loading
close
SON DAKİKALAR

Unutma, hatırla

Melih Aşık
Tarih: 28.07.2022
Kaynak: Melih Aşık - Milliyet

Melih Aşık; Yaşı 90’a ulaşan Altan Öymen ağabeyimizle bayram sohbeti yaparken konu yaşa ve unutkanlıklara geldi. Altan Abi bu konuda bir tavsiyede bulundu. Ona da Erdal İnönü tavsiye etmiş.

Yaş 60’ı aşınca unutkanlıklar başlıyor. Hafıza daralıyor. İnsan en yakınlarının isimlerini unutuyor, o kadar ki oturma odasından mutfağa gidiyor, oraya neden gittiğini bile unutuyor.

Yaşı 90’a ulaşan Altan Öymen ağabeyimizle bayram sohbeti yaparken konu yaşa ve unutkanlıklara geldi. Altan Abi bu konuda bir tavsiyede bulundu.

Ona da Erdal İnönü tavsiye etmiş.

Tavsiye şöyle:

- Zaman zaman geçmişte birlikte olduğunuz dostlar, komşular, arkadaşlarla oturup eski günleri konuşunuz. Onlarla ortak anılarınızı dile getiriniz. Bunu yaparken hem o hem siz unuttuğunuz kimi kişi ve olayları hatırlayacak, beyninizi zorlayacak, hafızanızın gözeneklerini açacaksınız. Bu arada tabii geçmişi anmanın lezzetini tadacak, hasret gidereceksiniz.

Altan Abi bu tavsiyeyi zaman zaman yerine getirdiğini, örneğin bir ara ilkokul arkadaşlarını arayıp evinde toplantı yaptığını anlattı. Bir iş yerinde belli bir zamanda birlikte çalıştığınız dostları da mahalle arkadaşlarınızı da toplayıp anıları yâd edebilirsiniz. Böylece hem hoşça vakit geçirir hem beyninizin hatırlama kapasitesini artırabilirsiniz.

NOT: Altan Öymen’in kardeşi Örsan Öymen 35 yıl önce aramızdan ayrılmıştı. Örsan için 22 Temmuz’da Zincirlikuyu Mezarlığı’nda anma töreni yapılacaktı.
Acı tesadüf... Örsan’ın eşi Gisela da bir gün önce vefat etti. Ve o günkü anma töreninde Örsan’ın yanına gömüldü.

Öymen ailesine başsağlığı diliyorum.

CIVA

ABD destekli bir gençleşme programına giren dostumuzun kanı alınmış, ABD’de tahlile gönderilmiş. Kanda zararlı olabilecek derecede cıva bulunmuş. Cıvanın insan kanına özellikle deniz ürünlerinden geçtiği biliniyor. Dostumuza dipte yaşayan büyük balıklardan uzak durması öğütlenmiş. Hamsi, istavrit gibi küçük ve yüzeyde yaşayan balıklar tavsiye edilmiş. Sütlü ürünlerden bir miktar uzaklaşması istenmiş. Keçi sütü ve peyniri sağlık için daha uygunmuş. Şeker kesinlikle yasaklanmış. Glütensiz ekmek tavsiyeler arasındaymış. Bunlar sohbet sırasında kulağımıza çalınanlar. Elbet sağlıklı beslenmenin başka ayrıntıları vardır. Uzun yaşamaya niyetli olanlar bu tavsiyeleri sıkı sıkıya uygulamalıdır.

SAYGILAR

Millet Meclisi ve belediyelerde çalışan sekreterlerle iletişim sırasında bazı noktalar dikkatimizi çekiyor. Milletvekili sekreterleri ve belediyelerin basın bürolarında çalışan genç arkadaşlardan söz ediyoruz.

Kimileri yazdıkları mesaja “Merhaba” ya da “Merhabalar” diye başlıyor. Oysa hitap ettikleri kişinin “Sayın...” diye başlayarak adını soyadını yazsalar daha iyi olacak. Sadece “Ahmet Bey” gibi bir hitap da olabilir. Merhaba biraz fazla samimi kaçıyor. Bazısı mesajı “Sevgiler” diye bitiriyor.

Bu tür mesajlar, karşıdaki eğer resmi ya da yarı resmi biriyse, “Saygılar” diye bitirilmeli. Ya da “İyi çalışmalar”, “Esenlikler dilerim”, “İyi günler dilerim” gibi ifadeler kullanılabilir.

Büyükler yaşça küçüklere “Sevgiler” diye hitap edebilir ama küçükler büyüklere “Sevgiler” diye hitap etmez, “Saygılar”
veya benzeri nezaket ifadelerini kullanır.

TALKING

Emekli Büyükelçi Hasan Göğüş dış dünyada “Turkey” olan adımızın bir genelge ile “Türkiye”ye dönüştürülmesi üzerinde dururken, bizi şimdiye dek duymadığımız bir deyimle tanıştırıyor.

Göğüş, T24’teki yazısında “talking turkey” diye bir deyim olduğunu anlatıyor: “İngilizcede ‘talking turkey’ diye bir deyim olduğunu, ilk kez Hindistan’da yayınlanan ‘Indian Express’ gazetesinde rastladığımda öğrenmiştim. Meğer buradaki ‘turkey’in bizim memleketle de hindiyle de bir alakası yokmuş. Anılan gazetenin genel yayın yönetmeni Nihal Singh, kaleme aldığı makalelerini ‘Talking Turkey’ başlığı altındaki köşesinde yayınlarmış. ‘Talking Turkey’in Oxford sözlüğündeki karşılığı da, ‘Lafı evirip çevirmeden, dobra dobra söylemek’ imiş...”

Göğüş, Turkey deyimini değiştirmenin gerekli olmadığı görüşündedir.

ATEŞ

Ülkenin dört bir yanında orman yangınları arttı. Komşu Yunanistan’da yangınlar daha da yaygın. İspanya ve Portekiz’den günübirlik yangın haberleri geliyor.

Sabotaj dışında, yangınların en büyük sebebi ağaçlık bölgelere atılan cam kırıkları ve şişelerdir. Güneş ışınlarını ateşleyen parçaları, çevresindeki kuru yaprakları ve otları tutuşturuyor, alevler oradan ağaçlara sıçrıyor.

Çare mi? Bahar aylarında ormanlarda yoğun bir taramayla cam kırıkları, şişeler ve kuru yapraklar toplanmalıdır. Akdeniz’deki belediyeler bu temizliği pekâlâ örgütleyebilir. Bütün mesele böyle bir konuyu programa almaları.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları