loading
close
SON DAKİKALAR

Ekonomide paslaşmalı yönetim

Çiğdem Toker
Tarih: 11.08.2023
Kaynak: Çiğdem Toker - T24

Çiğdem Toker; Kendi bozduğu ekonomiyi küresel sermayenin istediği gibi düzeltmeye başladı diye "yeni hükümet"i öven bu analizin ardından da Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, sosyal medya hesabından bir açıklama yaptı.

İçinde bulunduğumuz bu orijinal dönemde kapısı çalınan bir IMF yok. Ancak onun yerine işlevi farklı da olsa yine uluslararası finans açısından ağırlığı olan bir kredi değerlendirme kuruluşunun "adres" oluşu, IMF'siz IMF programını yeniden teyit ediyor.

Üzerimize yağan zamların çoğu, AKP iktidarının yamacındaki imtiyazlı topluluklar lehine kullandığı yanlış tercihler ile bağlantılı.

Bu tercihler sonucu ağır hasar görmüş ekonomi, şimdi de küresel finans aktörleriyle karşılıklı paslaşma içinde kurgulandığı anlaşılan bir iletişim politikası ile yönetiliyor. Dün önce uluslarası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's in Türkiye analiz raporu yayımlandı. Ardından da Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bu raporun içeriğini teyit edip gelecek projeksiyonu yapan bir mesaj duyurdu. İkisini arka arkaya okuduğunuzda "birbirlerinden önceden haberdar olmamaları zor" dedirten bir tevafuk vardı bu metinlerde.

Moody's'in Türkiye hakkındaki yıllık analiz raporunu, Bora Özcan imzasıyla ntv.com.tr'de okuduk. Raporda Moody's son atamaların altını çiziyor ve "yeni hükümet"i öve öve bitiremiyor. Onlara göre "daha ortodoks, kurallara dayalı ve öngörülebilir politika yapımına geçiş, kredi açısından olumlu" ve beklediklerinden daha erken gerçekleşmiş.

Seçim harcamalarından kaynaklanan mali bozulma, ne iyi ki vergiler yoluyla düzeltiliyormuş. (Seçim harcamalarını yapan, bozulmanın da sorumlusu AKP değilmişçesine "yeni bir hükümet"ten söz etmek ne kadar samimi bir tavır öyle değil mi?)

Enflasyon yüksekte kalacak

Moody's, yerel seçimlere kadar para politikası sıkılaştırmasının kademeli bir şekilde sürmesinin beklendiğini belirtiyor. Bunun de enflasyonda gelecek aylarda da yüksek seviyede kalacağına işaret ettiğini kayda geçiriyor. Ve diyor ki, "Ortodoks politikalara geçiş sürdürülürse ve makro dengesizliklerde düzenli bir azalmaya yol açarsa, görünüm pozitife dönebilir ve not yükseltilebilir."

Hedef 12'den vurulmuş zira bu, yani not yükseltimi ihtimali, rotası şaşmış, istikrarsızlaşmış, makro hedefleri birbirine girmiş bir ekonomi için en fazla ihtiyaç duyulan gelişme. Daha ne istenebilir öyle değil mi… Pardon, nakit girişi elbette daha fazla istenir ama onun için önce ülke notunun yükselmesi lazım. Her şey bir anda olmuyor. Yine de hakkı teslim edilmeli, Moody's her ihtimale karşı ihtiyatlı davranıyor. Ortodoks politikaların kısa ömürlü olması halinde ve "daha fazla makroekonomik stresin çıkması" halinde görünümün negatife çevrilebileceğini de vurguluyor.

Şimşek cevaben "Kararlıyız" dedi

Kendi bozduğu ekonomiyi küresel sermayenin istediği gibi düzeltmeye başladı diye "yeni hükümet"i öven bu analizin ardından da Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, sosyal medya hesabından bir açıklama yaptı.

"Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's, Türkiye'nin kural bazlı ve öngörülebilir politikaya geçmesinin ülke kredi görünümü ve notu açısından olumlu olduğu değerlendirmesi yaptı" diyen Şimşek şu ifadeleri kullandı:

"Makro-finansal istikrarı sağlamak ve ülkemizin şoklara karşı dayanıklılığını artırmak için kurala dayalı, uluslararası normlara uygun politikaları uygulama konusunda kararlıyız. Bunun kredi notumuza yansıyacağına inanıyorum."

Şimşek'in kısa açıklamasında Moody's'n ihtiyat payı bıraktığı küçük aralığı pas kabul edip cevaplaması dikkatten kaçmıyor. Hazine ve Maliye Bakanı, kurala dayalı (bu anlama gelen Ortodoks kavramından hoşlanmıyor Şimşek) politika uygulaması için "kararlıyız" ifadesiyle "Ortodoks politikalar kısa ömürlü olmayacak" demek istiyor.

Daha önceki yazılarımda sıkça belirttiğim gibi, içinde bulunduğumuz bu orijinal dönemde kapısı çalınan bir IMF yok (tahmin edilebilir nedenlerle). Ancak onun yerine işlevi farklı da olsa yine uluslararası finans açısından ağırlığı olan bir kredi değerlendirme kuruluşunun "adres" oluşu, IMF'siz IMF programını yeniden teyit ediyor. Bundan tam beş yıl önce, Berat Albayrak'ın ekonomiyi yönettiği sırada hazırlanan YEP (Yeni Ekonomi Programı) için de uluslararası danışmanlık şirketi Mc Kinsey'nin rolü tartışılmıştı anımsarsınız. Rolü uzun sürmemiş olsa bile neticede beş yıl arayla IMF'nin formel olarak adının geçmediği ama küresel finans sisteminin önde gelen aktörlerinin olumlayıcı söz sahibi olarak konumlandığı bir dönemin içindeyiz.

Vatandaşın gıdaya, sağlığa, eğitime erişiminin zorlaşmasının, sokaklarda güvenlik sorununun büyümesi gibi gündelik hayata dair temel sorunların ise bu paslaşmalı iletişim politikasında zerre yeri yok. Tam da bu nedenle, fiilen uygulamaya konulmuş, paslaşmalı iletişim politikasının, canı yanan insanların hayatında bir karşılığı bulunmuyor.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları