loading
close
SON DAKİKALAR

Gezi Parkı’nda

Melih Aşık
Tarih: 14.07.2013

Melih Aşık, 'Haftalar sonra ilk kez Gezi Parkı’na girip dolaştım önceki akşam...'

Haftalar sonra ilk kez Gezi Parkı’na girip dolaştım önceki akşam...

Başından onca macera geçmemiş gibi, sakin ve sessizdi...

Eskiye göre daha bakımlı... Her taraf çiçeklenmiş çimenlenmiş...



Gençler çimenlere serpilmiş... Ne var ki ağır bir neşesizlik okunuyor yüzlerde... Üzüntülü günlerin hüznü sis bulutu gibi çökmüş toprağa...

Banklardan birinin üzerinde bir kadın ağlıyordu... Yanında sessiz ve suskun bir genç kız... Birkaç turist savaş sonrası muharebe alanını gezer gibi, ağır ağır sağa sola bakarak dolaşıyor...

Bu mütevazı park için 50 gün boyunca amansız bir kavganın verildiğine gelecek nesillerin inanması pek zor olacak. O yüzden parkın uygun bir yerine bir plaket asmalı.. Üzerinde mesela şunlar yazmalı...

“Bu parka inşaat yapılması girişimlerine karşı binlerce yürekli genç 50 gün direndi. Biber gazı, sis bombası, tazyikli su, plastik mermiden yılmadı, itiraz hakkını demokratça ve kahramanca sonuna kadar kullandı. Bu park için 5 genç şehit oldu, 15 genç gözünü kaybetti, bir o kadar genç beyin travmasına uğradı, sakat kaldı. Hapse atıldılar, işkence gördüler. Ancak hiçbir zorbalık onları demokratik mücadeleden vaz geçiremedi. Her türlü şiddete yiğitçe ve mertçe direndiler. Tarihe geçtiler. Bu mütevazı park, o genç ve isimsiz kahramanların gelecek nesillere armağanıdır.”



İstiklal Caddesi...

Ankara’da derdi olan Anıtkabir’e çıkıyor... İstanbul’da derdi olan İstiklal Caddesi’ne ve Cumhuriyet Anıtı’na...

İstiklal sadece bir cadde midir? Taşıdığı isim bir tesadüf mü?

Tarih öyle olmadığını söylüyor.

Daha önce de anlatmıştık... Sovyet edebiyatçısı Lev Nikulin, 1933 yılında Pera Caddesi’nin nasıl İstiklal Caddesi olduğunu anlatır. Ona göre bağımsızlık için büyük savaş İzmir’de cereyan etmiş, bağımsızlık için küçük savaş ise İstiklal Caddesi’nde...

Yataklı Vagonlar (Vagons Lits) şirketinin Pera’daki ofisinin çalışanlarından Naci Bey, iş esnasında Türkçe konuştuğu için Belçikalı Müdürü Mösyö Jannoni tarafından cezalandırılır. Cezayı ödemeyi reddedince de işten atılır. Mösyö Jannoni’ye göre Pera’da uluslararası bir şirkette elbette Batı dili konuşulur. Aynı gün Vagons Lits şirketinin hem İstiklal Caddesi hem Galata şubeleri gençler tarafından basılır, her iki mekânın camı çerçevesi yere iner.

Gençler daha sonra Cumhuriyet gazetesine giderek basının “Miss Turkey” tartışmaları yerine bu konuları 
haberleştirmesini isterler.

Ertesi gün gazeteler baştan aşağı bu olayla dopdolu olarak yayımlanır.

Nikulin’e göre Pera Caddesi o zaman İstiklal Caddesi olur.

Artık İngilizler, Fransızlar, İtalyanlar ve Beyaz Ruslar “basit ve kaba” Türk diliyle barışmak zorunda kalır. 

Camekânlarının hatırına Türkçeyi anlamaya, Türkçe sorulan sorulara cevap vermeye başlarlar...


İktidarın “senedini, çekini ödeyemeyen esnaf” diye acındırdığı palalı saldırgan Fas’a kaçmış.
Birkaç gün içinde “yurtdışına çıkacak kadar çok para kazandığına” göre piyangodan büyük
ikramiye çıktı demek!
Akif Kökçe


Kütüp

Kütüphaneler ülkenin beyni ve hafızasıdır. Deneyimli kadrolarca özenle yönetilir. Bilgi ve kültüre saygılı bir ülkede şöyle bir haberi gazetelerde göremezsiniz:

“Milli Kütüphane Başkanlığı’nda önce başkan, yardımcısı ve daire başkanları, şimdi de 6 şube müdürü görevinden alındı...”

Gerekçe... Yok... Kültür Bakanı beyefendi öyle istemiş...

Türk Kütüphaneciler Derneği Başkanı Ali Fuat Kartal, “Yönetici kademesinde mesleki eğitim almış kişi kalmadı.” diyor. 

Milli Kütüphane yönetimi bir süredir AKP çevrelerinin hedefindeydi. Sene başında ihale yolsuzluğu iddiasıyla kütüphaneye bir baskın da düzenlendi. Ancak iddialar kanıtlanamadı. Kütüphane yönetimini birileri uzun süredir ele geçirmek istiyordu... Başardılar...



Yetkililer yurtdışına kaçan palalı saldırgandan “Sabri Ç.” diye bahsediyor. Bu ara Gezi protestosuna katılan, gözaltına alınan, tutuklanan insanlar da adıyla, sanıyla, mesleğiyle “darbeci” ilan ediliyor...


* * *

3. Köprü’nün imar planları “köprü inşaatı yanlış yere yapıldığı için” iptal edildi, yüz binlerce ağaç boş yere kesilmiş oldu! Köprüye “Yavuz Sultan Selim” adının verilmesinin hikmeti de
buymuş demek!
Akif Kökçe


Şenlik

Başbakan Bingöl’deki iftar konuşmasında “Eğer şiddet varsa şiddetin karşılığı şiddettir” diyor ve devam ediyor:

“Onun için de devlet üniversitelerinde artık güvenlik gücü olarak çok kısa zamanda onu da söylüyorum artık biz özel güvenlik değil, devletin kendi güvenlik güçlerini üniversitelerimize yerleştireceğiz.”

Baki Karakol arkadaşımız bu mesajın tercümesini yapıyor...

“Demektir ki, üniversitelerde polis denetimi kurulacak... İktidarın hoş karşılamadığı her türlü eylem ve faaliyet karşısında polisi bulacak...”

Üniversitede tehlike ışıkları yanıyor...


Daniska

Üçüncü Köprü’nün de bulunduğu Kuzey Marmara Otoyolu güzergâhında 250 bin ağaç kesildi. Ve bir yıl sonra güzergâhın yanlış olduğu ortaya çıktı. İmar planları iptal edildi. Ulaştırma Bakanı’na göre yol üzerinde kuş yuvaları ve göletler varmış da güzergâh bu yüzden değiştirilmiş. Hadi bunu yuttunuz diyelim... Peki kesilen binlerce ağaç yerine nasıl konulacak? Tahrip olan doğal alanlar ne olacak? Soru çevre katillerine?

Melih Aşık - Milliyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları