loading
close
SON DAKİKALAR

Dedikodu komisyonu

Melih Aşık
Tarih: 07.10.2012

Melih Aşık yazıyor; ''Darbeleri Araştırma Komisyonu sözde darbeleri araştırıyor''...

- Başbakan Erdoğan’la aranız nasıl?
- Emin Çölaşan’ı neden işten kovdunuz?
- Bekir Coşkun kendi mi gitti siz mi kovdunuz?
- Kaosa kalkan 411 el manşetini neden attınız?

Darbeleri Araştırma Komisyonu sözde darbeleri araştırıyor... Sorulan sorulara bakılırsa araştırılan darbeler değil komisyon üyelerinin merak ettikleri kimi dedikoduların perde arkası... Özel meraklar...

* * *

Zamanın iki medya devi Aydın Doğan ve Dinç Bilgin komisyonda aynı şeyi söylüyor:
- Bizden gazetecileri işten atmamızı istemediler...

Aydın Doğan konuşuyor:

- Ne Özal ne Demirel ne askerler bunları işten atacaksın diye bir şey yapmadı...
28 Şubat sürecinde andıç sonucu 1.5 gazeteci bir süre işsiz kaldı... 28 Şubat darbe kabul ediliyor.

* * *

Bugün ise demokrasi ve özgürlük var memlekette... Dünyada en çok gazetecinin tutuklu olduğu ülke Türkiye... İktidara yakın bir gazeteci, Şahin Alpay bakın geçenlerde ne yazdı:

“Başbakan sadece hakaretlere tepki gösteririm diyor, ama eleştirenleri ‘hain, alçak, terbiyesiz’ ilan ediyor. Evet, aynen Kılıçdaroğlu’nun dediği gibi, Başbakan ‘en büyük medya patronu’ oldu.”

Başbakan partisinin il başkanları toplantısında konuşuyor:

“Ben şimdi o gazetelerin patronlarına sesleniyorum: Ne yapayım köşe yazarına hakim olamıyorum diyemezsin”
“... Diyeceksin ki kusura bakma kardeşim bizim dükkanda sana yer yok...”

Köşe yazarı “Dışişleri Bakanı Mynmar’a neden gitti?” diye yazmış. Başbakan’dan güzelleme:
“Ben buradan o medya patronuna yazıklar olsun diyorum; bu adamları köşe yazarı olarak nasıl tutuyorsunuz?”
28 Şubat darbe süreci idiyse... Yaşadığımız dönemin adı nedir? Komisyon biraz da bunu konuşsa...


Şişli’de sirenler...

Gazetemiz Mahmutbey’den Çağlayan’a taşındı... Varoşlardan şehir içine taşındık sayılır... Ne var ki akşama kadar cankurtaran sesinden beynimiz uğulduyor... Neden derseniz... Yanımızda malum Florence Nightingale hastanesi var... Cankurtaranlar zaman zaman hastaneye acil hasta getiriyor. 

Yakınımızda trafik ışıkları ayarsız bir kavşak var. Bu kavşak sürekli tıkalı... Orada takılan cankurtaran sürekli siren çalarak yolu açmaya çalışıyor... Kimi zaman 5 kimi zaman 10 dakikada geçiyor kavşağı... Bu arada bizim beynimiz zonkluyor... Bu kavşağın trafik ışıklarını ayarlamak bu kadar mı zor? Büyükşehir Belediyesi bu konularla ilgilenmez mi?

İkincisi... Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’e bir not... Sayın Sarıgül... Şişli meydanından Florence Nightingale hastanesi arasında kaldırım kah var kah yok... İnsan yürümeye kalkınca kah kaldırımdan kah yoldan yürümek zorunda kalıyor. Bu sefalet Şişli’ye yakışmıyor.


Uçurumun kıyısında!

Emekli Büyükelçi ve eski CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen’in yeni kitabı: “Uçurumun Kenarında Dış Politika” kitapçı raflarına çıktı... 2002 - 2011 yılları arasında Meclis’te görev yapan Onur Öymen, kitabında bu süre içinde gelişen dış olayların içyüzünü sergiliyor. İktidar partisi ile CHP arasındaki tartışmaları, çatışmaları, görüş farklarını ortaya koyuyor. Onur Öymen yalnızca dış politikada uzman bir isim değil aynı zamanda katıksız bir yurtseverdir... Kitabında Irak’ın işgali, 1 Mart Tezkeresi, Kürt açılımı, Arap Baharı, Füze Kalkanı, Avrupa Birliği, Ermeni sorunu gibi konuları ülkenin çıkarları açısından değerlendiriyor. Kendisinin ve partisinin Meclis’te verdiği mücadeleyi anlatıyor.

Son zamanlarda eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’ün de katıldığı bir görüş var... Deniyor ki; eğer Türkiye 1 Mart Tezkeresi’ne evet deseydi Türk askeri Irak sınırı içinde bir tampon bölge oluşturarak PKK’yı kontrole alacak, terör örgütü bugünkü gücüne erişmeyecekti...

Onur Öymen kitabında bunu da tartışıyor:

“Bu alanın denetimi PKK’nın Irak’ın kuzeyinden tasfiyesine olanak verecek miydi? Hayır. Çünkü PKK’nın esas üssü, karargâhı ve ağırlık merkezi Türk sınırının yaklaşık 60 km. güneyindeki Kandil dağındaydı ve Amerikalılar Türk tarafıyla yaptıkları müzakerelerde Kandil dağına Türk askerinin müdahalesine hiçbir şekilde razı olmayacaklarınını açıkça belirtmişlerdi... Açıkçası Türkiye PKK’yla o bölgede yan yana yaşamayı kabul edecekti...”

Onur Öymen 1 Mart Tezkeresi’ne verilen “ret” oyunu gururla anıyor...
Kitap, dış politikada doğru çizgiyi keşfetmeye meraklı herkesin dikkatine sunulur...



İktidar kentsel dönüşüm çerçevesinde başlattığı bina yıkımlarını bir süre ertelese iyi olacak... Zira ortada savaş, dolayısıyla bazı binaların bombalarla yerle bir edilme ihtimali var maalesef...

* * *

Başbakan Erdoğan’ın 1500 koruma görevlisi varmış.
Korku imparatorluğu korkutanlar için de korku üretiyor demektir bu...
Haldun Ertem



Abdullah Gül, “Türkiye - İran ilişkileri ilerletilmeli” demiş.
Tamam. Alın Washington’dan izin, ilerletin!
F. Fidan


Milliyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları