loading
close
SON DAKİKALAR

‘Çözüm’ü söyleyebilen yok

Can Ataklı
Tarih: 19.02.2013
Köşe: Günlük Yazılar

Can Ataklı, ''Barış diyoruz, çözüm diyoruz, ama ne olursa barış olur, ne olursa çözüme ulaşırız?''

Kaç kere yazdım, yine bıkmadan yazarım, yazacağım. Bu ülkede artık herkes terörden, şiddetten bıktı. Öyle ki milyonlarca kişi 40 bin kişinin ölümünden sorumlu tuttuğu terör lideri Abdullah Öcalan ile iktidarın görüşmesine bile ses çıkarmıyor, hatta destek veriyor. Ancak ne iktidar, ne yandaşları ne de konuya güya bilimsel olarak yaklaştığını söyleyen akademisyenler, yazarlar ortaya somut bir öneri koyuyor.

Laf çok, icraat yok.

Soru çok basit: “Barış diyoruz, çözüm diyoruz, ama ne olursa barış olur, ne olursa çözüme ulaşırız?”

Öcalan’ın serbest bırakılması mı, özerk Kürt bölgesi mi, ana dilde eğitim mi, hepsi mi? Bunları alt alta yazıp “İşte çözüm budur, konuşun Apo ile, Kandil’deki ve Avrupa’da teröristlerle, BDP ile bitirelim bu işi” diyecek cesareti olan yok.

Sadece bunların olabilmesi için beyin yıkanıyor, toplum alıştırılmaya çalışılıyor. Ama laf cambazlığı, popülizm, çarpıtma ve çok şey konuşup hiçbir şey söylememe yöntemi ile sadece milletin kafası bulandırılıyor.

Geçen hafta Twitter üzerinden bu soruları yayınladım ve takipçilere “Herkes kendi önerisini getirsin, ne olursa barışa ulaşacağımızı düşünüyorsanız yazın ben de gazetede yayınlayayım” dedim.

Yağmur gibi cevap gelmeye başladı ama şaşırtıcı biçimde tamamına yakını tam tahmin ettiğim gibiydi; kafası iyice karışmış on binlerce kişiden “somut” bir öneri gelmemişti. Ya müthiş bir öfke ile “Daha ne istiyorlar” türü kızgınlık belirtisi ya da “İmralı sürecini destekleyelim” sığlığı vardı.

Tekrarlamak istiyorum. Herkes zihnindeki önyargıları, öfke ve sempatileri bir kenara koymalı. “Ne olursa barış olur?” sorusuna somut öneriler getirmeli. Sadece teori üzerinden “müzakere edelim bakalım” tavrı ile hiçbir yere varamayız. Daha çok kan akar, daha çok canlar yitiririz.

*****


Ey jandarma nedir bu şiddet?

Silivri duruşmaları dün korkunç görüntülere sahne oldu. Jandarma daha sabahın erken saatlerinde E-5 ve TEM üzerinde önlem almıştı. Duruşmaları izlemeye gelen kalabalıkların önü kesildi. Avukatlar, gazeteciler ve sanık yakınları bile duruşma salonuna ulaşmakta zorluk çekti. Yolları kesen jandarma güya güvenliği sağlamak için halkın üzerine su sıktı, gaz bombaları attı.

Oraya giden kalabalıkların ille duruşma salonuna girme derdi yok, onlar da biliyorlar kapasiteyi. Cezaevini basıp sanıkları çıkarmak gibi bir hayalleri olamayacağı da kesin.

O halde nedir bu güvenlik telaşı. Duruşma salonunun önünü kesersin, biter gider. Ama öyle değil. Bir hınç, bir öfke ile halka saldırmanın âlemi ne?

*****


Eski turizm bakanından sitem

Eski turizm bakanlarından Bahattin Yücel THY’nin iç hatlarda içki sınırlamasına tepki gösterirken, sektörün bu konuda çok duyarsız kaldığını söyledi. Yücel “Mesleğimizin geleceği büyük bir tehlike altındadır, artık susmayın” diyerek turizm şirketlerini uyardı.

Yücel’in bildirisinden satır başları şöyle:

- Geçtiğimiz 10 yılda bazı belediyelerin kararlılıkla sürdürdüğü içkili yerlerin taşınması, trafik denetimlerinde alkollü sürücü arayışlarının neredeyse tek uygulama hâline gelmesi, yeterince dikkatinizi çekmemiş olabilir.

- 10 yılda farklı kaygılarla, ülkemizde turizmin geleceğini olumsuz etkileyen bu türden gelişmeler karşısında, örgütlerinizin sessiz kalmalarını belki- anlamak da mümkündür. Ancak...

- Suskunlukta ısrarın THY’nin gerçek dışı nedenlerle başlattığı yasaklamaları kurumsallaştıracağını, gündelik siyasal kaygıların başkalarının yaşam biçimlerine daha fazla müdahalesine yol açacağını görmemek mümkün değildir.

- Bugün sessiz kalırsanız, yarın ülkeye kimlerin turist olarak gelmesi gerektiğine, onların giyim ve kuşamlarına karışılmasına, önceden onay verilmiş olunacağını da unutmamalısınız.

- Sektörün en alt basamağından en üstüne kadar uzanan kırk yıllık mesleki geçmişimin, bu uyarıya kulak verilmesine katkıda bulunacağını umuyor, hoşgörünüze sığınıyorum.

*****


Derbi maçı yanlış yazılıyor

Pazar günü Fenerbahçe Trabzon’u üstelik kendi evinde 3-0 yendi. Fenerbahçe için çok güzel bir sonuç .

Ancak maçtan önce pek çok gazete ve televizyon yıllardır yaptıkları bir hatayı tekrarladı. Medyanın bir bölümü yine “Fenerbahçe Trabzon derbisi” başlıklarını kullandı. Derbi, İngilizceden gelen bir kelime. Bir kentin ya da bir bölgenin en büyük takımları arasında yapılan maçlar demek.

Ancak derbi Türkiye’de “Büyük takımlar arasındaki maç” gibi algılanıyor. Fenerbahçe Trabzon maçı derbi değil iki büyük takımın maçıdır.

FB-GS- Beşiktaş arasındaki maçlar derbi maçıdır.

Ya da Samsun Trabzon maçı derbi maçıdır.

*****


Lübnan Başbakanı, “Yüz yılda yaptıklarınıza ulaşmak zor”
demiş. Valla büyük bölümü son on yılda yok edildiği için
eskisi kadar zor değil! (Gani Yıldız)

Can Ataklı - Vatan

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları