loading
close
SON DAKİKALAR

F.Bahçe düşmanlığı yapmakla suçlandık!

F.Bahçe düşmanlığı yapmakla suçlandık!
Tarih: 12.02.2012 - 22:03
Kategori: Spor

Galatasaray Kulübü Başkanı Ünal Aysal, Eylül ayı Olağan Divan Kurulu Toplantısı'nda 100 günlük yönetim kurulu çalışmaları hakkında divan kuruluna bilgi verdi.

Galatasaray Adası'nda gerçekleştirilen kulübün eylül ayı olağan Divan Kurulu Toplantısı'nda üyelere hitap eden başkan Ünal Aysal, yönetimi devraldıklarından bu yana 100 günü geride bırakalı iki hafta geçtiğini aktarırken, ''Tabiri caiz ise fili tek lokmada yutamayacağımız için parçalara bölmek, önceliklere göre hareket etmek, uzun dönemli hedefleri gözden kaçırmadan birikmiş sorunları çözmek ve sorunların azalacağı bir yapıyı adım adım kurmak için 100 gün, 1 yıl ve 3 yıllık planlar yaptık. Bugün sizlerle bu sürecin ilk 100 gününün gelişmelerini, neleri yapıp, henüz neleri yapamadığımızı, nasıl bir süreci yönettiğimizi ve sonuçlarını paylaşmak istiyorum'' dedi.

 

Daha önce yaptığı açıklamalarda, mali sorunların çözümüne dönük yol haritasının çizilmesi, sportif başarı için yapılacak transferler ve yeniden yapılanmanın gerçekleşmesi, kurumsallaşmanın ilk ve önemli adımlarının atılması konularına öncelik vereceklerini dile getirdiklerini belirten Aysal, şöyle devam etti:

''İlk icraatlarımızdan bir tanesi, gerçekçi ve doğru bir mali durum tespiti için yaptırdığımız denetleme çalışması oldu. Ortaya pek iç açıcı bir mali tablonun çıkmadığı malumunuz. Son divan toplantısında sizlere kapıda sıraya girmiş 59 milyon dolarlık bir alacaklılar ordusundan bahsettiğimizde, sizlerin de neler hissettiğinizi hatırlayınız. Doğrusu, süreci yönetmekte zorlanmadık diyemem. Hatta beklentimizin üstünde zorlandık. Çünkü sadece birikmiş ve aciliyet kazanmış büyük bir borçla karşılaşmadık, aynı zamanda tekrar yüzünü gösteren bir global finans krizinin içinde bulduk kendimizi. Tüm finans dünyasında müthiş bir kriz ortamı yaşanıyordu. Bankalar eski rahatlığında değildi. Sizin de kulüp olarak hemen hemen tüm varlık ve gelirleriniz temlik edilmişse, işiniz çok kolay olmuyor. Para bol iken, ekonomiler yükselişte iken para bulmak kolaydır. Dünya ekonomik tarihinin en sert krizinin yeni ve güçlü bir dalgasında gemiyi karaya oturtmamak o kadar kolay değildir.''

-''BORÇLAR AZALTILDI''-

Ünal Aysal, mayıs ayı sonu itibariyle 149,6 milyon dolar olan kısa ve orta dönemli banka borçlarının 132,8 milyon dolara indirildiğini söylerken, ''59 milyon dolarlık muaccel borçlar ise son 115 günün giderlerinin eklenmesine rağmen 57 milyon dolara indirilmiştir'' ifadelerini kullandı.

Kulüp olarak kendilerini henüz istedikleri yerde görmelerinin mümkün olmadığının altını çizen Ünal Aysal, ''Belki konjonktür bakımından biraz daha şanslı olsaydık, bu çok kısa sayılabilecek süreçte daha büyük mesafeler alabilirdik. Bunu ancak belli ölçülerde başardık ve daha çok yolumuz ve harcanacak mesaimiz var'' diye konuştu.

Galatasaray'ın çok değerli varlıklara sahip olduğunu yineleyen başkan Aysal, şöyle devam etti:

''Her maddi sorunun üstesinden gelebilecek imkanları olan bir kulüp. Mesele var mı yok mu meselesi değil. Mesele bu varlıkları iyi değerlendirmek, ekonomik bakımdan kulübü iyi ve bilinçli yönetmek meselesi. Bunun için 9 Temmuz'da genel kurulumuzdan yetki istedik ve sağolsunlar bu yetkiler eski yönetimlere olduğu gibi bize de verildi. Riva arazisi bu değerlerin en önemlisi. Bu konuda dört bir koldan çalışıyoruz. Çözüm için piyasaların biraz daha güçlenmesini beklememiz gerekiyor. Elimize ulaşan tekliflerin en yükseği kadar en garantili olanını tercih edeceğimizden emin olabilirsiniz.

Türk Telekom Arena başlı başına bir olaydı. Tamamlanmamış bir inşaat, net olamayan devir ayrıntıları gibi bir çok çözülmemiş sorunu kucağımızda bulduk. Yoğun bir çalışmayla çoğunu netleştirdik. Devri teslim anlaşmamızı imzalar iken bütün eksikleri tek tek tespit ile muhataplarımıza yükledik. Bir başka önemli işimiz stat gelirlerimizin ciddi bir bölümünü paylaşmak zorunda kaldığımız kuruluşla olan uzun vadeli ve oldukça pahalı olan anlaşmamızı feshetmek oldu. Yeni durumda bilet ve kombine gelirlerimizin tamamı kulübümüze kalacaktır. Önümüzdeki 2,5 yıllık bir dönem için bunun bize ekonomik katkısı 7 milyon dolardır. Florya, Mecidiyeköy, Kalamış, Galatasaray Adası gibi hepsi çözüm bekleyen meselelerimiz var. Hepsini ilk 100 güne sığdıramayacağımızı biliyorduk. Ama en azından bunların hepsi ile ilgili etütler yapıldı, stratejilerimiz belirlendi, uygulama safhasına geçildi. Önümüzdeki 1 yıllık etapta bu çözümlerin de devreye girmesi ve büyük çapta gerçekleşmesi program altına alındı. Galatasaray'ın varlıklarını değerlendirmek, ve elde edilen para ile gecikmiş borçları temizlemek, ekonomik meseleleri çözmek yeterli değildir. Finansal kredibilitemizi yeniden düzeltmek, çarkların dönmesini sağlamak, günü kurtarmak alışkanlığından çıkmak, uzun vadeli projeler üretebilecek, yatırımlar yapabilecek ve devamlı gelirle akar sağlayabilecek bir konuma gelmek ana hedefimizdir. Asıl mesele yeni, çağdaş projeler üreterek ek gelir kalemlerini arttırmaktır. Açıklıkla söyleyeyim pek çok projeye başlamış olmakla birlikte kendimizi bu konuda henüz hedeflediğimiz yerde görmüyorum.''

Kulüp başkanı Aysal, geride kalan 100 günlerinin, futbolda yaşanan olağanüstü durumlar nedeniyle her gününün hemen hemen tipik bir kriz yönetimiyle geçtiğine değinerek, ''Ekonomik krizler, şike krizleri ve transfer uğraşları hepimizin çok zamanını aldı. Almaya da devam ediyor. Profesyonel kadrolarla yeni yapılanmayı tartışacak, projeleri uygulamaya koyacak yeterli zamanı bulamadık. Ama en azından nelerin yapılması gerektiğinin çok net olarak resmini çıkarttık'' şeklinde konuştu.

Galatasaray Kulübü Başkanı Ünal Aysal, futboldaki şike ve teşvik iddialarına yönelik olarak yürütülen soruşturmanın son derece hassas bir konu olduğunu söyledi.Yönetimdeki 100 gününün icraatlarını Galatasaray'ın eylül ayı Olağan Divan Kurulu Toplantısı'nda üyelere aktaran Ünal Aysal, ''İş akışımızın ve dolayısıyla planlarımızın radikal biçimde değişmesine neden olan, medyada şike soruşturması olarak adlandırılan bu olaylar, birkaç yönetici, sporcu ve birkaç futbol kulübümüzün (Suçlu mu, suçsuz mu?) sorularına cevap aramanın çok ötesinde ele alınması ve ilgilenilmesi gereken fevkalade önemli, hassas bir konudur'' dedi.

 

Aysal, dünya futbolunda kirlilik sorununun yeni olmadığına dikkati çekerek, ''Bu sorun uzun bir süredir mevcut. Özellikle futbol ekonomisinin ulaştığı boyutlar ve yaygınlaşan bahis ekonomisi gerçeği karşısında, kuralları ve spor etiği yeterince yerleşmemiş, benimsenmemiş ortamlarda bu beklenmeyen bir durum da değildir. Yıllardır bu tür olayların dedikodularını ülkemizde hepimiz duyarız, okuruz. FIFA ve UEFA'nın konuya nasıl bir hassasiyetle yaklaştığını, özellikle son yıllarda nasıl bir öncelik verdiğini biliyoruz'' diye konuştu.

Galatasaray olarak çok önem verdikleri soruşturma konusuyla ilgili olarak duruşlarını aktaran Ünal Aysal, şu ifadeleri kullandı:

''Galatasaray olarak tüm spor dallarında, altını çizerek söylüyorum gerçek bir fair-play ortamının oluşması vazgeçilmez ilkemiz. Bu nedenle ne pahasına olursa olsun cesaretle başlatılan bu sürecin doğru, adil ve uygar bir biçimde sonuçlandırılmasının destekçisi ve savunucusu olduk ve olmaya devam edeceğiz. Hiçbir fırsatçılığa ve rekabet duygusuna kapılmadan, ancak Türk futboluna ve de Galatasarayımızın istikbale dönük, özellikle yurt dışı başarı hedeflerine zarar verecek her türlü karar ve davranışlara muhalefet edip, aktif mücadelemizi ve bunu savunan kurumlara desteğimizi sürdüreceğiz. Kuşkusuz ilkelerimizi korurken, Galatasaray'ın hiçbir açıdan zarar görmemesi en doğal görevimizdir. Ancak süreçte, uzun vadeli stratejilerimizi koruyarak bunlara öncelik verdik ve (Bu işin ekonomisi zarar görürse, biz de bundan payımızı alırız) gibi kısa vadeli yaklaşımlara prim vermedik, tevessül etmedik. Etmeyiz, edemeyiz.''

-''FENERBAHÇE DÜŞMANLIĞI YAPMAKLA SUÇLANDIK''-

Türk spor tarihinin en sancılı dönemi olarak nitelendirdiği süreçle ilgili olarak, ''Yönetilmesi oldukça zor ama doğru yönetilirse aynı zamanda uzun vade açısından en önemli, en hayati dönemecinde, (Bu yıl, bu sezon kaybımız ya da kazancımız) gibi kaygıların çok ötesinde düşünmek ve davranmak zorundayız. Bizlerin devraldığı miras budur, devredeceğimiz miras da bu olmalıdır'' diyen Aysal, sözlerini şöyle sürdürdü:

''3 Temmuz Pazar sabahı hepimiz şok edici bir kapsamda başlayan soruşturma süreciyle uyandık ve Galatasaray olarak toplumda oluşabilecek muhtemel hezeyanları önlemek için 4 Temmuz akşamı tüm camiamıza, rekabet duygularıyla hareket etmeme, süreci soğukkanlılıkla izleme çağrısı yaptık. Aynı zamanda Galatasaray olarak camiamıza ve kamuoyuna süreci yakından izleyeceğimizin güvencesini verdik. Hemen bir hafta sonra yapılan Kulüpler Birliği toplantısından ilke olarak alınacak kararları ve atılacak adımları desteklemek sözünü vererek ayrıldık. Ancak daha toplantıdan birkaç saat geçmeden Türkiye Futbol Federasyonu'nun, beklentilerin aksine (Hiçbir karar almıyoruz, hiçbir adım atmıyoruz) açıklaması karşısında, sürecin iyi yönetilmemesi halinde ülke futbolu olarak başımıza gelebileceklere dikkati çeken, (Bu ateş üfleyerek sönmez, çözüm zamana yayılamaz) bildirimizi yayınlamak zorunda kaldık.

Aynı bildiride, karar almamanın doğru bir karar olmadığını, evrensel hukuk kurallarına uygun olarak gerekli kararların acilen alınması gerektiğini hiçbir kulüp adı ve de hiçbir cezadan söz etmeksizin dile getirdik. Spor kamuoyunu derinden sarsan hatta ülke imajımızı etkileyen, UEFA nezdinde işi çözmüyoruz, kendimiz yönetemiyoruz intibası veren bir tutumun daha ilerde tüm futbol dünyamızı ve kulüplerimizi etkileyebilecek sonuçlar doğurabileceğinin altını çizdik. Gelişmeler malumunuz. Mesajlarımız tam ve net olarak algılanamadı ve kendi dostlarımız arasından bile bizi Fenerbahçe düşmanlığı yapmakla suçlayanlar oldu. Tek önceliğimizin, Türk sporunun önünün tıkanmasını önlemek olduğunu ısrarla vurguladık.

Böyle bir mantıkla ve alışkanlıklarla yıllarca yaşamış bir toplumun bu reaksiyonu, refleksi anlamamasını bir yerde doğal karşılamak gerektiğini gördük ve ısrarlı olduk. Ancak bugün geldiğimiz noktada, her şey yavaş yavaş aydınlandı, aydınlanıyor. Dediklerimizin bir hırs ya da menfaat motifiyle olmadığı, Türk futbolunun kamu vicdanını rahatsız eden adaletsizlik duygusundan kurtarılması kadar saygınlığının da korunması amacını taşıdığı fark edilmeye başlandı.''

-''ŞİDDET YASASI'NDA DEĞİŞİKLİKLERİ DE BİZ HAZIRLIYORUZ''-

Yaşanan süreçte ''Galatasaray'ı dışlamayı bile göze alan'' Kulüpler Birliği Vakfı tarafından, Şiddet Yasası'nda yapılması gerekli değişiklikleri hazırlamakla görevlendirildiklerini aktaran Aysal, şöyle konuştu:

''Hukukçularımızı görevlendirerek bu konuda caydırıcılığından taviz vermeden, realist, insanca ve orantılı bir suç-ceza yaklaşımını benimseyen, alınacak kararlarda UEFA işbirliğini şart koşan değişiklik önerilerimizle birlikte dün bir sunum yaptık. Dik, ilkeli ve vizyoner duruşumuzu, evrensel hukuk konusundaki hassasiyetimizi, suçun olduğu yerde orantılı cezanın da olması gerektiğini aksi takdirde kuralları olan bir yarışmadan değil, bir kaos ortamından söz edilebileceği konusundaki uyarılarımızı doğru okumakta zorluk çekenler, bizi muhbirlikle, hatta ihanetle suçlayanların gözlerindeki bağlar açıldı. İletişimin gücü ve zaman bizi haklı çıkardı.''

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları