loading
close
SON DAKİKALAR

Merdivende ölüm

Melih Aşık
Tarih: 01.07.2012

Kitabın adı “Merdivende Üç Şair”. Kapağında bir merdivende üç şair düşünceli yüzlerle otururken görülüyor...

Kitabın adı “Merdivende Üç Şair”. Kapağında bir merdivende üç şair düşünceli yüzlerle otururken görülüyor..
Bunlar Şair Metin Altıok, Şair Uğur Kaymaz ve Şair Behçet Aysan’dır... Üç şair aslında Madımak Oteli’nin merdivenlerinde ölümü beklemekteler...

Orhan Tüleylioğlu şairlerin dostlarıyla birlikte iç yakan bir kitap oluşturmuş...

Dışarda cuma namazı bitmiş, binlerce kişi Madımak Oteli’nin önünde toplanmış, böğürmekteler:

“Sivas Aziz’e mezar olacak!
Cumhuriyet burada kuruldu burada yıkılacak!
Laiklik gidecek şeriat gelecek..”

Aziz Nesin ve diğerleri nerede bilinmez... Üç şair geleceği merdivende bekliyor. Metin Altıok’un elinde bir yarım süpürge sopası, Behçet Aysan’ın elinde bir ağaç dalı... Azmış gruba karşı kendilerini böyle koruyacaklar.. Üçü de suskun ve düşünceli... Ama alabildiğine metinler de...

Madımak Oteli’nde ölüm tam 8 saat beklendi. Ankara uyudu... Otelin önündeki katil sürüsünü dağıtamadılar... Sonunda otel ateşe verildi. Sivas’a festivale gelen 33 aydın yakılarak öldürüldü... 2 otel görevlisiyle 2 saldırgan da ölenler arasındaydı...

Merdivendeki üç şairin fotoğrafını çeken gazeteci Battal Pehlivan katiamdan sağ kurtuldu ama yedi ay sonra bir panelde geçirdiği kalp krizi sonucu yaşama veda etti.

Saldırganların avukatları sonraki yıllarda ödüllendirildi, pek çoğu AKP’den siyasete girdiler. Fırsat buldukça mağdur rolü yapıyor, yakılanların değil yakanların mağdur olduğunu anlatmaya çalışıyorlar.

Halen OdaTV davasından yargılanan gazeteci Soner Yalçın, Sivas’ın filmini yapmaya başlamıştı. Hapse girince film yarım kaldı. Arkadaşları tamamladı. Müziğini Fazıl Say’ın yaptığı “Menekşe’den Önce” adlı film yarın akşam Beşiktaş MKM’de 19:30’da gösterilecek.



En başarılı kadınlar

Türkiye’nin en başarılı kadınları kimlerdir?
Hemen kolej mezunu iş kadınlarına gitmesin aklınız.

Türkiye’nin en başarılı kadınları Naz, Neslihan, Perihan, Gözde, Esra, Bahar, Eda, Gülden ve arkadaşlarıdır...
Onlar Voleybol Dünya Grand Prix’sinde 18 takım arasından finale kaldılar, Küba ve Tayland’dan sonra dün de Çin’i kendi seyircisi önünde yenerek ilk üçe girmeyi garantilediler. Son Avrupa şampiyonasında da üçüncü olmuşlardı. Bu kadar mı? Hayır tabii...

En başarılı kadınlarımız arasında Birsel, Nevriye, Bahar, Tuba, Yasemin, Işıl, Şaziye ve arkadaşlarını da saymamız gerekir. Onlar da son Avrupa kadınlar basketbol şampiyonasında ikinci olmuşlardı. Ankara’da önlerine gelen takımları devirerek olimpiyatlara katılacak 12 takım arasında yer almaya hak kazandılar. Maçtan sonra dediler ki:
“Maçlardan önce Anıtkabir’e gidip olimpiyat için Atatürk’e söz vermiştik...”

Avrupa şampiyonları Gülcan Mıngır ile Nevin Yanıt son gözyaşlarımız oldu dün gece...
Hepsiyle sonsuz iftihar ediyoruz...

Yine Wall Street

ABD’nin hükümete yakın gazetesi Wall Street Journal, bir güvenlik yetkilisine dayanarak, Türk Hava Kuvvetleri’ne ait RF - 4E keşif uçağının Suriye hava sahasında vurulduğunu yazdı. O kaynağa göre uçağın füze ile vurulduğuna ilişkin kanıt da bulunmuyor. Muhtemelen uçaksavar ateşiyle düşürüldü. Bu da uçağımızın alçaktan ve kıyıya yakın uçtuğunu gösteriyor.

Eğer uçaksavar kullanıldıysa bundan Şam’ın haberinin olamayabileceği, bölgedeki komutanın emrinin yeterli olacağı kaydediliyor.

Bizim yetkililer uçağın uluslararası sularda füze ile düşürüldüğünü iddia etmişti.
Bu durumda Suriye’nin dünya kamuoyuna doğruyu söylediği, Türkiye’nin ise söylemediği sonucu ortaya çıkıyor... Eğer böyleyse dünya önünde bir kez daha küçük düşeceğiz demektir.
Uluslararası desteğimiz de zayıflayacaktır.

Uçak olayındaki belirsizlikler sürerken...
Gazetelerde iki tarafın sınıra yığınak yaptığı haberlerini okuyoruz.
Savaşın patlaması için belki bir kıvılcım yeterli olacak. O noktaya ilerliyoruz.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu “Savaş istemiyoruz” sloganını sık sık yinelemelidir.
ABD’ye manevi borcu olmayan herkesin bu sloganı yüksek sesle tekrarlaması gerekir.
Savaş felakettir. Üstelik bir savaşta Batı’nın bizi yalnız bırakacağı da anlaşıldı.

Atlantik Konseyi’nin Yayın Koordinatörü James Joyner, The National İnterest’te (nationalinterest.org) 26 Haziran’da NATO’nun neden Türkiye’nin yardımına gelmeyeceğini hayli açık yazıyor. Batı ülkeleri onca sorunla boğuşurken bir de Türkiye’nin Suriye ile savaşına neden bulaşsınlar? Ankara Şam’la kavganın dozunu yükseltirken onlara mı sordu?
Durum kritik... Sakin olalım. ABD çıkarları adına ülkemizi yakmayalım...



İzmir 5. Sulh Ceza Mahkemesi yumurtanın
“silah” olduğuna karar vermiş.
Bu durumda tavuklar da “silah üreticisi” oluyor ister istemez...
Haldun Ertem



Ayılar GPS ile takip ediliyormuş.
Hemen sevinmeyin. Takip edilenler
dört ayaklı ayılar!
Fahrettin Fidan


Melih Aşık - Milliyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları