loading
close
SON DAKİKALAR

Silah arkadaşları!..

Melih Aşık
Tarih: 07.06.2012

İran’daki Humeyni devriminden sonra ülkeyi apar topar terk edenlerin çoğu demokrasi gelecek diye İslamcılarla işbirliği yapan kimi aydınlardı...

Özel Yetkili Mahkemelerin kaldırılması, bu arada Ergenekon ve Balyoz sanıklarının salıverilmesi söylenti olarak 
gündeme gelince hapisteki amiral ve generallere ait ses kayıtları piyasaya sürülmeye başlandı. Bu bantlarda 
haksızlığa uğradıklarını düşünen generaller mahkemelere ve yöneticilere karşı öfkeli sözler sarfediyorlar. Tuğamiral 
Fatih Ilgar ve Cem Aziz Çakmak’tan sonra Orgeneral Bilgin Balanlı’nın ses kaydı internet sitelerine düştü. Ardından da 
belli gazeteler ve televziyon kanallarında yayınlandı... Bu tertibi düzenleyenler sözü “generaller dışarı çıkınca intikam 
alacaklar” demeye getiriyorlar...

Yukarıda adı geçen amiral ve generaller askeri hapishanede tutukludur. Bu hapishaneler Milli Savunma Bakanlığı’na 
bağlıdır. Tuğamiral Fatih Ilgar’ın avukatı Hüseyin Ersöz diyor ki:

- Müvekkilimin ses kaydı montajlanmış bir ses kaydıdır. Bu sesleri hapishanede kim kaydetmiş? Ortam dinlemesini 
kim yapmış? Bantları montajlayarak internete kim sokmuş? Askeri hapishane savcısının konuyu araştırması, Milli 
Savunma Bakanlığı’nın müfettiş görevlendirerek soruşturma yapması gerekir. Ne var ki bu yönde bir duyarlık 
göremiyoruz...

Genelkurmay Başkanlığı da amiral ve generallerini korumuyor.

Hukuk dışı muameleye maruz kalanlar Genelkurmay’a bağlı muvazzaf generallerdir.

Bu tertibin şu anda Genelkurmay’da görevli bilmem hangi generale karşı düzenlenmesiyle hapiste hakkında hüküm 
verilmesini bekleyen, suçu sabit olmamış bir generale uygulanması arasında fark yoktur.

Hukuk bir gün bugün kendini güvende hissedenlere de lazım olabilir...

Tarihten ders: İran’daki Humeyni devriminden sonra ülkeyi apar topar terk edenlerin çoğu demokrasi gelecek diye 
İslamcılarla işbirliği yapan kimi aydınlardı...

Haldun Ertem

4+4+4 ana mesele...

Halkımız şu anda daha çok kürtajla meşgul...

Oysa 4+4+4 modeliyle eğitime verilen şekil kürtajdan çok daha önemli...

Dün Milli Eğitim Bakanlığı’nca yapılan açıklamaların da bir kez daha işaret ettiği gibi...

Model, eğitimi büyük ölçüde dinselleştirmeyi, öğrencileri 9 yaşında imam hatip okullarına kaydırmayı öngörüyor.

İmam hatibe kaymayanların büyük bölümü de seçmeli Kur’an, Siyer, Arapça dersleri alacak... Bu derslerde ne mi 
öğretilecek ?

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in 32. Gün’de söylediği şu sözlere bakalım:

“Çocuk Arap harfleriyle bir kelimeyi okumayı öğrenecek ama okuduğu şey Kur’an olacak. Bir müfredat oluşturacağız. 
Okuyacak ama anlamayacak. Zaten Kuran okuyanların büyük bölümü anlamazlar onu bir kutsal bir kitap olarak 
okurlar.”

Buyurun size eğitim...

Dünkü açıklamaya göre kız çocukları Kur’an dersinde başörtüsü örtecekmiş. Tabii dersten sonra da çıkarmayabilirler. 
Başörtüsü ortaokula inmiş olur...

Milyoner Diyanet

AKP 10 yıldır iktidarda... Bu on yılda ne AKP, ne Diyanet İşleri Başkanlığı kürtajın cinayet olduğundan söz etti. 
Uludere katliamını örtmek üzere Başbakan aniden kürtaj konusunu ortaya atınca Diyanet de harekete geçti. Acele 
kürtajı cinayet olarak niteledi.

CHP’nin Diyanet kökenli milletvekili İhsan Özkes diyor ki:

“Diyanet siyasetin vesayetindedir. Diyanet’e soruyorum:

Şimdiye kadar kürtaj yapan anneler cani midir? Cani iseler, bu annelere uygulanacak ceza için öneriniz nedir?

Kürtajın yasaklanması halinde merdiven altında ilkel metotlarla düşük yapmalarda, enfeksiyon kapma gibi nedenlerle 
ölecek anne ve çocuğun vebaline iktidara destek veren Diyanet de ortak olacaktır...”

Diyanet İşleri Başkanı kürtajla ilgili açıklamalar yaptığı gün, hac fiyatları belirlendi. Buna göre;

Kişi başına 2730 avrodan başlayan ücretler Hilton’da 12 gece kalacak hacılar için 12.730 avroya kadar uzanıyor.

İhsan Özkes devam ediyor:

“Kürtaj sözlükte ‘kazımak’, ‘kazıyarak almak’ anlamındadır. Diyanet de hacıların cebindeki paraları sonuna kadar 
kazıyarak alıyor.

Hac ve umre pazarında 500 milyon avro var. Resmen kâr amacı güden ve iktisadi bir teşebbüs haline gelen diyanetin 
bu pazardaki kazancının nereye harcandığı bilinmiyor.

Diyanet her hacıdan en az 500 - 1000 avro arasında kâr ediyor.

Dünyanın en pahalı haccını yapan en çok para ödeyen hacılar bizim hacıdır.

Sayın Cumhurbaşkanı’na Devlet Denetleme Kurumu’na talimat vererek hac ve umre gelirlerini araştırması çağrısında 
bulunuyorum...”

Bizi de bir merak bastı aniden... Sahi o 500 milyon avro nereye gidiyor?

Hocanın korkusu

Boğaziçi öğretim üyesi Prof. Faruk Birtek ülkenin geldiği noktayı şöyle anlatıyor Vatan’da Mine Şenocaklı’ya:

“Ben artık dolmuşa binerken bile 5 kişi olmamasına gayret ediyorum. 5 kişiyse binmiyorum. Korkuyorum! 5 kişiyse 
terör örgütü diye götürebilirler bizi çünkü. Artık Türkiye’de işler böyle.”

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları