Büyükler affedicidir
Melih Aşık; Sofrada bulunan bir asker hekim izinli olarak İstanbul’a gideceğini söylemesi üzerine Atatürk kızdı, ordu tifüsten kırılıp dururken nasıl olur da bir hekim İstanbul’a keyif etmeye gider, diye söylemediğini bırakmadı.
Büyük adamlar ayrıntılarla uğraşmaz, duygusal davranmaz, garez bağlamaz...
Büyük adam affedici olur.
İşte size tarihten iki örnek...
Falih Rıfkı Atay’ın “Atatürk ne idi?” adlı kitabından aktarıyoruz:
“Irak Başbakanı rahmetli Nuri Sait Paşa Türkiye’ye bir gelişinde anlatmıştı:
- Osmanlı ordusunda iken Atatürk’le aynı cephede idik, bir akşam üstü birlikte yemek yiyorduk. Sofrada bulunan bir asker hekim izinli olarak İstanbul’a gideceğini söylemesi üzerine Atatürk kızdı, ordu tifüsten kırılıp dururken nasıl olur da bir hekim İstanbul’a keyif etmeye gider, diye söylemediğini bırakmadı.
Hekim içkili de olduğu için kendini kaybetti, Atatürk’ün başına bir şişe attı. Başı yarıldı. Odaya alarak yarasını temizledik, sardık...”
Nuri Sait Paşa yıllar sonra Atatürk’le sohbet ederken o hekimin ne olduğunu soruyor. Atatürk’ün cevabı:
- Şimdi bir ordunun sıhhiye reisi...
Nuri Sait Paşa bu affediciliği aktarırken gözleri yaşarıyor.
...
Ünlü yazarımız Sabahattin Ali öğretmenliği sırasında Atatürk ve İnönü’yü çok ağır eleştiren bir şiir yazıyor ve kapalı bir toplantıda okuyor. İhbar ediyorlar. S. Ali yargılanıyor, bir süre hapis yatıyor. Hapisten çıktıktan sonra tekrar öğretmenliğe dönmek istiyor. Atatürk’e duyuruyorlar. O “Öğretmen yapılmasına yasal bir engel var mıdır?” diye soruyor. Hayır, diyorlar. “O halde bana niye soruyorsunuz”, diyor. S. Ali öğretmenliğe dönüyor.
DEVRİM
Değerli bilim adamlarından Niyazi Berkes (1908 - 1988) ‘Atatürk ve Devrimler’ adlı kitabında der ki:
“Geri kalmış ülkelerin geri kalışının sorumlusu yalnızca ileri ülkeler olamaz.
Atatürk’e göre bağımsızlık için emperyalizme karşı savaşı kazanmak da yeterli değildir.
Gerçek anlamda kurtuluş, ulusların kendi istekleri ile kendi güçleri ile yenilenme yollarını bulmalarıyla mümkündür.
Bir kurtuluş savaşı kazanıldıktan sonra zamanı geçmiş geleneklere dönerek, onlara bağlanarak, kendilerini ileri ulusların sömürüsüne bağlamakla geri kalmışlıktan çıkma çabasına dönen ülkeler bunun sorumluluğunu taşıyacaklardır.
Yenilenme duygularından yoksun uluslar, yabancı güçlerin bağımlılığı altına düşeceklerdir.”
SORGU
Yatıp kalkıp Cumhuriyet’i ve Atatürk’ü eleştirenlere birkaç soru:
- Türkiye, Vahdettin yönetimi altında kalsa daha parlak bir geleceğe mi yönelecekti?
- Sevr anlaşmasının öngördüğü topraklara razı mı olsaydık?
- Türkiye için Atatürk’ten daha iyi kurtuluş programı olan bir lider vardı da Atatürk ona engel mi oldu?
- Türkiye’yi 1938’den bu yana Atatürk ve Cumhuriyet ilkelerine sıkı sıkıya bağlı iktidarlar yönetti de sıkıntılarımız bu nedenden mi kaynaklandı?
Siz neyi savunuyorsunuz, açık konuşun...
SAYGI
Kadıköy’de dün okullar ve bahçeleri kilitliydi.
Halk, okulların önünde toplandı, saat 9’u 5 geçe saygı duruşunda bulundu.
Saygı duruşundayken başını kaldırıp apartmanlara bakan bir okurumuz dedi ki:
- Camlarda ve balkonlarda hazır olda duran yaşlı başlı insanlar gördüm. O an ağlamak geldi içimden. Hatta ağladım da...
Atatürk de görmeliydi bu manzaraları...
SOKAK
Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’nün sitesinde bir süre önce Türkiye’de en çok rastlanan cadde, sokak, bulvar ve meydan isimleri sıralandı.
Listenin ilk sırasında 3.618 ile “Atatürk” ismi yer aldı.
İkinci sırada 3.008 ile “Cumhuriyet”
Üçüncü sırada 1.403 ile “Fatih” yer aldı.
Daha sonra gelen isimler söyle:
“Gül” 1.331, “Okul” 1212, “Karanfil” 1211, “Lale” 1200, “Menekşe” 1197, “İnönü” 1089, “İstiklal” 1075...
Demek ki... Halk en çok Atatürk ve çiçekleri seviyor...
SÖZ
“O yıllarda herhangi bir sınavdan kırık not almak biz öğrenciler için yalınızca derslerle sınırlı değildi. Zayıf not alınca vatanımıza karşı kendimizi suçlu hissederdik. Çünkü o zaman Gazi vardı. Cumhuriyet vardı. Onlara karşı sorumluluğumuz vardı.”
Yazar: Attila İlhan
OTOBÜS
New York’un yeni belediye başkanı Zohran Mamdani’nin en çarpıcı vaatlerinden biri şehirde otobüsleri ücretsiz yapacağına ilişkindi.
ABD’yi bize yıllarca “dünyanın en zengin ülkesi” diye anlattılar. New York ise dünyanın en zengin şehri!
Gelin görün ki bu şehirde halkın önemli bölümü otobüs bileti almakta bile zorlanıyor.
Öyle olmasa başkan adayı böyle vaatte neden bulunsundu?
Kaç para otobüs bileti...
Tek bilet 3 dolar (13 TL), haftalık limitsiz bilet 34 dolar yani 1500 TL... Atla deve değil.
Anlayacağınız... Paraya doymayan vahşi kapitalizm kendi halkının geçimini bile sağlayamıyor.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları





