loading
close
SON DAKİKALAR

Atina’dan mektup var

Mehveş Evin
Tarih: 15.03.2012

Yunanistan’daki büyük ekonomik çöküşü, sadece alınan siyasi ve ekonomik tedbirlerle takip edebiliyoruz. Peki komşu neler yaşıyor?

Dünya, ekonomik krizden kurtulamadı. Komşumuz Yunanistan, en ağır bedeli ödeyen ülke oldu. Hâlâ da iflas tehlikesi  altında. Ancak sadece ekonomik ve siyasi önlemler hakkında haberler yer alıyor. Peki insanlara ne oldu? Nasıl bedeller ödüyorlar? Ne düşünüyorlar?

Geçen temmuzda bu sorulara cevap aramak için gittiğim Atina’da, krizi farklı boyutlarıyla yaşayan Atinalılarla konuşup yazmıştım. Protestoların merkezi Syntagma’da tanıştığım Phoebus-Stavros Makridis’e eposta atıp, şimdi neler yaşadıklarını sordum. İşte Phoebus’un (Fivoş diye okunuyor) anlattıkları:

“Nihayet sana yazma fırsatı buldum. Nasıl olduğumu soruyorsun, kişisel zorluklar çeksem de iyiyim! Çalıştığım şirket mali sıkıntılar yaşadığı için evimi  boşaltmak zorunda kaldım.  Ama iyimser olmamın nedeni şu: Yunan halkı ve tüm dünyanın,  bu hatalardan ders alacağına  inanıyorum... Pek çok arkadaşım, derin bir ümitsizlik içinde.  Oysa bu duygu sizi mahvedebilir! 

Yunan halkı göç ediyor

Son dönemde çevremde yaşayan çok sayıda insanın iş bulmak için ülkeyi terk ettiğine şahit oldum. Sanırım her Yunan’ın  tanıdığı, akrabası olan en az bir kişi yurdunu iş için terk etti.  23 yaşındayım ve şimdiye dek göçün ne olduğunu bilmezdim. Bu geçmişte kalmıştı. Şimdi  Yunanistan’ı terk edenlerin çoğu, vasıfsız işçiler. Çok düşük ücretlerle iş bulabiliyorlar.

Ancak Yunanistan’daki hareketin ümitsizliğe düşecek zamanı yok. Hükümetin aldığı önlemler, halkı daha da güçlendiriyor. Zaten iki büyük partiye hiç  güven kalmadı. Büyük bir zafer elde edemezsek bile, yaşananlar  siyasi ortamı kökünden değiştirecek. İktidardaki PASOK, Yeni  Demokrasi ve LAOS partileri  sadece oy değil, vekillerini de  kaybediyor.

Öfke büyüyor

Yunanistan’ın her yerinde öfke daha da büyüyor. Sana bir örnek vereyim. Kalkidikya’nın küçük bir köyü olan Lakkoma’da, devlet okul servislerini kaldırmaya karar verdi. Bu, pek çok  öğrencinin eğitim sisteminin dışında kalması anlamına geliyor. Bu nedenle protesto düzenledik. Kapısına gittiğimiz bir adam, bizim solcu olduğumuzu anlayınca şöyle dedi: ‘Bu ev, ezelden beri mavidir. (mavi, muhafazakarların rengi) Daha doğrusu  öyleydi! Artık değil!’
İşte böyle... Değişim sancılı ve uzun ama mümkün...   Sevgilerimle, Phoebus.”
Yanı başımızda yaşananlara bu kadar uzak ve duyarsız  kalmamak adına bu mektubu  yayınladım... Komşumuz bu badireyi eninde sonunda atlatacak.  Bizler de satılık ada ve toprak kollayacağımıza işin insani yönünü atlamayalım.

TARiHi ESERLERi SATMIYORUZ! 

Kültür ve Turizm Bakanlığı, ‘müze depolarındaki tarihi eserler satışa çıkarılacak‘ şeklindeki haberlerin doğru olmadığını açıkladı. Benim de yazımda yer verdiğim bu ‘yeni yasa’yla ilgili açıklamanın kısaltılmışı şöyle:

-’Taşınır Kültür ve Tabiat Varlıklarının Tasnifi, Tescili ve Müzelere Alınmaları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’, kişilerin ellerinde bulunan tarihi eserlerin devlet müzelerine kazandırılması amacıyla çıkarıldı.
 -Değişiklik, özel müze izni ya da koleksiyon izin belgesi iptal edilenlerin koleksiyonlarında bulunan eserlerle ilgili.
- Buna göre, devlet müzesine alınmasına gerek duyulmayan özel koleksiyon eserlerinin, Bakanlık denetimindeki diğer bir koleksiyoncuya veya özel müzeye satılması, kültür varlığının kayıt altına alınması ve düzenli denetime tabi tutulması amaçlandı.

KADINLAR MEYHANESi

-Yeni Rakı’nın düzenlediği ‘Kadınlar Meyhanesi’ni duydunuz mu? Kadınlar Meyhanesi, Mart ayının her çarşambası anlaşmalı bir restoranda düzenleniyor.
- Peki bu meyhaneyi diğerlerinden farklı kılan ne? Kadınlara ‘özel’ mönülerin yanı sıra fasıl ve falcılar... 21 Mart’ta Kumkapı ve Samatya’da kadın geceleri olacak.
- Maksat ne diyeceksiniz... Meyhanelerin kadınlarla şık, güzel muhabbetli, efendi mekanlar olduğunu hatırlatmak ve rakı kültüründe kadını unutmamak.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları