loading
close
SON DAKİKALAR

Panoramik İstanbul

Melih Aşık
Tarih: 17.09.2022
Kaynak: Melih Aşık - Milliyet

Melih Aşık; Bu heyecan verici, 3 metrelik, 11 metrelik, 15 metrelik panoramik resimlerden kimsenin haberi yoktur. Ancak yerleri artık belli. Bunlardan en az bir ikisinin getirilip bir süreliğine İstanbul’da sergilenmesi düşünülebilir.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bir kültürel etkinlik önerisinde bulunmuştuk.

Epey zaman oldu, ses seda çıkmadı. Neydi önerimiz...

1989 yılı sonunda Paris’te Muhteşem Süleyman Sergisi açılmıştı...

Sergi için canla başla çalışanlardan biri (kaybı her zaman üzüntüyle anılan) Stefanos Yerasimos idi.

Sergide bir “İstanbul Görüntüleri” bölümü de vardı.

Yerasimos kendisiyle röportaj yapan Şehmus Güzel’e bu bölümü anlatıyor:

“Burada özellikle üç tane İstanbul panoraması var. Biri Danimarkalı ressam Melchior Lorck tarafından 1559’da yerinde çizilen 11.5 metrelik Panorama of İstanbul. İkincisi, Paris Bibliothèque Nationale’da muhafaza edilen, 3 metrelik, tarihsiz (1556-1583 arası olmalı) panorama. Üçüncüsü ise Viyana Kütüphanesi’nden getirilen tarihsiz (1588-1590 arası) panoramadır. Bunların yanında bugüne dek hiçbir yerde sergilenmemiş, Dresden Kütüphanesi’nden getirilen, toplam uzunluğu 15 metreyi geçen ve İstanbul saray hayatını anlatan, 1573-1578 tarihli eser de var.”

Bu heyecan verici, 3 metrelik, 11 metrelik, 15 metrelik panoramik resimlerden kimsenin haberi yoktur. Ancak yerleri artık belli. Bunlardan en az bir ikisinin getirilip bir süreliğine İstanbul’da sergilenmesi düşünülebilir. Bunun için uzun uğraşlar gerekebilir. Ama uğraşa da değer. Eğer kültür aşkınız gelir geçer değilse...

 ŞEMSİYE

Buyurun size bir cumhurbaşkanı hikâyesi daha...

Sonradan ünlü bir kadın doğum hastalıkları profesörü olan Naşid Erez 1916 yılında tıp öğrenimi için İsviçre’dedir. Bir gün... Bardaktan boşanırcasına yağan yağmur altında otobüs beklerken yanına yaklaşan yaşlı bir adam:

- Evladım sırılsıklam olmuşsun, diyerek şemsiyesini onunla paylaşır.

Gelen otobüse birlikte binerler. Naşid gider arka sıralardan birine oturur. Yanındaki kadın eğilip sorar:

- Otobüse birlikte bindiğiniz adamı tanıdınız mı?

- Tanımadım, der Naşid.

- Bizim cumhurbaşkanımızdır.

Bu gerçek öyküyü babası gibi ünlü bir kadın doğum uzmanı olan Selçuk Erez “Makriköy’e Dönüş” adlı kitabında anlatır.

Siz gelin de yeni nesle bunları inandırın.

ÇANKAYA

Magazin ve dedikodu furyasına eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden de katılmış… Ahmet Necdet Sezer’in nasıl cumhurbaşkanı olduğunu Sözcü’deki sütununda açıklamış!

Diyor ki 15 Eylül yazısında:

“Anayasa Mahkemesi başkanlığım sırasında Ecevit benden ilk kez çıkarılan bir yasanın iptal davası için ricada bulundu. Efendice olumsuz yanıtı vererek Kurulun kararı için hiçbir şey söylenemeyeceğini anlattım. Sanıyorum onun beklediği oyu Ahmet Necdet Sezer verdi ki cumhurbaşkanlığı adaylığını yaşama geçirdi.”

Bu ifadeye göre Sezer hukuka aykırı bir talebi kabul ettiği için cumhurbaşkanı seçilmiş!

Ne kanıt var Yekta Bey’in elinde ne tanık. “Sanıyorum” diyor sadece.

Üzerine toz konmaması için hem görevi sırasında hem sonrasında yasa ve kurallara olağanüstü bir titizlikle uyum gösteren Ahmet Necdet Sezer hakkında “Sanıyorum” diyerek böylesine bir iddia ortaya atmak… Yekta Güngör beye yakıştı mı? Ayrıca Ecevit’e koltuk borcu olan bir cumhurbaşkanı göreve gelişinden birkaç ay sonra onun önüne Anayasa kitapçığını uzatır, köprüleri atar mıydı?

ÖDÜL

Dil Derneği Ömer Asım Aksoy Ödülü’nün 2022’de bir öykü kitabına verileceği duyurulmuştu. Ödüle katılım yoğun oldu. İnci Aral, Sadık Aslankara, Hidayet Karakuş, Mehmet Zaman Saçlıoğlu ve (aile adına) Sevgi Özel’den oluşan seçici kurul, ödülü Derya Sönmez’in “Sırça Kanatlar” (Sel Yayınevi) adlı yapıtına vermeyi oy birliğiyle kararlaştırdı.

Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu bir doktor olan Derya Sönmez’e ödülü 26 Nisan 2022’deki 90. Dil Bayramı’nda sunulacak.

HADİSE

Ünlü şarkıcı Hadise’nin dört ay önce evlendiği iş insanı Mehmet Dinçerler’den boşanmak için mahkemeye başvurduğunu gazetelerde okuduk. Haberde “Mehmet Dinçerler, boşanmak için Hadise’ye evlilik teklifinde taktığı 3 milyonluk yüzükle birlikte düğünde takılan tüm takıları istedi” deniyordu.

Burada bir hukuk sorusu ortaya çıkıyor.

Mahkeme bu yüzüğü ve diğer takıları Mehmet Bey’e iade eder mi?

Hukuk Ombudsmanı Adnan Ekinci bu konudaki Yargıtay kararını anımsatıyor: Düğünde takılan ziynet eşyası ve paralar, hangi eşe takılırsa takılsın aksine bir anlaşma olmadığı takdirde kadına aittir.

3 milyonluk yüzük mü? Ekinci’ye göre o da nişanlılık statüsü içinde düşünülür ve hukuken Hadise’ye aittir. Hadise “Ben bu yüzüğü hak ettim vermiyorum” derse vermez

SÖZ

Emeklilik keyifli iştir.

Yeter ki en az parayla en uzun vakit geçirmenin yolunu bir bulun.

(Fransız sözü)

EĞİLİM

CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu demiş ki:

- Aday altılı masanın en büyük partisinden olmalı, bu normal. Karşı çıkan yok. Kılıçdaroğlu’nun adaylığının masada reddedilmesi Türkiye için ne anlama gelir, bunun iyi değerlendirilmesi lazım. Çalışkan, dürüst, birikimli bir devlet adamı. Buna rağmen olmazsa, Alevi olduğu için reddedildi algısı yerleşecek. Bunu toplum da demokrasi de hazmedemez. Bu durumda karşı çıkarlarsa masa dağılır.”

Böyle bir tehdide yönelmenin sebebi nedir? Yoksa Masa’nın bir başkasını aday seçme eğilimi mi var?

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları