loading
close
SON DAKİKALAR

Diyarbakır'da Nevruz kutlandı

Diyarbakır'da Nevruz kutlandı
Tarih: 21.03.2021 - 15:51
Kategori: Gündem

Diyarbakır'da, Nevruz Bayramı kutlandı. Diyarbakırlılar, HES kodu sorgulamasının ardından alana alındı.

Koronavirüs salgını nedeni ile geçtiğimiz yıl yapılmayan Nevruz Bayramı kutlamaları, risk haritasına göre düşük iller arasında bulunan Diyarbakır'da bu yıl yeniden kutlanmaya başlandı. Saat 10.00'da başlayan etkinlik için Bağlar ilçesinde bulunan Nevruz Parkı etrafında yaklaşık 5 bin polis görevlendirildi. Kutlamaların yapılacağı alanda bazı yollar trafiğe kapatılırken, parkın etrafı bariyerlerle çevrildi. Nevruz Bayramı etkinliğine katılmak isteyen vatandaşlar sabahın erken saatlerinden itibaren alana gelmeye başladı. Güvenlik güçleri, vatandaşları üst kontrolünden geçirdikten sonra HES sorgulaması yaparak alana girişlerine izin verdi.
 
Diyarbakır’da gerçekleşen kutlamada HDP Eş Genel Bşkanı Mithat Sancar konuştu.
 
Sancar’ın konuşması şöyle: 
"Merhaba özgürlüğü ve barışa sevdalı Amed, merhaba zulme boyun eğmeyen onurlu halkımız, merhaba Amedin direngen kadınları, merhaba umudun ve cesaretin gençleri, merhaba Nevruz'un çocukları. Sizleri ve tüm halkımızı baharın coşkusu ile selamlıyorum. Türkiye ve Ortadoğu halklarının kadim bayramı olan Nevruz'umuzu yürekten kutluyorum. Newroz pîroz be. 

Bütün siyasi rehine arkadaşlarımız, hepsi onurumuz, gururumuzdur. Onların mücadelesi ve mirası, mesajı, sesi, nefesi bizim sorumluluğumuzdur, onları yerine getirmek bizim görevimizdir.  

Nevruz zulme ve ayrımcılığa karşı direnmenin adıdır, özgürlüğe olan tutkudur. Nevruz bir buluşmadır, kucaklaşmadır, yan yana ve omuz omuza olmaktır, birliktir. Nevruz bütün dillerin, kimliklerin kültür ve inançların eşitçe, hakça bir arada yaşama inancıdır. Nevruuz yaşama umududur. Bizler her Nevruz’da bu umudu güçlendiriyoruz. Bu halk burada olduğu sürece Nevruz ateşi yandığı sürece hiç kimse bize boyun eğdiremez, bizlere diz çöktüremez.

Partimize yönelen baskılar, zulümler durmuyor. Zalimler kendi işlerini yapıyorlar, en iyi bildikleri şeyleri yapıyorlar. Nedir bu? Zulümdür, baskıdır, kötülüktür ama biz de direnmeyi biliyoruz. Mücadeleyi biliyoruz ve bizler de başaracağımıza olan inancımızı her daim sağlam tutuyoruz. Yürüyüşümüz inançla, sizlerin kararlılığıyla bir milim sekmeden devam ediyor, devam edecek. Bakın sevgili kardeşlerim bu iktidar, baskı uyguluyor, yasak koyuyor ama buna doymuyor. Kötülük yapmadan duramıyor; baskı, yasak, zulüm onların işidir biliyoruz ama bunlar bir de kötü kötü! Kötülük yapıyorlar durmadan. Bu halka kötülük yapıyorlar, bu ülkeye kötülük yapıyorlar. Bu ülkenin ezilenlerine, emekçilerine, kadınlarına durmadan kötülük yapıyorlar.

Bir gecede İstanbul Sözleşmesi’nden bir kararla çıktık, diyorlar. Nedir İstanbul Sözleşmesi? Kadına karşı şiddeti önlemek için yapılan bir sözleşmedir. Yani kadına karşı kötüler, kadına düşmanlar bunlar ve bir gecede Anayasa'ya darbe yapıyorlar, her gün yeni bir darbe. Bu iktidar darbecidir, bu iktidar kötülüğün sembolüdür.

Sizin iradenizle parlamentoya gönderdiğiniz vekillerimizin vekilliklerini haksızca, hukuksuzca düşürüyorlar. Bundan önce bu dönem Leyla Güven’in vekilliğini düşürdüler. Sizin iradenizi gasp ettiler, Musa Farisoğullarının vekilliğini düşürdüler, doğrudan Amed halkının iradesine saldırdılar. Şimdi de Ömer Faruk Gergerlioğlu kardeşimizin vekilliğini düşürdüler. Haksızca, hukuksuzca bugün sabaha karşı Ömer Faruk Gergerlioğlu vekilimizi sabah namazına kalktığında abdest almak için lavabodayken baskın yapıp gözaltına aldılar. İşte bu kadar kötüler. İşte bu kadar saygısızlar, inanca saygısızlar, ibadete saygısızlar, halkın iradesine saygısızlar. Ama burada milyonlar var, bütün Nevruz meydanlarını dolduran milyonlar diyor ki 'Biz size boyun eğmeyeceğiz, kötülüğünüze geçit vermeyeceğiz. Bu ülkeye özgürlüğü demokrasiyi, barışı hep birlikte getireceğiz.' Söz olsun, mutlaka başaracağız, mutlaka kazanacağız kardeşlerim.

Siyasetle yenemedikleri HDP’yi şimdi de savcılarını harekete geçirerek kapatmak istiyorlar. Sarayın talimatı ile bir dava açıyor Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı. Öyle bir iddianame ki hukuk tarihine büyük bir ayıp olarak geçecek. Buldukları tek şey, bizim barış sesimiz, özgürlük isteğimiz, demokrasi için yaptığımız çalışmalardır. Başka bir şey yok. Peki hadi HDP’yi kapattınız ya bu halkı ne yapacaksınız? Bu halkı nereye kapatacaksınız, hangi güç yeter bu inancı durdurmaya? Başaramayacaklar! Halkımızdan aldığımız güçle demokratik siyasette ısrarımızı devam ettireceğiz. Biz halkımızın demokrasi barış ve özgürlük isteğini, demokrasi ve barış yoluyla gerçekleştirmek için mutlaka hep birlikte yeni yollar yaratacağız, yeni yollar açacağız.

HDP bir dükkan mıdır yahu siz nereye kapatıyorsunuz? HDP budur, HDP halktır halk. HDP umudun adresidir, HDP bu ülkede özgürlük içinde, barış içinde yaşamanın güvencesidir. HDP bu ülkeye özgürlüğü de, barışı da, demokrasiyi de getirecek en büyük güçtür, buna engel olamayacaksınız. Sizin yaptıklarınızın hepsi yazıktır, ayıptır, günahtır ama biz de diyoruz işte buradayız. İşte buradayız, bu size dert olsun, bu size dert olacak. Kaybedeceksiniz. Kaybedeceksiniz. Kaybedeceksiniz. Siz en iyi bildiğiniz yolları deneye deneye tükettiniz, artık kaybettiniz, artık ne yapabilirsiniz? Zindanlarınız, savcılarınız, hileleriniz bizi durduramıyor. Çünkü biz direnen halkın umudu ve gücüyüz. Biz biliyoruz ki direnmek yaşamaktır.  HDP'ye yapılan saldırıların tek hedefi HDP değildir. Buradan halklar arası barışın köprüsü olan bu meydandan Türkiye'deki bütün halklara sesleniyorum. Hedef aldıkları HDP, ama asıl amaçları bu ülkede demokrasi umudunu tamamen yok etmektir, özgürlük inancını bitirmektir. Barış içinde eşit bir yaşam talebini ve özlemini bitirmektir. O nedenle biz direneceğiz, mücadelemize devam edeceğiz.

Bütün demokratik siyaset yollarıyla, bütün meşru yollarla halkımızın iradesini bütün bu ülkedeki bütün halkların özgürlük umudunu demokrasi talebini barış talebini gerçekleştirmek için yürüyüşümüze devam edeceğiz. Ama bunu sadece bize bırakmayın, Türkiye’nin bütün demokrasi güçleri gelin hep birlikte bu zulme ve kötülüğe karşı mücadele edelim. Gelin omuz omuza yürüyelim, gelin sesimizi birleştirelim. Gelin ortak demokrasi iradesini, barış umudunu bu ülkenin halklarına birlikte vaat edelim. Gelin bu yürüyüşü büyütelim, demokrasiye, barışa ve özgürlüğe doğru çoğalarak gidelim.

Biz gücümüzün farkındayız, gücümüzü haklılığımızdan, halkımızdan alıyoruz. Bu iktidar bizden korkuyor. Korkmakta çok haklı, çünkü ne yaptılarsa diz çöktüremediler, üstelik onlara en acı seçim yenilgilerini de bizler tattırdık. 7 Haziran’da sandıklarda aldıkları cevabı unutmadılar, unutmasınlar.  31 Mart’ta, 24 Haziran’da sandıklarda aldıkları o cevabı sandıkta yedikleri şamarı unutmasınlar. HDP yine kaybettirecek onlara, ama biz istiyoruz ki hep birlikte kazanalım. Türkiye’nin halkları, özgürlüğü, demokrasiyi ekmeği ve aşı birlikte savunalım. Hep birlikte barışı, aşı, eşitliği bu ülkenin ezilen insanlarına hep birlikte verelim, o nedenle çağrımız en geniş demokrasi ittifakıdır, çağrısıdır. Gelin bu iktidar bu ülkeye ve halka hiçbir şey vaat edemiyor, bir tek şey kaldı ellerinde, o da zulüm, baskı, kötülük. Buna karşı hep birlikte mücadele etmek hepimizin bu halka karşı ortak sorumluluğudur. Gelin bu yürüyüşü büyütelim.

Nevruz’un en önemli anlamı barışın sembolü olmasıdır, barış mücadelesinin iradesi ve sesi olmasıdır. Bakın bundan 8 yıl önce 2013 Nevruz’unda bu meydanda tarihi bir gün yaşandı. Bunu biliyorsunuz bunu hatırlıyorsunuz. 2013 Nevruz’unda milyonların şahitliğinde bir mektup okundu. Sayın Öcalan’ın mektubu okundu bu meydanda. O mektubu hatırlıyor halkımız. Barış umudunu, özlemini her daim canlı tutan herkes hatırlıyor elbette. Bir tek cümlesini okuyacağız: 'Yeni bir dönem başlayacak; silahlar değil, siyaset öne çıkacak' diyordu. Ve ekliyordu 'Ortak geleceği birlikte kuracağız' diyordu. Biz 2013 Nevruz'undaki barış çağrısını destekliyoruz, bugün de aynı talebi dile getiriyoruz.

2013 Nevruz'unda ortaya konulan şey, demokratik çözüm iradesiydi. Kürt sorununa demokratik çözüm, bu ülkenin temel sorunlarının hepsinin kilit çözümüdür. İşte o nedenle diyoruz ki Kürt sorununa demokratik çözüm için biz hala aynı talepleri dile getiriyoruz. Bu talepleri dile getiriyoruz, çözüm diyoruz, demokrasi diyoruz. Siyasette demokraside ısrarcıyız, demokratik çözümü siyasetle getireceğiz. O nedenle siyaseti bitirmek istiyorlar. Savaş politikalarını bu ülkeye hakim kılmak için demokratik siyaseti tasfiye etmeye çalışıyorlar.

O nedenle İmralı’ya tecrit uyguluyorlar, bunun tek bir nedeni var savaş politikalarında, çözümsüzlükte ısrardır. Biz de diyoruz ki barış için, çözüm için bu tecrit kalksın, bu tecrit kalkmalı. Bu taleplerle cezaevindeki siyasi rehinelerde açlık grevi yapıyor, açlık grevlerinin 115’inci günü istedikleri şey çözüm, barış ve bunun için tecridin kalkması. Bu taleplere ses verelim, bu taleplere karşı duyarlılığı hep birlikte yükseltelim.

Bu ülkeye barışı bu ülkenin halklarıyla birlikte getireceğiz. Bu iktidardan barış  beklemiyoruz, biz Türkiye’nin demokrasi güçlerinden bekliyoruz. Biz barışı iktidarın lütuf edeceği bir şey olarak görmüyoruz. Biz barışı onurlu, adil bir süreç olarak görüyoruz. Bu onurlu, adil sürecin ancak halklarla birlikte toplumdan yukarıya doğru inşa edilebileceğine inanıyoruz. Gelin hep birlikte onurlu barışı inşa etmenin yolunu birlikte bulalım, barışla birlikte bu ülkeye özgürlüğü ve barışı getirelim.

Orta Doğu barışının yolu da Kürtlerin özgürlüğünden geçiyor, Kürtlerin özgürlüğünün yolu da Kürtlerin birliğinden geçiyor. Bu kadar zulme maruz kalmış bir halkın temsilcilerinin ulusal birlik için çalışma gibi  sorumluluğu ve tarihi bir görevi vardır. İşte bu Nevruz Amed’den Qamişlo’ya, Mehabad’dan Hewlêr’e Kürt halkı nerede yaşıyor olursa olsun Kürt halkının kimliğini, onurunu korumak için, demokrasi özgürlük ve barış umudunu savunmak için bir araya gelme, ulusal birliği kurma günüdür. Nevruz ulusal birliğin sembolü olsun. Bütün Kürtler her yerde her şartta ulusal birliği sahiplensinler.

Bizim pusulamız barış, rotamız özgürlük, irademiz eşitliktir. Tekçiliğe karşı çoğulculuğu savunmaya devam edeceğiz. Demokratik siyasete yönelen darbelere, demokratik siyaseti daha da güçlendirerek cevap vereceğiz. Bugün burada bize bu baskıları uygulayanlar bilsinler ki HDP çoğalarak geliyor, HDP yürüyüşüne büyüyerek devam ediyor. Siz bizi bitirmeye çalışıyorsunuz, ama biz bu ülkeyi yönetmeye geliyoruz. Yolumuzu kapatmaya çalışanlara inat mutlaka yeni yollar açacağız.

Hiç kimse umutsuzluğa kapılmasın, buradaki coşkuyu ve inancı görsün ve bu yolları nasıl açabileceğimizi de bir kez daha yaşasın. Demokratik siyaset bitmez, halkın iradesini hiçbir güç bastıramaz. Hukuksuzluğa kaşı adaleti, herkes için adaleti savunmaya devam edeceğiz. Bunların yalanlarına karşı hakikati inatla savunmaya devam edeceğiz, halklara karşı yıkımı dayatmaya çalışanlara, kara kışı yaşatmaya çalışanlara bizler halkların baharını mutlaka getireceğiz, direneceğiz, daha çok mücadele edeceğiz, daha çok güçleneceğiz, kararlı olacağız, dik duracağız, bir olacağız, yan yana ve omuz omuza olacağız. Bu yüzyılı mutlaka kazanacağız."

 

Kaynak : NTV-www.istanbulgercegi.com

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları