loading
close
SON DAKİKALAR

Gazeteciler faizi ve yüzde 50+1’i sormayı yine unuttu

Can Ataklı
Tarih: 04.12.2023
Köşe: Günlük Yazılar
Kaynak: Can Ataklı - Korkusuz

Can Ataklı; Erdoğan meclis çıkışı bir “patavatsız!” gazetecinin “Efendim, Bahçeli ile yüzde 50+1 konusunu güreşecek misiniz?” sorusuna çok şaşırmış ve “Yahu lafa bak” demişti.

Bİ SORALIM BAKALIM

Hatay neden afet bölgesi değil?

11 ili kapsayan büyük deprem üzerinden 10 ay geçti.

Resmi rakamlara göre 50 bine yakın kişinin can verdiği bu depremden sonra elbette depremzedelerin derdine derman olmak için pek çok çalışma yapıldı.

Yardım kampanyaları açıldı, hileli ve kişiye özel ihaleler açılmasına rağmen iyi kötü konut ve işyeri inşaatları devam ediyor.

Ancak bunlar yeterli değil.

Özellikle tarihin beşiği bölgelerden Antakya-Hatay tam anlamıyla unutulmuş gibi.

İktidar büyük bir şovla Antakya-Hatay için bir kampanya başlattı.

Tabii yerinde görmeyince herkes inanıyor.

Oysa gerçek çok farklı.

Antakya ve İskenderun başta olmak üzere Hatay’ın birçok ilçesinde henüz doğru düzgün elektrik ve su hizmeti verilemiyor.

Binalar perişan, çok az bir yerde yenileme çalışması yapılabiliyor.

En önemlisi kentte yaşayanların temel ihtiyaç malzemelerinin sağlanmasında hala çok büyük sorunlar var.

Antakya halkı ısrarla şunu soruyor;

Hatay neden afet bölgesi ilan edilmedi?

Neden hala edilmiyor?

Afet bölgesi ilan edilmesiyle birlikte yasa gereği pek çok kaynak ve hizmet bu bölgeye verilmek zorunda.

Ancak bu yapılmadığı gibi iktidar garip biçimde kentin adını değiştirmeye çalışıyor.

Binlerce yıldır Antakya olan kent merkezinin girişindeki trafik tabelası bile Hatay olarak değiştirildi.

Oysa Hatay bir kentin değil bir bölgenin adı.

Antakya’daki sivil toplum kuruluşları kenttin ve bölgenin Özel Afet Bölgesi olarak ilan edilmesi için yoğun çaba harcıyor.

Bu nedenle özel afişler ve sosyal medya görselleri hazırlandı.

Konuştuğum Antakyalılar “Artık sesimizi duyun, iktidar özellikle duymalı. İlk günlerde herkes yardım edebilmek için elinden geleni yapıyordu. Ama zaman geçtikçe hem yardımlar hem de ilgi azaldı. Başka yerlerde yaşayanlar zannediyor ki, her türlü önlem alınmış, işler hızla ilerliyor. Oysa henüz bir arpa boyu gitmiş durumumuz yok. Koca bir tarihi kent yok olmak üzere” dediler.

Daha önce yazdığı gibi en büyük sorun ise yerli halkın bölgeyi terk etmesi bunun yerine Suriyelilerin ve başka ülkelerden gelen sığınmacıların kenti adeta işgal etmesi.

KOMİK

Meğer çiftçinin durumu kötü değilmiş

Gazete reklamlarında belgi görmüşsünüzdür “Teşekkür” diye başlayan yarım sayfa bir reklam var.

Başta Cumhurbaşkanı olmak üzere AKP’li bakanlara ve yöneticilere teşekkür eden bir reklam bu.

İmza sayısı hayli kalabalık.

21 sanayi, ticaret ve ziraat odasının imzası var.

Neye teşekkür ediyorlar.

Meğer AKP iktidarı narenciye sektörüne can vermiş istihdamı artırmış, büyük katkı sağlamış.

Eski bakanlarAKP sözcüsü, AKP MYK üyeleri bile var teşekkür reklamında.

Şimdi gel de inan, narenciyenin durumunun çok iyi olduğuna.

Belli ki pek işi gitmiyor işler.

Düşünmüşler taşınmışlar “Cumhurbaşkanına ve AKP’ye yağcılık yaparsak iyi olur” demişler.

Bütün çiftçi kan ağlıyor. Üretim düşüyor. Tarlalar boş yatıyor, çiftçi ve köylü banka borçlarının altında ezilmiş ama her nasılsa narenciye üreticileri durumdan çok memnunlar. En ucuz portakalı zincir marketlerde bile 35-40 liradan aşağı alamıyoruz.

Kim bilir belki “Millete ne güzel kazık atıyoruz” demek için vermişlerdir bu reklamı.

DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER

Gazeteciler faizi ve yüzde 50+1’i sormayı yine unuttu

Erdoğan Dubai’ye gitti geldi.

Tabii yanında yine “seçilmiş” gazeteciler vardı.

Dubai’den tek haber bile göremedik bu gazetecilerden ama dönüş yolunda uçakta çekilmiş fotoğrafları her zamanki gibi vardı.

Erdoğan güya soruları cevaplamış dönüş yolculuğunda.

Öyle yazıyor gazetelerde geziyi izleyenler.

Fotoğrafa bakınca çok samimi bir manzara görülüyor her zamanki gibi.

Ortada AKP Genel Başkanı Erdoğan oturuyor, sağında ve solunda ay biçiminde beşlik simit gibi sıralanmış gazeteciler var.

Bazı gazeteler ve televizyonların internet sayfalarında soru örneklerine rastladım her zamanki gibi.

Eğer o sorular gazeteciler soruyorsa ben bir şey bilmiyorum.

Ama yine dikkat çekici bir konu şu oldu benim için;

Yine hiçbir gazeteci faizle ilgili soru sormamış.

Merak etmiyorlar demek ki “Ben bu görevdeyken bir daha faiz artışı olmayacak” diyen Erdoğan’ın faizlerin yüzde 40’a çıkması hakkında ne düşündüğünü.

Gazeteciler yüzde 50+1 konusunu da belli ki hiç merak etmedikleri için hiç sormamışlar.

Ama bunu soramayacaklarını zaten biliyordum.

Erdoğan meclis çıkışı bir “patavatsız!” gazetecinin “Efendim, Bahçeli ile yüzde 50+1 konusunu güreşecek misiniz?” sorusuna çok şaşırmış ve “Yahu lafa bak” demişti.

Fahrettin Altun gerekli fırçayı yemiştir mutlaka, ondan sonra hangi gazeteci böyle bir soru sormaya cesaret edebilir ki?

ŞAŞIRDIM

Aaaa Ahmet Hakan uçakta soru sormuş

Gazete yazılarımda ve televizyon konuşmalarımda gazetecilerin uçakta Erdoğan’a soru soramadıklarını, yolculuk bittikten sonra Fahrettin Altun’un kendilerine bir dosya vererek “Bunları sordunuz, bunlar da cevapları” dediğini yazıyorum.

Bugüne kadar kimse çıkıp da “Ne demek soru sormuyoruz, bal gibi de soruyoruz” demedi.

Bunu kanıtlamak için hep şunu soruyorum: “Eskiden her gazeteci kendi soruyu öne çıkararak yazardı haberi, bu gazeteciler neden hangi soruyu kimin sorduğunu ya da kendi sorduğu soruya yazmıyor?”

İlk kez Hürriyet gazetesi Erdoğan haberini verirken Ahmet Hakan’ın sorduğu bir soruya yer vermiş.

Ahmet Hakan onca konu arasından Fatih Terim Fonu ve fenomenlerin durumunu sormuş.

Ancak aynı konuyu Ahmet Hakan’ın kendi köşesinde okurken şaşırtıcı bir durumla karşılaştım.

Erdoğan bu konuda “güya” konuşurken Ensonhaber sitesinin Genel Yayın Yönetmeni İlyas Efe Ünal’ın telefonuna Dilan Polat’la fotoğraf çektiren fenomenlerin mal varlıklarına el konulduğu haberi gelmiş ve bunu Ahmet Hakan’a göstermiş.

Ama belli ki her iki gazeteci de bu son dakika haberini Erdoğan’a söylememişler/söyleyememişler.

Ahmet Hakan sorulmamış sorunun cevabı olarak “Ben İlyas Efe’nin gösterdiği habere bakarken Cumhurbaşkanı Erdoğan da tam olarak şöyle diyordu; ‘Devlet tabii ki bunların peşindedir ve oyunlarını bozmaktadır’ diye yazmış. Yani Erdoğan’ın içine doğmuş bu mallara el koyma haberi. Yahu anladık, gazetecilik yapmıyorsunuz ama bari okurla böyle dalga geçmeyin.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları