loading
close
SON DAKİKALAR

Üçkâğıtçılar

Melih Aşık
Tarih: 18.03.2023
Kaynak: Melih Aşık - Milliyet

Melih Aşık; Peki, siz üçkâğıt sisteminin nasıl çalıştığını izlediniz mi? Bu olay durup dururken nereden mi aklımıza geldi? Borsa haberlerini okurken.

Üçkâğıtçı deyiminin anlamını herkes bilir.

Peki, siz üçkâğıt sisteminin nasıl çalıştığını izlediniz mi?

Bendeniz çok izledim.

Lisede öğlen tatillerinde Galata Köprüsü üzerinde dolaşırken sık sık üçkâğıtçılara rastlar, durup kenardan bu eğlenceli tiyatroyu seyrederdik. 

Üçkâğıtçı küçük bir tabla üzerine üç iskambil kâğıdı koyar. İkisi kırmızı yani kupa, biri siyah yani maça. Kâğıtları  hızla hareket ettirir. Siz üç iskambil arasından siyah olanı bulursanız bastırdığınız paranın iki katını alırsınız. Oynatan bu arada bağırır:

- Bul karrayı, al parrayı!

- Hasan değil basan alıyor aaağbiii!

Tezgâhın çevresine şebekenin adamları müşteri veya seyirci gibi sıralanır. Biri sürekli para basmakta ve karayı bulup kazanmaktadır. Seyirciler arasında bulunan saf köylülerin iştahı kabarır. Çünkü kâğıtlar yavaş hareket etmekte karayı herkes görebilmektedir. Para kazanmak kolaydır. Biri paraları desteleyip gider, bir başkası tezgâh başına gelir. O da kazanmaktadır. Tabii o da şebekenin adamıdır. Saf köylü sonunda dayanamaz, o da parayı bastırır. Ve kazanır. Beş lirası 10 lira olur. Para kazanmak kolaydır. 10 lirayı bastırır, para 20 lira olur. Şebekenin seyirci rolü yapan adamları sır verir gibi kulağına fısıldar: “100 lira bastır ağam, fırsatı bu fırsat”. 

Saf köylü sonunda dayanamaz, 100 lira bastırıverir. O anda iskambiller müthiş bir hızla yer değiştirir. Saf köylü karayı bulamaz. Para badem olur. Teşvikçiler devam eder: “Ağam 100 lira daha bastır, bari paranı kurtar.” Saf köylü ağlamaklı, 100 lira daha bastırır, o da gider. Saf köylü uyanır. Diklenecek olur. Şebekenin adamları koluna girer: “Ağam  çok ses etme, şimdi polis gelir ikinizi de alır götürür, yakanı kurtaramazsın” diye onu sürükleyerek uzaklaştırır. Saf köylü ağlaya ağlaya oradan uzaklaşır.

Bu olay durup dururken nereden mi aklımıza geldi? Borsa haberlerini okurken.

108

Çanakkale Zaferi’nin 108. yılında bir anı.

İngiliz General C. F. Aspinall Atatürk’ün Çanakkale Savaşı’nda oynadığı rolü bir asker gözüyle şöyle değerlendiriyor: 

“Tarihte bir tümen komutanının üç farklı yerde vaziyete nüfuz ederek yalnız bir muharebenin değil, aynı zamanda bir seferin akıbetine ve belki bir milletin mukadderatına tesir yapacak vaziyet yaratmasının bir benzerine nadiren tesadüf edilir.”

DRAM BİTMEDİ

Deprem bölgesinden gelen gazeteci arkadaşımız Sevilay Yılman’a kulak veriyoruz:

“Millet olarak ilk günlerde sergilediğimiz o dayanışma yok. Yapılan yardımlar kesilmiş demiyorum ama çok azalmış. Lütfen devam edelim.  Çünkü o bölgede olan insanlar hâlâ evsiz!

Bakın… Şu an çadırlarda, konteynerlerde kalan insanların en büyük sıkıntısı hijyen!

Bunu sağlayacak deterjan, sabun, şampuan, vs. gibi temizlik ürünlerine çok ihtiyaç var. Konteynerlerde kalanlar için duş sorun değil ama çadırlarda kalanlar için çok büyük sorun. Sürekli banyo yapma imkânı bulamıyor insanlar.

İkinci büyük ihtiyaç ise çocuk, kadın ve erkek iç çamaşırı… Bebek bezi, kadınlar için ped…

Ve başta kuru gıda olmak üzere, gıda yardımının da kesintisiz bir biçimde devam etmesi gerekiyor.

Hatay’da hava ısınmaya başlamış. 25 derecelere vurmuş sıcaklık. Bu yüzden de özellikle çocukları koruma amaçlı şapka, güneş kremi bir ihtiyaç.

İnsanlar o ilk günlerde gönderilen kışlık ayakkabılarla, elbiselerle idare ediyor.

Şu andan sonra yazlık terlik, ayakkabı, yazlık kıyafetler göndermek lazım.

Herkese sesleniyorum buradan…

Ülke olarak önceliğimiz deprem yaralarını sarmak ve bölge halkının yeniden hayata tutunup, geleceğini tanzim etmesine yardımcı olmak olmalı.

Lütfen unutmayalım ve unutturmayalım.”

KAŞAR

Migros’un lezzetli bir Trakya kaşarı var. Geçen yıl şubat ayında zam gelmiş, 350 gramlık paket 43 lira olmuştu. Son haftalarda ortadan kayboldu. Dün baktım, yine rafa girmiş. Fiyatı bu defa 92.5 lira olmuş. Kilosu 300 lirayı buluyor. Bir yılda yüzde 110 zam.

1 kilo yoğurt 50 lira oldu. 1 kilo beyaz peynir 200 lira.

Bu fiyatlarla vatandaş çoluk çocuğuna sütlü gıda yedirebilir mi?

Kadıköy çarşısında ÇİYA’da kelle paça çorbası içelim dedik. 120 lira hesap geldi. Bir lahmacun 50 lira. Üzerine Hacı Bekir Pastanesi’nde bir kahve: 65 lira. Bir ince uçlu kalem aldık: 45 lira. Bir kâğıt mendil 5 lira. 

Fiyat depreminin jeolojik depremden farkı yok. Aldı başını gidiyor. Seçimden sonra daha da hızlanacağı söyleniyor. Halk altından nasıl kalkacak?

TAAHHÜT

Türkiye tek yürek kampanyasında 115 milyar lira toplanmıştı.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, kampanyada taahhüt edilen bağışın 74 milyar liralık bölümünün banka hesaplarına yatırıldığını açıkladı.

41 milyar lira taahhüt edildiği halde yatırılmamış.

Çeşitli kişi ve kurumlar TV’de söz verdikleri, reklamlarını yaptıkları halde parayı yatırmamışlar

Bir liste yayımlanmalı, parayı verenler belli olmalı, parayı vermeyen kurumların adlarının hizası boş bırakılmalı.

Fazla söze gerek yok, bu kadarı yeterli.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları