loading
close
SON DAKİKALAR

PKK dokunulmazlığı

Melih Aşık
Tarih: 09.08.2012

Melih Aşık yazıyor, ''PKK, ABD’nin açık koruması altında... Ve Türkiye bu ihaneti kabullenmiş durumda...''

PKK sınırdan geliyor, vuruyor, çıkıyor; yine geliyor yine vuruyor, yine çıkıyor; siz ise sınırın ötesine geçemiyorsunuz. 
Onlar terörist siz ABD dostu bir devletsiniz hesapça. Ancak onlara ABD tarafından tanınan sınır ötesi operasyon özgürlüğü size tanınmamış. Ve siz bu acı duruma şehit vererek katlanıyorsunuz... Şemdinli ve Hakkâri’de inceleme yapan CHP heyeti üyelerinden Alaattin Yüksel diyor ki:

- PKK’nın Hakurk ve Haftanin kampları sınıra çok yakın, oraya kaçıyorlar sonra dönüp yeniden eylem yapıyorlar...
Aynı heyette yer alan CHP Gaziantep Milletvekili Mehmet Şeker:

- Bize sınırın hemen yakınında 7 - 8 PKK kampı bulunduğunu anlattılar, diyor telefonda, hatta Yiğitler Mezrası’nın muhtarı PKK’nın kendisini kaçırıp 5 kilometre ötedeki kampta sorguladığını bile söyledi...

Kandil’i temizlemek ne kelime... Türkiye sınırın hemen yanı başındaki PKK kamplarına bile dokunamıyor...

Başbakan Erdoğan zaman zaman Irak Başbakanı Maliki ile söz düellosuna giriyor...

Ancak bu düello genellikle Irak’taki Sünnilerle Şiilerin arasındaki sorunlarla ilgili oluyor...

Hiç Irak Başbakanına:

- Sınırınıza hâkim olun yoksa ben kendi güvenliğimi kendim sağlayacağım, dediğini duymuyoruz...

Çünkü PKK, ABD’nin açık koruması altında... Ve Türkiye bu ihaneti kabullenmiş durumda...

Şehit cenazesi kaldırmak, belli ki ABD nezdinde hak aramaktan daha kolayına geliyor Ankara’nın...

Ve... Güneydoğu’da bu kadar zaaf içindeyken bir de Suriye’ye nizamat vermeye kalkışıyorsunuz...

Sonuca bakınız... Terör saldırısı savaşa dö-nüştü... Kürtler Suriye sınırına yerleşti... İran’la da gırtlak gırtlağa geldik.

Ve maalesef daha dramlar var ufukta...

Blick

İsviçre’nin en büyük gazetesi “Blick” elinde Beyzbol sopası ile Erdoğan’la telefonda konuşan Obama’nın Türkiye’de sorun yarattığını yazıyor... Ve bir nasihat veriyor...

“Erdoğan da Obama ile konuşurken eline bir merdane alıp resim çektirsin...”

Bir şehri yaşamak...

Yolunuz birkaç günlüğüne Batı’ya mesela Almanya’ya düştüğünde hayatınız nasıl mı değişiyor...

Bir defa her caddede geniş kaldırımları görünce yürüme zevkiniz geri geliyor. Bir kaldırımda yürümenin keyifini hatırlıyorsunuz...

Dört bir yandan minibüs kornaları ve minibüslerin bizatihi kendileri üzerinize üzerinize gelmiyor...

Televizyon kanallarını dolaşırken vurdulu kırdılı savaş filmlerini boşuna aramayın. Vahşi görüntülere hemen hiç yer vermiyor Almanya’da kanallar.

Bir şehirde yaşamanın keyfine varıyorsunuz... İstanbul’da bir şehirde değil bir kaos ormanında yaşadığınızı orada daha iyi fark ediyorsunuz.

İnsanlar karşıdan karşıyla geçerken trafik ışıklarına riayet ediyor. Bazan belki acelesi olan biri fırlayıp karşıya geçiyor. 
Ama bir kural var ki, uygarlık işte o kuralla birlikte başlıyor. Eğer yayalar arasında çocuk varsa, hiç kimse, kötü örnek olur endişesiyle, kırmızı ışık ihlaline girişmiyor.

Madalya peşinde...

Okurumuz iyi niyetli bir temennide bulunmuş: - Başbakanımız zaman zaman kürsülerden İstiklal Marşımızın güftesini okuyor... Gönül isterdi ki sporcularımız da olimpiyat kürsüsünden o marşın bestesini dinletsinler...

Gönül istiyor ama maalesef bu işler lafla olmuyor.

Bir yandan dünyanın en büyük 16. ekonomisiyiz diye övüneceksiniz

Diğer yandan “Genç nüfus bizde” diye böbürlenecek, istikbal bizlerin diye şişineceksiniz...

Ama 40 milyon gencinizle olimpiyattan bir gümüş madalya çıkaramayacaksınız... Birkaç yüz bin nüfuslu Pasifik adaları kadar başarılı olamayacaksınız.. Neden?

Çünkü sizin bir gençlik ve spor politikanız yok. Siz bütün politikanızı dindar ve kindar gençlik yetiştirmek üzerine kurmuşsunuz...

İmam hatip okulu açma enerjinizin onda birini spor okullarına harcamıyorsunuz.

Voleybolcu kızımız şortla minibüse bindi diye saldırıya uğradığında iktidar mensupları olarak sesiniz sedanız çıkmıyor. 
Ama yine de olimpiyattan madalya bekliyorsunuz...

Kişisel gayretleriyle dünya çapında performans gösteren kız voleybolcularımızı, basketbolcularımızı, atletlerimizi canı gönülden tebrik ediyoruz.

O başarılar da maalesef devletin sağladığı imkânlarla değil sponsorların, kulüplerin ve bazı belediyelerin maddi desteğiyle kazanıldı...

İktidardakiler başarı kazanan sporcularımızla resim çektirerek bedavadan siyasi reklam yapma hevesindeydiler. Geçen olimpiyatlarda bunu bol bol yapmışlardı. Bu defa hevesleri kursaklarında kaldı...

Ama herhalde şunu anlamışlardır... Artık beş kuruşa simit de yok, madalya da...


Soru: AKP, CHP’den gelen “Meclis’in olağanüstü toplanması” çağrısına neden olumsuz yanıt verdi?

Yanıt: Şu sıralar şehit cenazeleri için cami avlu-sunda toplanmayı yeterli buldukları için olsa gerek...

Haldun Ertem

* * *

Diyarbakır-Bingöl karayolunda kimlik kontrolü yapan PKK’lılar asker kaçırmış.

Afrika’daki birçok ülkeyi vizesiz gezme olanağımız var ama kendi ülkemizde PKK’dan vize almadan gezme olanağımız yok demek...

Akif Kökçe

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları