loading
close
SON DAKİKALAR

ABD dostluğu

Melih Aşık
Tarih: 17.08.2021
Kaynak: Melih Aşık-Milliyet

Melih Aşık: ABD dostluğu (veya peşinden sürüklenme mecburiyeti) bizim gibi ülkelere çok pahalıya patlıyor.

ABD bundan 20 yıl önce İkiz Kuleler’in saldırıya uğramasından Bin Ladin’i sorumlu tutarak Afganistan’a çöktü.

Oraya demokrasi ve özgürlük götürecek, Taliban’ı yok edecek ve böylece Afganistan’ı bir terör üssü olmaktan çıkaracaktı.

Kabil’de yönetimi kendi adamlarının eline verdi. Aynı zamanda Afgan düzenli ordusunu eğitmek ve donatmak için milyarlarca dolar harcadı.

Amerikan ordusu 20 yıl sonra Afganistan’dan kaçıyor. Çekilmiyor, kaçıyor. Bagram başta olmak üzere kurduğu üslerden malzemeyi alıp götüremiyor, orada bırakıyor. Büyükelçilik personelini kaçırırken, binayı ve içindekileri olduğu gibi bıraktı. Saldırıda bulunmaması için Taliban’a ricada bulundu. Bunun adı kaçmak.

20 yılda milyarlarca dolar masrafa rağmen, bırakın ordu oluşturmayı, Kabil Havaalanı’nı işletecek ve koruyacak 600 kişilik bir Afgan personel kadrosu bile yetiştiremediler. Bu iş hâlâ Türk askerinin üzerinde. Paralar ne mi oldu? İktidar ve yandaşları tarafından yağmalandı. Onlar çoktan ülkeyi bırakıp kaçtılar. Orada kalakalan Türk askerinin de 1 Eylül’e kadar sağ salim yurda dönmesini dileyelim.

Sonuç... Çin’le ve Rusya ile yarışan, süper güç olmak iddiasındaki ABD, Afganistan’da Taliban’a yenildi.

Yarattığı enkazın önemli bir bölümünü de bizim sırtımıza yüklüyor.

ABD dostluğu (veya peşinden sürüklenme mecburiyeti) bizim gibi ülkelere çok pahalıya patlıyor.

MEĞER KİMLERMİŞ!

ABD iş birlikçi Afganlara iltica hakkı tanıyor. Ancak işi bu kadarla bırakmıyor. İş birliği yapmamış ama zulüm görmekten korkan diğer Afganlara da iltica kapısı açıyor, onları ülkelerinden kaçmaya teşvik ediyor.

Bu Afganların ABD’ye mülteci olarak başvurabilmeleri için yapmaları gereken şey, kendi imkânlarıyla ülkeyi terk edip güvenli bir ülkede 12 ila 14 ay sürecek iltica başvurusu sonucunu beklemek.

Türkiye de ABD tarafından bu “güvenli” ülkelerden sayıldı. Türkiye’ye koşa koşa, akın akın gelen Afgan gençlerinin çoğunun umudu, anlaşılıyor ki, burada iltica başvurusu yapıp, 12-14 ay sonucu beklemek. Bu duyuru ABD Dışişleri Bakanlığı sitesinde hâlâ duruyor. ABD 14 ay sonunda beğenmeyip almazsa bu gençler bizim başımıza kalacaklar. Sonuçta, ABD’nin Taliban’dan korkan tüm gençleri ilticaya heveslendirip bizim başımıza sarması gerçekten de ülkemize yapılabilecek en büyük kötülük. Tarihi bir hainlik.

DEPMİK

Körfez depreminin 22. yıl dönümünde korkutan korkutana...

İstanbul depreminin eli kulağındaymış da... 48 bin konut yıkılacakmış da... 7.2 büyüklüğünde deprem bekleniyormuş da... vs...

Boşuna rahatımızı bozmayın.

Önlem almamaya kararlıyız.

“Belki de ölmeyiz, boşuna masraf etmeyelim” havasındayız.

Bizi uyandırmayın.

TEHLİKE

Taliban’ın Kabil’e girmesi ve başkentteki elçiliklerin boşaltılması üzerine Türk askerinin Kabil Havaalanını işletme ve koruma görevini sürdürmesi de önemini kaybetti. Umuyoruz oradaki sivil ve askeri personelimiz de bir çatışmaya girmeden verilen sürede yani 1 Eylül’e kadar yurda dönecektir.

Bu arada ikinci bir tehlike var.

NATO, Afganistan’daki askeri eğitim programını ülke dışında sürdürme kararı almıştı. Bu kapsamda ilk eğitim programı Türkiye’de başlayacaktı. Afgan özel askeri birliklerine mensup ilk kafile Ankara’ya gelmişti.

Bu programın da bir an önce iptali gerekiyor.

Türkiye bu programa ev sahipliği yaparak Taliban’ın düşmanlığını üzerine çekemez.

Ülkemizde kim olduğu bilinmeyen binlerce Afgan genci var. Aralarında mutlaka çok sayıda Taliban militanı da bulunuyor.

Taliban’la açık düşmanlık ülkemizde büyük terör olaylarına sebep olabilir.

Bunu görmek için kâhin olmak gerekmiyor.

Afganları eğitme programı iptal edilmeli.

MAYIN

ABD 2001 yılında Afganistan’ı, 2003 yılında da Irak’ı işgal etmiş, 2004 yılında da Türk kamuoyu Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) ile ilk defa tanışmıştı.

ANKA Enstitüsü uzmanlarından Ersin Dedekoca diyor ki:

“İşin ilginç yanı, BOP projesiyle eş zamanlı olarak dünyaya mayın temizleme işini dayatmışlardı. Bütün ülkeler sınırlarını koruyan mayınları temizlemekle mükellefti. Türkiye de bu kapsamda 25 Eylül 2003’te Ottowa sözleşmesine katıldı. Peyderpey Suriye Irak ve İran sınırımızdaki mayınları temizledik. Mültecilerin sınırlarımızı kolayca geçmesi için gerekli hazırlıkları yaptığımızı anlayamamıştık bile.”

 

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları