasarının cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi getirilmesi, oya tahvil edilmesi düşüncesi sağlıklı bir yaklaşım değildir.” Dedi.

Son olarak yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik değerlendirmeler yapan Akkaya, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kişiler yerine ilkelerin tartışılması gerektiğini belirtti. Yakup Akkaya, “Halkı birbirine düşman eden, kutuplaştırma, düşmanlaştırma ve nefret siyasetinin durdurulması için; yok edilen hukuk devletinin yeniden inşası için, zedelenen temel insan hak ve özgürlüklerinin yaşatılabilmesi için herkesi kucaklayacak, cumhuriyetin temel değerlerine sahip çıkacak bir cumhurbaşkanına özlemimiz var. Cumhurbaşkanı adayı; temiz olmalı, şaibeli olmamalı, kimseyi ötekileştirmemeli, dünyada saygınlığı olan biri olmalı. Ekmeleddin İhsanoğlu sadece CHP’nin değil, büyük bir toplumsal uzlaşmanın adayıdır. Partimizi ziyaret etmiş, 81 il başkanıyla buluşmuş ve tam destek almıştır. Gelin gerçek bir barışın inşası için el ele kol kola verelim çalışalım. Bunun ilk adımı da Cumhurbaşkanlığı seçimleri olsun. Bu adım atılamazsa diktatör, bütün özgürlükleri yasaklayacak.” Dedi.

Vişne Haber Ajansı

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları