loading
close
SON DAKİKALAR

Mujo

Mehveş Evin
Tarih: 17.03.2012

Haruki Murakami, dünya çapında milyonlar satan ve Türkiye’de de çok tanınan, sevilen bir edebiyatçı...

Haruki Murakami, dünya çapında milyonlar satan ve Türkiye’de de çok tanınan, sevilen bir edebiyatçı... Son kitabı 1Q84 çıktığında millet sabahlara kadar kuyruklarda bekledi. Japon yazarın, Fukuşima faciasından birkaç ay sonra, Barcelona’da yaptığı bir konuşmayı okuduğumda çarpıldım...

Murakami, 9’luk deprem, korkunç bir tsunami, ardından nükleer kazayla altüst olan ülkesinde, Tokyo’da hayatın eskisi gibi devam ettiğini anlatarak başlıyor...

Peki nasıl oldu da insanlar korkudan aklını kaybetmedi? Japoncada “mujo” diye bir kelime varmış... Budizmde, her şeyin geçici olduğunu ifade etmek için kullanılıyor. Bu dünyada can bulan her şey, eninde sonunda yok olacak anlamında... Bizdeki “fani”lik kavramı gibi.
Murakami’ye göre “mujo”, dini anlamından öte, Japon insanının ruhuna kazınmış. Doğaya karşı gelmenin anlamsızlığına derinden inanan Japonlar, belki de bu yüzden bunca felakete karşın halen sükuneti koruyabiliyor.

“Bir daha asla” demişlerdi

“Ancak,” diyor Murakami, “Buna rağmen son depremin boyutu ve getirdiği felaket, bizi şoka soktu. Çaresiz hissettik... Ender kızan, sabırlı Japon insanı, bu defa öfkeli...”
Neden? Çünkü Fukuşima’da yapılan hatalar binlerce insanın hayatına mal oldu, olmaya da devam ediyor. Murakami, nükleer kazanın Japon ahlakını ve değerlerini de sorgulattığına inanıyor.
Hatırlayın. 1945’te atom bombası felaketini yaşayan Japonya “bir daha asla” diyerek iki şey yapmıştı:
1- Savaşa hayır deyip orduyu kaldırdı.
2- Ekonomik büyümeye yüklendi.
Fakat silahsızlanır, “bir daha asla” derken, nükleer gücü denklemden çıkar(a)madılar. Ve atom bombasından 66 yıl sonra, Fukuşima’daki nükleer reaktör kazasıyla yayılan radyasyon, havayı, toprağı, okyanusu zehirledi.
Japonya, bugün ikinci büyük nükleer felaketini yaşıyor.

Hayalperest olalım

Murakami, haklı olarak soruyor: Neden böyle oldu? Hani nükleer gücü reddetmiştik?
Nedeni gayet basit: Büyük elektrik üreticisi şirketlerin, “verimli” diye nükleerde ısrar edip bundan müthiş kar elde etmesi... Hükümetin nükleer güç üretimine tam destek vermesi. Medyanın satın alınıp, insanların, nükleer gücün güvenli olduğuna inandırılması...
Japonya’da nükleere karşı çıkanlar, “Ne yani, elektriksiz mi kalalım?” diye korkutulmuş hep. Klimasız bir yaz geçirme fikrinden ödü patlayanlar, nükleer karşıtlarını “hayalperestler” diye küçümsemiş.
Bugün gerçeğin, nükleer lobinin anlattığından çok farklı olduğu ortaya çıktı. Gerçek dedikleri şey, sahte bir konfordan ibaretti. (Santraller birer birer kapandı, kimse elektriksiz kalmadı.)
Murakami, “sadece şirketi ve hükümeti değil, kendimizi de sorgulayalım” diyor: “Aynı anda hem kurban, hem failiz. Bunu iyice anlamazsak tekrar aynı hataya düşeceğiz.”
“Mujo”, yani fani dünya bu! Sürekli değişiyor, her yaşam doğduğu gibi sonlanıyor. Bizler, buna saygı gösterirken, hayallerimizden, “hayalperest” olarak damgalanmaktan hiç vazgeçmeyelim...

NASIL UNUTUYORUZ?

Sahi, nasıl unutabiliyoruz? Nasıl acılardan, felaketlerden, kayıplardan ders almıyoruz? Neden siyasetçiler ve CEO’lar, doğayı ve insanı mahveden kararlar almayı sürdürüyor?
Greenpeace direktörü Kumi Naidoo, bu soruyu şöyle cevaplandırdı:
“Üç nedeni var. Biri, kısa dönemli kar saplantısı. Şirketler, benim ‘çeyrek dönem raporları zulümü’ dediğim bir saplantının esiri olmuş.
İkincisi, “daha fazla, hep daha fazla”nın üzerine kurulu ekonomik büyüme modelinin, şirketleri daha fazla ürün ve tüketici yaratmaya zorlaması.
Üç; siyasetçiler, petrol, gaz, kömür ile savaş endüstrisi ve finans kuruluşlarının ekonomik çıkarlarına göre kurulu büyüme modeline kilitlenmiş vaziyette...”
Amerika böyle, Amerika’yı örnek alan pek çok ülke de benzer sıkıntıları yaşıyor. Mesele, bu çarktan nasıl çıkılacağı...

TAŞ OLDUK

- Müge Tuzcuoğlu, bir antropolog. “Ben bir Taşım” kitabının yazarı. 9 Mart’ta, evine yapılan baskınla tutuklandı.
- Diyarbakır’da gösterilere katılan çocuklarla yaptığı çalışmalarla tanınan Tuzcuoğlu’nun tutuklanması, ne tesadüftür ki Pozantı skandalı hakkında yazdıktan 10 gün sonraya denk geldi. Tıpkı haberi yapan muhabir gibi, Tuzcuoğlu da “KCK”dan tutuklandı. Delil ne? Neden içeride?
- Çocuklar için Adalet Takipçileri grubu, Tuzcuoğlu’nun tutuklanmasını protesto etmek için bir imza kampanyası başlattı. İmza atmak isteyenler için: http://imza.la/mugevicdanimizdir

Mehveş Evin

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları