loading
close
SON DAKİKALAR

Türkçe deyince

Melih Aşık
Tarih: 14.06.2022
Kaynak: Melih Aşık - Milliyet

Melih Aşık; Türkçenin yılmaz savunucularından Sevgi Özel, eski TDK’nın anılarıyla yaşayan az sayıda uzmandan biridir. Sevgi Hanım eski TDK kapanmadan önce orada 12 yıl çalıştı. TDK’nın en güzel günlerine tanıklık etti.

Türk Dil Kurumu’nun hâlâ Atatürk’ün kurduğu kurum olduğu sanılır. Oysa Türk Dil Kurumu 12 Eylül Cuntası tarafından tanınmaz hale getirilmiş, Cumhuriyetçi kadrolar tasfiye edilmiş, esas işlevinden saptırılmıştı. Bugünkü TDK artık kuruluştaki işlevini yitirmiş bir kurumdur.

Eski gerçek TDK anılarda kalmıştır.

Türkçenin yılmaz savunucularından Sevgi Özel, eski TDK’nın anılarıyla yaşayan az sayıda uzmandan biridir. Sevgi Hanım eski TDK kapanmadan önce orada 12 yıl çalıştı. TDK’nın en güzel günlerine tanıklık etti.

Kısa süre önce yayımlanan “Yalan Dünyasının Yalancıları” adlı kitabında bu tanıklığı anlattı. Kitapta neleri yazdığı arka kapakta belirtiliyor:

“Atatürk’ün kurduğu Türk Dil Kurumu’ndaki 12 Eylül öncesi ve sonrasında neler olduğu ve oradaki dil emekçilerinin neler yaşadığından Dil Derneği’nin nasıl kurulduğuna, Bilgi Yayınevi’ndeki ‘editör’ masasındaki deneyimleriden Ankara’daki yazar çevresine, siyasi ve kültürel ortamın dünden bugüne nasıl yozlaştığına dair içinde tuttuğu her şeyi yazıyor.”

Sevgi Hanım TDK kapandıktan sonra uzun yıllar Bilgi Yayınevi ve Ümit Yayıncılık’ta çalıştı. Doğma büyüme bir Ankaralı.

Kitabında Ankara’nın eski güzel günleriyle birlikte Türkçenin uğradığı saldırıları, tartışmaları, gelişmeleri de anlatıyor.

Attilâ İlhan’ın dil devrimine yaptığı haksızlıkla birlikte pek çok tartışmayı da Kırmızı Kedi’den çıkan bu kitapta bulabilirsiniz.

GENÇLER

Gençler büyüklerden farklıdır. Daha özgür, daha hareketlidirler. Ama elbet bunun da sınırı var. Saygılı gençleri konu dışı tutarak, bir gözlemimizi aktaralım.

Kimi gençlerin özelliği kapalı bir yerde orada onlardan başka kimse yokmuş gibi yüksek sesle konuşup yüksek sesle gülmeleri...

Aynı şekilde kaldırımlarda yüksek sesle gülüp konuşarak ve zaman zaman el şakaları yaparak topluca yürümeleri...

Başka yayalara yol vermemeleri...

Gençleri özgür yetiştirmeliyiz. Bu doğru.

Ama özgürlük ile saygısızlık arasında bir çizgi olduğunu da öğretmeliyiz.

Bu arada yaşıtlarına “kanka”, kendilerinden büyüklere “dayı” diye hitap etmeleri de ortak özellikleri sanırız!

BAKIRKÖY

Bakırköy’den gelen bir yakınma üzerine Twitter’da birkaç kelime yazmıştık. Okurumuz Acar Sokak’taki karmaşayı anlatıyordu. Mesajı attıktan yaklaşık bir saat sonra Bakırköy Belediye Başkan Yardımcısı aradı. Kendisini Şevket Ganiç olarak tanıttı. Şikâyetle ilgili bilgi istedi. Görevli ekipleri sözü geçen adrese göndereceğini bildirdi.

Her belediyenin bu duyarlığı göstermediğini belirtelim.

Kadıköy’deki kaldırım işgallerini kendimiz yazıyor, kendimiz okuyoruz!

Beşiktaş Belediyesi’ne Shangri Li oteline halkın kaldırımında lokanta açma iznini ne karşılığında, kimin verdiğini soruyoruz, ortalık kapı duvar!

Bakırköy Belediyesi’ne teşekkür ediyoruz.

ALO DEDİK...

Meslek lisesi öğretmeni Ali Özdemir anlatıyor:

“Çalıştığım okulda öğrencilerin hemen tümünde 10-25 bin TL’lik telefonlar var.

Ek olarak 2 bin TL’ye aldıkları kablosuz, kanseri tetikleyen kulaklıkları da hep ceplerinde taşıyorlar. Pahalı telefonlarla yaşayan bu çocuklar bilimden, sanattan, edebiyattan habersizler. 7-8 zayıfları olsa bile ortalamayla sınıf geçtikleri için ayrıca çok rahatlar.

2007 yılında Almanya’da bir iki meslek lisesini ziyaret etmiştik. Bizim 16 öğrencide ve altı öğretmende hep akıllı telefon vardı. Alman hocalarda ve öğrencilerde ise çoğunlukla tuşlu küçük telefonlar mevcut idi. Bizden 5-10 kat fazla kazancı olan

Almanlar cihazları bozulana kadar değiştirmediklerini ifade etmişlerdi.”  

Bu israf, bu tüketim özentisi bitmedikçe bu ülke düzelir mi?

MOTORS

Prof. Mustafa Kıraç mesaj atmış: “Trafikte motosiklet kullananların  (özellikle kuryeler) kural tanımaz hareketlerine maruz kalan tek ben miyim acaba?  Arkadaş siz de bir motorlu taşıtsınız. Kurallara neden uymuyorsunuz?”

Aynen böyle... Kaldırımda yürüyen veya karşıdan karşıya geçen herkes moto kuryelerin altında kalma riskine giriyor. Çünkü bu tipler altlarındaki aracı yarış pistinde motosiklet yarışına girmiş yarışçı gibi kullanıyor. Bir dostumuz geçenlerde Bodrum’da trafiğe kapalı sokak ve caddelerde de bunlar yüzünden adım atılamadığını anlatıyordu. Nereden geliyor bu magandaların cesareti? Trafik kontrolü olmamasından. Trafik memurları bunlar geçerken adeta gözlerini kapatıyor!

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları