loading
close
SON DAKİKALAR

İzmir'den sonra

Melih Aşık
Tarih: 10.09.2022
Kaynak: Melih Aşık - Milliyet

Melih Aşık; Ege’de Yunan ordusunun yakıp yıktığı köy ve kasabaları gezerler. Her taraf yangın yeridir. Taş taş üstünde kalmamıştır. 3.5 yıl süren işgal sırasında akıl almaz cinayetler, tecavüzler, işkenceler, eziyetler uygulanmıştır.

İzmir’in kurtuluşunun 100. yılı kutlanıyor. 100 yıl önce... Kurtuluşu izleyen haftalarda bir gurup gazeteci Ege’de Yunan ordusunun yakıp yıktığı köy ve kasabaları gezerler. Her taraf yangın yeridir. Taş taş üstünde kalmamıştır. 3.5 yıl süren işgal sırasında akıl almaz cinayetler, tecavüzler, işkenceler, eziyetler uygulanmıştır.

Falih Rıfkı Atay Uşak’ta halktan dinlediklerini kaleme anlatıyor:

- Hepimiz evlerimize kapandıktı... Yunanlılar birkaç dinsiz bulmuşlar. Bu herifler birkaç defa:

“Dışarı çıkın, bizimkiler geldi” diye bağırdılar. Hepimiz sokaklara döküldük. Yunanlılar:

“Vay! Demek Türkler geldiği vakit böyle sevineceksiniz ha!” diye çoluk çocuk ellerine ne geçirdilerse süngülediler, kimilerini de bacaklarından tutup bu yangın yerinde ateşe attılar.

Bütün bu mezalime rağmen Türkiye, Cumhuriyet’ten sonra Atina’ya dostluk elini uzatmış, Balkan Paktı kurulmuş, Başbakan Venizelos da karşılık olarak 1934 yılında Atatürk’ü Nobel Barış Ödülü’ne aday teklif etmiştir.

Bugün o dostluk havasının yerinde yeller esiyor.

İki ülke özellikle NATO’ya girdikten sonra amansız bir silah yarışına girişti. Bu yarışı hem ABD hem iki ülkenin politikacıları, iç siyasette puan toplamak adına körükledi. Bugünlere gelindi.

Şair Bülent Ecevit ne güzel anlatır iki halkın dostluğunu:

“Sıla derdine düşünce anlarsın/ Yunanlıyla kardeş olduğunu/ bir Rum şarkısı duyunca gör/ gurbet elde İstanbul çocuğunu

Türkçenin ferah gönlünce küfretmişiz/ olmuşuz kanlı bıçaklı/ yine de bir sevgidir içimizde/ böyle barış günlerinde saklı/

Aramızda bir mavi büyü/ bir sıcak deniz/ kıyılarında birbirinden güzel/ iki milletiz

FİNDUK

Fındık piyasası açılırken... Bu piyasada tekel konumunda olan İtalyan şirketi Ferrero’yu önce CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, ardından Ziraat Odaları Birliği Başkanı Şemsi Bayraktar sert şekilde eleştirdiler. Bazı AKP’li yerel yöneticiler de eleştirilere katıldılar. Fındık taban fiyatı devlet tarafından 54 lira olarak açıklandı. Ferrero ise 48 lira fiyat açıkladı. İtalyan şirketinin açıkladığı rakam önemli çünkü piyasanın yüzde 65’ine onlar hâkim.

TZOB Başkanı Şemsi Bayraktar, Ferrero hakkında Rekabet Kurulu’na şikâyette de bulundu.

İtalyan şirket çeşitli satın almalar ve oyunlarla bu güce erişirken neden seyirci kalındı? Meslek odaları, fındık üreticisi, fındık ihracatçısı, özetle fındıktan ekmek yiyen kitleler neredeydi?

ELIZABETH İLE

Kraliçe 2. Elizabeth dünyadan ayrıldı.

Emekli Büyükelçi Daryal Batıbay, Kraliçe ile ilgili bir anısını aktarıyor Facebook sayfasında.

Yıl 1971... Dışişleri Bakanlığı’na giren Mülkiyeli arkadaşımız Daryal Batıbay, Bakan Osman Olcay’ın özel kaleminde görevlendirilmiştir. Bir gün Osman Bey Daryal’ı çağırıyor, “Sana bir görev vereceğim, yaşadıkça aklından çıkmayacak” diyor.  Resmi ziyaret için Ankara’ya gelecek olan Kraliçe Elizabeth, İsmet İnönü ile de görüşmek istemektedir. Bu görüşmede sadece bir tercüman bulunacaktır. Batıbay’a bu tercümanlık görevi verilir.

Daryal, Pembe Köşk’e giderek İsmet Paşa ile buluşur, birlikte Kraliçe’nin kaldığı Camlı Köşk’e yollanırlar. Kraliçe görüşmede İsmet Paşa’nın İkinci Dünya Savaşı’ndaki barışçı tavrını ve demokrasiye geçiş çabalarını över. İltifat eder.

İsmet Paşa da karşı iltifatta bulunur.

Batıbay anlatıyor:

- Sohbet sırasında öndeki sehpada bulunan çay servisini Kraliçe bizzat yaparak, İsmet Paşa’nın fincanına çay koydu. (Bana da dönerek, “Lütfen kendinize yardım ediniz” dedi). Bu jest, saray protokolünün dışına çıkarak, hükümdarın gösterdiği istisnai bir saygı işaretiydi.

Görüşme bitiminde İnönü kapıya doğru geri geri yürümeye başlarken Kraliçe hızla ilerler ve onun koluna girer. Köşkün dış kapısına kadar Paşa’ya eşlik eder. Bu da Kraliçe açısından hanedan kurallarının dışına çıkan çok istisnai bir jesttir.

TİYATRO

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, CHP’li Ömer Fethi Gürer’in sorusunu yanıtlarken Türkiye’deki sinema ve tiyatrolar hakkında bilgi veriyor.

Bakan’ın verdiği bilgiye göre ülke genelinde aktif olan sinema sayısı 396, 23 ilde Devlet Tiyatroları bünyesinde bulunan tiyatro sahnesi ise yalnızca 54’tür.

Ülke çapında 608 özel tiyatro sahnesi vardır ama bunların 105’i aktiftir.

Tiyatro seyircisi bütün dünyada azalıyor ama tiyatro bir kültür ve sanat olarak varlığını sürdürüyor. Sinema ve televizyonun gelişmesi tiyatroyu ortadan kaldırmıyor. Türkiye’de ise illerin yarısından çoğunda tiyatro bulunmuyor.

Cumhuriyet döneminde her ilde halkevi bulunuyor, bu mekânlarda hem gençler tiyatro eğitimi görüyor hem oyunlar sahneleniyordu. Çankırı gibi illerde opera sahnelenmesi için salona orkestra çukuru bile açılmıştı.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları