loading
close
SON DAKİKALAR

Abdülhamit’le ilgili tarihi bilmeyen kim acaba?

Can Ataklı
Tarih: 12.09.2022
Köşe: Günlük Yazılar
Kaynak: Can Ataklı - Korkusuz

Can Ataklı; Çünkü Erdoğan Abdülhamit’in “halledildiğini ve öldürüldüğünü” söylemişti. Oysa Abdülhamit halledilmedi yani tahttan indirilip boğdurulmadı, eceliyle öldü. Sadece öldüğü sırada artık padişah değildi.

ANALİZ

Osmanlı atamız değil, mazimizdir

İzmir’in düşman işgalinden kurtuluşunun 100’üncü yılı törenlerindeki konuşması nedeniyle Belediye Başkanı Tunç Soyer linç ediliyor.

Neymiş, Tunç Soyer “Atamıza küfretmiş” bizim atamızı dedemize kimse laf söyleyemezmiş.

Soyer’in güya çok tepki çeken! sözleri şöyleydi;

 “Yüz yıl önceydi. Bu toprakları yönetenler, gaflet, delalet hatta hıyanet içindeydi. Gençleri, kadınları, çocukları, geleceği hiç düşünmediler. Sadece ve sadece saraylarındaki saltanatı korumak için bütün bir milleti ateşe attılar. İnsanlık onurumuzu, bağımsızlık tutkumuzu ve yaşam hakkımızı ayaklar altına aldılar. Teslim oldular” 

Vay sen misin bunu söyleyen, kıyamet koptu.

AKP Sözcüsü Ömer Çelik, “Ülkemize yapılmış düşmanlıklara karşı konuşması gerekenlerin Osmanlı Devleti’ni hedef alması şuursuzluktur” dedi hemen kürsüye koşup partisi adına konuşurken.

Ankara’nın artık zihni iyice dağınıklaşan eski belediye başkanı Melih Gökçek de tweet atıp Tunç Soyer’i hainlikle suçladı.

Fethullah Gülen’in en keskin silahşörlerinden biriyken şimdinin nedamet getirmiş AKP eski Milletvekili Şamil Tayyar, “Atina Belediye Başkanı Tunç Soyer’i izleyince bir kez daha anlıyoruz ki işgalcilerin tamamını denize dökmemişiz! O gün kalabalığa karışıp kalanların tohumları yüzyıl sonra bu toprakların evlatlarına, atalarına nefret kusuyor. Öfkenizde boğulacaksınız” diyecek kadar kendinden geçti.

Hele adının önünde Profesör unvanı olan bir saray akademisyeni var ki evlere şenlik bir saldırı yaptı.

Mesut Hakkı Çaşın herhalde Osmanoğlu ailesinden geliyor ki çok öfkelenmiş, bakın ne demiş: “Ulan İzmir Belediye Başkanı sen önce git de İzmir’i kurtar.”

Sonra hızını alamamış devam etmiş: “Hamal bile olamaz bu, bırakın belediye başkanı olsun. Burada büyük bir zafer var. Türk milleti kendisini işgal eden emperyalizmi mağlup etmişti. 180 bin gelen Yunan işgal kuvvetlerinin 125 bininin kafasını kesmiştir.”

Hele bir de kendini YouTube fenomeni olarak tanıtan biri var. Abdurrahman Uzun adlı kişi Soyer’e saydırdıktan sonra İzmir’in kurtuluşuna getirmiş lafı.

Diyor ki: “İzmir’in kurtuluşu neden benim bu kadar gündemime oturuyor. Bir Yozgatlı bir Diyarbakırlı için neden önemli? Yani birileri bir taraflarından yeni bir milat yeni bir kahramanlık destanı mı oluşturmaya çalışıyorK…larından yeni bir kurtuluş tarihi oluşturmaya çalışıyorlar”

Aslına bakarsanız Tunç Soyer’in söylediklerinde ne hakaret var ne aşağılama.

Tam anlamıyla 100 yıl önce olanı söylemiş.

Bunda bir eksiklik var mı? Yok.

Soyer konuşmasında “Yunan” kelimesini geçirmemiş, keşke geçirseymiş, o zaman ne diyeceklerdi acaba?

Ancak benim bu konularda asıl takıldığım nokta AKP zihniyetinin konu ne zaman Osmanlı’dan açılsa hemen kalkan olmaya çalışması.

“Atamız” diyor Osmanlı için.

Osmanlı bizim atamız falan değil, bunun bilinmesi gerek artık.

Atamız Orta Asya’dan gelen Türklerdir.

Osmanlı bu gelen Türkler arasındaki boylardan biridir, adının Osmanlı olması devlet kurulması için adım atan ilk beyin adının Osman olmasıdır o kadar.

O halde bir aile neden 3 bin yıllık tarihi olan Türklerin atası olsun. Osmanlı Devleti bizim geçmişimizdir.

Şahısların aile büyükleri ata olur, toplumların atası geldikleri köklerdir, ülkeyi yöneten aileler değil.

DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER

Tunç Soyer’e bu öfkenin asıl nedeni başka

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in kendini Osmanlı’nın torunu zanneden AKP zihniyetini hoplatmasının asıl nedeni başka.

AKP zihniyeti “Atamıza dil uzatamazsın” diye ayağa kalkıyor ama onları asıl rahatsız eden Soyer’in kullandığı bir cümle.

O da şu;

“Yüz yıl önce nasıl başardıysak… Yüz yıl sonra da öyle başaracağız.”

Bu sözü duyduğumda dudaklarımda hafif bir gülümseme oluştu, “Başkan can alıcı noktadan vurmuş, bakalım buna nasıl ve ne zaman uyanacaklar” diye düşündüm.

Çünkü çok belli ki Soyer’in 100 yıl sonraya gönderme yapması Yunan’la ilgili değil, bugünkü iktidar zihniyetiyle ilgili.

Tabii AKP yandaşları önceliği Osmanlı düşmanlığına verdiler, hem onu anlaması daha kolay hem de bu konuda söylenecek sert sözler hedefini daha çabuk vurur, cahil ve yoksul halkı daha derinden etkiler.

Sarayın adamlarından Ahmet Hakan uyanmış, artık kendi zekasıyla mı yakaladı yoksa akıllı biri mi söyledi bilemem ama konuyu köşesine taşımış.

Ahmet Hakan “Düşmandan kurtulmak ile bu hükümetten kurtulmak arasında bir bağ kuruyordu Tunç Soyer. Tabii kendisini demokrat, farklılıklara saygılı, barışsever bir insan olarak konumlandırdığı için ‘Yüz yıl önce düşmanı nasıl denize döktüysek, şimdi de bu hükümeti denize dökeceğiz’ tarzı kaba saba bir cümle kurmaktan kaçınıyordu. Daha çok üstü kapalı, dolaylı ve belli belirsiz bir bağ kurmakla yetinmeyi tercih ediyordu” demiş.

Aferin Ahmet Hakan, beğendim, güzel yakalamışsın ama korkunun ecele faydası yok, onu da iyi bil.

Bİ SORALIM BAKALIM

Paşam, Yunanistan’a bizim bilmediğimiz ne yaptınız?

Yazıları hazırlamak için haberler arasında gezinirken Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın bir açıklamasını gördüm.

Akar, katıldığı bir askeri törende Yunanistan’ın, saldırgan eylem ve söylemlerinin devam ettiğini belirterek, “Yunanistan’ın bu şımarıklığına her zaman, her yerde mutlaka cevap verdik, vermeyi sürdüreceğiz” demiş.

Sonra da şunu eklemiş: “Tarihten ders almasını tekrar tekrar muhataplarımıza hatırlattık, hatırlatmaya devam ediyoruz. Biz diyoruz ki bu sözde silahlanma, sözde ittifak gibi çalışmalarla bir yere varamazsınız. Uzattığımız barış elini tutun, çalışmalarımızı iyi komşuluk ilişkileri çerçevesinde uluslararası hukuka uygun devam ettirelim.”

Haberi okuduktan sonra düşündüm ama Akar’ın veya 20 yıldır iktidarda olan AKP’nin Yunanistan’a hangi olayda, nasıl cevap verdiğini bulamadım.

Yunan’a haddini 100 yıl önce Atatürk ve birliğini sağladığı bu millet bildirmişti.

Sonra Ecevit-Erbakan hükümeti Kıbrıs’ı oldu bitti ile almaya kalkan Yunanistan’a haddini bildirdi.

Peki sonra.

Siz ne yaptınız paşam Allah aşkına.

18 Ada işgal edilirken gıkınız çıktı mı? Siz bu sürecin önemli bölümünde kara kuvvetleri komutanlığı ve genelkurmay başkanlığı görevindeydiniz üstelik, ne yaptığınızı bilmiyoruz.

Siyasi olarak görev yaptığınız dönemlerde Yunanistan iktidarınız marifetiyle sınıra yığılan sığınmacıları gaz bombaları ile geri çevirdi ağzınızı açabildiniz mi?

Ege’de savaş u aklarımıza S-300 füze sistemini kilitlediler yine bir şey yapamadınız.

En azından S-300’e karşı siz de çok övündüğünüz S-400’ü devreye sokardınız, o bile gelmedi aklınıza.

Sizin yaptığınız sadece demeç kahramanlığıdır.

Bugünün dünyasında demeç kahramanlarını ciddiye alan yok.

NOSTALJİ

42 yıl önce de “Peki kime oy vereceğiz?” deniyordu

Bugün 12 Eylül, askeri darbenin 42’inci yılının yıldönümü.

Bugün nasıl kimse iktidar alternatifi bulamıyor ve “Kime oy vereceğiz?” diyorsa 11 Eylül gününe kadar da böyle söyleniyordu.

Meclis cumhurbaşkanını seçemiyordu, bir seçim olsa vatandaş hangi partiye güvenebileceğini bilemiyordu, siyasette önder olabilecek isimler söylendiğinde herkes burun kıvırıyordu.

Tıpkı bugün gibi.

12 Eylül oldu.

Bütün siyasiler geri plana itildi. Ortaya yepyeni insanlar çıktı.

Hatta öyle ki 11 Eylül günü adı geçtiğimde “yok artık daha neler” denilecek kişiler hayli uzun bir süre Türkiye’nin kaderini değiştirdi. (Olumlu-olumsuz tartışması yapmıyorum.)

Sonuçta Demirel’in ünlü “Meşruiyet içinde çare tükenmez” sözünü kimse unutmasın.

Hiç umulmadık bir isim bir bakmışsınız umut oluvermiş.

ŞAŞIRDIM

Abdülhamit’le ilgili tarihi bilmeyen kim acaba?

Güya gazeteciler Balkan gezisi dönüşü AKP Genel Başkanı’na sorular sormuşlar.

Soru falan yok tabii her zamanki gibi İletişim Başkanlığı, “Bunlar sorular, bunlar da cevapları” diyor hepsi bu.

Sorulardan biri sosyal medya üzerine olmuş.

Gazeteci “ne zaman önlem alınacağını” soruyor, yani bir anlamda “Özgürlükleri ne zaman kısıtlayacaksınız?” demiş gibi oluyor.

Erdoğan da şu cevabı vermiş sözde bu soruya;

“Sosyal medyayla ilgili düzenleme Meclis’in açılışıyla birlikte gündemimizde. Diğer taraftan evlatlarımızın eğitim öğretimlerini sürdürürken, teknoloji kullanımını artırırken milli manevi değerlerimizle hemhal olmalarını ihmal etmemeliyiz.”

Sonra da konuya örnek vermek için Meral Akşener’den söz etmiş.

“Fakat örneğin Meral Hanım’ın Sultan Abdülhamit’e yönelik yaptığı hakareti neyle izah edeceğiz?” diye başlamış ve devam etmiş:

“Üstelik de sen tarihçiyim diye geçineceksin ve Sultan Abdülhamit’i anlamakta, onu yaşamakta bihaber olacaksın. Elbette bu konularda gençlerimizi çok daha farklı bir şekilde işlememiz, anlatmamız gerekiyor.”

İyi güzel de eğer Abdülhamit ile ilgili tarihi yanlış yapan biri aranacaksa Erdoğan’ın önce kendisine bakması gerekmiyor mu?

Çünkü Erdoğan Abdülhamit’in “halledildiğini ve öldürüldüğünü” söylemişti.

Oysa Abdülhamit halledilmedi yani tahttan indirilip boğdurulmadı, eceliyle öldü.

Sadece öldüğü sırada artık padişah değildi.

Yine Erdoğan bir tarihte Abdülhamit’i övdüğünü düşünürken “Tek bir çakıl taşı dahi kaybetmemiş bir padişahtı” demişti.

Bu da doğru değildi.

Abdülhamit zamanında Osmanlı, bugünkü Türkiye’nin iki katından fazla toprak kaybetmişti üstelik bu kayıplar savaşla da olmamıştı adeta “ver kurtul” siyaseti ile koca imparatorluk küçücük hale gelmişti.

Peki Erdoğan kendi yanlışlarını düzeltti mi?

Olur mu öyle şey, Erdoğan lafı bir kere söyler. Yanlış olsa bile düzeltmez başkasının düzeltmesi de haddine mi?

NOT: Bu arada merak eden varsa, güya gazetecinin sorduğu soru şöyle: Son dönemlerde sosyal medyada manevi değerlere, insani fıtratlara yönelik çokça hakaretler, saldırılar, eylemler yapılıyor. Bunlara karşı, yeni eğitim öğretim yılı da başlarken özellikle yeni nesli, gençlerimizi koruma noktasında hükümet olarak yeni bir çalışmanız olacak mı? Bir de maalesef sosyal medya dezenformasyonun birinci kaynağı. Bu yasa meselesi ne zaman gündeme gelecek ya da Meclis’ten çıkacak? Bunu bir gazeteci sorduysa geçekten mesleğin düşürüldüğü hale bakar mısınız?

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları