loading
close
SON DAKİKALAR

'Bana seni gerek'

Melih Aşık
Tarih: 18.12.2012

Melih Aşık yazdı, ''Üniversite sınavında din dersinden sormanın amacı seçmeli din derslerine olan ilgiyi arttırmak mı?''

Halk ozanı Yunus Emre’nin “Bana seni gerek seni” başlıklı ilahisinin bir bölümü 10. Sınıf “Türk Edebiyatı Ders Kitabı”ndan çıkarıldı.

Haberi Evrensel gazetesinde okuduk...

Çıkarılan bölüm şu:

“Cennet cennet dedikleri/ Birkaç köşkle, birkaç huri/ İsteyene ver onları/ Bana seni gerek seni”...

Böylece ne oluyor?

Bazı kafalar 500 yıldır değişmemiş oluyor...

Kanuni Süleyman döneminin ünlü Şeyhülislamı Ebusuud Efendi’nin bu konuda fetvası vardır... Okuyalım:

Mesele: Bir zaviyenin ibadet yerinde çeşitli kişiler ile oğlanlar bir araya gelip türlü nağmelerle “tevhid” ederlerken (lâilahe illallah) tevhid sözünü değiştirip kâh “Dili men” (benim gönlüm) kâh “Canı men” (benim canım) deyip ve kâh; “Cennet cennet dedikleri/ Birkaç köşkle birkaç huri/ İsteyene ver onları/ Bana seni gerek seni” diye göğüslerini dövüp garip hareketler yaptıklarında, mahalle ahalisinden bazı kimseler adı geçen zaviyede şeyh olan kimseye; bu hareketlere niçin razı oluyor ve yaptırıyorsun dediklerinde o kişi; “Size ne!”, “Biz cin ve insanı ibadet etsinler diye yarattık” (Zariyat suresi 56. ayet) ayetiyle cevap verirse, adı geçen kimseye şeriata göre ne yapmak gerekir?

El Cevap: Bunların anılan sözleri ve hareketleri tam anlamıyla taşkınlık olup, cennet hakkında söylemiş olduğu çirkin sözler açıkça dinsizliktir. Öldürülmeleri mubahtır.

Kaynak: Fetâvâ-yi Ebussuud adlı eserin 217a ve 217b bölümleri...

* * *

500 yıldır bazı kafalar değişmedi diyoruz ama yine de hakkını yemeyelim... Yunus Emre’nin sözlerini kitaplardan çıkarıyorlar ama okuyanları öldürmüyorlar!

Entegre peşkeş!

CHP Bartın milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya önemli bir konuya dikkati çekmek için uğraşıyor. Dinliyoruz:

- Sağlık Hizmetleri Temel Yasası’nda sessiz sedasız bir değişiklik yaparak “Kamu-Özel Ortaklığı” diye özetleyebileceğim yeni bir sistem getirdiler. Buna göre bir yerde sağlık tesisine ihtiyaç varsa, devlet bir şirket grubuyla uzun süreli (25 ila 49 yıl arası) sözleşme yapıyor. Şirket, devletin tahsis ettiği araziye sağlık tesisi yapıyor, sonra da o tesisi sözleşmede belirtilen bedel üzerinden devlete kiralıyor. Ayrıca bu tesislerdeki temel hizmetler dışındaki tüm hizmetlerin işletilmesi söz konusu şirkete bırakılıyor.

- Bu sistemde halkın aleyhine işleyen ne var?

- Çok şey... Şirketlerle yapılan sözleşmeler Kamu İhale yasalarına tabi değil. O nedenle yıllık kira bedelleri akıl almaz miktarlarda yüksek. Örneğin bu yöntemle gerçekleştirilen sadece üç... Kayseri, Ankara Bilkent ve Etlik Sağlık Tesisleri’nin bir yıllık toplam kira bedeli 745 milyon... 25 yıllık kira bedeli ise yeni parayla 18.6 milyar lira. Oysa 25 yıllık değil, birkaç yıllık kira bedeliyle devlet o hastaneleri kendisi yapabilir, sonuçta malın sahibi de kendisi olurdu.

- Kira yoluyla hazine soygununu kim keşfettiyse iyi keşfetmiş...

- AKP iktidarı bu sistemi önümüzdeki yıldan itibaren Milli Eğitim Bakanlığı’nda da hayata geçirecek. Artık devlet, okulların da sahibi değil, kiracısı olacak. Sonuçta, AKP iktidardan gitse de ardından gelecek iktidarlara ve ülkeye altından kalkamayacağı bir borç yükü bırakacak.


Başbakan Erdoğan Konya’da yaptığı konuşmada:
- Kuvvetler ayrılığı denen şey var ya... O önünüze gelip engel olarak dikiliyor, demiş...
Yani “Demokrasi bize engel oluyor” demek istiyor...
Elif Eral


Teröristlere hak veren Bülent Arınç
“Ben olsam ben de dağa çıkardım” diyor.
Türkiye nasıl normalleştiyse artık
teröristlerin antidemokratik tepkisi normal,
halkın demokratik tepkisi anormal karşılanır oldu...
Akif Kökçe


Yağ

Son yıllarda basında adet oldu... Bir lider işbaşına gelirken yalakalar da seferber oluyor... Müthiş bir yağ pompalaması başlıyor... Siz istediğiniz kadar o liderin önceki icraatından, sözlerinden örneklerle demokrat olmadığını savunun.. 

Yalakalar size söz bırakmıyor... Ballandırarak onun nasıl da değiştiğini, dönüştüğünü anlatıyorlar.. Her yaptığında bir keramet buluyor, her geriye gidişi reform olarak kayda geçiyorlar...

Turgut Özal’ı onlar yağlayıp yıkadı... Çiller’i, Mesut Yılmaz’ı, Ecevit’i, Bahçeli’yi, Erdoğan’ı keza... İktidara geleni yağlayıp balını alıyorlar... Ancak daha fazla tutamayacakları noktada onun aleyhine dönüp kendilerini kurtarıyor... Bir “demokrasi kahramanı” olarak göreve devam ediyorlar.

Yerseniz...


Mısır’daki anayasa referandumu
“elde sopalar” eşliğinde yapılmış.
Bizdeki mi? Bizdeki “elde beleş makarnalar” eşliğinde yapılmıştı!
Fahrettin Fidan

İman

ÖSYM Başkanı Ali Demir, üniversite giriş sınavlarında, ortaöğretimde zorunlu olarak okutulan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinden soru sorulacağını bildirdi. Ee... Müslüman olmayıp din dersine girmeyen çocuklar ne olacak? Neden müzik, güzel sanatlar gibi derslerden soru sorulmuyor? Ortaöğretimde hem zorunlu, hem seçmeli din dersi zaten onca yoğunlukta okutulurken ayrıca üniversite sınavında sormanın amacı ne olabilir?
Acaba seçmeli din derslerine olan ilgiyi arttırmak mı amaç?

Ahmet Altan romancılığa dönecekmiş.
Ergenekon ve Balyoz senaryolarından esinlenip ne güzel romanlar yazacaktır kim bilir...

* * *

Erdoğan, Konya’da gençlere seslenmiş: “Acilen evlenin.”

Haberlere bakılırsa kendisini dinleyenler arasından “İş bulur bulmaz ilk işim o olacak Sayın Başbakanım” diyen çıkmamış...
Haldun Ertem

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları