loading
close
SON DAKİKALAR

28 Şubat’taki sözde okuyamayan 600 bin kişinin intikamını cemaatle aldılar

Can Ataklı
Tarih: 01.03.2021
Köşe: Günlük Yazılar
Kaynak: Can Ataklı - Korkusuz

Can Ataklı; Habere göre bu dönemde 600 bin türbanlı öğrenci 28 Şubat darbesinin mağduru olarak üniversitelere girememiş ve okuyamamış. Rakam doğru mu? İnanın ben de bilemiyorum çünkü o dönemde o kadar türbanlı kız öğrenci var mıydı kimse bilemez.

DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER

Okulları açmak kıstı mı?

Büyüklerden duyardım küçükken, gerçi şimdi de çok kullanılıyor; yapılmaması gereken bir şeyde ısrar edilirse “Şimdi kıstı mı yani” denirdi.

İktidar kendine bir çıkış arıyor.

Millete moral vermek gerektiğine inanıyor.

Çünkü her şey kötüye gidiyor ve bunun sonu pek hayırlı değil.

Saray nedense korona konusunu ilk günden beri ciddiye almadı.

Bundan tam bir yıl önce diğer ülkelerdeki kadar olmasa da bugüne oranla çok daha ciddi sayılabilecek önlemler alınmıştı.

Bu sayede korona biraz geriletilmişti bile.

Ancak aynı bugünkü gibi yine bir başarı öyküsüne ihtiyaç duyan Erdoğan “Müjde” vereceğini söyledi.

Bayram sonrasını hedef gösterdi.

Önlemlerin azaltılacağını ve normale dönüleceğini açıkladı.

Bu bile yetmişti aslında.

Güya önlemlerin sürmesine rağmen toplumda çok ciddi bir gevşeme oldu.

Ardın Kurban bayramında yine bildik görüntüler yaşandı.

Milletin önemli bir bölümü bayramı eskisi gibi kutladı, herkes birbirine gitti geldi, korunma, mesafe neredeyse en aza indi.

Ardından Ayasofya açılışı şovu ile ülkenin her yanından on binlerce kişi İstanbul’a getirildi, sonra herkes yerine öndü.

Veee tüm bunların sonunda ülkenin dört bir yanında salgın yeniden patladı.

Mecburen yine rahatsız edici önlemler başladı.

Ancak ilk sıkı önlemlerde herkes “Buna zorunluyuz” diye düşünerek fazla ses çıkarmamıştı. Buna karşı iktidar “mucbir sebep” ilan etmeyerek her türlü sorumluluktan kaçmıştı.

İkinci sıkı önlemler ise belki yine anlayışla karşılandı ama vatandaşın da direnecek hali pek yok artık.

Bu nedenle normalleşme talepleri çok arttı.

Geçim sıkıntısı öyle bir hale geldi ki pek çok sektör “Ne olursa olsun açılalım artık” diyor.

Tabii bunda AKP’nin kendisine her şeyi serbest bırakmasının da katkısı var.

Herkese yasakken AKP’nin “lebalep kongreler” yapması, AKP’lilerin sazlı sözlü yemeklerinin görmezden gelinmesi ister istemez milleti öfkelendiriyor.

İşte bunu da göz önüne alan saray yine normalleşme müjdesi verdi.

Okullar açılacaktı bugün.

Muhtemelen lokanta, kahvehane gibi yerler de açılacaktı.

Kontrollü olarak lokanta ve kahvelerin açılması neyse ama okulların açılmasındaki ısrarı anlamak mümkün değil.

Tam bir yıldır uzaktan eğitim yapılıyor,

Burada bir eşitsizlik olduğu kesin ama okulu açmak kıstı mı Allahaşkına.

Zaten Mart ayına geldik.

Okulları açma telaşı içinde velileri de perişan etmek yerine önümüzdeki yılın yeni eğitim dönemine kadar okulları kapatmak veya en azından şimdiki gibi devam etmek çok daha akıllıca değil mi?

Ayrıca Milli Eğitim Bakanı’nın okulları bugün için açma kararı vermişken “pardon” demesi ve bugün yapılacak hükümet toplantısını beklemesi de devletin ne kadar gayrı ciddi yönetildiğinin bir örneği.

Ne yapacaklarını bilemez haldeler.

Göreceksiniz bugün de okullar açılmayacak, muhtemelen İstanbul’daki lokanta ve kahveler de.

Sonra nasıl toparlayacaklar Allah bilir artık.

KOMİK

Bu futbolcunun adı neden Mostafa Mohammed?

Galatasaray’ın golcüsü var, medyamıza göre adı Mostafa Mohammed.

Cumartesi akşamı Erzurumspor’la yapılan maçta Galatasaray’a iki gol kazandırdı bu “Mostoafa Mohammed” adlı futbolcu.

Peki, bu futbolcunun adı size tanıdık gelmiyor mu?

Yoksa çok bildiğimiz Mustafa Muhammed olmasın bu golcünün adı?

Büyük ihtimalle öyle.

Peki neden Mostafa Mohammed diyorlar?

Çünkü İngilizce’de Mustafa’yı telaffuz edebilmek için Mostafa diye yazıyorlar.

Bu futbolcular da uluslar arası arenada doğal olarak İngilizce yazılmış isimleriyle anılıyor.

Bize gelince de hiçbir değişiklik yapmıyoruz ve İngilizce’de nasıl yazılıyorsa öyle yazıyoruz.

Bu sadece futbolcu isimlerinde değil.

Örneğin İngilizler “El” diye okumak için “Al” diye yazıyorlar.

Böylelikle El Kaide, Al Kaide oluyor.

“Ömer” diye okuyabilmek için “Omar” yazıyorlar.

“Şerif” diye okumak için “Sharif” yazınca bir zamanların ünlü mısırlı aktörü biz de “Ömer Şerif’i” afişlerde “Omar Sharif ” diye yazdık geçmişte.

Ebubekir’i Abubakar, Hacı’yı Hagi, El Cebir’i Al Cebra diye yazmadık mı?

Aslında o kadar çok örnek var ki, siz de kedinizi zorlarsanız bulursunuz.

YENİ ÖĞRENDİM

İstanbul’daki CHP’li belediyelerde sorun çözülüyor

DİSK’e bağlı Genel-İş, İstanbul’daki CHP’li belediyelerde grev kararı almıştı.

Grev kararı alınan Kadıköy’de çöp dağları oluşurken anlaşma sağlanmış ve grev bitmişti.

Ardından Maltepe Belediyesi’nde de benzer bir anlaşmazlık çıktı ve grev kararı alındı.

Grev kararıyla birlikte Maltepe’de de çöp dağları oluştu.

Dün Genel-İş yöneticileriyle konuştum.

Maltepe’de anlaşma sağlandığını söylediler.

Aynı şekilde Beşiktaş ve Ataşehir’de de anlaşma sağlanacağını greve gitmeden işçinin hakkını alarak yola devam edeceklerini belirttiler.

Peki, durum neden bu hale geldi?

Toplu sözleşmeler genel merkezler tarafından yapılmıyor, her bölgenin temsilcileri yürütüyor toplu sözleşme görüşmelerini.

İstanbul’daki temsilciliklerin bazıları, ki CHP’li belediyeler de bu bölgelerde, Emek Partisi kontrolündeymiş.

Genel Merkez yöneticileri duruma müdahale ettiklerini, zorlamalarla oluşan anlaşmazlıkların ortadan kaldırılacağını ve belediyelerde çalışanların da gönül rahatlığı ile kabulleneceği toplu sözleşmelerin imzalanacağını söylediler.

NOT: Bu konudaki bazı görüşlerimi ve aldığım bilgileri yarın sizlere sunacağım.

BUNU YAZMAK GEREK

28 Şubat’taki sözde okuyamayan 600 bin kişinin intikamını cemaatle aldılar

28 Şubat’ın yıldönümüydü dün.

AKP’ye oy verenlerin yarısından fazlasının hatırlamadığı bir dönemdi bu.

Zaten çok kişi hatırlamıyor diye iktidar medyası dün doğruyla yanlış bilgileri harmanlayıp bir güzel sundu okurlarına.

Sabah’ın manşetinde “600 bin gencin hayalini çaldılar” diyordu.

Habere göre bu dönemde 600 bin türbanlı öğrenci 28 Şubat darbesinin mağduru olarak üniversitelere girememiş ve okuyamamış.

Rakam doğru mu?

İnanın ben de bilemiyorum çünkü o dönemde o kadar türbanlı kız öğrenci var mıydı kimse bilemez.

İmam Hatip’ten mezun olan tüm öğrencilerin sayısı bile bu kadar değildi.

Gerçi lise son sınıfa kadar başı açık okuduktan sonra başını kapatan kızlardan söz edilebilir ama yine de bu sayı gerçekçi değil.

Erkekleri de katsanız yine olmuyor.

Aslına bakarsanız dinci zihniyet 28 Şubat’ta “mağdur edilenlerin” intikamını daha sonra çok kötü biçimde aldı.

Hatırlayacaksınız, cemaat bütün pis işlerin taşeronluğunu üstlenmişti.

Bunlardan biri de sınav sistemini ele geçirmek, kendilerinden olanlara soruları ve cevap anahtarlarını vermek vardı.

Yıllar boyu cemaat üniversite sınavlarında yüzbinlerce öğrenciye soruları ve cevapları verdi.

Bununla yetinmedi, KPSS sınavlarında da memur adaylarına soru ve cevapları verdi.

Bu da yetmedi her şeye rağmen yüksek puan alan ama kendilerinden olmayanları da mülakatlarda eledi.

Bu nedenle bu iktidarın 28 Şubat’a dil uzatmaya hiç hakkı yoktur.

Asıl yüz binlerce gencin hayalini çalanlar iktidarın parçası olan dinci zihniyetin sahipleridir…

ÇOK GÜLDÜM

Pazartesi fıkrası

Haftaya neşeli başlayalım yine.

Üç tıp öğrencisi anatomi dersinden çıkmış yürüyorlar. Önlerinde yürüyen bir adam belini bir oraya bir buraya oynatıyor yürürken.

Bu arkalarından yürüyen tıp öğrencilerinin dikkatini çeker ve biri heyecanla hemen teşhis koyar;

“Hastada omurilik kayması olmalı lateral sinir üzerine yaptığı baskı yangıya  neden oluyor, bu da yürüyüşü etkiliyor.”

İkincisi “hayır” der “Bence hemoroidi var. Yürürken kalçaları arasına sıkışan meme yangı yapıyor. Bu nedenle acı çekiyor. Bu da bu bozuk yürüyüşe neden oluyor.”

Üçüncü öğrenci “Bence ikisi de değil. Bel fıtığı var kuyruk sokumu kemiği kıkırdak dokusu erimiş, kemik kemiğe temas ettiği için acı çekiyor olmalı.”

Teşhis konusunda anlaşamayınca adama sormaya karar verirler. Koşup adamı durdururlar. Kendilerini tanıtırlar. Bu bozuk yürüyüş için teşhislerini anlatırlar.

Adam üçünü de dinler ve gülümser.

“Gençler maalesef üçünüz de yanıldınız, ama üzülmeyin ben de yanıldım. Barsaklarımda baskı hissedince gaz bırakıp rahatlayayım dedim. Ancak ishal olduğumu unuttum biraz altıma kaçırdım da.” 

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları