loading
close
SON DAKİKALAR

Sezen Aksu’nun baba evindeki yalnızlık

Barış Terkoğlu
Tarih: 02.09.2019
Kaynak: Barış Terkoğlu-Cumhuriyet

Barış Terkoğlu: Belki de FETÖ lideri eski dostu için taziyesini başka yolla yapmıştı.

Cenazelerde yalnız ölüler mi gömülür? Yoksa birikmiş anılar da kefenlenip bir daha açılmayacakmış gibi toprağa mı karışır? 
Sezen Aksu’nun babasının son vedasını izliyordum. Aksu, 3 buçuk yıl önce annesi Şehriban Yıldırım’ın cenazesinde şarkıcı Mustafa Ceceli’ye ezan okutmuştu. Babası Sami Yıldırım için de aynı şeyi istemişti. Ama Ceceli yurtdışındaydı. Ceceli, Fethullah Gülen gibi 90’lı yıllarda ABD’ye yerleşen “sosyete şeyhi” Ahmet Hulusi’nin takipçisiydi. Çareyi, ezanı bir kasete okuyup Sezen Aksu’ya vererek buldu. Demek, boşandığı eşinin özel hayatını ilgilendiren yatak odası kasetini, geçen yıl milletin önüne atarak iki kadının hayatını zehir eden Ceceli’nin sesi çok önemliydi! 
Ah gizli çekimler, cemaatler, magazin kişileri ve bizim bitmeyen hikâyemiz…

Fethullahçıların ‘Yaman Dede’si 

Haberlerde hep “emekli okul müdürü” yazıyordu ama öğrencileri neden pek de ortada görünmüyordu? 
Fethullahçılar ona “Yaman Dede” diyorlar. Sebepsiz değil. Sezen Aksu’nun babası Sami Yıldırım, 1979 yılında İzmir İl Milli Eğitim Müdürü Yardımcılığı’ndan emekli olmuş bir öğretmendi. Erzurumlu Gülen de hareketinin temellerini İzmir’de Kestanepazarı Camii’nde atmıştı. Yıldırım, Gülen’e inanan müritlerinden biri oldu. 
FETÖ için eğitim, “altın nesil projesi”nin en önemli ayağıydı. Galatasaray Lisesi ya da Robert Kolej’in karşısına bir model olarak İzmir’de Yamanlar Koleji’ni koydu. Kurucusu ve ilk müdürü Sami Yıldırım’dı. 
Örgütün medyacısı Faruk Mercan, Doğan Kitap’tan çıkan “Fethullah Gülen” kitabında o günleri şöyle anlatmıştı: 
“Gülen henüz İstanbul’daki büyük servet sahiplerini harekete geçirebilecek durumda değildi, ama yıllardır İzmir’de verdiği vaazları hiç kaçırmayan hatırı sayılır bir esnaf grubu vardı. Gülen, Ege Bölgesi’nin bu insanlarını, sonraki yıllarda kolejlere dönüşecek olan öğrenci yurtları açmaya teşvik etti. İlk öğrenci yurdunun temeli 1972’de İzmir Bozkaya’da atıldı. 1976 yılında faaliyete geçen 200 öğrenci kapasiteli bu yurt, tam on yıl sonra 1982 yılında Yamanlar Koleji’ne dönüşecekti ve okulun ilk müdürü, sanatçı Sezen Aksu’nun babası Sami Yıldırım olacaktı.” 
Örgütün dergisi Aksiyon, Sami Yıldırım’ı 17 Aralık 2007’de “Eğitimin YamanDedesi” diyerek şöyle tanıtıyordu:
Nice öğrenci, nice öğretmen dünyanın dört bir yanına yayıldı bu liseden. Amalisenin kuruluşundan bugüne değişmeyen tek bir kişi vardı: O da ilk gün müdür olarak kapıdan içeri giren ve bugün hâlâ danışman sıfatıylaburada hizmetlerine devam eden Sami Yıldırım.” 
Haber çıktığında “Yaman Dede” 80 yaşındaydı, kendi ifadesiyle “hizmet”e devam ediyordu. “Neden ediyorum” diye başladığı cümleyi “bu okullardaki öğrencilerin sayısı ne kadar artarsa ben Türkiye’nin geleceğinin o kadar daha sağlam temeller üzerine oturacağına inanıyorum” diye bitiriyordu.

Yamanlar Koleji’nin sonu 

Gülen ile Yıldırım’ın dostluğu kâh Yamanlar Koleji’nin müdür odasında kâh İstanbul Altunizade’de Gülen’in misafirlerini kabul ettiği katta sürdü. Gülen, Yıldırım’ın yıllar önce öğrencilere yaptığı sabah konuşmalarını okuldaki özel odasından dinliyordu. Yıllar sonra FETÖ okulları pıtrak gibi çoğaldığında Gülen’in misafirlerine okulların sunumunu yapan da “Yaman Dede”ydi. 
Yıldırım, Gülen’in ona karşı derin hislerinin ifadesini Aksiyon’a şöyle anlatmıştı: 
(Gülen) Kürsüden beni gördü. İltifat etti. ‘Hocam da buradaymış’ dedi. ‘Hocaların hocası’ diye beni oradakilere lanse etti. Büyük bir alkış koptu. Sonra dışarı çıktım. Bahçede etrafıma toplanan gençler elimi öpmeye başladı. Hocaefendi’nin iltifat ettiği birine gösterilen saygıydı bu.” 
Sami Yıldırım son yıllardaki politik çizgisini “her konserden önce dua ister” dediği Sezen Aksu gibi oluşturdu. Gülen’in mezardakileri bile oy kullandırmaya çağırdığı, sonunda da yargıyı ele geçirdiği 12 Eylül referandumundan önce, Zaman gazetesine “Her maddesine inanarak ‘evet’ diyorum” açıklamasıyaptı. 
Sanki hiç bitmeyecekmiş gibi sürdürdüğü “hizmet”i için “hele 2027 yılına (yüz yaşına) bir gelelim, o zaman hep beraber oturup, tamam mı devam mı diye bir karar veririz” diyordu, olmadı. Onun ellerinden çıkan “altın nesil” devleti ele geçiremeden lanetlendi. Yarattığı Yamanlar Koleji’ne FETÖ darbesinden sonra kayyım atandı. Okulun adı değişti, imam hatip oldu. Gülen’in eşyalarıyla müze gibi düzenlenmiş mahrem odaya polis girdi. Bugün “Yamanlar Koleji mezunuyum” diyen birileri neredeyse yok. Zira “önemli adamlar” özgeçmişlerinden okulun adını silmekle uğraşıyor. Cenazesi yeni kalktı ama elleriyle yarattığı düzen, Sami Yıldırım’ı aslında çoktan öldürmüştü.
3 yıl önce, 15 Temmuz darbesinden 4 buçuk ay önce, Sezen Aksu’nun annesi öldüğünde, Gülen ABD’den bir taziye mesajı yayımlamıştı. Sami Yıldırım için “aziz dost”, Sezen Aksu için “güzide sanatçımız” diyor, ailenin acısını paylaşıyordu. Bu kez merak edip Gülen’in sitesini açtığımda bir başsağlığı mesajı bulamadım. Belki de FETÖ lideri eski dostu için taziyesini başka yolla yapmıştı. 
Baba evindeyim bugün 
Tepemde dolunay
Nasıl doluyum 

Birikmiş yalnızlıklar” 
Aşkta ya da ayrılıkta, hayat içimizi yakan Sezen Aksu şarkıları gibi. Çünkü yalnızlığın bile bir garip sebebi var.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları