loading
close
SON DAKİKALAR

Bir FETÖ’zedenin Hayati Yazıcı’ya ibret dolu mektubu

Can Ataklı
Tarih: 16.10.2023
Köşe: Günlük Yazılar
Kaynak: Can Ataklı - Korkusuz

Can Ataklı; Zamanında AKP’li pek çok isimle yakın ilişkisi olan Zekeriya Mete, bunlardan eski Bakan, son Genel Kurul’da MYK üyeliğine yeniden getirilen Hayati Yazıcı’yı yakından tanıyor.

DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER

Arap gazeteci söylemediyse bile okuyun bir yanlış var mı?

Gazze’de Hamas’ın İsrail’e saldırısıyla başlayan ve çok kanlı bir görünüm alan olaylar yaşanırken elbette çok sert tartışmalar da oluyor.

En önemli tartışma Hamas’a “kayıtsız şartsız” destek verilmesi üzerine oluyor.

Gerçekten İsrail’den yana olanları bir kenara bırakalım, İsrail’in yıllardır sürdüğü vahşeti dile getiren ancak bunu yaparken bölgeyi hem tarihsel hem de siyasi açıdan irdeleyenler kamuoyunun yeni öğrendiği pek çok bilgiyi de sunuyor.

Sosyal medya hesaplarımdan birinde “Arap gazetecinin sözleri” başlıklı bir yazıya rastladım.

Kaynak belirtilmediği için yazılanlar gerekten bir Arap gazetecinin mi bilemiyorum.

Ama insan okuyunca, hak vermeden edemiyor.

Size de sunmak istedim bu yazıyı:

Siz Osmanlı’nın 400 yıl bizi yönettiğini söylüyorsunuz ama çocuklarınıza verdiğiniz isimlerden, cenazenizi nasıl defnedeceğinize, düğünlerinize ve selamlaşmanıza kadar asıl biz sizi yönetiyoruz!

Arap alfabesini kutsal alfabe, Arapçayı Allah kelamı, sahabe isimlerini kutsal adlar, Arap milletini “kavmi necip” görenler sizlersiniz.

- Günde beş kere minarelerden ezan okunur Arapça...

- Nereye baksan minare, cami.

- İki kelimeden biri Arapça...

Konuştuğunuz dilde 7 bine yakın kelime Arapça...

Arapça kelime kullanmadan 10 tane cümle kuramazsın.

Arapça kökenli isim oranı yüzde 60, Türkçe kökenli isim oranı sadece yüzde 19.

Selam verir Arapça, selam alır Arapça.

Tanrıya ibadet eder Arapça.

Arap’ın içtiği suyu kutsal diye bidon bidon doldurur getirir, törenle içirir konuklarına...

Orucunu hurmayla açar. Neden armutla açmaz mesela?

İşe başlar Bismillah...

İşini bitirir çok şükür...

Vukuunu dilediği işler, olur inşallah...

Beğenir maşallah ...

İstemediği durum varsa maazallah...

Tanrı dersin kızar, ille de Allah diyeceksin der, Arapça olacak illaki ...

Çocuğu doğar, kulağına ezan okur; Arapça...

Pipisini keser sünnet,

yemeği sıyırır sünnet,

yerde yemek yer sünnet, başına sarık sarar sünnet..

Ölür cenaze namazı kılınır Arapça...

Mezar taşına yazılır hüvelbaki, o da Arapça...

Sonra da der ki: Biz Araplaşmadık, Müslüman olduk...

Fesuphanallah.

Bir Türk Arabistan’da 20 yılda Araplaşır, dilini unutur.

Arap’ı getirin Türkiye’ye 500 yıl geçse de Türkleşmez ama Türkü Araplaştırır.

Araplar dünyanın en katı ırkçılarıdırlar.

Bilim yok, sanat yok, edebiyat yok, felsefe yok, üretim yok.

80 yıldır “vatan, millet, ezan, bayrak” diyerek ülke yönetilir.

Şeyh çok, türbe çok, cami çok, imam çok.

Ama vicdan yok.

Bunu din kisvesiyle yapar, ruhun duymaz.

YENİ ÖĞRENDİM

Bir FETÖ’zedenin Hayati Yazıcı’ya ibret dolu mektubu

İş insanı Zekeriya Mete yakından tanıdığımgüvendiğim bir isim.

Siyasi görüşlerimiz çok uyuşmasa da aramızda değerli bir sevgi ve dostluk bağı var.

Zekeriya Mete başarılı bir iş insanı.

15 Temmuz olayından sonra başlayan “cadı avı” furyasında uğradığı bir iftira sonucu hakkında FETÖ soruşturması başlatıldı.

Uzun uğraşlardan sonra bununla hiçbir bağı olmadığını kanıtladı.

Ama pek çok kişinin başına geldiği gibi bunlar yetmedi, Zekeriya Mete hala “sakıncalı” konumda.

Zamanında AKP’li pek çok isimle yakın ilişkisi olan Zekeriya Mete, bunlardan eski Bakan, son Genel Kurul’da MYK üyeliğine yeniden getirilen Hayati Yazıcı’yı yakından tanıyor.

Zekeriya Mete, Yazıcı’ya geçen hafta WhatsApp üzerinden bir mesaj göndermiş.

Yazıcı mesajı okumuş ama henüz bir cevap yazmamış.

Mektup şöyle:

Sayın Bakanım yeni göreviniz sizin için hayırlı olsun demeyeceğim sadece sizin adınıza üzülüyorum

Bu partinin hukuk işlerinden sorumlu genel başkan yardımcısısınız

Ve İsrail Filistin için naralar atılırken Müslüman kardeşlerimiz öldürülüyor diye ülkemizde Müslüman insanlara yaptığını zulmü görmezden geliyorsunuz

Ben hayatımın hiçbir evresinde kimseye kulluk etmedim FETÖ denilen ABD uşağına hiç etmedim ama onlarla hareket eden siyasilerin hepsi sizin partinizde.

Siz hükümeti yönetirken onunla kol kola sarmaş dolaştınız

Sonunda menfaatleriniz çatıştı ve çarpıştınız

Siz vatandaşa örnek olarak FETÖ’yü tüm hükümetiniz desteklediniz sonuna kadar.

Sizi veya dini duyguları icabı okuluna giden banka kapanmasın diye para yatıran herkesi terörist ilan ettiniz yargıladınız ve zulme devam ediyorsunuz

AİHM kararını da hiçe sayıp işinize devam ediyorsunuz edin.

Bunun bu dünyada ya da öteki dünyada hesabını düşünemeyecek kadar gözleriniz kör kulaklarınız sağır diliniz susmuş.

O yüzden size hayırlı olsun demiyorum.

Çünkü hayır yok görevinizde bunları görmüyor duymuyor işitemiyorsunuz

Ne acı bir suç işlediğinizin farkında bile değilsiniz hiç kendinizi avutuyorsunuz.

Bu insanlar eline silah mı almış, hayır.

Ne yapmış?

Sizin denetlediğiniz izin verdiğiniz kurumlara girmiş iş yapmış vs. vs. Siz masum, vatandaş suçlu öyle mi?

Ben sizin adınıza üzülüyorum, size hayırlı değil bu iş, ağır bir sorumluluk

Sakın kendinizi kandırmayın “Ben ne yapabilirim?” diye.

Yargı hukuk hikayesinin arkasına saklanmayın çünkü hepsi korkak ve sizin ağzınıza bakıyor ne yapılıyorsa siz yaptırıyorsunuz sorumluluk sizde o yüzden sevgili bakanım abim görevin ağır sorumluluğun fazla.

Bana tetik çeken iftira atan iki şerefsiz ikiliye görev veren benim dostum değil tarih not düşüyorum bunlar unutulmayacak.

Ben teröristim öyle mi?

Kime terör yaptım

Benim vatan sevgimi ölçecek şerefsiz daha doğmadı

En derin saygılarımla

Allah yardımcın olsun

OKURDAN MESAJLAR

Devlet bu insanlara ne yapmalı?

Bir okurumdan aldığım mesajı size de sunmak istiyorum.

Okurken içim daraldı ama ne yapacağımı bilemiyorum.

Belli ki devlet organları da yetersiz ve çaresiz kalmış;

Ben yüzde 91 görme engelliyim. İzmir Bayraklı Onur Mahallesi’nde ikamet ediyorum. Evliyim, 3 nüfusum var evim kira, 3 bin lira kira veriyorum. Tek gelirim 2800 TL engelli aylığım var o da kirama yetmiyor.

Oturduğum ev 3 ay önce satıldı. Evi alan yeni sahibi evden çıkmamızı istiyor, ben nerede kalacağım halimiz ne olacak bilmiyorum?

3 ay içinde CİMER’e 23 kez müracaat ettim kira yardımı yapılması için. Hiçbir şekilde çözüm bulunmadı.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na bağlı telefonu arıyorum, “Yardım edemeyiz” diyorlar. Ne CİMER ne Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bizi koruyamıyor.

Aile hekimliği bizi korumuyor ve bakmıyor, Valilik bakmıyor, kaymakamlık bakmıyor, ne yapacağım?

Devlet, kendi vatandaşına bakmıyor ama her nedense sığınmacılara ve ülke dışına yardım ediyor. Sosyal devlet anlayışı bu mu?

BUNU YAZMAK GEREK

McDonald’s’ın başına gelene bakın

Dünyanın hemen her ülkesinde satış noktaları olan hamburger devi McDonald’s, İsrail nedeniyle çok zor günler yaşıyor.

Bu şirket tüm dünyaya servis yaptığı için kendi içinde çok katı kuralları var.

Örneğin bulundukları ülkelerin politikalarına asla karışmıyorlar, görüş bildirmiyorlar.

Ancak İsrail’deki McDonald’s son krizde akıl almaz bir girişimde bulunarak savaşan İsrail askerlerine bedava yiyecek dağıttı.

Tabii bu olay başta Müslüman ülkeler olmak üzere birçok ülkede büyük tepkiyle karşılaştı.

Bazı Müslüman ülkelerde satış yerleri bile yağmalandıtaşlandı.

Türkiye’de ise şimdilik bir tatsız olay yok ama McDonald’s önündeki kalabalıklar birden azaldı.

Sanıyorum ABD’deki merkezi de çok sıkıntı içindedir ama Türkiye’deki McDonald’s yöneticileri dün bütün gazetelere ilan vererek İsrail’deki şirketin İsrail’e ait olduğunu, Türkiye’deki şirketin ise bu olayla hiçbir ilgisinin olmadığını vurguladı.

McDonald’s Türkiye ayrıca Gazze’ye yardım amacıyla 1 milyon dolar gönderileceğini de belirtti.

Büyüklerimiz “Ne oldum deme, ne olacağım de” demişler ya işte bir dünya devi olan, sarsılmaz sanılan koca bir şirket bir hata ile batma tehlikesi geçirebiliyor.

MERAK ETTİĞİM ŞEYLER

O başsavcı hiç konuşmuyor ama...

Son zamanların en önemli haberlerinden biri Timur Soykan’ın “Anadolu Adliyesi’ndeki çürüme” haberi bana göre.

Soykan, Anadolu Adliyesi Başsavcısı’nın HSK’ya bir rapor gönderdiğini, bu raporda adliye içinde çeteleşme olduğunu, pek çok suçlunun rüşvet tahliye edildiğini, bazı raporların hasıraltı edildiğini yazdı.

Haber anında büyük etki yarattı ama yine anında habere Anadolu Adliyesi’ndeki bir mahkeme tarafından yayın yasağı getirildi.

Bununla da yetinilmedi, üstüne bir de erişim yasağı kondu.

Şaşırtıcı bir durum.

Başsavcı o adliyenin başsavcısı.

Kendisi çıkıp “Bu yalan” demiyor, ama aynı binadaki mahkeme yayın yasağı ve erişim yasağı getiriyor.

Acaba bu yasaklar konurken mahkeme başsavcıya danıştı mı yoksa resen mi karar verdi?

başsavcı neden bir yalanlama yapmıyor=?

Ne karışık kuruşuk işler bunlar böyle?

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları