loading
close
SON DAKİKALAR

Erdoğan: Dinsiz nesil olsun diyenler var, biz işimize bakacağız

Erdoğan: Dinsiz nesil olsun diyenler var, biz işimize bakacağız
Tarih: 16.10.2021 - 13:15
Kategori: Siyaset

AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İmam hatip okulları üzerine düzenlenen sempozyumda 'azgın azınlık' ifadesini kullandı. "Dinsiz, ucube nesiller" olmasını isteyenler olduğunu öne süren Erdoğan, "Onlar işine bakacak, biz de işimize bakacağız" dedi.

AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Yeniden Açılışının 70. Yılında İmam Hatip Okulları ve Türkiye'de Din Eğitimi Sempozyumu" başlıklı programda konuştu.

İmam hatip okullarını öven Erdoğan, "İmam hatip mezunuyum ama hiçbir zaman imam hatipçi olmadım. Bizim için tüm okullar emirlerinde olduğumuz okullardır. Hepsine elimizden gelen tüm destekleri de veriyoruz" dedi.

AKP'li Cumhurbaşkanı, "dindar nesiller yetiştirme gayretlerinden rahatsız olanlar" olduğunu belirtip "Dinsiz nesil olsun diyenler yok mu? Var. Ucube nesil olsun diyenler yok mu? Var. Onlar işine bakacak, biz de işimize bakacağız" diye konuştu.

Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:
"Esasen imam hatiplerin tarihi milletimizin hak, hukuk, özgürlük ve adalet mücadelesinin de tarihidir. Kuruluşundan itibaren imam hatipler bu ülkede demokrasinin standardını gösteren bir mihenk taşı olmuştur. Milli iradenin üzerine düşen vesayet gölgesi kalktıkça imam hatiplerin de önü açılmış, kapısına vurulan zincirler kırılmıştır. Darbe ve dikta dönemlerinde ise milletimizin kendisi gibi imam hatipler de hedefe, özellikle o tahtaya konularak baskıya uğramıştır. CHP zihniyeti milletle milletin değerleriyle hesaplaşmasını hep imam hatipler üzerinden yürütmüştür. Ellerine geçirdikleri her fırsatı ya bu okulları tamamen kapatmak ya da imam hatiplerin kazanılmış haklarını gasbetmek için kullanmışlardır. Milletimiz çöldeki vaha misali bu okullara nasıl umutla sarılmışsa CHP zihniyeti de bu okulları daima bir tehdit olarak görmüştür. İmam hatiplerin ülkemizdeki 70 yıllık mazisine baktığımızda bu durumun sayısız örneğiyle karşılaşıyoruz.

Kendisi de bir CHP mebusu olan Hamdullah Suphi Tanrıöver, 1947 yılında ülkenin içinde bulunduğu vahim durumu bakınız nasıl anlatıyor; Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde bir münakaşadan sonra dışarıya çıktığım zaman 6 tane Meclis hademesi yanıma geldi. Gözleri yaşlı olarak bana şunları söyledi: 'Vallahi, billahi 6 köyümüzde bir tek imam kaldı. Ölülere nöbet bekletiyoruz. O imam kalkıp bu köye geliyor ve boyuna köy değiştiriyor. Eğer bize imam ve hatip vermezseniz ölülerimizi köpek leşi gibi toprağa gömeceğiz.' Kim söylüyor bunu? CHP'li Hamdullah Suphi'ye köylüler söylüyor.

Evet partisinin 7'nci kurultayında bizzat bir CHP'li milletvekili tarafından dile getirilen bu utanç tablosu tek parti döneminde ölüsüyle ve dirisiyle bu ülkenin tamamının gerçeği. 1000 yıldır hamuru İslam'la yoğrulan, asırlar boyunca İ'lay-ı Kelimetullah'ın sancaktarlığını yapan, mabedinin üzerine namahrem eli değdirmemek için 7 düvele meydan okuyan, İstiklal Harbi'nde ezanı ve bayrağı uğrunda gencecik evlatlarını şehit veren, nüfusunun kahir ekseriyeti Müslüman olan, işte böyle bir ülkede 1950 yılına vardığımızda durum maalesef buydu. Millet bırakın camide namaz kıldıracak imamı, ölüsünü yıkayacak ve onun namazını kıldıracak kimseyi bulamıyordu.

Türkçe Ezan garabeti de insanımızın tahammül sınırlarını zorlayan bir hal almıştı. Menderes'in hayata geçirdiği ilk icraatı ezanın aslıyla okunmasıdır. Diğer hizmetleri ise imam hatip okullarının açılmasıdır. Ancak hükümetin iradesine rağmen dönemin CHP bürokrasisi imam hatip okullarını açtırmamak için ayak diremeyi sürdürmüştür. Merhum Ali Ulvi Kurucu, hocası olan rahmetli Mahmut Celalettin Ökten'in bu süreçte yaşadığı zorlukları şöyle anlatıyor: 'Elimde baston rahatsız halimle trene bindim. Ankara'ya gittim. O günün Maarif Vekili olan Tevfik İleri merhum, talebelerimdendi. Beni unutmamıştı. Ankara'da bir otelde kaldık. Günler geçiyor, Tevfik İleri'nin verdiği emirler Talim Terbiye Dairesi'nden bir türlü çıkmıyordu. Bir ay Ankara'da süründüm. Otelden aldığım çaya odamda ekmeği batırıp yemek zorunda kaldım. Artık uykularım kaçıyordu. Bir ay sonra Tevfik Bey'le durumu merhum Menderes'e arz ettik. Ancak muhterem Başvekilin yazılı talimatıyla Talim Terbiye Dairesi'nden muvafakat emrini alabildik. O gün muvafakat emrini alıp da Başvekaletten otele gelirken nasıl çıldırmadım, nasıl aklımı kaybetmedim diye hala şaşarım. Ne evlendiğim gün ne de icazet aldığım zaman böyle sevindim. O gün işte bu kadar sevinmiştim.' Evet, 70 sene önce 17 Ekim 1951'de 7 ilde imam hatip okulu açılması kararıyla Türkiye'nin imam hatipli yılları işte böyle başlamıştır.

12 Mart muhtırasında ortaokul kısımları kapatılarak, lise kırımları 4 yıla çıkarılmıştır. 1974'te ortaokul bölümü yeniden açılmış, okul sayısı 101'e çıkmıştır. İmam hatipler 28 Şubat döneminde vesayetçilerin yeniden hedefi olmuş, katsayı zulmü ile de imam hatiplilerin üniversite hayallerine set çekilmiştir. Kendi evlatlarım da dahil imam hatipliler üniversite hayallerini ya ertelemek ya da yurtdışında gerçekleştirmek zorunda kalmıştır. Katsayı uygulamasını kaldırıp 4+4+4 uygulamasını başlatarak imam hatiplilerin fetret devrini biz sonlandırdık. İmam hatip mezunuyum ama hiçbir zaman imam hatipçi olmadım. Bizim için tüm okullar emirlerinde olduğumuz okullardır. Hepsine elimizden gelen tüm destekleri de veriyoruz.

Derdimiz şu, bu ülkede eğer bugün ifademle bir dindar nesil yetiştirelim gayreti varsa bu hocalarımızın emekleriyledir. Bundan çok rahatsız olanlar yok mu? Var. Tam aksini savunanlar var. Varsın olsun, biz işimize bakacağız. Dinsiz nesil olsun diyenler yok mu? Var. Ucube nesil olsun diyenler yok mu? Var. Onlar işine bakacak, biz de işimize bakacağız. Farkımız bu. Bunun olması lazım

40 yıldır hikayeyi yeni baştan yazmak, milletin makus talihini değiştirmek için zorlu bir mücadele yürütüyoruz. Bu mücadeleyi kendimiz, kendi ikbalimiz için değil, Türk'ü ve Kürt'üyle, Alevi'si ve Sünni'siyle milletimizin her bir ferdinin huzuru, refahı, özgürlüğü için veriyoruz. Bu hikaye, kılık kıyafeti sebebi ile üniversite kapılarında kalan gençlerimizin, katsayı zulmüne uğrayan öğrencilerimizin hikayesidir. Ücretini ödeyemediği için hastane morglarında cenazesi rehin alınan vatandaşlarımızın hikayesidir. Eline kına yakarak gönderdiği askerin yemin törenine alınmayan anaların hikayesidir. Bu hikaye azgın azınlığın kışkırtmalarına rağmen demokrasiden ayrılmayan sessiz çoğunluğun da hikayesidir. Eline kına yakarak gönderdiği askerin yemin törenine alınmayan anaların hikayesidir. 

Bu hikaye azgın azınlığın kışkırtmalarına rağmen demokrasiden ayrılmayan sessiz çoğunluğun da hikayesidir. Kefenimizi giyerek çıktığımız siyaset yolculuğunda bizden öncekiler gibi elbette biz de pek çok sıkıntıyla karşılaştık; baskıya, zorbalığa, hukuksuzluğa ve siyasi şiddete maruz bırakıldık. Türkiye'nin iktidar partisini uyduruk gazete kupürleri üzerinden kapatmaya yeltendiler. Hukuk literatüründe asla yeri olmayan 367 garabetini ortaya atarak, Meclis'te cumhurbaşkanı seçmemizi engellemek istediler. Cumhuriyet mitingleri kılıfı altında insanımızı kışkırtarak daha önceki darbelerde olduğu gibi vesayete uygun ortam hazırlamaya kalkıştılar. Taşeron haline getirdikleri eli kanlı yapıları üstümüze salarak Türkiye'yi kaosa ve istikrarsızlığa sürüklemek istediler. Ağaç ve çevre bahanesi altında başlattıkları Gezi olaylarıyla sokaklarımızı ateşe ve kana bulamaya kalktılar. Bezmialem Valide Sultan Camisi'nin içine ayyaşları doldurarak, bira kutularını camimizin halıları üzerine sere serpe göndererek, oradan Dolmabahçe'deki ofisimize kanal açarak, oradan da Taksim'e Gezicilerle yürümek suretiyle bunlar çılgınlıkların en alçakçasını yaptılar. 17-25 Aralık'ta emniyet, yargı teşkilatına sığdırdıkları militanları vasıtasıyla meşru hükümeti devirmeye çalıştılar. Bu saldırıların tamamını püskürttük.

28 Şubat döneminde kapılarına kilit vurulmak istenen bu okullar hamdolsun bugün ülkemizin en çok tercih edilen eğitim kurumları arasında yer alıyor. Bu okullarımızda okuyan evlatlarımızın sayısı bugün artık 1 milyon 415 bine ulaştı. Her ne kadar birileri bu okullarımızı sürekli karalamaya çalışsalar da milletimizin ilgisine ket vuramıyorlar. İmam hatiplerin başarısı sayısı da günden güne yükseliyor. Bu okullar özgün eğitim modeliyle İslam alemine güzel bir örnek oluşturuyor. Bu CHP zihniyetinin imam hatip okullarında hangi derslerin okutulduğundan bile haberleri yok. Kimya, fizik, edebiyatın okutulmadığını sanıyorlar. Veya haberleri var ama bilmemezlikten geliyorlar."

Kaynak : www.istanbulgercegi.com

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları