loading
close
SON DAKİKALAR

Vahdettin vedası

Melih Aşık
Tarih: 18.11.2025
Kaynak: Melih Aşık - Milliyet

Melih Aşık: Padişah Mehmet Vahdettin 1 Kasım’da saltanatın kaldırılması ve 6 Kasım’da Ali Kemal’in İzmit’te linç edilmesi üzerine korkuya kapılmış, işgal kuvvetlerine başvurarak İngiltere’ye iltica talebinde bulunmuştur.

17 Kasım tarihi Padişah Vahdettin’in ülkeden kaçışının 103’üncü yıldönümü...

Padişah Mehmet Vahdettin 1 Kasım’da saltanatın kaldırılması ve 6 Kasım’da Ali Kemal’in İzmit’te linç edilmesi üzerine korkuya kapılmış, işgal kuvvetlerine başvurarak İngiltere’ye iltica talebinde bulunmuştur.

17 Kasım 1922 günü sabaha karşı Malaya Zırhlısına götürülmek üzere Saray’dan sessizce çıkarılan padişahın yanındakiler şunlardır:

“Yaver Ömer Paşa, Kademe Komutanı Yarbay Zeki Bey, Elbisecibaşı Küçük İbrahim Bey, Berberbaşı Mahmut Bey, Seccadecibaşı İbrahim Bey, İkinci Musahip Mazhar Bey, Üçüncü Musahip Hayrettin Ağa, Baştabip Reşat Paşa, Veliaht Ertuğrul Efendi...”

Yanına berberini bile alan Padişah’ın hayatta en sevdiği eşi Nimet’i almaması ilginçtir.

Padişah kısa süre sonra İtalya’nın San Remo şehrinde villaya yerleşir. Eşleri ve akrabaları da gelecek, burada da saray hayatı yaşanacak, sonunda paralar suyunu çekecektir. Elde ne varsa satılır. Son eşi Nimet, bir gün odasına girdiğinde Vahdettin’in madalyasının pırlantalarını sökmeye çalıştığını görür. Pırlantalar satışa gönderilir. Ancak sahte oldukları ortaya çıkar. Vahdettin 1926 yılında öldüğünde tabutu borçlar yüzünden Villa Manolya’da günlerce rehin tutulacaktır. Borçlar Halife Abdülmecit’in gönderdiği parayla ödenir, Padişah Şam’a götürülerek orada toprağa verilir... Sığındığı İngilizler onu İngiltere’ye kabul etmemiştir.

İSRAİL

Suudi Arabistan Veliahtı Prensi Bin Selman’ın Beyaz Saray’da Trump’la yapacağı görüşme öncesi İsrail’in talebi ortaya çıktı. İsrail, ABD’den, Suudi Arabistan’ın F 35 talebinin ancak İsrail’le ilişkilerini normalleştirmesi koşuluyla kabul edilmesini istedi.

Bölge ülkelerinin F 35 talepleri görüldüğü gibi adeta İsrail’in onayından geçiyor.

Türkiye’nin F 35 programından çıkarılmasının da S 400’lerin alımına değil aslında İsrail ve Yunan lobilerinin aleyhimizdeki lobi çalışmalarına bağlı olduğu çoktandır ifade ediliyordu. Bırakınız uçakları, Kaan uçaklarına takılacak motorların bile ABD Kongresi’ne takıldığı açıklandı.

Sonuç.. İsrail ve Yunanistan ile aramızda savaş rüzgarları estikçe bizim ABD’den uçak bir yana Kaan motoru almamız bile hayal olarak kalabilir. Dış politika dilimizi ve hedeflerimizi oluşan yeni jeopolitik koşullara göre gözden geçirmemiz gerekiyor.

KATARAKT

Samatya’daki İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde katarakt ameliyatı olacak yakınımız Yılmaz Erşahin için yapılan hazırlığı yazmıştık. Hastamız ameliyat öncesi kardiyoloji ve nöroloji muayenesi oldu. EKG ve beyin MR’ı çekildi. Kan tahlilleri yapıldı. Anestezi muayenesinden geçti.

Hastaneye bir gece önceden yatırılan hastamızı, Doçent Pınar Örenç, onunla sohbet ederek yaptı. Hasta bir gece daha yatırılarak taburcu edildi.

Bir katarakt ameliyatı için hiçbir özel hastanede bu kadar tahlil ve tetkik yapılmadığı gibi hasta genel olarak aynı gün taburcu edilir. Yılmaz Bey, ameliyatı yapan hanım doktorun maharetinden ve hastanenin hizmetinden çok mutluydu. Etrafında dört dönen hemşireler ve genç doktorları öve öve bitiremedi. Bunları duymak bizi de mutlu etti. Her hastanede her hastaya böylesi ihtimam gösterilmesi dileğiyle...

BUĞDAY

İddia İyi Parti Milletvekili Turhan Çömez’e ait. Ekranda anlattı...

Konya - Çumra Toprak Mahsulleri Ofisinin silolarından 7500 ton buğday çalınmış.

Bu kadar buğday 300 TIR’la taşınabiliyor.

Bir TIR’ın silodan yükünü alıp çıkması için 6 kademede kontrol edilip yetkili imzaların alınması gerekiyormuş. Kapıda da imzalar kontrol edilip TIR’ın çıkışına izin veriliyormuş.

Bir günde ancak 30 TIR yüklenip çıkabilirmiş silolardan.

Böylece 7500 ton buğdayın 300 TIR ile 10 gün boyunca taşınmış olması gerekiyor...

Bu kadar açık ve yüklü bir hırsızlık nasıl vuku bulur?

Bu suçlamanın bir yanıtı olması gerekir. Buğdaylar nasıl çalındı, nereye gitti?

Bu kadar ağır bir iddia cevapsız bırakılmaz sanırız...

5 ÖĞÜT

Zaman zaman gündeme gelir. Sonra yine unutulur. Atatürk’ün 1934 yılında Dışişleri Müsteşarı Numan Menemencioğlu’na verdiği şu 5 dış politika öğüdü altın değerindedir:

  • Birincisi, Rusya’yı kışkırtmayın…
  • İkincisi, komşularımızın iç işlerine karışmayın.
  • Üçüncüsü, Arap ülkelerindeki ihtilaflara taraf olmayın.
  • Dördüncüsü, Batı ile iyi geçinin ama bunların emperyalist işlerine alet olmayın.
  • Beşincisi, sizden akıl sormadıkça siz kendinizden akıl veren olmayın.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları