loading
close
SON DAKİKALAR

Kadroyu kim yaptı?

Melih Aşık
Tarih: 09.01.2014

Melih Aşık; Şu ana kadar 1700 polisin pasif göreve alındığı ya da yerinin değiştirildiği haber veriliyor...

Emniyet’te tasfiyeler hızla sürüyor... Şu ana kadar 1700 polisin pasif göreve alındığı ya da yerinin değiştirildiği haber veriliyor... Büyük bir rakam... Peki bu dev kadrolaşma nasıl sağlandı? Cemaatçi olduğu söylenen polisleri kritik görevlere kim, nasıl yerleştirdi? Emekli komiser Adil Serdar Saçan 2006 yılındaki bir konuşmasında anlatıyor:
“Emniyet Teşkilatı bünyesindeki örgütlenmelerine 1970’lerde başlamışlardır. Polis akademilerinde, öğrenciler sınıf komiserleri tarafından Işıkevleri’ne götürülüyorlardı. Bu komiserlerden biri bugün Emniyet Teşkilatı’nın başına geçmiştir. Benim Polis Akademisi’nde bulunduğum yıllarda, mesela AKP’nin iktidara geldiği 2002’de, Fethullah Gülen örgütüyle ilişkisi olmayan polislerin ya maaşları kesilmiş ya da işten atılmışlardır... Polis Akademisi’nden birincilikle mezun oldum ve yirmi dört yıllık kariyerim boyunca mesleğimdeki üstün başarılarımla gurur duydum. 2002’den sonra, AKP terfi etmemi engelledi. AKP, sadece karşı devrimci İslamî faaliyetlere katılmış polisleri terfi ettirdi... Teşkilat’ta yükselmenin tek yolu, belli bir Cemaat’e üye olmaktan geçiyordu. Bugün Emniyet Teşkilatı’ndaki üst düzey polislerin yüzde sekseni Gülen Cemaati’nin üyesidir.”
Adil Serder Saçan bu sözleri 2006 yılında Kanaltürk’te söylüyor... 2008 yılında Ergenekon soruşturmasından tutuklanıyor... Emniyet’teki kadrolaşmayı görüldüğü gibi AKP bizzat inşa etmiş... Şimdi bozuyor!



Bağlayın HSYK’yi...

Adalet Bakanı’nın HSYK’den elini eteğini tamamen çekmesi konuşulurken... Demokrasinin gereği buyken... Tersine bir uygulama hazırlığı başladı.
İktidarın HSYK’de yapmak istediği değişikliklerin neler olduğunu dün gazetemiz net bir şekilde ortaya koydu; hangi üyenin hangi kurulda görev yapacağına ve disiplin soruşturmalarına Adalet Bakanı tek başına karar verecek.
Daire başkanları ve başkan vekilini Adalet Bakanı seçecek... Vs...
HSYK’yi Adalet Bakanı üzerinden Başbakan’a bağlamayı öngören teklife eski YARSAV Başkanı, CHP milletvekili Emine Ülker Tarhan bakın ne diyor:
“Tüm dokunulmazlıklar kalksın, yolsuzlukların üstüne gidilsin derken bir de baktık ki tüm yolsuzlukları topyekun ve tek bir işaretle kapatmak için HSYK’yi Adalet Bakanı’na, daha doğrusu Adalet Bakanı üzerinden Başbakan’a bağlamaya karar vermişler. Bu teklif üç yıl önce kendi yarattıkları yargıdan, HSYK’den bile korktuklarını gösteriyor. Üstelik o kadar yolsuzluklara batmış ve sıkışmışlar ki bu defa Anayasa değişikliğine dahi ihtiyaç duymayan bir cüret sergiliyorlar. Yargıyı bypass etmek demokrasiyi bypass etmek demektir. Bugün bu yola başvuran bir iktidar yarın çok rahatlıkla başka demokrasi dışı yollara başvurabilir. Bu nedenle söz konusu affedilmez suçun parçası olmamak için gerekirse komisiyonu boykot etmeli, engelleme yolunda elimizden ne gelirse yapmalıyız.”



DRAM

MHP Kocaeli milletvekili Lütfü Türkkan anlatıyor...
- Sağlık durumu birkaç yıldır kötü olan Fatih Hilmioğlu’nun son zamanlarda psikolojisi de bozulmuş. Geceleri sabaha kadar oğullarımla konuşuyorum zannıyla duvarlarla konuşuyormuş. Hapishane yetkilisine, neden hocayı hastaneye sevk etmiyorsunuz, diye sorduğumda, her talepte sevk ediyoruz ama ambulanstan bile indirmeden bir iğne yapıp geri gönderiyorlar, cevabını aldım. Yalçın Küçük’te de yüzde 60 oranında görme kaybı varmış. Yazacağı kitap için okuması gereken metinleri okuyamıyormuş. Neyse ki Tuncay Özkan onların koğuşuna naklini yaptırmış, elinden geldiğince bakmaya çalışıyor...



AKP iktidarında yargı “Vatan sağ olsun” diyenlerle uğraştı...
“Babam sağ olsun” diyenlerle uğraşamıyor.

* * *

AKP ülkeyi nasıl normalleştirdiyse artık
yolsuzluğun yapılması değil,
yolsuzluğun ortaya çıkarılma zamanı manidar bulunuyor...
Akif Kökçe



MANİ

Ne zaman bir yolsuzluk operasyonu yapılsa iktidar ve yandaşlardan gelen tepki klasikleşti:
“Zamanlama çok ilginç. Zamanlama çok manidar.”
Okurumuz Ercan Düzel diyor ki:
“Velev ki iddia ettiğiniz gibi poliste ve yargıda yuvalanmış ‘Paralel Devlet’in amacı seni seçim öncesinde zor durumda bırakmak. O yüzden yıllar önce başlattıkları takip, dinleme ve soruşturmaları bekletip bekletip tam da seçim arifesinde gündeme getiriyorlar. İyi de muhteremler, sizin adamlarınız da ihalelere fesat karıştırmaya, yolsuzluk yapmaya, rüşvet almaya mecbur mu? Onlar bunları yapmasa senin ‘Paralel Devlet’ dediğin ne kadar kötü niyetli olursa olsun sana ne zarar verebilir ki?”



LİDER
CHP eski Lideri Deniz Baykal dün Cumhurbaşkanı Gül’e son devlet kriziyle ilgili görüşlerini anlattı. Bu konuda Süleyman Demirel de konuşmalı Mesut Yılmaz da... Ülke sahipsiz bırakılmamalı...

Melih Aşık - Milliyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları