loading
close
SON DAKİKALAR

Cezalandırılan nedir?

Melih Aşık
Tarih: 30.06.2013

Melih Aşık, 'Ama siyasi otoritede bu ayaklanma neden yaşandı, sıkıntı neydi diye sorgulayan tek bir kişi yok.'

Gezi Parkı’nda yaşanan polis şiddetiyle başlayan ve bir ayaklanmaya dönüşen olayları analiz etmek, anlamaya çalışmak ve üzerine kafa patlatmak yerine; hangi otel neden eylemcileri içeri aldı, hangi doktorlar eylemcileri tedavi etti, hangi sanatçılar eylemlere destek verdi, hangi gazeteciler eylemleri yazdı, hangi işadamları eylemleri destekledi, kim eylemlerle ilgili ne tweet attı, hangi yerli/yabancı medya Gezi Parkı eylemlerini haber yaptı onları araştırıyor ve o kişileri tartışıyoruz.

Bu son derece hastalıklı bir durum. Ülke çapında çok büyük olaylar yaşandı. İnsanlar öldü, sakat kaldı, yaralandı...
Ayaklanmalar kısmen bazı şehirlerde de hâlâ devam ediyor. İstanbul’da birçok semtin parkında her akşam forumlar düzenleniyor, Gezi ayaklanması masaya yatırılıyor, tartışılıyor.

Ama siyasi otoritede bu ayaklanma neden yaşandı, sıkıntı neydi diye sorgulayan tek bir kişi yok.

***

Siyasi otorite “içki içildi” dedikten sonra polis camide yer alan kameraların kayıtlarını incelemeye alıyor. Yani inceleme açıklamadan sonra başlıyor.

Egemen Bağış camilerde içki içenlerin görüntülerini AB büyükelçilerine izlettiklerini açıklıyor. Görüntüleri izleyen elçiler “Kesinlikle içki içenleri görmedik, videoda öyle bir şey yoktu” diyor...

Peki bize ne düşüyor? Sorgulamadan kabul etmek mi? Oysa biz ispat istiyoruz.

Bize sunulan deliller, veriler ve örneklere bakarak kim yalan söylüyor kim doğruyu söylüyor kendimiz karar vermek istiyoruz.

***

Bu satırlar Akşam gazetesinde işine son verilen Tuğçe Tatari’ye ait... Dikkati çeken özelliği; düşünen, sorgulayan, özgür bir kalem.

Bu dönemde en ağır suç budur...


Bayrak dert oldu

Akiller Heyeti’nin Başbakan’a verdiği raporun bir yerinde deniyor ki:

“Türk bayrağı, Türk milleti, Ne mutlu Türküm diyene, Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur, Türkiye Türklerindir, Bir Türk dünyaya bedeldir gibi kalıplaşmış deyimlerden vaz geçilmeli...”

Türk bayrağına ne diyeceğiz?

BDP lideri Selahattin Demirtaş’ın önerisiyle “Devlet Bayrağı”...

Ya da “Türkiye bayrağı”...

Neden? PKK öyle istiyor...

Kürt milliyetçileri öyle isteyince Kürtçülükten geçinen akiller de öyle istiyor.

Şu milletin espri gücüne bakın ki... Her gittikleri yerde akillere Türk bayrağı gösteriyor... Akiller de bayrağı görünce kırmızı görmüş boğa gibi sinir krizine giriyordu...

Ziya Gökalp, Türkçülüğün Esasları adlı kitabında yazar ki:

“Bu milletin yakın zamana kadar kendisine mahsus bir adı bile yoktu. Tanzimatçılar ona: ‘Sen yalnız Osmanlısın. Sakın başka milletlere bakarak sen de bir milli ad isteme. Milli bir ad istediğin dakikada Osmanlı imparatorluğunun yıkılmasına sebep olursun’ derdi.

Zavallı Türk, vatanımı kaybederim korkusu ile ‘Vallahi Türk değilim’ demeye mecbur edilmişti.”

O zaman öyleydi. Ancak Türkler, Osmanlı’ya başkaldırıp Türkiye Cumhuriyeti’ni kurdular.

Milletin adı Türk, ülkenin adı Türkiye oldu...

Şimdi tekrar geri mi döneceğiz... Evet ırkçı milliyetçilik, şövenlik çağdışıdır.

Ama öte yandan her milletin bir adı vardır.

Adımızı açıklarsak bize ırkçı derler, diyecek kadar zeka yoksunu millet yoktur.


Kahve

Kurukahveci Mehmet Efendi Mahdumları Şirketi elde kalan son “yüzde yüz yerli” firmalardan...

Türk kahvesi 1871 yılından beri yani 3 kuşaktır Kurukahveci ailesi tarafından üretilip, satılıyor.

Kulağımıza geldiğine göre, 2010 yılında ana hissedarın vefatı sonrası, 4 hissedar içinden dörtte bir hisseye sahip olan biri, firmayı satma eğilimi içine girmiş. İddiaya göre bu hissedar, firmanın yüzde yüz hissesini elinde toplamak ve iyi para teklif eden Nestle veya Starbucks Türkiye distribütörü Shaya AŞ’ye satmayı hedefliyor.

Kurukahveci Mehmet Efendi’nin Türk markası olarak kalmasını dilediğimizi kaydedelim... Para her şey demek değil...

SUÇ

Carl Friedrich ve Z. Brezezinski’nin yazdığı “Totaliter Diktatörlük ve Otokrasi” adlı kitapta Papaz Niemöller mahkemece serbest bırakıldığında Hitler’in şöyle dediği yazılı:

“Benim suçlu ilan ettiğim bir kimseyi bir Alman mahkemesinin suçsuz çıkarması olayı bir daha görülmeyecektir.”

ALKOL

Ayaspaşa’da oturan bir dostumuz anlattı...

Oturdukları mahalle yakınında tek bir market varmış, DIA...

Geçenlerde misafiri gelince bir şişe içki almak için markete girmiş.

Bakmış ne rakı, ne şarap, ne votka var...

- Ne oldu içkilere?

Kasadaki görevlinin cevabı:

- Efendim şirketimizi Ülker satın aldı artık içki satmıyoruz...

Ülkeyi içkiden arındırma hamlesinde özel sektör de önemli rol oynuyor görüldüğü gibi...

Rapor

CHP, Akil Adamlar raporu hakkında ne düşünüyor?

Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu dün yaptığı açıklamada şöyle diyordu:

“Bir taraftan çatışmasızlıktan söz edip öbür taraftan bölgede harıl harıl karakol inşaatını sürdürmek... Barışta samimi olunmadığını ortaya koyuyor... Akil İnsanlar Heyeti Güneydoğu Raporu’nda altı çizilerek vurgulanmasına rağmen Sayın Başbakan’ın karakol inşaatlarının süreceğine dair beyanatı da bu samimiyetsizliği gün yüzüne çıkarıyor.”

CHP, Akil Adamlar raporunu destekler bir pozisyon almış görünüyor... Sezgin Bey’e soralım; “Türk bayrağı”na sizin isim öneriniz nedir?

Melih Aşık - Milliyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları