loading
close
SON DAKİKALAR

İnternet endişesi

Melih Aşık
Tarih: 25.01.2014

Melih Aşık; Belli ki bu takibin sonuçları kişi hakkında pek de hayırlı olmayacak araştırma ve soruşturmalarda kullanılacak...

İnternet üzerinde sansür girişimleri tartışma yaratırken... Bilgi Teknolojileri Kurumu Başkanı Tayfun Acarer NTV’de endişelerin yersiz olduğunu söylüyor ve diyor ki:

- İçinde bir mektup olan kapalı bir zarf düşünün. Bu kanunla kayıt altına alınacak olan işte bu zarfın üstünde yazılı kime ve kimden adresleridir, içindeki mektup değil. Yani, internet trafiğidir, içerik değil. Zaten içerik saklamak suçtur.

CHP milletvekili Prof. Dr. Osman Coşkunoğlu, olağan gibi gösterilen bu uygulamanın iç yüzünü anlatıyor:

- Yasa tasarısına göre, her birey her gün internette çeşitli sitelerde gezerken birisi de onun nereleri ne zaman gezdiğini kaydedecek ve bu kayıtları en az 1 en fazla 2 yıl saklayacak. Bu gözetleme değil midir? Fişlemeye olanak sağlamaz mı? Tutulacak trafik kayıtlarından kişi hakkında derin bilgiler çıkarılabileceğini, internetten anlayanlar kadar Sayın Acarer de bilir. Eğer ille de internet dışı dünyadan bir benzetme yapılacaksa en uygunu: Her bireyin peşine birisi takılacak, ne zaman nereye gittiğini, kiminle konuştuğunu sürekli kayıt altına alacak. Bu korkunç bir gözetleme sistemidir.

Belli ki bu takibin sonuçları kişi hakkında pek de hayırlı olmayacak araştırma ve soruşturmalarda kullanılacak... İletişim özgürlüğüne cepheden bir darbe söz konusu...
Duyarsız kalmayalım...

Rüzgâr dönüyor...

Avrupa siyasetinin renkli isimleinden Daniel Cohn-Bendit, Başbakan Erdoğan’la ilgili yerinde bir tespit yapıyor:

“O hiçbir zaman kendisinden şüphe etmeyen bir lider...”

Doğru bir değerlendirme... O her zaman haklıdır... Aynen Murpy kanunlarındaki gibi:

“Şef daima haklıdır bilhasa haksız olduğu zamanlarda...”
Erdoğan hiç hata yapmaz... Hata yaptığını veya haksız olduğunu söyleyenler ya dış mihrakların maşasıdır ya faiz lobisi ya darbeciler ya komplocular... Hep haklı olduğu için kendisine kafa tutanlarla uzlaşmaz, derhal yok etme yolunu seçer...

Gezi gençliğinin karşısına polis ordularını çıkardı, gazladı, ıslattı, kör etti, öldürdü..

Ancak Cemaat’i yemek o kadar kolay olmayacak gibi görünüyor.

Üstelik dış dünya ondan artık umudunu kesmiştir.

Geçenlerde Washington’da düzenlenen konferansın konusu şuydu:

“Türkiye’de Erdoğan sonrası olasılıkları...”

ABD Erdoğan sonrasını konuşmaya başladıysa bu önemli bir gelişmedir.

Washington Post gazetesinde önceki gün ABD’nin eski Türkiye büyükelçileri Morton Abramowitz ve Eric Edelman ile Blaise Misztal’ın imza attıkları bir yazı yayımlandı. Şöyle diyordu yazı:

“Başbakan Recep Tayip Erdoğan ülkesinin demokrasisini tahrip etmektedir. Bu durum Türkler ve Türkiye’nin Batılı müttefikleri için önemli bir sorundur. Obama bu gelişmeler karşısında sessiz kalmamalıdır.”

Kuşatma daralıyor. Erdoğan’ın şimdilik tek güvencesi kendisine oy veren yüzde 50... Ama onlar da “lale devrinin sülale devrine dönüştüğünü” görüyor yavaş yavaş... İşler zor.

TEBLİĞ

Bilal Erdoğan’ın avukatı:

“Elimize soruşturmayla ilgili her hangi bir tebligat gelmedi ondan ifade vermedik, şimdi ifade vermeye hazırız” dedi...

Tebligat gelmedi değil de doğrusu gelemedi...

Tebligat haberleri çıktığında Avukat Turgut Kazan ısrarla dedi ki:

- Böyle bir tebligat var mı yok mu başsavcı açıklama yapsın...

Ses çıkmadı... Vakit geçmiş değil. Savcılık hâlâ açıklayabilir:

- Bilal Erdoğan’ı ifadeye çağıran tebligat var mı yok mu?

Yanlış adrese mi gönderildi? Kim gönderdi?


Ülkemizde orman ve yeşil alan yağması nedeniyle artık yağmur yağdığında “sel”,
yağmadığında “kuraklık” felaketi yaşanıyor...

***
Kuru fasulyenin kilosu 16 liraya çıktı. Kuru fasulyenin ateşi düşürülemediğine göre Merkez Bankası piyasaya kuru fasulye de sürmeli...
Akif Kökçe


TÜR

AKP’li Mehmet Metiner HSYK görüşmelerinde hayli aktifti... Hedef olduğu tartışmalardan biri zabıtlara şöyle geçti:

Tanju Özcan:

- Bakın, bu yasa sayesinde “Biatsa biat, itaatse itaat” diyen vekilleriniz oldu mu?

Mehmet Metiner:

- Sonuna kadar.

Tanju Özcan:

- Bak, seni görünce aklıma ne geldi. Geçen hafta antropologlar Bolu’da bir araştırma yapmış, “Metinerus” diye bir türden bahsettiler bana.

Mehmet Metiner:

- Saygısızlık yapma.

Tanju Özcan:

- “Bu türün özelliği nedir?” dedim, “Bu tür, türünün en yalakasıydı” dediler ve arkasından dediler ki; bu türün nesli tükendi.

Mehmet Metiner:

- Ben hayatım boyunca yalakalık yapmadım.

Tanju Özcan:

- Ben o bilim adamlarına söylüyorum. O türün nesli tükendiyse bugün karşılaştığımız neyin nesi?


Bunca rüşvet, yolsuzluğun olduğu bir ülkede “din dersi” değil, “ahlak dersi” zorunlu olmalı.
Gülhan Elmas

Melih Aşık - Milliyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları