loading
close
SON DAKİKALAR

Grev bitti ama...

Melih Aşık
Tarih: 20.11.2012

Melih Aşık yazdı, ''Terörü önlemek için terörist başı dediğin kişi ile görüşüyorsun. Yine de önleyemiyorsun...''

Açlık grevlerinin İmralı’dan gelen talimatla bitirildiği gün Güneydoğu’dan 5 şehit haberi geldi... Açlık grevleri sırasında, aman insan ölmesin, diye engin duyarlık gösteren aydınlardan hiç ses seda çıkmadı...

Açlık grevleri İmralı’yla yapılan pazarlık ile sonlandı.

Terörü önlemek için terörist başı dediğin kişi ile görüşüyorsun.

Tabii yine de önleyemiyorsun... Anlaştım dediğin gün yine 5 şehit veriyorsun.

O şehitler verilirken Başbakan nerede?

Gazze’de kan dökülmesini önlemek için İsrail’e kafa tutuyor...

Suriye’de kan dökülmesini önlemek için Esad’a kafa tutuyor...

Ama Türkiye’de kan dökülmesini önlemek için terörün karargahını Kuzey Irak’tan tasfiye etmek için bir şey yapmıyor. 

Onur Öymen diyor ki:

“Eğer Irak Hükümeti ve Barzani terör karargahını susturmak için bir şey yapmıyor veya yapamıyorsa bunu Türkiye yapmalıdır. Bunun için Meclis’ten alınmış yetkiniz var, askeri gücünüz yeterli, halkın terörle mücadelede büyük desteği var. Amerikan Büyükelçisi bile ‘Bizim El Kaide’ye karşı yaptığımızı siz de Kuzey Irak’ta yapabilirsiniz’ dedi. Bugün, bu kadar şehit verirken, diplomasi ve askeri gücümüzü, PKK’nın Kuzey Irak’tan tamamen tasfiyesi için kullanmayacaksak ne zaman kullanacağız?”

Bu arada muhalefet ne yapıyor derseniz... Meclis’te komisyon kuralım terörü şıp diye önleriz şeklindeki “sihirli formülü” dışında hiçbir çözüm önermiyor.

Terör /taviz / terör sarmalında memleketin gençleri can veriyor. Ocaklara ateş düşüyor. Ulusal çıkarlara ve kendi halkının esenliğine dayalı bir politikası olmayan iktidar çaresizce oradan oraya savruluyor.

AKP reddetmiş!

CHP güzel bir iş yaptı. Üç aydır Suriye’de tutuklu olan gazeteci Cüneyt Ünal’ı özgürlüğüne kavuşturarak Türkiye’ye getirdi. AKP Sözcüsü Hüseyin Çelik’in, “CHP’lilere teslim edilmesi manidar” diyerek rahatsızlığını dile getirdiği bu başarı nasıl sağlandı. Ünal’ı özgürlüğüne kavuşturan CHP heyetinden, aynı zamanda İnsan Hakları Komisyonu üyesi Ankara Milletvekili Levent Gök’ü dinliyoruz:

“Cüneyt Ünal, aslen Ankara Haymanalıdır, ben onu ve ailesini eskiden beri tanırım. Aile, oğulları için benden yardım talep edince CHP’li üyeler olarak konuyu önce İnsan Hakları Komisyonu’na getirdik. Cüneyt için Beşar Esad nezdinde girişimde bulunma talebimiz Komisyon’un AKP’li üyeleri tarafından reddedilince sorunu çözmek bize kaldı. Benim gibi İnsan Hakları Komisyonu üyesi olan Hatay milletvekilimiz Refik Eryılmaz, Beşar Esad’la daha önce yaptığı bir görüşmede konuyu dile getirmiş, Cüneyt Ünal’ın serbest bırakılması yönünde olumlu mesajlar almıştı. Bundan da cesaret alarak Sayın Esad’la yeniden temas kurduk. Randevu talebimiz kabul edilince Şam’a giderek kendisiyle görüştük ve Cüneyt Ünal’ı özgürlüğüne kavuşturduk.”

Levent Gök’e, Esad’la görüşmeleri sırasında AKP’nin isyancılara yardımı konusunun gündeme gelip gelmediğini sorduk. Gelmiş.

“AKP’nin tavrından fevkalade rahatsız. Ben, sizin sınırınızdan geçen El Kaide militanlarıyla çarpışıyorum. Bunlar şu an benim başımın belası ama unutmayın ki yarın sizin başınızın belası olacaklar, dedi.”

Ya Şam’daki hayat? Asayiş durumu? Levent Gök‘ün bu sorumuza yanıtı:

- Hayat ve asayiş Ankara’da nasılsa Şam’da da aynısı.


Türkiye’de toplam 181 bin “çocuk gelin” varmış.
Bu durumda Türkiye’de en az 181 bin sapık var demektir!
Fahrettin Fidan


Patriot

Patriotlar geldi geliyor... Derken Almanya’da bize patriot verilmesine karşı tartışmalar başlamış... Neden patriot? Bizi Suriye füzelerine karşı koruyacakmış.

İyi de... Türkiye dünyanın en çok silah harcaması yapan ülkelerinden biri olduğu halde neden bir füze savunma sistemimiz yoktur? Neden önce kafa tutuyoruz da patriot sonradan aklımıza geliyor? Ya Suriye bugün yarın füze fırlatırsa neyle karşılayacağız?

Yoksa bu patriotların amacı farklı mı? Bir İsrail - İran savaşında kullanılmak üzere alınıyor olmasınlar? Bu işleri bilen biri sordu da...

Guguk

Hüseyin Çelik, CNN Türk’teki Günlük programında Saynur Özgentürk’ün bir sorusunu: “Ahmet Şık, Nedim Şener gazetecilik için mi yargılanıyor? Terör örgütlerine destek vermeseler neden yargılansınlar” diye yanıtladı. Ne masumiyet karinesi... Ne süren bir davayı etkileme kaygısı... Bu ülkede hukuk mu kalır?

Açlık grevleri Apo’nun talimatıyla sona erdi ya, oluşan havaya bakılırsa hazrete “Devlet Üstün Hizmet Madalyası” takılacak neredeyse...

* * *

Kuleli Askeri Lisesi’nde 24 subay adayı Kuran dersi için başvuruda bulunmuş.
Bu adayların gelecekteki komuta kademesinde önemli görevler üstleneceğini söylemek kehanet sayılmaz...
Haldun Ertem

Başarı

Radikal yazarı Cengiz Çandar’ın 2010 yılı sonunda Habertürk’teki bir konuşması ilişti gözümüze... Diyor ki:

“Ben Ahmet Davutoğlu’nu bütün Cumhuriyet tarihinin en parlak Dışişleri Bakanı olarak görüyorum”

Bir de pazar günkü Radikal’deki şu cümlesine bakalım:

“Ortadoğu’da ince bir oyun oynanıyor ve bu oyunun bir tarafında İsrail, diğer tarafında İran göze çarpıyor.

Kendine ‘oyun kurucu’ sıfatını yakıştırmış olan Türkiye, bu ‘oyun’un ‘kurucusu’ olmadığı gibi, ‘baş aktörü’ de değil... 
Türkiye, Ortadoğu’da ‘oyun’ falan kurmuyor, gelişmelere göre savruluyor”...

İki yılda kim değişti bu kadar? Yazan mı yazdıran mı?

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları