loading
close
SON DAKİKALAR

Türkiye Arap Cumhuriyeti!

Hüsnü Mahalli
Tarih: 02.09.2022
Kaynak: Hüsnü Mahalli - Korkusuz

Hüsnü Mahalli; Oysa ben 50 yıl önce İstanbul’a geldiğimde “muasır medeniyetin parçası” bir ülkeye geldiğimi düşünmüştüm. Böyle giderse bu ülkede ne muasırlık ne de medeniyet kalır.

Dış politikasına “komşularla sıfır sorun” diyerek başlayan AKP 2003-2011 döneminde herkesle iyi ilişki kurmuş ve Türkiye büyük kazançlar elde etmişti. Bu ilişkilerle içeride çok ciddi ekonomik başarılara imza atan iktidar 2011 sonrasında dışarıda ve içeride her şeyi berbat etti.

2010 sonunda Tunus’ta sonra da Mısır, Libya, Bahreyn, Yemen, Suriye ve farklı formatlarda Fas, Irak, Cezayir, Lübnan ve diğer bölge ülkelerinde yaşanan gelişmelere büyük umutlar bağlayan Erdoğan, BOP patentli “Arap Baharı” ile ideolojik hayallerini gerçekleştirebileceğine inanarak adına köprü yaptırdığı ikinci bir Yavuz Selim olabileceğini düşünmüştü. ABD “terbiyesi almış” Arap İslamcılar yani Müslüman Kardeşler kökenli silahlı silahsız parti, örgüt ve gruplar ona biat edince o da “Sultan ve Halife” olma hevesine kapılmıştı.

Dışarıda ve içeride.

Sisi; Müslüman Kardeş Mursi’yi devirmeseydi her şey çok iyi gidiyordu.

“Kader kısmet” diyeceğim ama öyle değil çünkü bu coğrafyada her şey tiyatro olduğu için kimin eli kimin cebinde belli olmuyor.

Peki sonuç ne?

2011’de herkesle bir olup Esad’ı devirmenin hayallerini kurup Emevi Camisi’nde namaz kılacağını söyleyen Erdoğan’ın Sisi darbesinden sonra işleri bozuldu.

Bir ara “katar katar paralar uğruna” Katar’la diğer Arap ülkeleri arasındaki kavganın tarafı oldu ama ABD “Barışın” deyince sanki hiçbir şey olmamış gibi herkes herkesle öpüşüp koklaştı ve Türkiye bir Arap ülkesi olma yolunda önemli bir adım daha attı.

İktidarın maceraperest tutum ve davranışlarıyla bugün Türkiye fiilen ve tüm kurumlarıyla dört Arap ülkesi Suriye, Libya, Irak ve Somali’de varlığını sürdürmektedir.

Başka ülkelerde farklı boyut ve alanlarda varlık gösteren Türkiye bu konumu ile Arap Birliği Örgütü’ne üye olabilir!

Türk askeri; şu anda savaşın farklı düzeylerde devam ettiği Suriye, Libya, Irak ve Somali’de aktif görev yapıyor.

NEDEN?

Türkiye’nin dört Arap ülkesinde ne işi var?

Türkiye neden Arap ülkelerinin iç işlerine karışıyor?

Oysa Mustafa Kemal ısrarla “Komşuların iç işlerine karışmayın, Arap ülkeleriyle ilişkilerinizi geliştirin ama aralarındaki anlaşmazlıklara sakın karışmayın ve size sorulmadan onlara akıl vermeye kalkışmayın” demişti.

Yaklaşık 90 yıl önce.

Hiçbir konuda Mustafa Kemal Atatürk’ü dinlemeyen AKP iktidarının geldiği nokta kaçınılmazdı ve öyle oldu.

Oldu ama çuvallanmanın bedelini Türkiye çok ağır ödedi, ödüyor ve ödeyecek.

AKP; Türkiye’yi bütün kurumlarıyla bir Ortadoğu ülkesine çevirmeye ve dönüştürmeye azimli ve kararlı görünüyor.

Büyük ölçüde başarılı olduğu da ortada.

Siyasal ve ekonomik tutum, davranış ve karanlık ilişkileriyle Türkiye tipik bir Ortadoğu ülkesi olmak üzere.

Gelinen noktada toplumsal yozlaşma, çürüme, giderek lümpenleşen bireysel ve sosyal ilişkiler ve vasatın çok altında anlayış ve davranış biçimleriyle zeka ve algılama sorunları ise çok daha tehlikeli.

AKP bunu da başarmıştır.

Kolay değil 20 yıldır ülkeyi tek başına yönetiyor ve istediği her şeyi yaptı, yapıyor.

Arap ülkelerinde olup bitenlere ve o ülkeleri yöneten ve halklarını perişan eden kral, emir, şeyh ve başkanlara özenerek.

Türkiye-Turkey-Turkish tartışması devam ederken oldu olacak ülkenin adını Türkiye Arap Cumhuriyeti koyalım!

Bu ülkenin vatandaşı ve yüzlerce yıldır bu topraklarda yaşayan Arap kökenli insanları ayrı tutarak Türkiye’ye getirilen ve çoğunluğu alt sınıf gruplara mensup Arap kökenli mültecilerin tümüne vatandaşlık verelim!

Arap ve özellikle Körfez ülke vatandaşları için özel indirim yaparak 300 bin dolar yerine 30 bin dolarla onları vatandaş yapalım!

Hepsi olmazsa da çoğunluğu ümmetin evlatları olarak “Mazbut birer Müslümandırlar”!

Ülke ve toplum onların “engin ve derin” din bilgilerinden ve toplumsal alışkanlıklarından da yararlanır!

Oysa ben 50 yıl önce İstanbul’a geldiğimde “muasır medeniyetin parçası” bir ülkeye geldiğimi düşünmüştüm.

Böyle giderse bu ülkede ne muasırlık ne de medeniyet kalır.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları